STSL | Biz daha yeni başlıyoruz!
Spor Toto Süper Lig'in 8. haftasında Galatasaray evinde Gençlerbirliği'ni konuk etti. İlk yarıyı Ankara temsilcisinin 1-0 önde kapattığı maçta, ikinci yarı çok farklı bir Galatasaray vardı. Hamza Hamzaoğlu'nun yaptığı doğru taktiksel değişiklikler ile ikinci yarıda Bilal Kısa, Aurelien Chedjou, Yasin Öztekin ve Burak Yılmaz ile tam 4 gol bulan takımımız, kalesinde verdiği pozisyon sayısını da diğer maçlara göre minimuma indirdi. Ligin diğer maçlarına göre özellikle ikinci yarıda çok daha derli toplu bir Galatasaray seyrettiğimizi söyleyebiliriz. Maçın kaderini değiştiren ve bence sezonun geri kalanını değiştirebilecek maça damga vuran biri vardı: Yasin Öztekin.
Maça 4-2-3-1 anlayışıyla başladık. Savunmada Sabri Sarıoğlu Denayer'in yokluğunda sağ bek başladı. Jose ve Selçuk orta sahanın tandem ikilisiydi. Solda ve 10 numaralı pozisyonda Sneijder ve Bilal değişmeli başladılar. Santrfor ve sağ açık bölgesinde ise Umut ve Podolski'yi değişmeli gördük. İlk yarıda oyunu kanatlara açamayan ve pozisyon üretmekte zorlanan bir Galatasaray gördük. Özellikle Jose Rodriguez, Selçuk, Sneijder ve Bilal'in birbirlerine çok yakın oynaması ve pas kanallarımızın kısa aralıklarda olması hücumlarımızı sekteye uğrattı diyebiliriz. İlk yarıdaki en iyi oyuncumuz Podolski'ydi. Tecrübeli Alman yıldız, sağ tarafta aldığı her topta kalça ve bel kuvvetini kullanarak aldığı her topu ceza alanına doğru harmanlayarak takımımıza pozisyon zenginliği sağladı. Forvet özellikli olmasından dolayı top tutma becerisini karşısındaki beklere veya orta saha oyuncularına karşı çok iyi kullandığını söylemek gerek. Maça sönük başlayan ve göze batan tek oyuncumuz bence Bilal'di. Çok kötü başladı ve santrfor arkası pozisyonunda bayağı sırıttı. İkinci yarıda Jose'nin çıkması ve Bilal'in tandem ikilisinden biri olması onun çok daha efektif olmasını sağladı. Jose ise ilk yarıdaki karışık orta saha düzenine adapte olamadı ancak top çalma becerisi ve mücadele özverisi ile bu takımda her zaman ilk 11 başlaması gerektiğinin sinyallerini vermeye devam etti. Maç başından beri sırıtarak oynayan Chedjou'nun yanlış yerde konumlanmasıyla golü yedik. Öncesinde Bilal kendini rahat bıraktı ancak Gençlerbirliği'li oyuncunun eliyle itmesini de göz ardı etmemek gerek. İlk yarı bir şeyler yapmaya çalışan, iyi niyetle oynayan bir Galatasaray vardı. Ancak istenilen pozisyon zenginliği ne yazık ki yoktu.
İkinci yarıya başlamadan önce Bilal - Yasin değişikliği bekliyordum. Ancak Hamza Hoca tercihini Jose'den yana kullandı. İlk başta yanlış bir değişiklik gibi gözükmüştü ancak Bilal'in %93 pas isabetine ulaşması ve en çok top kapan oyuncu olması bu değişikliğin doğru bir tercih olduğunu kanıtladı. Yasin oyuna girer girmez Sneijder sol çizgiye doğru kaydı, Selçuk "çapa" orta saha, Bilal ise Selçuk'un hemen önünde konumlandı. Hamza Hamzaoğlu 2-3 maçtır eski formunda olmayan Yasin'i keserek güzel bir mesaj vermiş olacak ki ikinci yarıda ondan istediği verimi aldı. Takımımızda çok önemli oyuncular var. Selçuk ve Bilal iki Türkiye'nin en iyi pasör orta sahaları var, Sneijder gibi bir şut makinası var, Burak gibi bir golcü var, Muslera gibi bir kaleci var. Ancak bu takımda dikine gidebilen, iyi çalım atabilen ve asiste yakın tek bir kanat oyuncusu var o da Yasin Öztekin. Bruma ve Amrabat'a göre futbol zekası daha iyi, ikisine göre de daha iyi takım oyuncusu. Topla o kadar çok oynamasına rağmen bencillik 0 diyebiliriz. Boştaki oyuncuyu çok iyi görebiliyor, çizgiye yakın top tutabiliyor ve oyunu açabiliyor. Bir kanat oyuncusu sadece hızlıysa göze hoş gelir ama pek fazla işe yaramayabilir. Yasin hem hızlı hem de akıllı. Arda Turan'ın ilk zamanki hali, Hasan Şaş'ın bir tık altı gibi; sol kanattan mucizeler yaratabilen bir kanat oyuncusu. İkinci yarıdaki oyun ile ilk yarıdaki oyunun arasında dağlar kadar fark olmasının yegane sebebi kesinlikle o. Attığı gol de bu maç özelinde ona çok yakıştı. Geçen sezonki formuna yaklaşmaya başladı. Umarım Benfica ve Fenerbahçe maçlarında da onu aynı şekilde görürüz. Çünkü ilk 11'de dikine gidebilen tek oyuncumuz o.
Chedjou'nun sol çizgiye deplase olması ve açtığı güzel orta ile ilk golü Bilal ile bulduk. O golden sonra sol çizgiden Yasin-Sneijder önderliğinde gerçekleştirdiğimiz ataklarla deyim yerindeyse gümbür gümbür hücum etmeye başladık. Selçuk'un köşe vuruşunda topa dokunan Aurelien Chedjou ile maçta öne geçtik. Oyun üstünlüğünü tamamen eline alan takımımız, Bilal'in kullandığı serbest vuruşta Yasin ile 3. golü buldu. Bu dakikadan sonra oyunu rölantiye alan Galatasaray, dengeli oynayarak skor ve oyun üstünlüğünü elinde tuttu. Maçın sonlarına doğru Umut Bulut'un yerine oyuna giren Burak Yılmaz, girer girmez aldığı penaltıyla golünü attı ve birnevi manşetlere "KRAL'IN DÖNÜŞÜ" yazdırdı.
Maçın kaderini değiştiren Yasin Öztekin, Aurelien Chedjou ve Bilal Kısa'ydı diyebiliriz. Ama en başta Hamza Hamzaoğlu hocam geliyor. Doğru değişiklikler ve dengeli 11'ler kurarak Galatasaray'ımızı yeniden şahlandıracak inşallah. Bu hafta çok zorlu geçecek. Önce içerde Benfica sonra ise Kadıköy deplasmanı. Bu haftadan çıkacak 2 galibiyet ile stad fuller, camia bayram havasına bürünür ve en önemlisi geçen sezonki kupaların altında kalmış umudumuz gökyüzüne çıkar.
Zaferler senin ruhunda var, haydi bastır GALATASARAY!
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.