ANALİZ | Şampiyon olabilecekken, küme düşmemek..

Türkiye Erkekler Voleybol Ligi'nin 15. hafta maçları geride kaldı. Bu hafta Ankara'da Ziraat Bankası ile karşılaşan Galatasaray HDI Sigorta, set dahi alamadan maçı 3-0 kaybetti. Geçtiğimiz sezonu 13 galibiyet 9 mağlubiyet ile 5. sırada tamamlayan; play-off etabında Fenerbahçe'yi geçip ilk dört takım arasına adını yazdıran takımımız, bu sezon daha 15 haftadan 9. mağlubiyetini almış oldu. Peki bu sonucun ardında yatan muhtemel sebepler nedir? Gelin beraber inceleyelim.

Geçtiğimiz sezona kısa bir geri dönüş yapacak olursak, mütevazi kadrosu ve başında İtalyan koç Flavio Gulinelli ile birlikte göze güzel gelen voleybol oynayan takımımız güçlü rakiplerini zorluyor ve alkış alıyordu. Sanırım o zamanlardan kalan en güzel hatıra ise ezeli rakibimiz Fenerbahçe'ye karşı kurulan üstünlüktü. Takımımız ayrıca Avrupa'da tıpkı bu sezon olduğu gibi Challenge Cup organizasyonunda mücadele etmiş, bu sezon ulaşamadığımız nokta olan çeyrek finalde elenmişti.

Ben takımın geçen yıl gösterdiği performanstan mest olmuş bir şekilde takımın bu sezon için daha oturacağı ve gelişeceği düşüncesindeyken önce Flavio Gulinelli ile takım kadrosunda önemli bir revizyon yapmak istemesi sebebi ile yolların ayrıldığını öğreniyorum. Önce antrenör olarak tecrübeli Nedim Özbey ile anlaşılıyor. Ondan sonra gelen Agamez transferi ile şaşırıyorum, Filip gibi bir skorerin ayrılışını doldurabilir diye düşünüyorum hatta belki de daha fazlasını. Ancak ve ancak kaptan Selçuk'un Fenerbahçe'ye gitmesi üzücü bir durumken yerine gelen Fin pasör Eemi açıkçası beni kuşkuya düşürüyordu. Açıkçası yabancı transferleri Igor Yudin ve Milan Katic ikilisinin Kamil Baranek ve Samuel Tuia'nın yerini dolduramayacağı açıkça görülünce takımın bu sezonki yükü Agamez'in eline kalacak diye korkuyordum.

Sonuç olarak Galatasaray, kulüp olarak yine yanlış yönetilmenin cezasını ağır bir fatura ile ödüyor. Sıfır bütçe ile takımı geçen sezon başarılı yapan Flavio Gulinelli yollanıyor, yerine belki de aceleyle oluşturulan takım sınıfta kalıyor. Gerek Agamez harici yabacıların katkı verememesi, gerek Fin pasör Eemi'nin vasat performansı gerekse takımın kimyasının oturmaması bize pahalıya patlıyor. Bu arada bütçe nedir diye soracak olanlar vardır belki. Şu takımın başarılı olması için gereken bütçe, futbol takımına geldiği günden beri katkısını görmediğim Tarık Çamdal'ın transfer bütçesi olan 4,75 milyon euro kadar etmez bunu açık ve net bir şekilde söyleyeyim. Hatta bu bütçe ile bu takımı Avrupa'da şampiyon yapacak kadro rahat rahat kurulur, bu bir gerçek.

Hiçbir takım yerinde saymak istemiyor, hele ki Türkiye gibi rekabetçi bir ortamda asla. Şu bir gerçek, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi büyük kulüpler Türkiye'de ana branşlar olarak görülen futbol ve basketbol haricinde voleybolda sadece voleybol kulüpleri olan Türkiye'nin köklü bankaları veyahut Belediye takımları ile mücadele etmeye çalışıyorlar. Bugün erkek liginde sıralamaya baktığım zaman 8. sıradayız, ve üstümüzde 4 adet Banka/Belediye/Devlet Kurumu takımı bulunuyor. Voleybolda son zamanlardaki en büyük tartışmadır bu kurumların liglerde diğer kulüplere göre haksız bir rekabet oluşturduğu. Fakat kalan üç takım (Arkas, Fenerbahçe, İnegöl) bizim geçtiğimiz yıllarda bir şekilde üstünlük kurabildiğimiz takımlar. Takımımızın en azından Fenerbahçe ve İnegöl'ün üstünde olmasını pek tabii bekleyebiliriz.

Açıkçası, temelde oyuncular ile başlayan problem, oyuncuların bağlı olduğu bütçe sıkıntısı ve bütçenin bağlı olduğu yönetime ulaşıyor. Bana kalırsa yönetim bu işin en büyük sorumlusu. Bir oyuncu veya oyuncu grubu beklenilenden daha kötü performans sergileyebilir. Fakat bariz bir şekilde oyuncu kalitesizliği de gözle ayırt edilebiliyor. Geçen sezon Gulinelli üst düzey rakiplerine karşı takımını iyi hazırlayarak buna karşı koyabilmişti. Fakat bu sezon daha da azalan oyuncu kalitesi ile Nedim Özbey bunu başaramadı. Fakat bu durumun kesin sorumlusu olarak kendisini göstermek ne kadar doğru olur açıkçası burası da meçhul.

Özetle; geçen sezon taraftarına erkek voleybol şubesinin varolduğunu hatırlatan takımın, bu sezon Ziraat Bankası'nın bankacı seyircisinden "kümeye" tezahüratı yemek Galatasaray'ı gönülden sevenlere reva değildir.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0