STSL | En güzel duyguların katilisiniz..
Hafta içi kupa mesaisinde Akhisar Belediyespor ile berabere kalarak adını yarı finale yazdıran Galatasaray, ligin 24.haftasında Medipol Başakşehir'i evinde ağırladı. Rakibi karşısında ilk yarıda son derece etkisiz bir oyun ortaya koyan takımımız ilk yarısını 2-0 geride kapattığı karşılaşmada sahadan 3-3'lük beraberlikle ayrıldı. Konuk ekibin gollerini Edin Visca (2) ve Mehmet Batdal kaydederken, takımımıza beraberliği getiren goller Yasin Öztekin (2) ve Selçuk İnan'dan geldi.
Muslera'nın karşılaşma öncesinde sakatlığının nüksetmesi sonrasında sahaya Cenk - Linnes, Denayer, Hakan, Olcan - Selçuk, Emre, Sneijder - Yasin, Podolski ve Umut onbiriyle çıkan takımımız karşılaşmada ilk beş dakika geride kalmadan kalesinde golü gördü. Moscoro'nun sert vuruşunda Cenk topu tokatladığında, savunma uzaklaştıramayınca Edin Visca'nın önünde kalan topu tecrübeli orta saha oyuncusunun ağlarla buluşturması pek zor olmadı. Bu gol sonrasında Galatasaray adeta maça 1-0 yenik başladı ve takip eden 30 dakikalık bölümde rakip kaleye sadece 2 şut atabildi, bunlardan sadece 1'i isabetli olmak üzere. Hücumda son derece kısır, rakibini bir türlü açamayan ve savunmada da açıklar veren Galatasaray rakip kaleye hücum etmesi gerektiğini son 10 dakika anlamış olsa gerek ki; 30. dakikadan 40.dakikaya kadar olan süre içerisinde rakip kaleye 3 şut attı ancak aradığı beraberliği bir türlü bulamadı. Devrenin bitimine 3 dakika kala kalesinde ikinci golü gördü. Mossoro ara pasını bıraktı, Mehmet Batdal karşı karşıya pozisyonda Cenk Gönen'i geçemedi. Cenk için bu pozisyonda "olmuş" derken, pozisyonun devamında kullanılan kornerden doğan pozisyonda Denayer'in üzerinden kafayı vuran Mehmet Batdal, kaleci Cenk'in içeriye tokatlaması sonrasında farkı 2'e çıkartmış oldu.
İkinci yarıda ise, ilk yarıdaki durgun takımdan eser yoktu. Daha istekli, arzulu ve erken gol arayan bir Galatasaray seyrettik. Olcan çizgiye inip, içeriye çevirdiği pozisyonda Yasin köşeye düzgün vurdu ve 54.dakikada farkı bire indirirken; korner organizasyonunda dönen topta 70. dakikada Yasin ceza sahası dışından yine sert vurdu ve savunmaya çarpan top ağlarla buluşurken skora denge gelmişti. İkinci yarıda ender gelişen Başakşehir ataklarının birinde çalımlarla ceza alanına giren Visca, sol çaprazdan kaleci Cenk'i avladı ve bu golle konuk ekip tekrardan öne geçti. Ancak bu garip maç burada bitmeyecekti.. Savunmanın arkasına atılan topa hareketlenen Umut yerde kalınca, Özgür Yankaya yardımcı hakemin uyarısıyla penaltı noktasını gösterdi ve ıslıklardan nasibini alan Selçuk kaleciyle topu ayrı köşelere göndererek skoru tekrardan eşitledi. Bu aynı zamanda maçın skorununu tayini oldu.
Galatasaray bugün ne kötü, ne iyi oynadı ancak oynanılan oyun bu takıma hiç bir türlü yakışmıyor. Eziyet gibi bir sezon geçiriyoruz. Durgun, durağan, tempo ve oynama arzusu olmayan bir takım haline dönüşüyoruz. Hepsinden ziyade yaşlandık ve takım olarak bazı başarılara doyduk. En azından dışarıdan baktığımızda böyle görünüyor. Bir takımın ya savunması iyi olur hücumu kötüdür ya da tam tersi. Ancak bizim durumumuzda her ikisi de kötü. Birbirini dengeleyen, nötrleyen bir oyun ortaya koyamıyoruz. Evet, bu ligin en ters takımlarından birisi Başakşehir. En doğru futbolu oynayan, en sistematik, adım adım yürüyen. Ancak bunun bir izahı olamaz, ki geçen sene 3 kupayı forse eden takımdan bir - iki değişiklik vardı. Sadece bu maç için değil, sezonun genelinde kötü oynayan; bir türlü gelişemeyen ve her geçen maç daha zevksiz bir hale dönen bir Galatasaray var sahada. UEFA'dan gelen FFP kaynaklı men cezası sonrasında bu sezon mutlak suretle Avrupa Kupalarına katılım hakkını elde etmek gerekiyor. Önümüzdeki seneyi tolere edebilmek, kurulacak sistemde bir yılı amorti edebilmek adına Galatasaray olabildiğince iyi olmak zorunda.
Beraberlikten önce tribünleri 5 dakikalığına terk eden taraftarlar, alkış ve oley sesleriyle oyunculara tepkisini gösteren, takımı uyandıran ve argo tabirle "Ya oynarsınız, ya gidersiniz!" uyarısını yapan bir tribün. Doğrusunu söylemek gerekirse, sezonun geri kalan kısmı için bu oyuncular ıslıklansa da - tepki görseler de kimsenin birşey deme hakkı yok. İtalya'da kötü geçen maçtan sonra Curva hesap soruyor, İngiltere'de bilet fiyatlarındaki artışı protesto etmek için taraftarlar tribüne girmiyor veya Almanya'da sezon genelinde kötü bir performans sergileyen takımdan kale arkası tribün hesap sorabiliyor. Sürekli desteklemek, alkışlamak, tezahürat yapmak bazen oyuncuyu kendine getirmeyebilir. Bu tarz, ters ve ciddi tepkiler gerekebiliyor ki golden sonra bile ıslıklar - tepkiler devam ediyordu. Olması gereken de bu.. Sen bu maçı kazan veya kazanma, önemli değil. Senin mevcut halinden, formundan, ortaya koyduğun performanstan memnun değilim. Hepsi bu.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.