Herşey inanmaktan ibaret..

Bu fotoğrafa iyi bakın. Yaş ortalaması 23.5 ve neredeyse yarısı altyapıdan yetişme oyunculardan oluşan, ilk defa A takım yöneten yürekli bir antrenörün kadrosunun Avrupa finalinin ilk ayak maçında aldığı galibiyetten sonra verdiği mutluluk pozudur bu. Bizler içinse sadece mutluluk değil, koca bir gurur tablosudur bu fotoğraf. Galatasaray Daikin yer aldığı CEV Cup ikincisi oldu, kendinden yaşça oldukça tecrübeli ve kendinden oldukça bütçeli bir takıma karşı. Genç, tecrübesiz, düşük bütçeli bu takımın Avrupa ikinciliği çok önemli bir faktörü simgeliyor; her şey inanmaktan ibaret!

Çok fazla uzaklara gitmeyelim. Bundan yaklaşık 10 sene önce tarihinin en kötü sezonunu geçirip ikinci lige düşen Galatasaray Bayan Voleybol takımı takip eden sezonda üst lige yeniden yükselmişti. O dönemden sonra takımı yeniden ayağa kaldırma çabaları, 2011-2012 sezonu ile beraber Dragan Nesic'in takımın başına getirilmesiyle meyvesini ufaktan veriyordu. O dönem aralığında Galatasaray için oluşturulan ihtişamlı sayılabilecek kadro ve Dragan Nesic'in çabaları sayesinde Galatasaray ligi iyi bir yerde bitirmiş, Türkiye Kupası'nda ikincilik yaşamıştı. En önemlisi ise Avrupa'da Yamamay'a karşı oynanan Cev Cup finalinde ilk maçtan galip ayrılmamıza karşı deplasmanda kaybederek ikincilikle yetinmiştik.

Elde ettiği Avrupa ikinciliği ile sadece taraftar bazında değil, yönetim bazında da şüphesiz dikkatleri üzerine çeken Galatasaray takımı ertesi sezon daha çok destek görmüştü. Ayrıca yöneticiler ve zamanın şube idarecileri çabaları ile ilk defa Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden takımımıza Final Four organizasyonu verilmişti. Bu da ilk defa katıldığımız bu ligde ilk dördün içine doğrudan girmek anlamına geliyordu. Hali hazırda grubunu çıkmış olan takımımıza bu organizasyon verildiğinde hepimiz heyecanla bu organizasyonu bekledik ve o gün geldiğinde muazzam bir organizasyon ile voleybol branşı zirve gününü görmüş oldu. Galatasaray o gün de takdire şayan mücadelesi ile kendinden çok daha üstün rakipler ile sonuna kadar savaşmış, turnuvayı dördüncü tamamlamıştı. Takımın başında bulunan ünlü koç Barbolini ve yapılan nispeten kuvvetli transferler bu takımın geleceğinin parlak olacağını gösteriyordu.

O günden sonra aradan geçen iki sezon daha nedense Massimo Barbolini'den yeterli verimi alamadık. Voleybolun en önemli yapı taşlarından olan bütçe de sene geçtikçe daha azalıyordu. Geçtiğimiz sezonda iyice gençleşen kadro, müthiş mücadelesi ile dikkatleri üstüne çekerken Galatasaray altyapısı mücadele ettiği ligde şampiyonluk elde ediyor. A Takım'ın elle tutulur bir başarısı olmamasına karşın genel organizasyonun başarılı olduğunu bizler görebiliyorduk. İşte o takım bu sezon başı Ataman Güneyligil yönetiminde harika bir sezon geçirdi, ligde ve Avrupa'da iddialı bir pozisyon elde etti. Avrupa'da mücadelesi ile ikinciliği elde eden takımımız ligde de kendisinden hayli yüksek bütçelerle mücadele eden takımlarla dörtlü finale kaldı.

Galatasaray Bayan Voleybol takımı yalnızca sahadaki rakibi ile mücadele etse iyi. Futbol harici branşların safi zarar olduğunu düşünüp, kendini taraftar ilan eden sığ düşüncelerle de mücadelesini veren takımımız futbol takımına nazaran elde ettiği başarılar ile bu düşüncelerin yanlışlığını bizlere kanıtlamış oluyor. Üstelik futbol takımı oyuncuları sahada nal toplarken, bu sezon sahaya bir defa bile çıkmamış (!) bir oyuncunun sezonluk maaşı ile kurulan bu takım Avrupa ikinciliğini elde edebiliyorken bu takıma hala bir yatırım yapılmaması, aksine bütçesinin kısılması ciddi bir yönetim ayıbıdır.

Galatasaray Bayan Voleybol organizasyonu maç gözetmeksizin sahaya inancını, ruhunu koyarak terinin son damlasına kadar arması için mücadele ederken organizasyon içindeki özverili kişiler bu takımın başarısı için çabalarını esirgemiyor. Daha önce de belirttiğim gibi, bu takım bir takımdan da öte aile oldu. Kendi içinde, mütevazı kadrosu ile başarı kovalayan bir aile. Düşünün ki; takım ilk altılısı saha içinde elde edilecek bir sayı için sonuna kadar savaşırken, onları takdir edip onları şarkıları ile motive eden taraftarı ve o şarkılara dans ederek eşlik eden kenardaki oyuncular. Bahsettiğim şey tam olarak bu; o an sahada bulunan ve üzerinde Galatasaray arması bulunan mevkii farketmeksizin kimse, o armanın başarısından başka hiçbir ihtimali düşünmüyor. Kimilerinin gözünde kulübü sadece zarara sürükleyen bir oluşum iken, kimileri için ise kocaman bir aile!

İnanan Galatasaray Daikin, hakkı ile Avrupa ikinciliğine ulaştı. Biraz yatırım, biraz daha bilinirliğin artması, biraz daha destek ile bu takımın Avrupa şampiyonluğu hayal değil. Kendilerine inanan bu takım, bu kulübü destekleyenlerin de kendilerine inanmaları ile birlikte neler yapabileceğini çok iyi biliyor. Çünkü bu takım son topa kadar savaşıyor.

Başta koç Ataman Güneyligil ve Galatasaray Daikin oyuncuları Nadia Centoni, Nihan Güneyligil, Cursty Jackson, Aslı Kalaç, Gamze Alikaya, Charlotte Leys, Güldeniz Önal, Ecem Alıcı, Ezgi Arslan, Mislina Kılıç, Ada Germen, Su Zent, Bihter Dumanoğlu ve Nursevil Aydınlar olmak üzere bu takım için emeği bulunan eski-yeni tüm antrenörler, çalışanlar ve misyonlu yöneticilere bu gurur tablosu için teşekkürü bir borç bilirim. İnanıyorum ki, zafer uzakta değil.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0