Analiz | Seriyi nasıl eşitleriz?
Spor Toto Basketbol Süper Ligi Play-Off etabı yarı final 2. maçında deplasmanda Fenerbahçe'ye 80-55 mağlup olan Galatasaray Odeabank, seride 2-0 geriye düştü ve finale çıkma şansını oldukça azalttı. Karşılaşmaya oldukça istekli ve maç önü planlarını sahaya yansıtarak başlayan ekibimiz 3. periyotta rakibinin yakaladığı seriye yanıt veremeyince maçtan düştü ve son dakikalarında genç oyuncularına süre verdiği maçtan farklı mağlup ayrıldı. Yazının geri kalan kısmında bu maçta neleri iyi yapıp neleri yaparken hata yaptığımızı görüntülü şekilde inceleyeceğim..
HÜCUMDA NELERİ İYİ YAPTIK?
1)Serinin ilk maçında rakibiyle aynı tempoda oynamaya çalışan ancak yüksek tempoda Fenerbahçe'ye ayak uyduramayan ve skorda geriye düşen ekibimiz için kuşkusuz maç öncesi konuşulan en önemli konu tempoyu kontrol edip olabildiğince düşürmekti. Maça da bu bağlamda Sinan Güler önderliğinde tempoyu düşürerek yarı sahada fakat akışkan set hücumlarıyla başlayan ekibimiz ilk dakikalarda bu düşüncesinin meyvesini aldı. Çift uzunla oynayan ve içeriye gömülen Fenerbahçe savunması karşısında ikili oyunları oldukça yüksekte ve tepe yerine forvetten oynayan temsilcimiz oyunun ağırlığını forvetlere çekerken bu sayede Fenerbahçe savunmasının yardımlara gelmesini zorlaştırırken istediği hücumları yaparak maça etkili başladı.
İlk izleyeceğimiz pozisyonda Errick McCollum sağ forvetten potaya hareketlenirken içeriye gömülen Fenerbahçe savunmasına karşı saha içi yerleşimi doğru yapan ekibimizde Sinan Güler ve Stephane Lasme bomboş kalırken, Vladimir Micov'da cut yapmayıp sol forvette kalsa 3 oyuncumuz atış pozisyonunda boş olacaktı.
Yine forvetten yüksekte oynanan bir ikili oyun sonrasında Vesely'nin yardımını doğru okuyan Vladimir Micov driblingini kesmeden topu Chuck Davis'le buluşturuyor. Chuk'ın ekstra pasında dipten potaya hareketlenen McCollum ise Vesely'ye faulü aldırıyor. Sayı ile tamamlanmasa bile hazırlanış olarak oldukça doğru bir hücum.
Forvetten oynadığımız bir ikili oyun daha sonrasında bu sefer Bogdan Bogdanovic savunmada pozisyon hatası yapıp Sinan Güler'i boş bırakınca Errick McCollum bu hatayı değerlendirip Sinan'ı buluyor. Üzerine koşarak gelen ve pozisyonunu kaybeden rakibini çok iyi okuyan Sinan Güler ise tek driblingle potaya giderek Fenerbahçe savunmasını delip kolay bir sayı buluyor.
Maç başında ikili oyunları genellikle forvetten ve yüksekte oynama isteğinde olduğumuzu belirtmiştim yukarıda. Yine buna benzer bir pozisyonda Ekpe Udoh'un show-up'ı sonrasında Sinan Güler boşta kalan Lasme'yi çok iyi görüyor ve Gabonlu yıldızımız orta mesafe şut ile cezayı kesiyor.
Hücum sahasında inceleyeceğimiz son pozisyonumuz ise yine saha içi yerleşimi ile alakalı. Kenardan topu çıkartırken sahaya iyi yerleşen temsilcimizde Schilb topu çıkardıktan sonra hand-off'tan topu alıp şuta kalkarken yine içeriye gömülen Fenerbahçe savunması iki oyuncumuzu boş bırakıyor. Bu pozisyonda isabeti bulan Schilb'in şuta kalkarken çok net pas opsiyonun olması ise hücumda istediğimiz bir nokta.
SAVUNMADA NELERİ İYİ YAPTIK?
1)Bir önceki maçta özellikle Jan Vesely & Ekpe Udoh ikilisinin pota altında kurduğu üstünlüğe karşı gelemeyen ve bu ikiliden 32 sayı yiyen temsilcimiz bu maçta bu konuda özel önlemler aldı. Maça Chuck Davis ve Stephane Lasme ile başlayarak bu alanda fizik olarak ezilmek istemediğinin sinyallerini en başta veren ekibimiz, maç başlarında ikili oyunlar ile etkili olan Fenerbahçe'ye karşı ikili oyunlarda uzununu show-up'a göndererek ve zaman zaman switch yaparak rakibini bozmaya çalıştı.
İnceleyeceğimiz ilk pozisyonda oynanan ikili oyun sonrası Chuck Davis'in yaptığı kısa show-up Bobby Dixon'ın topu geriye vurup tutmasını sağlıyor ve Fenerbahçe'nin hücumda istediğini yapmasına engel oluyor.
İkinci pozisyonumuzda ise bu sefer Bogdanovic'in ikili oyununa Stephane Lasme ile show-up getiren ekibimiz Bogdanovic'i top kaybının kıyısına kadar sürüklerken şans topu elinde kalan Udoh'u ise Chuck Davis yaptığı doğru yardım savunması ile blokluyor.
Bu iki pozisyonda ise önce Chuck Davis sonra ise Stephane Lasme perdeleme sonrası yaptıkları show-up'lar ile Bobby Dixon'ın pozisyon bulmasını engellerken onu top kaybına sürüklüyor. Bu pozisyonlarda diğer oyuncularımızın pas kanallarını doğru kapatması ise Dixon'ın opsiyonlarını oldukça kısıtlıyor.
2)Savunma sahasında yaptığımız bir diğer önemli iş ise Ekpe Udoh'u devre dışı bırakmak oldu. Özellikle maç başında onu kullanarak başlamak isteyen Fenerbahçe'ye karşı Chuck Davis ile birebirde Udoh'u çok iyi savunan ekibimiz yardımda getirmeyerek savunmada eksilmedi.
Bu üç pozisyonda da Chuck Davis birebir savunmada Ekpe Udoh'un arkasında çok iyi dururken maç boyunca hiç bir savunma pozisyonunda da rakibine birebirde yenilmeyerek önemli bir mesaj verdi.
HÜCUMDA NELERİ KÖTÜ YAPTIK?
1)Maçın ilk çeyreğinde tamamen, ikinci çeyreğinde ise kısmen hücum sahasında istediklerini sahaya yansıtan Galatasaray Odeabank, karşılaşmanın ikinci yarısında ise hücumda tamamen kilitlendi desek abartmış olmam. 20 dakikada sadece 19 sayı üretebilen ekibimiz ilk çeyrekte doğru yaptığı ne varsa bu sekansta unuttu. İlk bölümde bahsettiğim gibi ikili oyunları forvete çekerek yardımların gelmesini zorlaştıran ve yaptığı doğru saha içi yerleşimi ile akışkan hücumlar gerçekleştiren ekibimize karşı Fenerbahçe ikinci yarıda ikili oyunlar sonrasında adam değiştirerek ve pas kanallarını kapatarak savunma yapınca ekibimiz çözüm üretmekte zorlandı. İkinci yarının çoğunluğunda 4 kısaya dönen, daha mobil hale gelen ve bu sayede yardım kaymalarını daha efektif yapan Fenerbahçe karşısında statik kalan ve savunmayı açamayan ekibimiz takım halinde akışkan hücum edemedi.
Bu pozisyonda ise bu sefer Vladimir Micov'un oynadığı ikili oyundan sonra adam değişen Fenerbahçe karşısında Micov ters eşleşmeyi değerlendiremezken yine bir şey üretemeyen ekimizde Chuck Davis'in sırtı dönük oyunu sırasında hücum süresi doluyor.
Forvette oynanan bir ikili oyun sonrasında daha adam değiştiren Fenerbahçe karşısında Sinan Güler yine Ekpe Udoh'u bire birde geçemeyince Chuck Davis dribling üzerinden zorlama bir şut deniyor.
2)Hücumda potaya gitmeyi de unutan ve ikili oyunlar sonrasında topun dönmesini sağlayamayan Galatasaray Odeabank oyuncularının bireysel çabalarından da sayı çıkartamayınca ikinci yarıda sayı üretmekte oldukça zorlandı. İkili oyunlar sonrasında driblingleri erken kesen kısalar rakip savunmayı delemezken, bireysel olarak en önemli skor silahı olan Errick McCollum ise bir türlü devreye giremeyince Ergin Ataman'ın öğrencileri hücumda bir şey üretemedi.
SAVUNMADA NELERİ KÖTÜ YAPTIK?
1)Maçın başlangıcında rakibinin ikili oyunlarını uzunlarının show-up'ları ile bozan Galatasaray Odeabank ikinci çeyrek itibarı ile bundan yavaş yavaş vazgeçmeye başlayınca Fenerbahçe kısaları devreye girdi. Özellikle Bogdanovic ve Sloukas'ın oynadığı ikili oyunlar sonrasında rakip kısalara hareket alanı sağlayan savunmamız adeta altından bir tepsi ile maçı rakibe sunmamızı sağladı.
Bu iki pozisyonda Sloukas'ın oynadığı ikili oyunlar sonrasında önce Schilb sonra ise Göksenin ile adam takibini yapamayan savunmamız uzunlarında aşağıda kalması ile Sloukas'a şut atabilecek boşluğu yaratınca Yunan yıldız iki pozisyonu da affetmedi.
Bu pozisyonda ise Bogdan Bogdanovic tepede oynadığı ikili oyun sonrasında topu yere vurabilecek boşluğu yakalayınca kendi savunmacısını sırtına alıp aşağıda kalan uzunun üstüne doğru dribling yaparak pozisyonu en doğru şekilde işleyerek turnikeyi buldu.
2)Maç öncesinde bizim için en kritik konunun maç temposunu elimize alıp olabildiğince düşürerek maçı sete set haline döndürmek olduğunu yazının ilk bölümlerinde vurgulamıştım. Maça bu konuda iyi işler yaparak başlayan temsilcimiz özellikle ikinci çeyrek başında Kostas Sloukas'ın oyuna girmesiyle maç temposunu rakibine kaptırdı. Hücumda yaptığı yanlış tercihlerden sonra açık sahada rakibinin Sloukas önderliğinde koşmasına engel olamayan Ergin Ataman'ın öğrencileri yedikleri seri ile rakibini maçın içine sokarak oyun üstünlüğü de kaybetti.
Bu pozisyonlarda gördüğümüz üzere kaybettiğimiz toplardan sonra ve alınan net savunma ribaundlarından sonra Fenerbahçe Sloukas liderliğinde geçiş hücumlarını çok doğru oynadı ve kolay sayılar bularak gardımızı düşürdü.
3)Savunmada bir diğer yapamadığımız nokta ise ön alanda Fenerbahçe kısalarını birebir olarak savunmaktı. Özellikle Bobby Dixon'ın ve Bogdan Bogdanovic'in birebirlerini savunmakta zorlanan ekibimiz, Dixon'ın topu sağına vurmasına izin verdiği her pozisyonda potasında şutu görürken, Bogdanovic'in ise ikili oyunlarını Sinan Güler ile savunamadı ve buradan yediği üst üste sayılar ile kroke duruma düştü.
Bu pozisyonlarda Bobby Dixon'ın üst üste aynı pozisyonlarda topu sağına vurarak attığı şutları görüyoruz. Kariyeri boyunca bu şutları yüksek yüzde ile sokan Dixon'a karşı savunmamızın ona bu imkanı tanıması oldukça büyük bir hataydı.
Bu pozisyonlarda ise Bogdan Bogdanovic'in tepe ikili oyunlarını nasıl işlediğini görüyoruz. Bu pozisyonlarda Sinan Güler perdelemeler sonrasında doğru pozisyonu almakta zorlanırken show-up yapmayan ve Bogdanovic'e dribling şansı tanıyan uzunlarımız ise en az Sinan kadar hatalı konumda.
4)Savunmada belkide yapamadığımız en önemli noktayı ise en sona bıraktım. Bu maçta özellikle ikinci yarıda savunmada savaşmayı bıraktık mâlesef. Üst üste yediğimiz sayılardan sonra kısalarımız savunmada reaksiyon gösteremeyip adeta bazı pozisyonlarda el bile kaldıramazken, savunma ribaundlarında ise takım halinde temastan kaçarak rakibin bu alanda bize üstünlük kurmasını sağlayınca mağlubiyette bir noktada kaçınılmaz oldu.
GELECEK MAÇTA NELERİ YAPMALIYIZ?
Yazının bundan önceki ve oldukça uzun olan bölümünde bu maçta neleri iyi yapıp neleri yapamadığımızı anlatmaya çalıştım. Bundan sonraki bölümde ise kısa kısa bir sonraki maçta neleri daha iyi yapmalıyız veya neleri yapmaktan vazgeçmeliyiz bunu anlatacağım.
İlk olarak işin hücum sahasından başlarsak eğer mutlaka ama mutlaka oyunun temposunu elimizde tutmalıyız. Bundan önceki iki maçta tempoyla ilgili olarak maç temposunu baştan sona kadar düşürmeliyiz demiştim ancak bu maçta ilk yarıda kontrollü oyunla birlikte rakibi uyutup özellikle üçüncü çeyrekte tempoyu arttırmamız gerektiğini düşünüyorum. Eğer ilk yarıdan tempoyu arttırırsak Fenerbahçe'nin geri dönüş yapıp reaksiyon göstermesi için oldukça zamanı olacaktır.
Hücum sahasında neler yapabiliriz diye bakarsak eğer bu maçta oyunun ağırlığını forvetlere yıkarak yardım savunmasının gelmesini engellemiştik ancak Fenerbahçe'nin buna olan cevabına anlık reaksiyon gösteremedik. Serinin 3. maçında da yine aynı şekilde forvetten oynayacağımız ikili oyunlarla başlayıp bu maçtaki reaksiyonu görürsek oyunun merkezini yeniden tepeye çekerek yüksekte oynadığımız ikili oyunlarla driblingi kesmeden Fenerbahçe savunmasının üstüne giderek gömülecek olan savunmayı yapacağımız ekstra paslarla cezalandırmalıyız. Önce içeriye girip sonradan dışarıya çıkan her top savunmada sürekli adam değiştiren Fenerbahçe'nin dengesini bozacaktır. Ayrıca pas kanallarını iyi kapatan Fenerbahçe'ye karşı kısalarımızın driblingi kesmeden gerekirse potaya kadar gidip yardımı üzerine çekmesi gerekiyor. Bu noktada Blake Schilb'ten katkı almamız şart. Serinin ilk iki maçında sorumluluk almaktan çekinen Blake Schilb'ten hücumda yönlendirme kısmında katkı almadan kazanmamız çok zor. Ayrıca ikili oyunlar sonrasında topun çok fazla aynı oyuncunun elinde kalmasını engelleyip mutlaka yapacağımız topsuz cutlarla Fenerbahçe savunmasını zorlamalıyız. Bu noktada ikili oyun sonrasında yüksek postta topla buluşturacağımız Lasme ve Chuck Davis'in pasörlüğünü Micov'un forvetlerden yapacağı cutlarla kullanabiliriz. Ek olarak burada iki uzunumuzun orta mesafe şut tehdidini kullanmamızda gömülen Fenerbahçe savunmasını cezalandıracak ve açılmalarını sağlayacaktır. Ayrıca ikili oyunlardan sonra adam değiştiren Fenerbahçe savunmasına karşı toplu oyuncunun eğer uzunu geçemeyecek ise hızlı bir şekilde forvetteki arkadaşına pası çıkartıp oradan içerideki ters eşleşmeyi zorlaması gerekiyor. Bu şekilde keseceğimiz birkaç ceza pozisyonu Fenerbahçe'nin bunu uygulamasını engelleyecek veya azaltacaktır.
İkili oyunlar dışında hücumda neler üretebiliriz diye bakarsak bu maçta çok tercih etmediğimiz Micov ve Schilb'in sırtı dönük oyununu tercih etmeliyiz mutlaka. Özellikle Schilb'i iki numarada kullanırken sahip olduğu fizik avantajı ve gelecek olan ikili sıkıştırmalara karşı pas opsiyonlarını rahatça bulabilecek olan saha görüşü, hücumumuzu çeşitlendirmek adına oldukça önemli olacaktır. Keza Micov'un da alçak postta gelecek yardımları doğru okuyup en boş adamı bulması hücumumuz adına oldukça önemli bir nokta.
Hücumda bu maça göre ekstra yapabileceğimiz bir diğer nokta ise açık sahada bulacağımız basketler olacaktır. Aldığımız net savunma ribaundları veya çalınan toplar sonrasında taraftarında rüzgarını arkasına alıp tempoyu arttırmak ve buradan kolay sayılar bulmak, sert ve kompakt Fenerbahçe savunmasına karşı elimizi oldukça güçlendirebilir.
Savunmada neler yapabiliriz sorusunun cevabına gelirsek ise yine uzatmadan bir kaç şey söyleyip yazıyı noktalayacağım. İlk olarak bu maçın ilk çeyreğinde yaptığımız savunma Fenerbahçe'yi oldukça zorlamıştı. Mevcut rotasyonla bu savunmayı 40 dakikaya yaymamız imkansıza yakınken mümkün olduğunca oynadıkları ikili oyunlarda uzunları show-up'a çıkartarak onları çizgi tarafına sürmeliyiz. Gerektiği takdirde savunmada eksilmemek için adam değişimi de yapılabilir. Eğer ikili oyunlar sonrasında rakip kısalara topu rahat bir şekilde sürebilecek boşluğu verirsek onları savunmamız oldukça zorlaşır. Zaman zaman tam saha baskı yaparak Fenerbahçe'nin dengesini bozmaya çalışmalı ve top kapmaya yönelik agresif olmalıyız. Ancak bu noktada baskının zamanlaması oldukça önemli. Eğer Fenerbahçe'nin baskıdan sonra cezayı kesmesine izin verirsek kontrolü onlara kaptırabiliriz. Yine zaman zaman uygulayacağımız eşleşmeli ve adam değişmeli alan savunmasıda Fenerbahçe'nin ritmini oldukça bozacaktır. Maç boyunca sürekli değişken savunmalar yapmalı ve onların ritm bulmasına engel olmalıyız.
Serinin 3. maçına da bu karşılaşmada olduğu gibi çift uzunla başlayarak pota altındaki mücadelede mesajı ilk baştan vermemiz oldukça önemli. Fenerbahçe'nin en çok güvendiği nokta olan pota altında, bire bir mücadeleden asla taviz vermemeli ve onların savunmamızı içeriye gömülmeye zorlamasına engel olmalıyız. Ayrıca rakip uzunlara ribaund mücadelesinde mutlaka uzunlarımızın box-out yapması gerekirse savunma ribaunlarını kısa oyuncularımızın toplaması oldukça önemli. Son olarak ise ön alan savunmasında konsantrasyonu 40 dakika boyunca üst seviyede tutarak rakiplere karşı eksilmememiz gerekiyor. Eğer savunmada eksilirsek cezayı kesmekte gecikmezler.
Maçtaki en kritik nokta ise yine mücadele. İki takım arasındaki kalite ve kadro derinliği farkını ancak maç boyunca mücadele ederek ve savaşarak kapatabiliriz. Eğer bu maçın ikinci yarısında olduğu gibi mücadele etmeyi bırakırsak 4 yıl sonra İpekçi'de ilk mağlubiyetimizi yaşar ve seriyi 3-0 kaybederiz. Eğer şansımızı sürdürmek istiyorsak savaşmak ve mücadele etmek zorundayız!..
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.