Kupanın X Faktörü: Chuck Davis!

2015-2016 Eurocup şampiyonluğuna uzanan erkek basketbol takımımızdaki oyuncuların form grafikleri lig için de umutlarımızı perçinleştirirken, bu seneki yapılanmamızın çok az hatalı olduğunu kupayla beraber bir kez daha görmüş olduk. Errick McCollum, Sinan Güler, Vladimir Micov, Blake Schilb, Stephane Lasme gibi tecrübeli oyuncularımızla sezona başlamıştık ancak Caleb Green'in sakatlığı sonrası oluşan uzun açığında transfer yapma gereksinimi hissetmiştik. Takıma Curtis Jerrells ile beraber katılan tecrübeli 4 numara Chuck Davis'in, Eurocup şampiyonluğumuzdaki payının ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu es geçmek çok yanlış olurdu. Banvit'ten geldiğinde onun analizini yaptığımızda ufak tefek de olsa şüphelerimiz vardı. Ancak Amerikalı uzun Yenilmez Armada'nın Kupa-2 serüvenine adını altın harflerle yazdırmayı başardı.

Sezon ortasında takıma gelen Chuck Davis 63 numaralı forma altında özellikle Avrupa arenasında büyük işler yaptı. Karşıyaka serisinden bu yana forma giyen tecrübeli uzun, Avrupa'daki çoğu maçta istenileni verdi. Gran Canaria serisinde olduğu gibi istenilenden fazlasını verdiği de oldu. Chuck Davis takıma katılma aşamasındayken transferden hoşnutsuz olan azımsanmayacak bir kitle vardı ancak Chuck Davis oynadığı her maçta bu kitlenin görüşlerinin değişmesine sebep olacak şeyler yapıyordu. Bayern Münih serisinin İstanbul ayağında karşısındaki John Bryant, Deon Thompson gibi dev uzunlara karşı geri adım atmaması, kuşkusuz ona olan güvenimizi bir level daha arttırmıştı. Joey Dorsey'nin takımdan ayrılmasından sonra çember savunmasında ve pota altından oynanan hücumlarda Stephane Lasme bir nevi tek başına kalmıştı. Lasme çok sert ve timing anlamında Avrupa'nın en iyi uzunlarından biri ancak ondan maksimum yararlanmak için hücumda özellikle boyalı alanda daha fazla çeşitlilik yaratmak gerekiyordu. Caleb Green'in dış şut tehditi dışında çember altında yaratıcı özelliğinin olmaması hem kısalarımızın hem de Lasme'nin yükünü bir hayli arttırmıştı. Derken yapılan Chuck Davis transferi ve Karşıyaka serisinin İstanbul ayağından beridir devam eden müthiş bir form grafiği, yaşına ve kilosuna bir nevi selam çakması Eurocup'a uzanmamızın altında yatan en güzel hikayelerden biriydi.

Teknik olarak bahsettiğim gibi hücum çeşitliliği anlamında Chuck Davis takımda önemli değişikliklere imza attı. Oynadığı post oyunlarının yanı sıra rakip uzunlara karşı kullandığı ayak çabukluğu sayı ve sayı-pası anlamında çok işimize yaradı. Kafasını kaldırabilen, topla haşır neşir olabilen ve şut mekaniği temiz olan uzunlar her zaman fark yaratmışlardır. Oyuncumuz da bu ekolün önemli halkalarından biri ancak bu bahsettiğimiz uzun, Chuck Davis 32 yaşında ve eski hızında değil. Bu gibi dezavantajları olmasına rağmen her Avrupa maçımızı final maçıymış gibi oynaması ve hep diri kalması takımın momentumunun hep yukarıda kalmasına olanak sağladı. Kısacası Chuck Davis yeteneğinin üstüne azim ve hırs koydu ve potansiyelini 32 yaşında olmasına rağmen 1 tık daha arttırdı. Maç sırasında gerektiğinde 4 gerektiğinde 5 numara pozisyonlarında oynadı. Lasme'nin daha rahat maçlar çıkarmasını sağladı. Ekstra skor katkılarını, X faktör hücum opsiyonlarını hep onun elinden bulduk. Hem şut tehditi hem de potaya gitmesiyle "sadece post oynamaya" gelmedim mesajlarını çoğu maçta verdi. Ele ştirilere kulak asmayarak aslan gibi bir periyot çizdi ve Galatasaray basketbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Gelecek sezon ki yapılanmamızda da olacağını tahmin ediyor, kişisel olarak istiyor ve şahsi olarak çok sevdiğim Chuck Davis'e beni yanıltmadığı için sonsuz teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0