Ziraat Türkiye Kupası'nda finaldeyiz!

Finansal Fair Play kapsamında aldığı men cezasını telafi ettirmek amacıyla elde kalan tek hedef olan Ziraat Türkiye Kupası'nda mücadele eden Galatasaray, yarı final serisinin rövanş karşılaşmasında Çaykur Rizespor ile evinde karşılaştı. Yarı finalin ilk ayağında deplasmanda oynadığı karşılaşmadan 3-1 galip ayrılan Jan Olde Riekerink'in öğrencileri, evinde ağırladığı rakibi karşısında sahadan 0-0'lık beraberlikle ayrılarak adını bir kez daha finale yazdırdı. Ziraat Türkiye Kupası'nın son şampiyonu Galatasaray, final maçında Fenerbahçe - Torku Konyaspor eşleşmesinin galibiyle karşılaşacak.

Hafta sonu Bursa deplasmanında sahadan 1-1'lik eşitlikle ayrılan ve ligde 31. hafta sonunda topladığı 45 puanla 6.sırada yer alan Galatasaray için Avrupa vizesini alarak FFP kapsamında alınan men cezasını savuşturmak için elde kalan en büyük hedef hiç kuşkusuz Ziraat Türkiye Kupası. Hem sezonun tesellisi, hem geçen sezonki şampiyon ünvanını korumak hem de ligde olası puan kaybı sonrasında Avrupa sınırının altında kalma tehlikesine karşı kupada şampiyonluk en mantıklı hedef olarak görünüyor. Rizespor karşısında yarı finalin ilk ayağında deplasmanda elde edilen 3-1'lik avantaj finalin kapısını da ardına kadar açmıştı. Bu kapsamda Riekerink karşılaşmada Muslera - Semih, Denayer, Hakan, Carole - Donk, Selçuk, Emre - Yasin, Sabri ve Podolski onbirini sahaya sürerken son haftalarda tercih ettiği çift forvet dizilişinden vazgeçmiş ve cezasının ardından Ryan Donk takımdaki yerini almıştı. Hollandalı teknik adamın son haftalarda yükselen form grafiği devam eden takımı bozması, tek forvete dönmesi ve kanat tercihini Sabri'den yana kullanması soru işaretlerini beraberinde getirdi.

Doğrusunu söylemek gerekirse, enteresan bir karşılaşma izledik. İstekli, arzulu oynayan bir Çaykur Rizespor vardı. Pozisyon buldular, direkten dönen şutları vardı ilk yarıda ve hemen akabininde rakip ceza sahasına kamp kuran bir Galatasaray gördük. Oyunu üçüncü bölgede oynamak isteyen, Yasin ve Sabri'nin koşularıyla çizgiye inerek içeride yalnız kalan Podolski üzerinden şans arayan bir takım kimliğine büründük. Podolski önde tek forvet olarak sırıtıyor. Ya arkasında bir tamamlayıcı forvetin olması ya da kendisinin tamamlayıcı forvet rolüne bürünmesi gerekiyor, ki bir dönem Umut Bulut ile önlü - arkalı bu şekilde oynamaya başladıklarında form grafiği yükseliyor. İki takım adına tempolu bir oyun izlediğimiz aşikar, bir o tarafta bir bu tarafta desek yalan olmaz. Orta sahaların çabuk geçildiği, iki takımın da kanatlarını kullanarak sürekli pozisyon aradığı ancak değerlendiremediği fırsatlar sonucunda devre golsüz eşitlikle tamamlandı.

İkinci yarının hemen başında gerçekleşen Yasin - Olcan değişikliği sonrasında Carole sol tarafta adeta tek başına kaldı ve Rizespor sürekli olarak o kanadı kullanmaya başladı. Fransız oyuncu oyunun son bölümünde oyundan tamamen düşmeye başladı ve Rizespor o bölgede Mehmet Akyüz ile tehlike yarattı. Ancak konuk ekip bu fırsatları değerlendiremedi. Galatasaray adına ikinci yarıda daha hareketli bir orta alan ve rakip ceza alanın etrafında sürekli pozisyona giren, kaleye şut atan bir hücum varyasyonu gördük. Podolski'nin savunmanın arkasına sarktığı, Sinan Gümüş'ün oyuna girmesiyle birlikte kontralarda rakip kalede tehlike yarattı. Genç oyuncu yaklaşık 3 ay süren sakatlığının ardından takıma dahil oldu ve bir anda hücumda fark yarattı. İstekli, arzulu, coşkulu bir Sinan izledik. Hoşgeldin be çocuk!

Ziraat Türkiye Kupası'nda son iki sezon üstüste şampiyonluğa ulaşan Galatasaray, böylelikle kulüp tarihinde 22. kez adını finale yazdırırken, üstüste 3.kez mutlu sona ulaşma şansını yakaladı. Türkiye Kupası organizasyonunda ülkenin en başarılı takımı (16 şampiyonluk) ünvanına sahip olan Jan Olde Riekerink'in öğrencileri bu sezon kupada namağlup olarak finale yükseldi.