3 Soru&Cevap: Maljkovic için yeni bir meydan okuma..

İstediğimiz gibi geçmeyen 2015-2016 sezonunun ardından adeta görevinden bıraktırılmak zorunda kalan Ekrem Memnun'un ardından Galatasaray kadın basketbol takımının başına genç ve potansiyelli antrenör Marina Maljkovic getirildi. Kadın Basketboluna uzak bir çok kişi tarafından tanınmayan veya hakkında çok şey bilinmeyen Maljkovic ile ilgili kendisini uzun süredir takip eden ve hakkında çok fazla bilgi sahibi olan Anıl Yılmaz (@beckyanil) ile konuştuk..


Marina Maljkovic'e ilk baktığımızda renkli kişiliği, giyim tarzı dikkatimizi çekiyor. Saha dışında çok pozitif bir enerjisi var. Bunun yanında saha içinde nasıl biridir peki Marina hoca, hırslı mıdır? Oyuncularla iletişimi nasıldır? Nasıl bir takım yaratmasını bekliyorsun ondan.
Marina hoca marjinal bir kadın. Sıradan antrenörler gibi takım elbise giyip gelmez maça. Her maça özel giyim tarzı yansıtmaya çalışır. Bazen saçma sapan da olsa bir tarzı var. Modayla ilişkisi yoğun. Duruşu beni gülümsetiyor. Galiba kendini sevdirmeyi biliyor. Samimi ve bir anne otoriterliği var sanki. Sırbistan'da gözleriyle oyunculara ne demek istediğini anlatıyordu. Taktik board'uyla değil de direkt gözlerinin içine bakarak Sırbistan'a bir duygu yükledi ve bir şampiyonluk bilinci yarattı. Molalarda içten konuşup içeriden fetheder oyuncuları. Aslında sinirlidir ama pek görünmedi sanırım bu yönü. Sakin olmak zorunda hissettiğinden olabilir. "Duygularımı içimde yaşıyorum." demesinden anlayabiliriz belki de. Avrupa Şampiyonu oldu ama yine sakindi. Neredeyse sevinmedi, yardımcılarına bir sarıldı, bitti. Yakın olduğu oyuncularla arkadaş gibi iletişimi var tabii ama burada ilk süzer bizim oyuncuları. Bir bakar, izler. Hocanın pek bir oyuncuya takıp, tavır alacağını düşünmüyorum. Aslında iddialı ve dobra konuşmayı sever ama burada nasıl yapacak bekliyorum. "Dürüstüm." der hep. "Dürüst olmazsan herkese ihanet edersin.", önünde Obama veya her kim varsa herkese aynı şekilde davrandığını söyler. Hocanın bu tarz derin konuşmaları var hep. Çok var. Rahat hissettiğinde görürüz belki de. Yeter ki rahat hissetsin. 

Takıma gelirsek, Maljkovic topçuda yeteneğe bakar. O öyle topçuları kullanmayı bilir. Ama ilk sene net istediği kadro olmayacak, bundan eminim. Kalan piyasadan bir kadro oluşturmaya çalışacak. Umarım Eurocup'a gideriz. Hoca için. Hocanın kulüpte kendi öz güvenini sağlaması ve rahatlaması için bir Eurocup yürüyüşü şart. Yerinin de sağlamlaştığını anlar hem. Ekrem hoca ile basketbol anlayışları tamamen farklı. Dinamik, belli bir sisteme dayatmaz, ara ara sistemmiş gibi gözüktürür ama yalancı görünümdür o. Aslında doğaçlamadır ve bireysel yeteneklere dayalıdır. Takımın kimyasına oturtup, seri ve akıcı bir yapı ortaya çıkarır. Özgüvene dayalıdır desek de olur. Ama oturtursan kadın baskette hoş gelir baya. Marina hocanın Ekrem hocaya büyük bir saygısı var. Büyük coach olduğunu biliyor yani. Kıyaslamaya hiç ihtiyaç duymamak lazım aslında. Zararlı. Ekrem hocadan sonra gelecek en doğru 3 coachtan biriydi. Hejkova gelmeyeceğine göre Cem hoca ve Marina hoca kalıyordu gözümde. Cem hoca uzak kaldı, Marina hoca başarısız olursa da o anda doğru tercih. Çünkü piyasası ve kapasitesi denemeye değer kılıyor. İlk senenin günahı olmaz ama seneye Eurocup'ta olursak alsın bu kupayı, kalsın seneye de. Kupa almalı muhakkak ki 1 sene daha hakkı olsun.

Maljkovic'in kariyerine baktığımızda kulüp bazında büyük başarıları yok. Sırp Milli Takımı ile bir Avrupa şampiyonluğu var. Ekrem hoca gibi büyük bir kariyerin üstüne takımımıza geliyor. Kariyerinde basamak atlamak için doğru zaman mı? Bizimle birlikte o da büyüyebilir mi?
Marina hoca büyük bir kulübe geldiğinin çok farkında. Ve ilk iddialı kulüp tecrübesinin de farkında. Sıfırdan başlamak gibi bir şey onun için. Partizan ve Lyon'u kimse ne anar, ne de hatırlar. Asıl kulüp kariyeri şimdi başlıyor. Galatasaray kariyerini kotarırsa erken zamanda bize 1. sınıf oldu dedirtecek, belki de çok zor ama Hejkova'ya yaklaşır mı diye düşündürecek. Eğer kotaramazsa daha 35 yaşında. Yani daha çok şansı olacak ama belki de elit olmayacağını hissettirecek. Bizimle birlikte büyürse buradan alır başını gider.

Son olarak geçtiğimiz yıllarda birçok sorun yaşadık idari olarak. Maljkovic döneminde de yaşanılması olası şeyler var. Koç bunlarla başa çıkabilecek, bunları aşabilecek bir yapıda mı? İşine karışılmasına veya verilen sözlerin tutulmamasına karşı mücadele eder mi, sahiplenir mi organizasyonu yoksa sorunlar karşısında bırakıp gider mi?
Hoca düşük bütçeli takımlarla çalıştı şu ana kadar, kısıtlama işine mutaassıptır sanırım. Scouting yaparak geçti kariyeri. Öyle bırakıp gitmez de herhalde. Maaşını kadın basketboluna bağışlayan kadın yapmaz en azından tahminim. Lyon'dan 1 sene erken ayrılma şansı vardı, Lyon'dayken kendimi iyi hissediyorum deyip kaldı. Finansal sıkıntılar da vardı oysa. Para, proje işlerine bakmaz. Heyecanlı heyecanlı kabul etmiştir teklifi de. Yönetimle de maaş konusunda sıkıntısı olmaz. Çünkü pek umurunda da olmaz alacağı maaş. Çünkü kulüp kariyerinde büyük bir adım Lyon'dan Galatasaray'a gelişi. Beklentilerin ve kendisinin yükseldiğinin farkında. Hedeflerden birisi genç oyunculara yardımcı olmak diye konuşmuş. Bunu Lyon'da da demişti. İyi süre veriyordu Lyon'da 2-3 genç oyuncuya, 10-15 dakika. Cansu için bir şeyler bekliyorum hocadan. Nasıl bir hava yaratacak ya da yaratabilecek mi zamanla görülür her şey.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0