Riva ve Florya meselesi..
Ekonomik olarak son derece zorlu bir süreçten geçen ve borç/alacak değerleri birlikte düşünüldüğünde 900milyon TL bandında borcu bulunan Galatasaray'da yönetim tarafından yeni bir projenin temelleri atıldı. Emlak Konut GYO ile birlikte gerçekleştirilecek olan projede Riva'da yer alan 1 milyon m² arazinin yanı sıra, Florya'da da imar izni bulunmayan 23bin m²'lik alanda inşaat ve tesisleşme projesi hayata geçecek. Yapılan protokol sonrasında ihale ve satış bedelinin %80'lik kısmı Galatasaray'a kalırken, yatırım ortaklığı buradan %20 gelir elde edecek. Gerçekleşecek olan proje kapsamında Galatasaray Spor Kulübü'nün tüm şubeleri 2019 yılında Riva'daki tesislere geçerken, bu alanda tesisleşmenin dışında kalan alan ve Florya arazisinin tamamı villa konut olacak.
Mecidiyeköy'deki otel arazisi, Riva'daki arazinin gayrimenkul ortaklığı üzerinden ihaleye çıkması, Florya'da imar izni olmayan arazinin gerekli bürokrasi engellerinin ortadan kaldırılarak imar izni çıkartılarak gerekli projelerin hayata geçirilmesi ve Ali Sami Yen Arena'nın yanındaki araziye kapalı bir spor salonu yapılması için gerekli girişimlerin yapılması... Tüm bunları altalta yazdığınızda Galatasaray Spor Kulübü'nün bir numaralı yöneticisinin son derece başarılı bir hamle yaptığını söyleyebiliriz. Ancak sadece kağıt üzerinde ve bir spor kulübü değil, inşaat şirketi olursanız. Devlete çekilen peşkeşler, verilen imtiyazlar, bürokrasiye boyun eğmeler ve yapılış amacı sadece stadyuma gitmek olan metronun yaklaşık 2 sezondur kullanılmadığı göz önüne alınmazsa. 1 Temmuz'da top başı yapacak olan futbol takımının teknik direktörünün, teknik heyetinin, idari direktörünün ve gelecek sezonun planlamasının belli olmadığı göz önüne alınmazsa.. Erkek basketbolda Avrupa Şampiyonu olan takımın hak ettiği Euroleague organizasyonunun maddi şart koyması, tarihin en başarılı kadın basketbol takımının dağıtılması, bu ülkenin görüp görebileceği en büyük başarılara imza atan Engelsiz Aslanların sahipsiz bırakılmasını gözardı edersek. Sadece 1.5 yıl önce Divan Kurulunda ve Genel Kurulda bu projeleri hayata geçirmek istediği için "Kulübü satıyor!" imalarına maruz kalan Ünal Aysal ve siyasi otoriteye maruz kalarak bir çok projesi engellenen Galatasaray camiası göz önüne alınmazsa.. Eğer balık hafızanız var veya gündemi takip etmiyorsanız, yaşananları hemen unutuyor ve sindiriyorsanız, Aslantepe'nin açılışında TOKİ başkanının yaptığı açıklamaları, 2 yıldır stada giderken çekilen eziyetleri, açılmayan metro ve tamamlanmayan yolları hatırlamıyorsanız Dursun Özbek yönetiminin imza attığı protokol kağıt üzerinde başarılı görünüyor.
Riva'daki arazide bugün itibariyle 869 milyon m²'lik alanda imar izni mevcut, 200milyon'luk kalan arsa ise orman arazisi olarak yer alıyor. Florya'da ise imar izni yok. Burada kuşkusuz devlet desteği alınmasının sebebi mevcutta bulunan "imar izni" sorununu halletmek. İmar izni halledildikten sonra buraya da villa konut projesi gerçekleştirilecek. 2019 yılı sonrasında Florya'daki proje hayata geçirilecek ancak Riva projesi en kısa sürede başlayacak. Emlak Konut tarafından yapılan resmi açıklamada, gerekli izinlerin alınmasının ardından 2016 yıl sonuna kadar ihaleye çıkılması yönünde bir beklenti var. Bir süredir görüşülen ve devlet güvencesiyle, Emlak Konut GYO ile birlikte gerçekleştirilecek olan projede Galatasaray'ın mevcut arazilerine yaklaşık 510 milyon TL değer biçildiği ve kulübün kasasına girecek rakamın minimum bu değerde olacağı resmi olarak açıklandı. Riva'daki arazinin 300bin m²'lik alanında Galatasaray Spor Kulübü'nün kullanacağı tesisleşmenin ardından, o bölgede yer alan Acarkentvari bir villa sitesi yapılacak. Buradan elde edilecek gelirden pay sahibi olacağımız ve arazinin mevcut İstanbul lokasyonu (3.Köprü, 3.Havalimanına yakınlığı, sahil şeridi olması, İstanbul'daki lüks yerleşim noktasının olması vb.) göz önüne alındığında bu projede elde edilecek gelirin yaklaşık 1 milyar TL bandında olması bekleniyor. Ancak buradaki en büyük soru işareti, yönetimin tavrı olacak. Temmuz ayında gerçekleştirilen Genel Kurul'da sadece "Riva üzerinde proje geliştirme" hakkına sahip olan Galatasaray yönetiminin, bu projeyi ve akabinde gerçekleşecek operasyonu kulüp üyelerine doğru bir şekilde anlatmak zorunda olduğunu söylemek gerekiyor. Genel Kurul'dan bu projenin hayata geçmesi için onay gerekecek, ki sert ve çetin tartışmaları beraberinde getireceğinin sinyallerini şimdiden görebiliyoruz. Aynı şekilde Florya'daki arazi için de gerek proje, gerekse uygulama izni alınması gerekecek.
Elde edilecek rakamlar, ortaya çıkacak tablo ve mevcut ekonomik durum göz önüne alındığında kağıt üzerinde başarılı bir anlaşma gibi görünse de; geçmiş dönemde yaşananlar ve siyasilere bu kadar yakın olmak mide bulandırıcı olmuyor değil. "Devlet desteği ve güvencesiyle.." ibaresi apayrı bir ironi olsa gerek. Biz o güvenceyi de, desteği de Ali Sami Yen Arena yapılırken gördük. Kendi stadımızda bir aşağılanmadığımız, hakaret edilmediğimiz kalmıştı. Küfür yemediğimiz. Onu da yaptılar, sağolsunlar. 2 senedir ulaşım konusunda çekilen eziyet, ekonomik anlamda gerçekleştirilen engellemeler ve Ünal Aysal döneminde karşılaşılan "bürokratik engeller" hala hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Ancak son dönemde, özellikle son 2 yılda göreve gelen yönetimler tarafından siyasilere yakınlaşma çabaları, verilen saçma sapan demeçler ve son olarak bu süreç, bazılarının Galatasaray üzerinden siyasi ve ekonomik çıkar sağladığının aleni göstergesi olarak karşımızda duruyor.
Galatasaray camiasına hayırlı olması dileğiyle..
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.