Analiz | Yeni sezonda Galatasaray Odeabank..
Geçtiğimiz sezonun Eurocup şampiyonu Galatasaray Odeabank yepyeni bir kadroyla yeni sezona hazırlanıyor. Eurocup şampiyonu takımdan Stephane Lasme, Errick McCollum, Chuck Davis, Şafak Edge, Duşan Cantekin, Caleb Green gibi isimlerle yollar ayrılırken; Nenad Krstic, Austin Daye, Deon Thompson, Alex Tyus, Russ Smith, Justin Dentmon, Jon Diebler gibi kaliteli yabancı takviyeler ile yeniden güçlü bir kadro oluşturuldu. Sinan Güler, Vladimir Micov, Blake Schilb, Ege Arar ve Göksenin Köksal'ı takımda tutan Ergin Ataman; yerli hamle olarak ise Can Korkmaz ve Orhan Hacıyeva'yı takımında istedi.
Euroleague tecrübesi olan çok fazla isimle yeni sezona girecek olan takımımız geçen sezona göre çok daha farklı bir oyun anlayışıyla Euroleague arenasına çıkacak. 9 yabancılı oldukça geniş bir rotasyona sahip olan Galatasaray Odeabank'ın nasıl bir basketbol oynayacağını, Ergin Ataman'ın planlarını ve yapması gerekenleri mercek altına almaya çalıştık..
Öncelikle takımın pozisyonlara göre sıralanışını yazmakta fayda var.
PG: Justin Dentmon - Russ Smith - Can Korkmaz
SG: Sinan Güler- Jon Diebler - Göksenin Köksal
SF: Vladimir Micov - Blake Schilb
PF: Austin Daye - Deon Thomspon - Orhan Hacıyeva
C : Alex Tyus - Nenad Krstic - Ege Arar
OYUN KURUCU
Geçtiğimiz sezon oyun kurucu pozisyonunda çok fazla bir alternatifimiz yoktu. Errick McCollum ve Şafak Edge'yle sezona girmiştik. Sonrasında McCollum'ın sakatlanması bu pozisyona transfer gereğini ortaya çıkarmıştı. Curtis Jerrels'ı kadroya katmıştık ancak istenilen verimi ne kadar verdiği tartışılır bir performans sergilemişti.
Ergin Hoca Şafak Edge'yi sezonun ikinci yarısında hiç düşünmemiş, McCollum ve Sinan ile oyun kurucu sürelerini paylaştırmıştı. Jerrels'ı Eurocup'ta çok daha fazla kullanmıştık. Bu sezon ise 1 numaralı pozisyonda oynayabilecek iki adet kaliteli oyun kurucumuz var. Biri Euroleague arenasının tanıdık ismi Justin Dentmon, diğeri ise NBA piyasasının vasat oyun kurucusu Russ Smith. Oyuncuların kalitelerine ve Ergin Ataman'ın oyun kurucu stiline baktığımız zaman, bu pozisyondaki birinci alternatifin Justin Dentmon olacağını öngörebiliriz. Özellikle hücumda oyunu 1 numaradan çözmeyi seven Ergin Ataman, oyun kuruculara özgürlük vermeyi de seven bir hoca. Dentmon'da kariyeri boyunca sorumluluğu arttıkça iyi oynayan bir oyuncu profilinde. Bu pozisyonda Ergin Hoca'nın Dentmon'a hatırı sayılır bir özgürlük vereceğini düşünüyorum. Ancak kadro mühendisliği konusunda şöyle bir sıkıntı çıkabilir: Zalgiris'te kadro vasattı ve tüm takım onun eline bakıyordu. Bu planlamada ise çok fazla sayıda topu elinde isteyen oyuncu var. Bu sebeple Dentmon'dan iyi bir verim alabilmek için Russ Smith'in rolünü keskin bir hale getirmeniz gerekiyor. Hocanın Russ Smith'i benchten getirerek bir nevi "altıncı adam" olan kullanacağını düşünüyorum. Potaya giden, savunmaya hareketlilik getiren, hücuma tempo kazandıran asi bir kısa profili çizmesi gerek Smith'in. Yoksa Smith de topu elinde tutmayı seven, hücumu yönetmek isteyen stilde bir oyun kurucu. Onu biraz daha pis işlere yönlendirerek ondan Errick McCollum'dan aldığımız ribaund ve savunma katkısını almamız gerekiyor.
Bu senaryonun haricinde Dentmon ve Smith'e ayrı ayrı iki lider muamelesi yapmak takım geleceği açısından çok iyi olmayabilir. Bu iki isimden sonra ise Can Korkmaz geliyor. Genç, gelişmeye açık bir oyuncu. Ligde süre bulacağına inanıyorum ancak Euroleague'de bu iki isimden süre çalacağını sanmıyorum. Rotasyonu tamamlayan 3. halka olarak takımda yerini koruyacaktır. İşin hücum tarafında çok önemli kozlarımız olduğunu belirttik. Savunma kısmında da çok net bir dezavantajı olan oyuncumuz yok. Dentmon'dan istatistiksel savunma performansı beklemek hata olacaktır ancak dediğim gibi Russ Smith'ten bu gelişimi bulmamız gerekecek. Russ Smith bu sezonun kilit adamlarından biri olacak.
KANATLAR
Bana göre bu kadroda en çok defosu olan, Euroleague ve lig şampiyonluğu açısından yetersiz tek rotasyon şutör guard pozisyonu. Ergin Hocanın Justin Carter'dan sonra buraya atletik, potaya giden bir siyahi oyuncuyu hiç düşünmediğini görüyoruz. Piyasada alabileceğimiz çokça isim vardı ancak Ergin Ataman bütçenin önemli bir kısmını oyun kurucu pozisyonunda kullandı. Geçtiğimiz sezon Sinan Güler, Göksenin Köksal ve Blake Schilb'in oynadığı şutör guard pozisyonundan istenilen katkıyı istikrarlı bir şekilde alamamıştık.
Euroleague seviyesinde potaya gidebilecek bir kısa, bu takımın çok net bir ihtiyacıydı ancak tercihimizi saf şutörden yana kullandık ve Euroleague seviyesinde bir şutör olan eski Anadolu Efes'li Jon Diebler'ı kadromuza kattık. Bu transferle birlikte Schilb'in asıl mevkiisinde, yani kısa forvet olarak oynayacağını düşünüyorum.
Geçtiğimiz sezonun en önemli çıkarımlarından biri ise Sinan Güler'in alacağı sorumlulukları azaltmaktı. Her ne kadar iki adet önemli kısa transferi yapmış olsak da 2 numaralı pozisyonda Sinan'dan rol çalabilecek herhangi bir oyuncuyu kadroya katmadık. Bu sebeple Sinan'ın her iki platformda da tam gaz verim vermesini bekliyoruz. Bunu daha önce yaptığına şahit olduk ancak ilerleyen yaşı ve azalan atletizmi onun kafasındaki düşünceyi sahaya yansıtamamasına neden oluyor. İyi bir Sinan Güler, Ginobili'yi andıran performanslar sergileyen bir Sinan Güler, bu takımın geleceği için çok önemli bir yapı taşı. Ancak geçtiğimiz sezon ki gibi istikrarsız bir Sinan Güler, potaya gitmekten çekinen bir Sinan Güler ise bu takımın belli başlı hücum opsiyonlarını tıkayacak bir el freni.
Özellikle hücum planlarımızda Sinan Güler çok önemli bir dinamit olacak. Tıpkı Russ Smith'in rolünü keskinleştirmek konusunda olduğu gibi. Savunma performansı da gün geçtikçe düşmekte kaptanın. Cut kaçıran, perdeden çıkamayan bir kısa profiline doğru gidiyor. İnşallah yeni sezonda çok daha farklı bir grafik çizer. Sinan'ın ilk beş başlayacağını düşünürsek onun back-up'ı Diebler olacaktır ki iki ayrı stilde oyuncuyu takımda kullanacağız. Diebler şut odaklı bir oyuncu. Savunmada zaafı olduğunu düşünmüyorum ancak bir takımın pis işçisi olabilecek savunma fundamentalına sahip değil. Özellikle oyun boyalı alanda sıkıştığında üçlükle hücumu çözebilecek bir oyuncu bu sezon ki hücum sistemimizde iş görecektir. Bir zamanlar Cenk Akyol'dan buna benzer bir verim almayı başarmıştık. Bu sezon da Diebler aynı görevi görecek. Ona uygun şut setleri hazırlamak, onun orta mesafesinden yararlanmak hücum opsiyonlarımızı arttıracaktır.
Hücumda Sinan'dan istenilen kreatif performans gelmediği zaman koçun Schilb'i bu pozisyonda deneyeceğini düşünüyorum. Bu sebeple Diebler ve Sinan'ın bu pozisyonda ne kadar süre alacağını kestirmek güç. Bazı zamanlarda Dentmon - Russ ikilisiyle birlikte run & gun oynayan bir takım haline gelme ihtimalimiz de var. Ancak oyuncuların orijinleri üzerinden tahmin üretmekte yine de fayda var. Bu nedenle Diebler'ın kalifiye bir rotasyon oyuncusu olacağını düşünüyorum.
Bu pozisyonun 3 numaralı ismi ise Göksenin Köksal. Göksenin geçtiğimiz sezon oyununa yeni şeyler eklemeyi başarmıştı. Özellikle işin hücum tarafında oyununu geliştirmeye çabalamıştı. Bu sezonda süre alması çok daha zor olacaktır ancak takımdaki en iyi kısa savunucusu olması onun ister istemez rotasyonda düşünülen isim olmasını gerektiriyor. Bu sebeple Göksenin'in hücumda iyi-kötü katkı verdiği sürece ligde de Euroleague'de de süre alacaktır.
Kısa forvet pozisyonumuzun birinci alternatifi ise Vladimir Micov olacak. Geçtiğimiz sezon çok farklı bir kimliğe bürünen Sırp forvet, topu elinde daha az tutan verimli olan oyuncular kervanına katıldı. Tam olarak tutkal diyemesek bile oyun düzenleri içerisinde her takımın ihtiyacı olan bir skorer kimlik kazandı. Takımın en zeki oyuncularından biri olan Micov, geçen sezon takım neye ihtiyacı olursa onu yapmıştı. Eurocup şampiyonluğunun bir numaralı adamlarından biriydi. Bu sezon onun temiz oyununa çok daha ihtiyacımız olacak. Çünkü top elindeyken verimli olan çok fazla oyuncumuz var. Bu sebeple Micov'un geçen sezon kazandığı karakter çok önemli bir yere sahip olacak. Bu kadar çok skorerin yanında Micov yine istenilen katkıyı verecektir. Savunmadaki sertliği ve savunma bilgisi bu sezon daha ön plana çıkacak çünkü takımda savunma bilgisi olan oyuncu çok az. Ben, oradaki rotasyonumuz ne kadar geniş olsa bile uzun forvetten istenilen çözüm gelmediğinde Micov'u oraya çok rahat kaydırmamız gerektiğine inanıyorum. Geçen sezon Eurocup'ın en iyi 4 numaralarından biriydi, bu sezon da çıkmaza girdiğimizde Micov gibi bir "jokeri" mutlaka kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Takımda kalması şaşkınlık yaratan bir diğer kısa forvetimiz ise Blake Schilb. Schilb'i koçun nasıl kullanmak istediği çok açık aslında. Ergin hoca ondan hücum planlarını yöneten, pick&roll oynayan ve şut özgürlüğü olan bir oyuncu profilinde verim almak istiyor. Geçen sezon McCollum'ın performansından dolayı Schilb'ten yararlanamadığını söylemişti. Bu sezon McCollum'dan da potansiyelli iki oyuncuyu kadroya kattık. Top elindeyken iş yapan uzun oyuncularımızda var. Schilb'e nasıl bir rol açacağız, onu ne denli efektif kullanacağız bu işin içinden çıkmak hiç kolay değil açıkçası. Gelecek sezonun 2 numaralı kapalı kutusu bence Schilb olacak. 1 numaralı kapalı kutu ise uzun rotasyonunda..
UZUN ROTASYONU
Geçtiğimiz sezon belki de en memnun kaldığımız rotasyon uzun rotasyonuydu. Sezonun ilk yarısında Caleb Green - Stephane Lasme ikilisinin, ikinci yarısında ise Chuck Davis ve Stephane Lasme'nin yüklendiği uzun rotasyonumuz büyük iş yapmıştı. Joey Dorsey'nin beklenmeyen ayrılığı sonrası zora düşmüştük ancak Chuck'ın kadroya katılması, Eurocup hikayemizin önemli satır başlarından biri olmuştu.
Bu sezon ise çok daha geniş bir uzun oyuncu repertuarına sahibiz. Austin Daye, Deon Thompson, Alex Tyus, Nenad Krstic gibi önemli yabancı uzunların yanı sıra Orhan Hacıyeva ve Ege Arar gibi yerli piyasanın kalburüstü isimleri de takımımızda mevcut.
Uzun forvet pozisyondan başlamak gerekirse; Austin Daye gibi Avrupa'da fark yaratan çok iyi bir 4 numaraya sahibiz. Bu bizim için gerçekten bir lüks olacak. Savunma anlamında çok defoları olsa da Daye, işin hücum kısmında çok önemli bir oyuncu konumunda. Şutör kimlikli olmasının dışında dribbling özelliği de olan, potaya gitmekten çekinmeyen bir karaktere sahip. Hücum kısmında yapamadığı şey yok desek yeridir. 4-5 pick&roll oynayabilecek top hakimiyetine ve oyun görüşüne sahip.
Ergin Ataman'ın sisteminde uzun forvetlerin bir numaralı özelliği atan oyuncu stilinde olması. Zoran Erceg'ten Caleb Green'e; Milan Macvan'dan Chuck Davis'e hep aynı özelliğe sahip oyuncularla uzun forvet pozisyonunu şekillendirmiştik. Bu saydığımız oyuncular çok farklı stilde olsalar bile çok net bir ortak noktaları vardı: Şutördüler. Austin Daye ise sadece şut odaklı kullanılamayacak kadar potansiyelli bir oyuncu. Fizik - performans olarak Euroleague'de fark yaratabilecek kalitede bir oyuncu. Bu sebeple gelecek sezon ki hücum planlarımızın en başlarında Daye'in olacağını düşünüyorum. Onun rolünden kısıp bir başka oyuncuya vermek son model bir arabayı kasaba yolunda sürmeye benzer. Uzun lafın kısası Austin Daye sadece spacing odaklı kullanılmayacak bir profilde. Ergin Hoca'nın onu en iyi şekilde kullanacağına inanıyorum. Erceg gibi bir adamdan yüzde yüz verim alan koç, Daye'den yeni bir Bjelica yaratabilir. Tek sıkıntısı savunmada yumuşak olması. Ribaund konusunda büyük bir defosu olduğunu düşünmüyorum ancak post oynayabilen kalıplı uzunlara karşı savunmada zaaf çıkarabilir. Bu sorunu ise pivot pozisyonundaki oyuncunun savunma gücünden yararlanarak çözeceğimizi düşünüyorum.
Uzun forvet pozisyonumuzun ikinci alternatifi ise Deon Thompson. Deon, son senelerde 4.5 numaradan çıkıp pivot oynamaya doğru ilerleyiş gösterdi. Artan kilosuyla birlikte gelen gücü onu pivot pozisyonunda oynamaya daha uygun hale getirmişti. Ancak Deon bu yaz döneminde hatırı sayılır derecede inceldi. Yeniden atletizmini kazanması biraz zaman alabilir ancak yetenek skalası Euroleague'de oynayabilecek seviyede olan bir oyuncu. Savunmaya sertlik, ribaundlara hareketlilik kazandırabilir. Hücumda iyi sayılabilecek bir orta mesafe şutuyla repertuarımızı genişletebilir. Geçen sezon Eurocup'ta Stephane Lasme'yi zorlayan nadir uzunlardan biriydi. Bu agresifliğini Euroleague'de de göstermesi Krstic, Daye gibi yumuşak oyuncularımızın açıklarını kapatma yolunda önemli bir adım olacaktır. Daye'in net bir forvet olduğu aşikar ancak Deon'un pivot pozisyonunda da süre alacağını söylemek yanlış olmaz. Özellikle Krstic'ten istenilen hücum katkısı gelmediğinde, Deon'a pivot pozisyonunda süre verebiliriz. Uzun rotasyonunda bir nevi "joker" görevi göreceğini düşünüyorum.
Forvet pozisyonun son halkası ise Orhan Hacıyeva. Yerli piyasanın önemli isimlerinden biriydi Hacıyeva. Ancak ben Türkiye dışında çok fazla süre alacağını düşünmüyorum. Sistem içerisinde Ege ile rekabete girebilecek veya Ege'yi pivota kaydırabilecek bir hamle olarak görüyorum. Orhan ile birlikte Deon - Daye ikilisinin Euroleague seviyesinde iyi bir uzun forvet rotasyonu olduğu kanaatindeyim.
Şutör guard pozisyonundan sonra performansı en çok merak edilen yer ise pivot rotasyonu olacak. Burada kağıt üstünde Euroleague için yetersiz gibi gözüken ancak kağıttaki istatistikleri bozabilecek bir kapalı kutumuz var. Bu isim ise Nenad Krstic. Geçtiğimiz sezonu sakatlıklarla boğuşarak geçiren Sırbistan ve Euroleague basketbolunun ekol ismi, NBA'de kariyer yapmış Avrupalı uzunlardan biri. Ancak bağ sakatlığı onun kariyerine damga vurmuş durumda. Yaz döneminde çok çalıştığını attığı videolardan ve yazdıklarından biliyoruz. Her ne kadar Galatasaray'da yeniden doğmak istediğini dile getirse de, Krstic'in o fizikle ne denli hazır hâle geleceğini kestirmek çok güç olacaktır. Hücumda istediğimiz skor katkısını sağlamak için onu takıma kattık ancak bu kadar çok skor özellikli oyuncu varken Krstic riski bu takıma lazım mıydı, tartışılır. En azından Krstic hayal kırıklığı yarattığında Tyus'la birlikte pivot dakikalarını götürebilecek Deon Thompson'ı kadroya kattık. Deon, Krstic'in bir nevi emniyet kemeri olacaktır.
Pivot rotasyonumuzun 1 numaralı ismi ise geçtiğimiz sezonu Anadolu Efes'te tamamlayan Alex Tyus. Lasme'nin takımdan ayrılmasından sonra pota bekçiliği görevini ona teslim ettik. İşin savunma kısmında Lasme'nin ondan bir tık önde olduğunu düşünüyorum ancak Tyus'ta hayal kırıklığı yaratacak bir savunmacı değil. Ayakları çabuk, zamanlaması iyi ve hücumda da rol alabilen Euroleague'deki benzer undersized pivotlardan biri. Kesinlikle Lasme kadar efektif olmayacaktır ancak ona verilen sorumlulukların altında kalkacaktır. Sonuç itibariyle kariyerinin bu denli yükselmesinin en önemli nedeni iyi bir çember altı savunucusu olması.
TOP ARTIK ERGİN ATAMAN'DA
Justin Dentmon transferinden sonra Ergin Ataman, süper bir kadro kurduğumuzu ve yönetimin üstüne düşen görevi yerine getirdiğini söylemişti. Gerçekten de kadro kalitemiz son yıllara göre çok yüksek bir çıtaya yükseldi. En son Pietro Aradori, Martynas Pocius, Carlos Arroyo'lu dönemde bu denli geniş ve yüksek potansiyelli bir kadro kurma imkanımız olmuştu. Ergin Hoca kendi istediği stilde oyuncuları kadrosuna kattı. Bundan sonra bütün sorumluluk kendisine ait olacak. Bu kadar çok yıldızdan verim alabilmek büyük bir koçluk hüneri olacaktır. En son ki geniş rotasyon maceramızda hüsrana uğramıştık. Arroyo, Sinan, Aradori, Pocius ve Micov gibi topu elinde isteyen oyunculardan minimum verim almıştık. Pocius berbat bir sezon geçirmiş, Aradori gibi bir saf skorerden sadece Valencia maçında katkı alabilmiştik. Bu kadar çok yıldız oyuncunun rol paylaşımları ve alacağı dakikaları ayarlamak çok önemli bir yere sahip olacak.
Ergin Ataman'ın kafasında hücum odaklı bir takım var. Yediğinden fazla atan bir Galatasaray Odeabank görmek istiyor. Hücumda her çeşit oyuncuyu elinde barındırıp, geniş bir skor repertuarına sahip olmak istiyor. Bu sebeple ön alan baskı yapabilecek, savunmacı bir guard oyuncu yerine yıldız bir skorer aldı. Kadro mühendisliği açısından bu bir risk midir, büyük bir risktir. Geçen sezon takımın en iyi kısa savunucusu Göksenin Köksal idi. Bu sezon ki kadromuza baktığımızda yine aynı isim gözümüze çarpıyor. İşin savunma tarafında elimizi kuvvetlendirebilecek tek oyuncu transferimiz Alex Tyus oldu. O da Lasme'nin ayrılmasından sonra şart olan bir transferdi. Uzun lafın kısası işin savunma tarafında sıkıntılı bir takım olduk. Yıllardır ilerlediğimiz düşük tempolu yarı saha hücumlarından vazgeçip, tabiri caizse "vur Allah vur" diyen skorer oyuncuları kadromuza kattık. Bu konudaki en büyük güvencem ise Ergin Ataman'ın istediği oyuncularla takımı kurması. Son yıllara göre çok farklı bir düzenle Euroleague arenasına yeniden merhaba diyeceğiz.
FCN Blog olarak bu yolda Ergin Ataman'a ve aslanlarına başarılar diliyoruz.
Bir fenerli olarak dediklerinize katılıyorum. Takımın hücum potansiyeli çok yüksek. Geçen seneden daha kuvvetli, derinlikli bir kadroya sahip cimbom. Burada iki sıkıntı var bence. Euroleague in savunma üzerine kurulu tecrübeli takımlarına oyununu kabul ettirebilmek mi ? İkincisi iki kısa Amerikalısından ve Kristiçten ne kadar verim alabilecek.
YanıtlaSilBu iki konuyu hallederse F4 yapmaması için bir sebep yok.