Mercek Altında: Kolbeinn Sigthórsson neleri değiştirecek?

Yeni sezonda şampiyonluk hedefiyle yola çıkan ve yılbaşında UEFA'dan aldığı ceza doğrultusunda kadrosunu güçlendirmeye çalışan Galatasaray, kadrosunu geçtiğimiz sezon Nantes'ta forma giyen 1990 doğumlu forvet oyuncusu Kolbeinn Sigthórsson ile güçlendirdi. Gerek sezon başında, gerekse ligde geride kalan 2 maç sonunda forvet rotasyonuna takviye isteyen Jan Olde Riekerink'in bu talebine, İzlandalı forveti kiralayarak cevap veren Galatasaray yönetimi böylelikle transfer dönemindeki takviyelerine bir yenisini daha eklemiş oldu. Kolbeinn Sigthórsson'un yeni sezonda Galatasaray'a neler kazandırabileceğini mercek altına almak istedik..


Geçtiğimiz sezona Burak Yılmaz ve Umut Bulut ikilisi ile başlayan, devre arasında da takımın en önemli hücum silahı Burak Yılmaz'ı bonservisiyle birlikte Çin'e gönderen Galatasaray sezonu tek forvetle tamamlamıştı. Yeni sezon öncesinde Umut Bulut'u da kadro dışı bırakan takımımız için yaz transfer döneminde bu bölgeye minimum 2 takviye yapılması elzem görünüyordu. Transfer döneminin başlarında Eren Derdiyok takviyesini yapan takımımız, her ne kadar "forvete transfer yapmayacağız" mesajı verse de sürekli olarak rotasyona ve takıma katkı sağlayacak bir forvet çalışması yürütülüyordu. FFP kriterleri dikkate alındığında, Eren Derdiyok için ödenen bonservis ve oyuncuya verilen yıllık ücret dikkate alındığında bu transferin üzerine bir transfer daha yapmak lüks olacağından daha uygun maliyetli, rotasyona girebilecek ve en önemlisi "ikinci forvet" rolünü kabul edecek bir isim gerekiyordu. Galatasaray'ın bu nokta için tercihi geçtiğimiz sezon başında Nantes ile beş yıllık sözleşmeye imza atan ve Ajax futbol okulundan geçmiş, Euro 2016'da peri masalı yazan İzlanda'nın forveti Kolbeinn Sigthórsson oldu. 26 yaşındaki oyuncunun saha içinde Galatasaray'a nasıl yardımcı olacağından önce, mevcut şartlar altında bu transferin son derece mantıklı bir hareket gibi göründüğünü söyleyebiliriz. 

SAHA İÇİ: KOŞAR, İNDİRİR, TOP TUTAR..
Galatasaray'ın yeni oyun sisteminde her ne kadar ceza sahasında tek forvet olsa da, skorer kanat oyuncuları (Armindo Bruma, Lukas Podolski, Sinan Gümüş ve Yasin Öztekin) ve geride Wesley Sneijder gibi skora direkt etki eden bir isim var. Bu sezon oynadığımız 3 resmi karşılaşmada gördüğümüz oyun şablonunda Eren Derdiyok'un önemi büyük. Ön alanda yapılan hücum presin yanı sıra, kanat varyasyonlarında hava hakimiyeti olan ve oyunu önalana yıkarken takım arkadaşlarına top indiren - alan açan bir forvet oyuncusu izliyoruz. Chedjou'nun serseri mayın ortasında Eren'in kafa vuruşu Karabükspor karşısında galibiyeti getirirken, Akhisar Belediyespor karşısında aslında bu pozisyonun rastgele oluşan bir oyun yapısı olmadığını gördük. Sağlı sollu ceza sahasına açılan ortaların hemen hemen hepsine vurdu Eren. İkisini kaleci çıkarttı, üçüncüsü gol oldu. Sigthorsson'un da oyun yapısını Eren'e benzetebiliriz.
İzlandalı forvetin ilk olarak mental özelliklerini sıralamak gerekirse, Kuzey ülkelerindeki hemen hemen tüm oyuncular gibi vücut zindeliği ve doğal formu. Sigthorsson oyun içinde mücadeleden kaçmayan, saha içi disiplini olan ve enerjisinin sonuna kadar koşan bir yapıya sahip. Bu durum kuşkusuz teknik direktör Jan Olde Riekerink'in oyun yapısındaki "hücum pres" prensibine birebir uyuyor. Önalanda yapacağı presle kazandığı veya kazandıracağı toplarla takımı hücuma taşıyabilir. Ayrıca hava toplarındaki etkisi gerek ceza sahasında vuracağı kafa vuruşları, gerekse takım arkadaşlarına indirip - servis yapabileceği bir görüntüyü bizlere veriyor. Bir forvet oyuncusu için 1.85 her ne kadar çok uzun bir boy sayılmasa da rakip stoperlerin arasında ezilmeyen İzlandalı oyuncu, güçlü fiziği ile rakip stoperleri bozabiliyor. Akıllı koşularla savunmanın boşluklara sızabilen oyuncu, sade ama etkili vuruşlarla ağları buluyor. Sigthorsson gol vuruşları ve ceza sahası çevresindeki koşularının yanı sıra sağlam fiziği ve top tekniğiyle savunmacıları arkasına alıp takımını ileri taşıyabiliyor. Golcü oyuncu zaman zaman ekmeğini taştan çıkarmasını da biliyor. Fırsatçılığıyla rakip savunmaları hataya zorlayabilen İskandinav, karambollerde ve dar alanlarda golle buluşabiliyor. AZ Alkmaar dönemlerinde muazzam bir oyun takipçiliği özelliği olan ve savunmadan - kaleciden dönen topları tamamlamanın yanı sıra ceza sahasında dar alanda bir anda dönüp sert şutlar atabilen Sigthorsson, geçtiğimiz yaz Euro 2016'da rakip kaleye çektiği ilk 2 şutunu golle sonuçlandırmıştı. İzlandalı oyuncunun Ajax günlerine baktığımızda da, ceza sahası içerisinde etkinliğini görebiliyoruz. Her ne kadar bu durumu "Hollanda Ligi'nde gol atmayan forveti dövüyorlar" mottosunu kabullenmiş olsak da, en önemli özelliği olan hava toplarına bir şekilde vurma başarısını burada da fazlasıyla gösterdiğini görüyoruz. 

Galatasaray'ın mevcut oyun yapısı içerisinde İzlandalı oyuncunun çıkıp 20 gol atıp takımı şampiyon yapması beklenemez ancak savaşçı özellikleri, mücadeleci yapısı ve saha içi özellikleriyle takıma pozitif katkı sağlayacağını söylemek mümkün. Hava topu indiren ve arkadaşlarına servis yapan, ceza sahasında rakip kalede tehlike yaratan, hücumda duvar olan ve rakip stoperleri sürüklemesiyle arkadaşlarına boş alan açmayı fazlasıyla iyi yapan Sightorsson'u oyun yapısı olarak Elmander'e benzetmek mümkün. Elmander her ne kadar oyunu "hücumcu ortasahadan forvete evrilmiş" rolünde oynasa da, takım içerisinde vereceği katkının hemen hemen aynı olacağını söyleyebiliriz. Galatasaray'a mevcut oyun yapısında savaşan, mücadele eden ve yardımcı rollere bürünecek bir isim lazım. Eren Derdiyok'un birinci forvet olduğu takımda, Jan Olde Riekerink'in mevcut sisteminde İzlandalı golcünun kenardan olması önemli. Aksi takdirde, Akhisar Bld. maçında sakatlanarak kenara gelen Eren'in ardından o bölgede Josue, Bruma gibi isimleri denedik ve oyun yapısını birden bire değiştirdik. Yedek kulübesinde Berk İsmail olacağına veya sezona Eren + Berk şeklinde başlayacağıımza, şampiyonluk parolasıyla çıkılan yolda bir dönem Ajax'ın santraforu ve İzlanda milli takımının forveti  Kolbeinn Sigthórsson'un olması daha iyi olacaktır.

Bu arada şunu belirtmekte fayda var. İzlandalı oyuncu AZ Alkmaar forması altında Hollanda'yı salladığında 20 yaşındaydı ve Ajax ilk sezon performansının ardından direkt kadroya kattı. Bileği kırıldı, omuz sakatlığı yaşadı ve 2 sezonda neredeyse 1 sezonu boş geçirdi. Üçüncü sezonu etkiliydi, dördüncü sezonda ufak tefek sakatlıklar sonrasında takımda gözden düşünce Nantes yolunu tuttu. Alkmaar performansı ve Ajax transferi sonrasında "2 sene içinde Premier Lig yolunu tutar." denilerek beklentinin çok yüksek olduğu bir isimdi 26 yaşındaki forvet. Geçen sene Nantes forması altında istediği gibi gitmedi bazı şeyler ancak bu İskandinav forvetin kötü bir oyuncu olduğunu göstermez. Galatasaray taraftarının gönlünde taht kuran Johan Elmander'in gelmeden önceki performansı, 35 maçta 3 goldü. Her ne kadar ilk sezonunda kişisel rekorunu kırarak çift haneli skor üretse de skor istatistiği anlamında değil, oyun içi yapısıyla da Elmander gönüllerde taht kurdu.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0