Konuşurken 2 kere düşünmek..
"Paragöz olarak lanse ettiler. 4 senede G.Saray’da 8 kupa kazandım. Onlar neler verdi bilemiyorum. Daha güzel ayrılmak isterdim ancak yönetimin içinden 2-3 futbolu bilmeyen kişi yüzünden böyle oldu. Dünyanın transferini yaptılar, sonra bize gelince paragöz falan... Sözleşmenin gerektirdikleri var. Ben öyle ayrılıyorum deyip, gidemem." Bu sözler dün akşam oynanılan Kayserispor - Galatasaray karşılaşması sonrasında yayıncı kuruluşa konuşan Umut Bulut'a ait. Sezon başında teknik direktör kadro dışı bırakılan ve transfer döneminin son gününde 1 milyon 45bin 589 euro karşılığında sözleşmesi feshedilen Umut Bulut'a ait.. Küsüratına kadar Galatasaray'dan parasını alan, transfer döneminde kendisine yerli ve yabancı takımlardan gelen tüm teklifleri rededen ve gitmemek için ayak direten Umut Bulut'a ait..
Umut dün akşam oynanılan karşılaşma sonrasında yukarıdaki açıklamaları yaptı. Kendine göre haklı olduğuna inandığı konuları dile getirdi ancak bazı cümleleri sarfederken sonuçlarının neler olabileceğini düşünemedi. Kabus gibi geçen sezonun ardından "dünyanın transferini yaptılar" cümlesi öncelikle oyuncunun nasıl bir aymazlık içerisinde olduğunu apaçık bir şekilde ortaya koyuyor. Geçtiğimiz sezon ligde 27 maçta forma giyen Umut, bu karşılaşmalarda sadece 4 gol atabildi. Ki bu gollerin 3 tanesi, ligin ilk yarısında. Ligin ikinci yarısında Galatasaray'ın tek forveti olarak atabildiği gol sayısı 1. Beyefendi eğer adam gibi oynayıp, saçma sapan tercihlerle saç baş yoldurmasa veya boş kaleye atabileceği pozisyonda tribüne vurmasa, adam gibi forvet olsa kendisinin söylediği gibi "dünya kadar" transfer yapmak zorunda kalmazdık. Elalemin forveti senede 30 gol atarken, bizim beyzademiz yılda 4 gol atmayı marifet saydı.
Bunun yanı sıra, "Galatasaray'da forma giydiğim 4 senede 8 kupa kazandım" cümlesi dikkat çekiyor. Elbette, oynadığı dönemlerde takıma katkıları oldu. Özellikle ilk iki sezonunda, ancak sonrası yok. Sonrası bir forvet oyuncusuna göre facia. Özellikle geçtiğimiz sezon. Kazanılan kupalarda kendisini sorumlu ilan ederken, elde edilen başarısızlıkta kenara çekilmesi veya tek kelime etmemesi, utanmadan "tranfer yaptılar" gibi cümleler kurması enteresan. Kağıt üzerinde bakarsak Eray İşcan'ın da geçirdiği süre içerisinde kazandığı kupalar var. Tarık Çamdal'ın da..
Son olarak gelelim paragöz meselesine.. Her oyuncunun sözleşmesinin getirdiği bazı yükümlülükler vardır, doğrudur. Ancak, bir oyuncu hiç bir şekilde gitmeye yanaşmıyor, ayak diretiyor - zorluk çıkartıyorsa ve gelen yerli - yabancı tüm teklifleri redediyorsa burada bir artniyet aranır. Galatasaray'dan yıllık 1.8 milyon euro kazanan Umut için gelen teklifler şu şekildeydi; Kasımpaşa'dan yıllık 700bin, Zürich'ten yıllık 1 milyon, Karabükspor'dan yıllık 700bin. Galatasaray kalan farkı ödemeyi taahhüt etti, ancak beyefendi bu tekliflerin hepsini redetti. Transfer döneminin son gününde tüm küsüratıyla sözleşmesini feshederken, Kayserispor'dan yıllık 800bin euro olmak üzere 2 yıllığına sözleşme imzaladı. Galatasaray'da bir yıl boş geçirdikten sonra kimse ona o kontratı vermeyecekti, bunu hepimiz biliyoruz. Futbolu bile bırakabilir veya 300-500bin euro civarında bir yıllık kontrat alabilirdi. Gerçekleştirilen transferde hiç bir şekilde mali olarak zarar görmeden ve hatta karlı bir şekilde çıktı.
Sorsanız, iş lafa gelince Umut Bulut bu camianın evladı. Gitmemek için direten, gittikten sonra ileri - geri konuşmayı kendisine marifet sayan. Jason Denayer örneği var, gözümüzün önünde. Dünyanın en önemli ligi Premier Lig'den kendisine gelen tüm teklifleri rededip, Manchester City yöneticilerine rest çekip transfer döneminin son günü Galatasaray'a gitmek için havalimanında sabahlayan. Son dakikaya kadar bekleyen ve İngiliz ekibinin yöneticilerinin transfere izin vermemesi nedeniyle ağlayarak telefon açan. Sunderland'e kiralandığında ilk röportajında bile "Galatasaray'a gitmek istiyordum" diye açıklama yapabilecek kadar düzgün. Kim bu camianın evladı? Kin tutup maç sonrası yöneticilere, camiaya sallamayı marifet bilen Umut Bulut mu? Yöneticilerine, teknik direktörüne rest çekip havalimanında sabahlayan Jason Denayer mi?
Dünya küçük, internet alemi ise çok büyük. Artık herkes bir tıkla tüm detaylara ulaşabiliyor, öğrenebiliyor. Bazen konuşurken 2 kere düşünmek gerekiyor. Ve tabii en önemlisi, haddini bilmek!
4 senede 8 kupa kazanmış demek ki onun yerine başka bir forvet olsaymış neler olacakmış kim bilir. Takım forvet"siz" oynamaya o kadar alışmış ki Eren veya herhangi bir forveti takım oyununa dahil edebilmemiz bir kaç hafta daha alacak. bkz. Eren'in attığı goller hep bireysel goller top indiriyor falan ama tam anlamıyla takım, oyuna dahil edemiyor onu. Alışmışlar çünkü o mevkiyi yok saymaya, suçlayamıyorum da oyuncuları. Onu bunu geçtim, şu açıklamarı yaptığı maçta attığımız golde Eren topa dokunmayıp Yasin'e bıraktı benim gözüm doldu. Bu geçen senelerde bizde "forvet" olarak oynayan postunda odağı olan kişi olsaydı bırak topun gideceği yeri düşünüp daha müsait olduğunu görüp topu bırakmayı falan o pozisyon faul yapmasıyla sonuçlanırdı heralde. En iyisi sendin de biz değerini bilemedik. Ben şu açıklamaya kadar bu kadar uzun sözleşme yaparsan performans düşmesi doğaldır suç oyuncuda değil hatta o fesih bedeli olarak aldığı paraya bile sözleşme yapmışız, alır olağan birşey gözüyle bakarken bu "forvet" bozuntusunun düşünce tarzına gel...
YanıtlaSilArtık bizim sorunumuz değilsin "forvet" bozuntusu... Levent Nazifoğlu'nu sana yedirtmeyiz.