Euroleague | Avrupa'nın en iyileri burada!
Başlamasına sayılı günler kala yenilenen sistemiyle heyecan dozunun arttığı, Avrupa'nın en iyi takımlarının yer aldığı, 4 takımımızın İstanbul'da düzenlenecek Final-Four'a katılmak için mücadele ettiği Turkish Airlines Euroleague'i EurohoopsTR editörü, Avrupa basketbolunu yakından takip eden Utkan Şahin ile konuştuk.
Bu sezon Euroleague her zamankinden farklı ve zor olacak. Değişen konsept, azalan takım sayısı ve artan maç sayısı. Çok daha heyecanlı bir sezon izleyeceğiz. Yaklaşan sezonla ilgili ve bu konsept değişikliğiyle ilgili genel düşüncelerin neler?
Euroleague'in sıklıkla değişen konseptlerine rağmen önemli bir değişime ihtiyacı vardı. Son uygulanan Top-16 sistemi, heyecanı artırsa da beklenen seviyeye getiremedi. O yüzden bu tarz bir kan değişimi, gerekliydi. Yeni sistem takımlar için zorlu olabilir ama izleyenler için bir o kadar zevkli. Yeni Euroleague bize her hafta Avrupa'nın büyük takımlarının karşılaşacağı maçlar sunuyor. Otomatikman bu da heyecanı artıracaktır.
Eski Euroleague sistemdeki normal sezonun bir amacı kalmamıştı. Hazırlık dönemi gibiydi. Haklı olarak bu da heyecanı azaltıyordu. Şimdi ise takımların böyle bir şansı yok. 30 maçlık uzun bir sezon olsa da takımlar birbirine çok yakın ve geçirilecek bir kötü ay, takımları hedeflerinde uzaklaştırır. O yüzden bütün takımların sanki Top-16 maçı oynuyormuş gibi oynadığı bir normal sezon izleyeceğiz. Bu da zevkli olacak. 16 takıma düşmesi ve ligde genel olarak belli bütçenin üstünde takımların mücadele etmesi de ligin zevkini artıracak.
Tabii her değişimin olumlu yanları yanında, olumsuz yanları da var. Normal sezon çok uzun olacak ve hayliyle sıkışık fikstür yüzünden tempo belirli bir noktadan sonra bıktırıcı hale getirecek. Bir diğer sorunda yerel ligler. Bu sistemin yerel ligleri etkileyeceği çok aşikar. Bu sezon sonunda yerel liglerde kimsenin beklemediği şampiyonluklar görebiliriz. İşe bir de oyuncu sağlığı açısından bakarsak da soru işareti var. NBA de son dönemde yaşanılan fazla sakatlıklarla birlikte 82 maçlık normal sezon dönemi eleştirilmeye başlandı. 66 maça çekilme önerisi bile getirildi. Hal böyleyken Avrupa takımlarının oynayacağı maç sayısını en az bir 10-15 maç artırması kafalarda sora işareti getiriyor. Yine bütün artıları ve eksilerini birleştirince ben doğrusunun yapıldığını düşünüyorum. İlginin artması ve ligin büyümesi için gerekli bir kan değişimiydi.
Geçtiğimiz sezona göre; hayal kırıklığı yaşatan takımlar kadrolarında revizyona gitti. Güçlü takımlar kadrolarını korudular. Çoğu takım geçen seneki halinin üstüne koydu diyebiliriz. Euroleague gerçekten Avrupa'da en iyilerin ligi mi?
Kesinlikle öyle. Yani baktığımız zaman ben FIBA Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edip de Euroleague gelmesini isteyeceğim bir takım görmüyorum. Eurocup'ta Valencia, Kuban ya da Khimki var. Ancak onlarında zaten bu ligde düzenli bir geçmişi olduğunu söyleyemeyiz. O yüzden Euroleague kesinlikle en iyilerin haline geldi. Bakıldığı zaman bunu bütçelerden de görebiliyoruz. 5 milyon altında mücadele eden bir takım yok. Geçtiğimiz sezonlarda böyle bir sınır olmadığı için doğal olarak bütçesi düşük takımlar, ligin kalitesini olumsuz yönde etkiliyordu. Takımların güçlerini artırdığını kesin olarak söyleyemem. Değişime ihtiyacı olan takımlar bunu tam anlamıyla yaptı mı emin değilim. Yine de bizi uzun bir Euroleague sezonu bekliyor ve takımlar buna göre daha geniş rotasyon kurdu. Baksana kırk yıllık Ergin Ataman bile geniş rotasyonlu bir kadro kurdu.
Birazda kendi takımlarımıza bakarsak, iki senedir F4 yapan bir Fenerbahçe var. Galatasaray son EuroCup şampiyonu apoleti ile geliyor. Darüşşafaka Doğuş David Blatt; Anadolu Efes Velimir Perasovic önderliğinde bir yapılanmaya gitti. Takımlarımız için gerçekçi hedefler nedir sence?
Fenerbahçe'den başlarsak, NBA'in artan salary caple birlikte Avrupa'da yetenekli oyuncu bırakmadığı dönemde Fenerbahçe'nin kadrosunu koruması büyük bir başarı. Baktığın zaman bunu bu sezon bir CSKA bir de Fenerbahçe yaptı. Diğer takımlar yeni transferleriyle bir alışma dönemi geçirecek. Oyunlarının olgunlaşması için ayların geçmesi gerekecek ama bu iki takımın böyle bir sıkıntısı olmayacak. Bu önemli bir avantaj. Sorun açısındansa Fenerbahçe'nin geçen sezonki sorunları devam ediyor. Sloukas ile Kalinic'e takım içerisinde roller bulunmasıyla birlikte rotasyon genişlese de Fenerbahçe'nin böylesi zor bir sezon için hala rotasyonu çok dar. Bunun yanında geçen sezon Baskonia serisinde gördüğümüz gibi. Fenerbahçe pas kanallarına baskı yapan takımlara karşı çok zorlanıyor. Bunun çözümü potaya penetre etmekten geçer. Fenerbahçe'de kadrosunda bunu elit bir şekilde yapan yok. Yine de bu sorunlar Fenerbahçe'nin geçen sezonda sorunuydu ve Sarı-lacivertli ekip hep sorunlarını çözmeyi başardı. Bu sezonda kadrosuyla Final Four un en büyük adaylarından biri. Devamı için ise bana sorarsan Final Four bir noktadır. Fenerbahçe'nin oraya ulaşması yeterli. Ondan sonraki performansı günlük performanslar belirleyecek.
Darüşşafaka Doğuş ise etkileyici bir şekilde yeni sezona geliyor. Çok atlet bir takım kurdular. Brad Wanamaker-James Anderson-Will Clyburn üçlüsü saha içerisinde çok korkutucu bir tempoya ulaşabiliyor. Tam bir Blatt takımı oldular ve geniş bir rotasyona sahipler. En büyük sorunları uzun rotasyonu gibiydi onda da Furkan, Galatasaray günlerine dönmeye başladı ve bu şekilde devam ederse uzun rotasyonu da Daçka için soru işareti olmaktan çıkar. Daçka, oldukça sert bir takım oldu. Taraftar desteği olmadığı için zaman zaman evinde sürpriz bir yenilgiler alabilir ama aynı şekilde deplasmanda hiç beklenmedik galibiyetlerde alabilir. Kişisel olarak Daçka'dan beklentim Top-8 yapması. Daha fazlası içinse ilk beş takımın hemen arkasından geliyorlar.
Bir kez daha yapılanan Anadolu Efes ise zorunluluklarla dolu bir kadro kurdu. Elindeki uzun kontratlar sebebiyle Efes, tam uyumlu bir takım kuramasa da yaptığı bir kaç hamleyle geçen sezona göre daha iyi bir takım haline geldi. Öncellikle Thomas-Honeycurr-Cedili forrvet rotasyonu oldukça heyecan verici. Bu oyuncuların sahada yapacağı savunma Efes'e istediği başarıyı verecektir. Thomas, Barcelona kariyerine göre hücumunu bir tık ilerletmiş gözüküyor. İşin savunma kısmı ne kadar güzelse işin hücum kısmı o kadar kafa karıştırıcı. Geçen sezon karar verici olarak beğenmediğin Heurtel ile Granger yine takımın karar vericileri. Eğer Cotton sezon içerisinde büyük bir patlama yaşamazsa bu nokta Efes'i başarısızlığa götürebilir. Kağıt üstünde baktığımız zaman Efes'in Top-8 yapması gerekiyor.
Galatasaray'a gelirsek Ergin Ataman'ın bir kez daha yeteneğini tercih ettiğini görüyoruz. Geçen sezonki Galatasaray takımı benim çok beğendiğim bir takımdı. Takım içerisindeki herkesin rolü belliydi ve bu belirgin takıma başarı getirdi. Şimdi ise aynı belirginlik yok. Mesela yetenekli guardlar olmasına rağmen Dentmon ve Russ Smith, geçen yaz döneminden sonra bana tam olarak bir mesaj vermiyor. Elde çok fazla üretebilen bir oyuncu var. Bunların saha içerisinde uyumunu oturtabilmeniz için çok fazla maç oynamanız gerekiyor. Hücumda yine de her şey çözülebilir gözüküyor. Savunma ise aynı değil. Galatasaray kadro olarak savunmaya hiç uygun olmayan bir takım kurdu. Alex Tyus tüm sezon takımın savunma alanında taşımaya çalışacak. Ancak kadro içerisinde savunmada sorunlu bu kadar çok isim varken, sadece Tyus ile tüm sezonu geçirmek Galatasaray için çok zor olacak. En azından ön alanda daha atletik ve topa baskı yapabilen isimler olsaydı Galatasaray için işler daha kolay olurdu. Ergin Ataman her ne kadar büyük hedefler koysa da öncelikli hedef Top-8 olmalı. 6 takımın Top-8 yapmasına kesin gözüyle baktığımız ligde Galatasaray, son iki sıra için önemli takımlarla mücadele edecek. Sarı-kırmızılı ekibin istediği başarıya ulaşması için deplasmanda sürpriz galibiyetler alması gerekiyor.
Galatasaray'a gelirsek Ergin Ataman'ın bir kez daha yeteneğini tercih ettiğini görüyoruz. Geçen sezonki Galatasaray takımı benim çok beğendiğim bir takımdı. Takım içerisindeki herkesin rolü belliydi ve bu belirgin takıma başarı getirdi. Şimdi ise aynı belirginlik yok. Mesela yetenekli guardlar olmasına rağmen Dentmon ve Russ Smith, geçen yaz döneminden sonra bana tam olarak bir mesaj vermiyor. Elde çok fazla üretebilen bir oyuncu var. Bunların saha içerisinde uyumunu oturtabilmeniz için çok fazla maç oynamanız gerekiyor. Hücumda yine de her şey çözülebilir gözüküyor. Savunma ise aynı değil. Galatasaray kadro olarak savunmaya hiç uygun olmayan bir takım kurdu. Alex Tyus tüm sezon takımın savunma alanında taşımaya çalışacak. Ancak kadro içerisinde savunmada sorunlu bu kadar çok isim varken, sadece Tyus ile tüm sezonu geçirmek Galatasaray için çok zor olacak. En azından ön alanda daha atletik ve topa baskı yapabilen isimler olsaydı Galatasaray için işler daha kolay olurdu. Ergin Ataman her ne kadar büyük hedefler koysa da öncelikli hedef Top-8 olmalı. 6 takımın Top-8 yapmasına kesin gözüyle baktığımız ligde Galatasaray, son iki sıra için önemli takımlarla mücadele edecek. Sarı-kırmızılı ekibin istediği başarıya ulaşması için deplasmanda sürpriz galibiyetler alması gerekiyor.
5 yıl aranın ardından F4 yeniden İstanbul'da. Bu durum takımlarımız açısından ekstra motivasyon kaynağı mı yaratır yoksa baskı mı sence?
Türk takımlarının genellikle baskıyla pek arası yoktur. Türk takımları için başarı ve beklenti her büyüdüğünde yerine getirilmesi daha zorlaşır. Ancak dört takımımızın başında da baskıyı çok iyi yönetebilen koçlar var. O yüzden ben bunun Türk takımları için sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Şu düzende Final Four'da sonrası şans işi. Tek maçlık sistemde herkes herkes yenebilir. Eğer Final Four'a takım ya da takımlar sokabilirsek böyle bir düzende seyirci avantajının önemli bir destek vereceğini söyleyebiliriz.
Yaz hamlelerine genel olarak baktığımızda sence yazı en iyi geçiren takım ve en kötü geçiren takımlar hangileri?
Yazı tartışılmasız bir şekilde en iyi CSKA Moskova geçirdi. Son şampiyon oyun içerisinde geçen sezon en büyük zaafı olan uzun rotasyonuna iki kritik hamle yaptı. Daha da önemlisi Nando De Colo'yu kadrosunda tuttu. Fenerbahçe ise dediğim gibi eksiklerini gideremedi ama en önemlisi kadrosunu korudu.
Son yıllarda giderek dibe batan Barcelona, Pascual'ı göndererek kangrenden kurtuldular. Yazın NBA e giden oyunculardan 6 milyon civarı bir para kazandı Barcelona. Bunu da çok iyi değerlendirdiler. Koponen'ın sağlık durumuna göre bence F4'un önemli adaylarından biri.
Real ve Maccabi ise ilginç bir yaz dönemi geçirdi. Madrid yine Laso'nun idare etmesi imkansız olan bir kadroyu İspanyol koçun eline verdi. Anthony Randolph gibi değerli bir yıldızı nasıl kullanacaklar merak ediyorum. Maccabi, geçen yıl gibi çok değerli hücum silahları olan ama savunmada büyük soru işaretleri olan bir takım kurdu. Maccabi kadrosunda herkes topla verimli olan isimler.
Olympiakos, geçen seneki eksiklerini doldurdu. Spanoulis biraz toparlanırsa onlarda geçen seneye göre daha iyi olacaktır. Panathinaikos geçen seneye göre daha çok opsiyonu olan bir kadro kurdu. Brose ise Trinchieri yönetiminde tehlikeli bir takım olmaya devam edecek.
Kızılyıldız ve EA7 Milano ise biraz yarış dışında kaldı.
Yazı tartışılmasız bir şekilde en iyi CSKA Moskova geçirdi. Son şampiyon oyun içerisinde geçen sezon en büyük zaafı olan uzun rotasyonuna iki kritik hamle yaptı. Daha da önemlisi Nando De Colo'yu kadrosunda tuttu. Fenerbahçe ise dediğim gibi eksiklerini gideremedi ama en önemlisi kadrosunu korudu.
Son yıllarda giderek dibe batan Barcelona, Pascual'ı göndererek kangrenden kurtuldular. Yazın NBA e giden oyunculardan 6 milyon civarı bir para kazandı Barcelona. Bunu da çok iyi değerlendirdiler. Koponen'ın sağlık durumuna göre bence F4'un önemli adaylarından biri.
Real ve Maccabi ise ilginç bir yaz dönemi geçirdi. Madrid yine Laso'nun idare etmesi imkansız olan bir kadroyu İspanyol koçun eline verdi. Anthony Randolph gibi değerli bir yıldızı nasıl kullanacaklar merak ediyorum. Maccabi, geçen yıl gibi çok değerli hücum silahları olan ama savunmada büyük soru işaretleri olan bir takım kurdu. Maccabi kadrosunda herkes topla verimli olan isimler.
Olympiakos, geçen seneki eksiklerini doldurdu. Spanoulis biraz toparlanırsa onlarda geçen seneye göre daha iyi olacaktır. Panathinaikos geçen seneye göre daha çok opsiyonu olan bir kadro kurdu. Brose ise Trinchieri yönetiminde tehlikeli bir takım olmaya devam edecek.
Kızılyıldız ve EA7 Milano ise biraz yarış dışında kaldı.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.