Marina Maljkovic: Galatasaray'a kitap yazmaya geldim..

Galatasaray Kadın Basketbol takımında başarılı koç Ekrem Memnun'un ayrılışının ardından göreve gelen ve yepyeni bir yapılanmanın yapıtaşı olan Sırp efsanesi Bozidar Maljkovic'in kızı Marina Maljkovic, SÖZCÜ gazetesinden Devrim Demirel'e özel bir röportaj verdi. Galatasaray'a geliş sürecinden burada yapmayı planladıklarına kadar birçok önemli noktaya değinen Maljkovic'in açıklamaları şu şekilde..

Galatasaray’a geliş süreci nasıl oldu?
Öncelikle Türkiye’de çok sıcak karşılandım. İstanbul’un her köşesinden keyif alıyorum. Aslında ben zor bir insanım. Ama bu sıcak karşılama ve ilgi beni çok mutlu ediyor. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. Lyon’da çalışmama kararı aldığımda bunu resmi olarak açıklamamıştım. Menajerime bile söylemedim, “Bana kulüp bul” demedim. Hiç kimse ve hiçbir takım, Lyon’dan ayrılacağımı bilmiyordu. Galatasaray’ı takım olarak tanımıyordum ama İstanbul’a geldiğimde taraftarlarını görüyordum. Bu yüzden fazla tereddüt etmedim beni aradıklarında. Bana karşı dürüst oldular. Doğruları söylediler. Bu takımın yeniden yapılanma içinde olduğunu ifade ettiler.

Avrupa Şampiyonu olmuş, Eurocup’ı kazanmış bir takımdasınız. Taraftarın beklentileri büyük olacaktır. Baskıyı kaldırabilecek misiniz?
Bu yılki tamamen farklı bir öykü. Bu kızları farklı düşünmeliyiz. Ben çok dürüst bir insanım. Galatasaray da vizyonu olan bir kulüp. Şimdi tamamen farklı öykü başlıyor. Farklı bir kitap açıyoruz. Ve bu kitabın zamana ihtiyacı var. Belki bazı taraftarlar bunu anlamayabilir. Ama bize, bu takıma yardım etmeliler. Onlar da bu kitabın bir parçası olacak. Bir kıyaslama yapmak istemem ama taraftarlığın ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bilen bir insanım. Ben ve takım, taraftarlarla birlikte bu kitabı ortaya çıkaracağız. Ateşi nasıl ve nerede yakacağız, bunu göstereceğiz. 18, 19, 20 yaşlarındaki gençlerle bunu yapacağız. Bence bu, ülke için gurur verici bir şey. Eğer bana bu oyuncularla çalışmak için fırsat verip zaman tanımazsanız olmaz. Tabi ki iyi bir karma yapacağız. Bu gençler bunu tek başlarına başaramaz. Işıl gibi tecrübelilerle ve yabancılarla iyi bir karışım yapacağız. Her projenin zamana ihtiyacı var. Bütün kariyerim boyunca bunu yaptım.

Sözlerinizden bu ortaklığın uzun süreli olduğu anlaşılıyor…
Bir proje üzerinde çalışıyoruz. En az 2 yıllık diyebilirim. Tabi ki bu işleri konuşmak için erken ama gençlerle çalışmak için can atıyorum. Harika bir ortam var takımda. Yola çıkacağız, kazanacağız, kaybedeceğiz. Sezon sonunda 2 ya da 3 Türk oyuncuyu Türk basketboluna kazandırırken, ligi de en iyi yerde bitirmeye çalışacağız.

Eski kulüpleriniz ile Galatasaray’ı kıyaslamak için erken mi?
Tamamen farklı ülke ve kulüp kültürlerinden söz etmemiz mümkün. Eski kulüplerimde antrenörlüğün dışında takım ile ilgili başka işlerle de ilgileniyordum. Burada durum farklı. Tutkumuz var. Ayaklarımız yere basacak. Ve iyi sonuçlar almaya çalışacağız.

Galatasaray camiasına mesajlarınız var mı?
Buraya geldiğim için çok heyecanlıyım. Babamın da uzun kariyerinde çalışmadığı ülkelerden biri Türkiye. Bu yüzden sabırsızlanıyorum. Türk halkıyla çok iyi anlaşacağımızı biliyorum. Benim için harika bir deneyim olacak. Oyuncularıma şunu söyledim: Sorumluluğu çok büyük olan bir kulüpte oynuyorsunuz. Bu kulübün bir parçası olmaktan gurur duymalısınız. Amerikalılar biz Avrupalılar gibi hissetmiyor. Amerikalı oyunculara da bunu hissettirmeye çalışacağız. Şu an hiçbir olumsuzluk yok. İsteğim, salonun olabildiğince dolması. Taraftarımız sadece Fenerbahçe maçlarında değil, tüm maçlara gelip bizi desteklesin. Biz elimizden geleni yapacağız.
Sırbistan’da kadın basketbolu erkeklerin gölgesindeydi. Marina Maljkovic koç olduktan sonra önce Avrupa şampiyonluğu, sonra olimpiyat bronzu geldi. Nedir bunun sırrı?
2011’de kadın basketbolu ülkede neredeyse yokken, Federasyon Başkanı Dragan Djilas bana “Eğer bu ülkede erkekler basketbol oynayabiliyorsa, kadınlar da oynayabilir. Kız kardeşler, ağabeyleri gibi basketbolcu olabilir” dedi. Bu benim için de mantıklı bir yaklaşımdı. Yıllardır rahatsız oluyordum ülkede kadın basketbolunun geri kalmasından. Sonuçta bir araya geldik. Bir plan ortaya koyduk. Uzun vadeli 4 yıllık bir plandı. 11 yıldır elemelerde kalıyorduk. 2013 öncesi elemeleri geçip, Türkiye’nin ardından 4. olduk önce. Sonra dünya sekizinciliği. Ardından Avrupa şampiyonluğu ve olimpiyat üçüncülüğü.

Hangisi daha değerli?
Bir spor insanı olarak tabi ki olimpiyat madalyası. Çünkü sporun zirvesi. Doğru düzgün bir ligi bile olmayan bir ülkenin milli takımını bu hale getirdim. Çoğu Türkiye’de oynayan oyuncular ve doğru teknik kadro ile. Rüyalarımızı gerçekleştirdik. Tutkumuzu, deliliğimizi herkese gösterdik! Tüm hayatını basketbola adamış bir insanım ben. Sonuçta başarılar geldi. Bir devrim yaptık. Her şeyi sıfırdan ele aldık ve bu noktaya geldik. Ben bu projedeki en genç kadınlardan biriyim bu arada.Yorgun olduğunuzu hissediyorum…

Ne derler?.. Kan, ter ve gözyaşı. Sırbistan Milli Takımı’nın başındayken 4-5 yılda yaşadıklarım bunlar. Bir yandan, Partizan ve Lyon diğer yandan milli takım, çok yoruldum ve yıprandım.

Artık babanızın gölgesinde olmadığınızı düşünüyorum ama Bozidar Maljkovic gibi efsane bir antrenörün kızı olmak nasıl bir duygu?
Avrupa Şampiyonu olduktan sonra bir de olimpiyat üçüncülüğünü kazanınca, herkes babama şunu demeye başladı: Sen Marina Maljkovic’in babası mısın? Şaka bir yana, bence bu da her iş gibi. Bu işin olumlu ve olumsuz taraflarını sayarsanız, olumsuz tarafı daha çok. Sizi kıskananlar, arkanızdan hançerlemeye çalışanlar… Her şeyin ve herkesin size karşı olduğunu düşünürseniz, kendinizi öldürmeniz lazım! Ben bunların hiçbirini önemsemedim. Sağıma soluma bakmadım. Babam da benim hiçbir antrenmanımı izlemedi, yorum yapmadı. İkimizin de tutkusu basketbol ama farklı hayatlarımız, farklı kariyerlerimiz var. Birbirimizin işine hiç karışmadık.

Yani size hiç tavsiyelerde bulunmadı!
Hayır. Örneğin olimpiyattaki maçlarımızı annemle birlikte yalnız izlediler. Asla yorum yapmaz, yapılmasına izin vermez. Annem, babam, kardeşim fark etmez. Benim işime hiç kimse karışmaz.

Neden kadın basketbolunda sizin gibi kadın antrenör sayısı az?
Kadınlar her yerde her şekilde ilgi çekmeyi sever aslında! Katıldığım seminerlerde, konuşmalarımızda söylüyorum. Hep birilerinin çağırmasını bekliyorlar. Ben de diyorum ki, çağrılmayı beklemeyin, siz gidin. Ben öyle yaptım. Şu an Sırbistan’da beni çok mutlu eden bir tablo var. Çok fazla sayıda kadın antrenör çalışıyor. Bence en önemli şey bilgi birikimi. Sizin bilginiz, tecrübeniz diğerinden 10 kat fazlaysa, başarılı olursunuz.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0