Bir iletişimsizlik becerisi: Selçuk İnan sorunsalı..

Süper Lig'de hafta sonu ezeli rakibine deplasmanda mağlup olan Galatasaray'da alınan mağlubiyetten çok Selçuk İnan konuşuluyor. Kadıköy deplasmanında tecrübeli oyuncuyu yedek soyunduran Jan Olde Riekerink, karşılaşmanın 71. dakikasında sakatlanarak kenara gelmek zorunda kalan Eren Derdiyok'un yerine Pedro Cavanda'yı oyuna sürmüş ve Selçuk İnan'a forma derbide  şansı vermemişti. Yedek kulübesinde yardımcı antrenör Ayhan Akman ile tartıştığı iddia edilen Selçuk İnan'ın maç sonrasında kadro dışı bırakıldığı iddia edilirken, tecrübeli oyuncu bugün takımla birlikte çalıştı.

Galatasaray forması altında 6. sezonunu geçiren Selçuk İnan, hafta sonu oynanılan Fenerbahçe derbisinde teknik direktör Jan Olde Riekerink tarafından kadroda düşünülmemişti. Karşılaşmaya yedek başlayan ve mücadelenin ikinci yarısının başlama vuruşundan itibaren kenarda ısınan ancak 71. dakikada Eren Derdiyok'un sakatlanması sonrasında Selçuk İnan'ın oyuna girmesi beklenirken, Hollandalı teknik adam son değişiklik hakkını sağ bek Cavanda'dan yana kullandı ve Sabri Sarıoğlu'nu hücumun sağ tarafında görevlendirdi. Bu değişiklik bir çok tartışmayı beraberinde getirirken, 2-0'lık mağlubiyet sonrasında Riekerink eleştiri oklarının hedefi olmuştu. Ancak derbi sonrasında ortaya çıkan "iletişimsizlik becerisi" bir çok soru işaretini ve dedikoduyu beraberinde getirdi. Öncelikle şunu net bir şekilde belirtelim; Selçuk İnan dün sabah itibariyle kadro dışı bırakılmıştı. Fakat bugün gerçekleştirilen toplantı sonrasında takımdaki yerini aldı ve takımla birlikte antrenmana çıktı. Aksini iddia eden varsa, dün gerçekleştirilen antrenmana Selçuk İnan'ın neden katılmadığını veya antrenmanda olması gerekirken başkan Dursun Özbek ile neden görüştüğünü açıklasın. Açıklasın ki, bizde bilelim.

Fenerbahçe maçı sonrasında takımla antrenmana çıkmayacağı kendisine bildirilen ve dün gerçekleştirilen antrenmana katılmayan 31 yaşındaki tecrübeli orta saha oyuncusunun derbide oyuna girmemesi sonrasında yardımcı antrenör Ayhan Akman ile tartıştığı ve bu tartışmanın soyunma odasında devam ettiği iddialar arasında yer alıyordu. Galatasaray'da futboldan sorumlu yönetici Levent Nazifoğlu başta olmak üzere, bir tane yetkili çıkıp bu durum hakkında tek bir kelime etmedi. Bu bir iletişimsizlik becerisidir. Sezon başında iletişim konusunda büyük aşama kaydeden ve gerçekleri taraftarıyla paylaşan bir yönetim zihniyetinin, başarısızlıkta kapılar arkasına saklanması ve üç maymunu oynaması bazı süreçlerde takımın yıpratılmasına, saçma - sapan dedikoduların (takımda gruplaşma var, kadroyu yöneticiler yapıyor vb..) oluşmasına sebep oluyor. Kimse kusura bakmasın, Galatasaray yönetimi bu konuda sınıfta kaldı.

Teknik olarak bir oyuncuya forma şansı vermezsiniz veya oyun şablonuna, formasyona uygun değildir. Bu çok normal bir durum ve bu noktaya gelmemesi gereken bir süreç olmalıydı. Ancak ezeli rakibiniz karşısında 1-0 geride olduğunuz bir karşılaşmada, üzerinden 48 saat geçmesine rağmen hala anlamlandırılamayan bir değişiklik yapıyor ve üzerine de çıkan spekülasyonlara yanıt vermekten korkuyorsanız eleştirilmek, yerden yere vurulmak size müstehaktır. Bu hem yönetim, hem teknik heyet için geçerlidir. İyi veya kötü oynar, orası ayrı bir tartışmanın konusudur ancak Kadıköy deplasmanında Yasin ve Bruma'nın aynı anda sahada olduğu, Podolski'nin sahte forvet gibi oynadığı bir oyun şablonunda Bruma'yı forvet arkasına atıp Sabri'yi sağ kanada sürmenin herhangi bir taktiksel açıklaması olamaz. Eren'in sakatlığı sonrasında Selçuk'u oyuna alıp orta sahayı hem üçlemek, hem de merkezde Selçuk'u serbest oynatmak; Yasin ve Bruma'yı kanatta kullanarak Podolski'yi de hücumda değerlendirmek çok zor olmasa gerek.. Yada bunu yapmamak için geçerli bir sebebiniz olmalı, örneğin 'kadroda dahi olmayan' hücum oyuncusu Josue'yi veya bir türlü iyileşemeyen Sightorsson'a şans vermek gibi..