STSL | Kaybedebilirsiniz ancak bu şekilde değil..

Spor Toto Süper Lig'in 10.haftasında kendi sahasında Başakşehir'e 2-1 yenilen Galatasaray, ligin 11.haftasında Ülker Stadyumu'nda ezeli rakibi Fenerbahçe ile karşılaştı. İlk yarıda klasik yana, geriye pas oyununu oynayan takımımız, 45.dakikada Van Persie'nin golüne engel olamayınca ilk yarıyı 1-0 geride kapattı. İkinci yarıya Sinan Gümüş-Yasin Öztekin değişikliği ile başlayan takımımız, oynadığı oyunla ''Acaba tabelada hata mı var, biz mi öndeyiz?'' diye düşündürdü. 79.dakikada Serdar Aziz'in yaptığı hata sonucunda penaltı kazanan Fenerbahçe, Van Persie ile farkı 2'ye çıkarttı ve maç bu sonuçla sona erdi. 

Takımımız karşılaşmaya Muslera, Sabri, Serdar, Hakan Balta, Carole, Sinan, Tolga, De Jong, Bruma, Sneijder, Eren Derdiyok onbiriyle çıktı. 2010'dan sonra ilk kez Kadıköy'de bulunan taraftarlarımız yaptıkları görsel şovun yanı sıra maç başlamadan önce bütün takımı tribüne çağırarak da desteğini ve güvenini gösterdi. Ancak sahada bu desteği hak etmeyen bir takım vardı. İlk yarı başladıktan sonra sahada tek yaptığımız yana, geriye pastı. Bunun dışında 8.dakikada Bruma'nın çektiği şut da 90 dakika boyunca çektiğimiz tek isabetli şut olarak istatistiklerde yerini aldı. 45.dakikada Carole'nin uyumasını iyi değerlendiren Fenerbahçe, Şener'in pasında Van Persie ile 1-0 öne geçti ve ilk yarı böyle sona erdi.

İlk yarıda gördüğü saçma sapan sarı kart dışında bir şey yapmayan Sinan Gümüş'ü kenara alıp, Yasin Öztekin'i oyuna sürerek başlayan takımımız, ikinci yarıda oynadığı oyunla insanları biz mi öndeyiz acaba diye düşündürdü. Hiçbir şey yapmadığımız ilk yarının ardından skorda 1-0 geride olmamıza rağmen ikinci yarıda da hiçbir şey yapmadık ve 79.dakikada savunmada Serdar Aziz saçma sapan bir hata yapınca Fenerbahçe penaltı kazandı. Penaltıyı kullanan Van Persie skoru 2-0'a getirdi ve maç bu skorla sona erdi. Maçı en iyi anlatan söz bir taraftarın ''Volkan'ın eldiveni terlemedi.'' diyerek gösterdiği sitemdi.

HİÇ BU KADAR REZİL OYNAMAMIŞTIK
4 haftada 3 yenilgi alarak liderin 7 puan gerisinde kaldık. İşin kötüsü aldığımız 3 yenilgide de sahada uyuduk. Her ne kadar teknik direktörümüz Riekerink, yana ve geriye pas yapmayı domine etmek zannetse de tablo hiç öyle değil. Ligin en kötü savunma hatlarından birine sahip olan Trabzonspor'a gol atamadık, Başakşehir karşılaşmasında ikinci yarıda 85.dakikaya kadar pozisyonumuz yok ve Fenerbahçe karşılaşmasında pozisyona girmek bir yana rakip kaleye sadece 1 isabetli şutumuz var. Bunun yanı sıra rakip ceza sahasında yalnızca 2 kez topla buluştuk. Kadıköy'de çok farklı kaybettiğimiz karşılaşmalarda bile bu kadar rezil bir oyun oynamamıştık. Kısacası hiç bu kadar rezil oynamamıştık. Bunun en büyük sebebi sezon başından beri bu takımın tek hücum planının Bruma olması. Rakip takımlar bunu görüp, önlemlerini alınca Fenerbahçe karşılaşmasında olduğu gibi pozisyona giremiyoruz. Ligin 11.haftasına geldik hala bir hücum planı ortaya koymayan Riekerink, bunun yanı sıra oyuncu değişikliklerinde de sınıfta kalmaya devam ediyor. Sneijder'in 65 dakika sahada kalması da sakatlanan Eren yerine Cavanda'nın girmesi de rezalet kararlardı. Hep gelişmesini bekledik, böyle umut ettik ama olmuyor. Riekerink'in iyi niyetinden, çalışma azminden zerre şüphem yok ama potansiyeli bu. Yana, geriye pas yapmayı oyunu domine etmek sanıyor, oyunu okuyamıyor, ortaya bir hücum planı koymuyor.


TRİBÜNE OYNAYAN 10 NUMARA
Başakşehir maçından sonra Sneijder için "10 nuımara mı, sol kanat mı?" diye sormuştum ancak bu sorun bu hafta da devam ediyor. Galatasaray'ın 10 numarası ısrarla sahanın yalnızca sol tarafını kullanıyor. Riekerink, Sneijder'e 65 dakika nasıl sabretti çok merak ediyorum. 2 sezondur iyi oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen Sneijder, Fenerbahçe karşısında takımı adete eksik oynattı. Oyunda kaldığı süre içerisinde 42 kez topla buluşup, 13 top kaybı yapan Sneijder, sahada top oynamak yerine tribüne oynamayı tercih ediyor. Wesley Sneijder'in oyunda kaldığı 65 dakikada ısı haritası yukarıda.. Yorum sizin.

SEN DAHA OLMADIN SİNAN
Geçen sezon sergilediği futbolla beğeni toplayan ve gelecek adına herkesi umutlandıran Sinan Gümüş, şuana kadarki zaman diliminde geçen sezonu mumla arattı. Sahada etkisiz olmasının yanı sıra, bu sezon ki Sinan hakemlere de oynamaya başladı. Fenerbahçe karşılaşmasında hiçbir şey yapmayan Sinan, saçma sapan bir sarı kart gördü. Bu kafayla giderse 2 sene sonra kendisini bir Anadolu kulübünde bulur. Geçen sezon çalışarak o formayı söke söke alan Sinan, bir an önce ''ben oldum, çok iyiyim.'' kafa yapısından çıkıp bol bol çalışması gerekiyor.

Son olarak Hakan Kadir Balta'ya değinmek lazım. Fenerbahçe'ye karşı hep iyi oynayan Hakan, yine hatasız bir karşılaşma çıkararak takımın ayakta kalan tek ismi oldu. 65.dakikada Sneijder'in oyundan çıkmasının ardından taktığı kaptanlık pazubandı da ona çok yakıştı. Büyüksün Hakan, iyi ki bizimlesin!

3 yorum:

  1. Bu kadar naif olmayın, maç ilk yarıda bitti zaten ve bu maçla ilgili bir analiz sadece ilk yarı için gereklidir; maçın ilk yarısını da Cüneyt Çakır'dan bahsetmeden yorumlamak naiflik veya art niyetliliktir.
    Öncelikle Galatasaray klasik yan pas ve geri pas oyununu oynadı diyemeyiz bu maç için çünkü Galatasaray pas yapamadı, Dejong ve Tolga'ya yapılan presle Galatasaray pas trafiği kilitlendi, hakemin ilk yarıda Galatasaray aleyhine verdiği faul kararlarının neredeyse hepsi hatalıydı ki, bunları tek tek gösterebilirim.
    Riekerink nasıl bir gafletle Josue'yi ilk 18e almadı bilemiyorum ama Eren sakatlandığında kulübede Semih, Chedjou, Cenk, Selçuk ve Cavanda vardı, dolayısıyla yapabileceği en hücuma dönük değişikliği yaptı.
    Wesley Sneijder ise sol kanatta sıkıştı kaldı, burada Fenerbahçe Cüneyt Çakırın büyük yardımıyla Galatasarayı tuzağa düşürdü ve sol kanada hapsetti. Bu sadece Sneijderin suçu değil ama şu var ki artık Sneijderin bu takımda tek başına oyun kurucu rolünü üstlenmesi zor, mutlaka Josue ile birlikte hatta aynı zamanda Selçukla birlikte oynamalı. Artık Riekerink'in sağ kanatta Sinan ve YAsin denemelerinden vaz geçip Josue'yi sağ kanatta oynatması, ya da Brumayı sağ kanada alıp sol kanatta YAsini oynatması gerekiyor.
    Aksi taktirde Trabzon, Belediye ve Fenerbahçe maçlarında olduğu gibi rakipler sol kanada siper kazarak maçı bitirirler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncellikle zaman ayırıp yazıyı okuduğun için teşekkür ederim. Maçın ilk yarsından Cüneyt Çakır'dan bahsetmemek naiflik veya art niyetliliktir. İlk yarıda ne yaptık da hakem konuşmamı bekliyorsun? 8.dakikada Bruma'nın şutu dışında Volkan'ı göremedik bu kadar kötü oynarken hakemi konuşursak doğru teşhis yapamayız. Sneijder konusuna gelince Sneijder'in solda oynama alışkanlığı sadece bu maçta olan bir şey değil birçok maçta aynı. Pas konusuna gelince ilk yarıda topla oynama bazında Fenerbahçe'den üstündük yana-geriye paslarla tabi. Tolga ve de Jong'u kitledilerse buna karşı bir plan yapacaksın ancak biz yapmadık. Diğer yandan Cavanda-Eren değişikliğine gelince skorda gerideyken kenardan Selçuk girmeliydi duran toplar için de ortasahayı ele geçirmek için de buna ihtiyaç vardı. Zaman ayırıp okuduğun için, bizi takip ettiğin için tekrar teşekkür ederim.

      Sil
  2. Blogunuzu çok severek takip ediyorum, teşekkür ederim emeğiniz için.
    Hakem ilk yarıda maçı sürekli Galatasaray aleyhine faul kararlarıyla durdurdu, bu galatasarayın sol kanadında sıkışmasına ve bu kanattan hızlı çıkamamasına neden oldu (pas trafiğine engel olduğu ve fenerbahçeli oyuncuların burada kalabalıklaşmasına izin vererek); Fenerbahçenin sert oyununa prim tanıdı. Maç faullerle en az 7 dakika durmuşken Van Persie'nin 44. dakikada attığı golün santra vuruşuyla ilk yarının bitmesi (hiç uzatma olmadı) sizce de ilginç değil mi? Carol'ün sarı kart pozisyonunda temas dahi yoktu ve carol bu kart nedeniyle gol pozisyonunda şener'e müdahale edemedi.. İlk yarıda Van Persie'nin ayağına kaç top değdiğine dair bir istatistik var mı bilmiyorum, ama gol pozisyonu dışında Van Persie'yi Dejong'a yaptığı sert faul ve Bruma'nın bileğine vurduğu tekme -ve bu yüzden sarı kart gördüğü- dışında, topla oynarken görmedim ben. Ayrıca sadece Volkan'ın değil, Muslera'nın eldivenine de top değmedi (maçın altıncı dakikasında bariz bir ofsayt pozisyonunun atlanmasıyla yarattıkları tek pozisyon hariç).
    Top Eren'e her atıldığında Eren'e sert fauller yapıldı, öyle ki Eren bir ara sahada kafasına aldığı darbelerden dolayı şuurunu yitirmek üzereydi;zaten bir talihsizlik neticesinde son darbeyi Serdar Aziz'den alarak maçı terk etti (o pozisyonda bile Skrtel'in savurduğu yumruğa dikkat edin, muhtemelen Eren'e değmedi ama her hava topunda bunu yaptılar, skrtel'in sarı kart gördüğü pozisyonda Skrtel Eren'in ense köküne vurdu ki hayati tehlike yaratacak bir hamleydi). İşte pas trafiğimizi ve 3. bölgede çoğalmamızı böyle önlediler, bu kadar..
    Eren Cavanda değişikliği konusunda fikirlerimi yazdım, sizin görüşünüze de saygı duyuyorum ama orada Riekerink 4-4-2'ye geçmek istemişken Eren sakatlanınca, mevcut kadroda 4-4-2'ye en yakın dizilişi sağlamak için öyle bir değişikliğe gitti ve Bruma'yı serbest 2. forvet olarak kullanmak istedi, Bruma'da hem sağ hem sol kanada deplase olarak etkili olmaya çalıştı ama o noktada maç zaten kaybedilmişti. Kenarda Selçuk'u ısındırmasının sebebi, onu Dejong'la değiştirmek istemesiydi, Eren-Selçuk değişikliği oldukça defansif bir değişiklik olurdu, zira Wesley oyundan çıkmıştı, ki o oyundayken bile oyuna katkısı tartışılırken Selçuk'un Wesley'den daha üretken olabileceğini düşünmek bence hayalcilik olurdu..

    Son olarak, Fenerbahçenin ne oynadığına dikkat edelim, topla ne yaptılar, ilk yarı 0-0 bitseydi sizce nasıl bir ikinci yarı olurdu, bunları düşünmemiz lazım. Fenerbahçe sadece seyirci baskısına ve Cüneyt Çakır'a güvenerek oynadı, Galataaray'a önde baskı yaparak oyununu bozmaya çalıştı, Galatasaray'ın buna cevabı kazandığı toplarla hızla ileri çıkmak olacaktı ki, Çakır Galatasaray'ın ne top kazanmasına, ne de hızlı ileri çıkmasına izin verdi; maçın sürekli durduğu bir ortamda Fenerbahçe'nin kontraatak yeme şansı olmazdı tabii ki. Fenerbahçe'nin oynadığı futbol, bir tür amerikan futbolu stratejiydi. Oyun kurucu'nun üzerine atla, rakibin oyun kurma merkezini geriye it ve top kaparsan hızlı pasla skor üret. Bu kadar... Fenerbahçe'yi böyle analiz edersen, Cüneyt Çakır'ın maçtaki önemini anlayabilirsin.

    Siz aksini söyleyebilirsiniz, ama Galatasaray'ın bu maçı kazanması istenmiyordu.. Riekerink'te Galatasaray'da istenmiyor, bu çok net. Bunun böyle olmasının sebebi de taraftarın sezon başında Riekerink'in arkasında durması ve Riekerink Bey diyeceksiniz sloganıdır...

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0