Bülent Tulun: Telefonum çaldı, arayan Drogba'nın menajeriydi..
Galatasaray'da kulüp tarihi boyunca bir çok önemli isim forma giydi. Avrupa'daki kartvizitinde iki şampiyonluk kupası, yarı final ve çeyrek final başarılarının yanı sıra ciddi bir marka olarak bilinen Galatasaray için kuşkusuz Didier Drogba transferi ayrı bir önem taşıyor. Futbol tarihinin en büyük oyuncuları arasında gösterilen Fildişili efsane oyuncunun transferini gerçekleştiren dönemin yöneticilerinden Bülent Tulun, transferin hikayesini Four Four Two'ya anlattı..
Drogba’nın menajeriyle tanışıklığımız transferden çok daha öncesine dayanıyor. 2011 yılında kendisini arayıp, Drogba’yı transfer etmek istediğimizi söylemiştim ama olmamıştı. Sonraki transfer dönemlerinde de ısrarcı olmadık.
Ocak 2013’te devre arası transferleri için Fatih Terim beş savunma oyuncusundan oluşan bir liste çıkardı ve önceliğimiz sadece bu futbolculardı. İlk ikisinin ücreti çok fazla olduğu için üçüncü sıradaki Aurelien Chedjou ile görüşmeye, Paris’e gittim. Lille kulübü ile pazarlık yapacaktım. Paris’e gittiğim günün gecesinde telefonum çaldı, arayan Drogba’nın menajeriydi. Transfer konusu haricinde de arkadaşlığımızı sürdürdüğümüz için sohbet ettik. Bana Drogba’nın Shanghai Shenhua takımıyla alacakları konusunda sorun yaşadığını, başka bir kulübe transfer olmak istediğini söyledi.
Telefonu kapatır kapatmaz başkan Ünal Aysal’ı aradım. O zaman da Şampiyonlar Ligi’nde Schalke ile oynayacaktık. Bana o maçı kazanırsak kulübün kasasına ne kadar para gireceğini sordu. ‘6,5 milyon avro’ dedim. Yaklaşık 3 milyon da reklam gelirinden payımız vardı. ‘Savunma oyuncusunu boş ver, 10 milyon avroya Drogba’yı bitir!’ dedi. Fatih Terim de aynı fikirdeydi. Bu arada transfer sezonunun kapanmasına altı gün vardı! Hemen menajeri aradım, ertesi gün adamı İstanbul’a getirdim. Başkanla görüşüp, 9.8 milyon avroya anlaştılar.
Geriye Drogba’nın imzası kalmıştı ama o da Afrika Kupası için Johannesburg’daydı. Tabii imza attırmakla bitmiyor, imzanın onaylanması için konsolosun şahitliği lazım. Neyse ki o da Galatasaraylı çıktı. Adamı alıp 250 kilometre uzaklıktaki tesislere gittik. Drogba da beyefendi, saygılı bir adam. Bizi çok iyi karşıladı, bir buçuk senelik imzayı attı ve bunların tamamı 96 saat içerisinde oldu!
Drogba’yı turnuva biter bitmez hemen Türkiye’ye getirdik, yanında Fildişi Sahili’nden üç arkadaşı vardı. Kulübün de yardımıyla Kemerburgaz’dan bir ev tuttular, bir de minibüs verdik. Hatta tuttuğu ev, kulübün kira için verdiği paranın iki katıydı ama bizden başka bir talebi olmadı. Sözleşmesi bitene kadar hiçbir sorun yaşamadık. ‘Futbolu Chelsea’de bırakmak istiyorum, ailem de orada’ dedi, öpüşüp ayrıldık.
Kalbi GS aşkıyla dolu, yüce insan! Tulum efendi insan üstü bir çabayla Drogba'yı takımıza kazandırdı. Bu çabası ile heykeli dikilmeli. Ancak kulübün 4 milyon avrosu bu transferde Drogba yerine başkalarının cebine girmiş. Bir de o konuyu açıklasa da aydınlansak. http://www.milliyet.com.tr/-4-milyon-euro-kimin-cebinde--galatasaray-2212241-skorerhaber/ gerçi daha Adnan Polat'a şantaj içeren mektubunu izah edebilmiş değil. En kısa zamanda yeniden kulübümüzde görev yapıp yeni milyon avro buharlaştırma faaliyetlerine başlamasını diliyorum. İyi ki var.
YanıtlaSil