Avrupa Ligi | Bir teknik direktör faciası, vol 2!
UEFA Avrupa Ligi'nde ikinci öneleme turunda Östersunds deplasmanında ilk maçta sahadan 2-0 mağlubiyetle ayrılan Galatasaray, turun rövanşında İsveç ekibini yaklaşık 40bin taraftarıyla birlikte evinde ağırladı. Rakibi karşısında sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrılarak UEFA Avrupa Ligi'ne veda eden Galatasaray, kulüp tarihine geçecek rezalet performanslardan birisine imza attı.
Galatasaray ilk maça göre tek fark Garry Rodrigues yerine Belhanda başladı. Galatasaray için beklenti maçın ilk 20-30 dakikası baskı kurup buradan bulacağı gol veya gollerle ikinci yarıya daha rahat başlaması yönündeydi. Galatasaray topa sahipti ancak ilk net pozisyonunu 27. dakikada Yasin ile buldu. İlk yarım saate kadar Galatasaray'ın ana sorunu topu öne taşıyabilecek ne kenar ne de orta saha oyuncusunun olmamasıydı. Burada Belhanda'nın yavaş yavaş oyuna dahil olması ile ilk yarım saatten sonra maçın başında beklenilen baskı aralıklarla kurulabildi. Lakin set hücumuna dönen her pozisyonda Galatasaray plansızlığının bedelini ödedi. Oyun set hücumuna döndüğünde sıkça şunu gördük: Top Linnes'ten, Carole'e kadar dolaşıyor oradan Selçuk veyahut Tolga gelip alıyor ve Maicon'a aktarıyor. Maicon ise topu ceza sahasına dolduruyor. Şu durum Galatasaray'ın set hücumlarında ne kadar plansız olduğunun göstergesiydi. Bu plansızlığa rağmen Galatasaray 30-45 dakikalar arası 3 tane net pozisyon yakalamayı başardı ancak değerlendiremedi ve ilk yarı 0-0 beraberlikle sonuçlandı.
Igor Tudor ikinci yarıya ilk yarıdaki kısırlığa, Sinan Gümüş'ün gezerek 45 dakika bitirmiş olmasına rağmen değişiklik yapmayarak başladı. Galatasaray'ın değişiklik yapması gerektiğini az buçuk futbol takip eden herhangi bir insan bile görüyorken bu çok garip bir hamle oldu. İkinci yarıya Östersund daha önde başladı, topa sahip olmak istediler ve bunu rahatça elde ettiler. Gole kadar Galatasaray duran toplar hariç yine pozisyona giremedi. 60. dakikadaki Ahmet Çalık'ın amatör futbolcuların bile yapmayacağı top kontrolü hatası yaparak topu Ghodos teslim etti, Muslera ile karşı karşıya kalan Ghodos penaltıyı aldırdı. Tur aslında burada fiilen bitti. Galatasaray'ın bu dakikadan sonra başı kopmuş bir tavuk gibi sağa sola saldırdığını gördük. Bu saldırış 69.dakikada oluşan karambolde golü getirdi ancak Galatasaray için 3 gol daha lazımdı. Geriye kalan bölümde yine benzer bir Galatasaray izledik ne yaptığını bilmeyen hiçbir oyun planı olmayan sadece forvetlere şişirelen toplarla bir şeyler çıkartmak isteyen bir Galatasaray.
Galatasaray bu skor ile İsveç Ligi 4. sırasındaki, Galatasaray'ın bir futbolcu maaşı kadar bütçesi olan bir takıma elendi. Şüphesiz burada asıl suçlu Igor Tudor. Bu takım 1 aya yakın süredir idman yapıyor ancak takımın herhangi bir planı yok. Set hücumlarında bunu daha net görebiliyorsunuz. Maicon bugün tahmince hayatında ilk kez hücumda bu kadar çok topla buluşmuş ve o topu kendi kullanmak zorunda kalmıştır. Galatasaray'ın herhangi bir oyuncu transferinden önce hocasının kendisini sezon başlamadan çok daha fazla geliştirmeye ihtiyacı. Şu maçtan sonra Galatasaray için gelecekte hiç de iyi günler iyi beklemediğini rahatlatlıkla söyleyebiliriz.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.