Dış Köşe | Tottenham'ın Wembley laneti

İngiltere Premier Ligi ikinci haftasında sahnelenen Londra derbisinde Chelsea ile Tottenham Wembley'de karşı karşıya geldi. Maçı 2-1 kazanan Chelsea'nin gollerini Marcos Alonso atarken, Tottenham'ın tek golü ise Michy Batshuayi'nin kendi ağlarını havalandırmasıyla geldi. 

Bu galibiyet Chelsea'deki dalgalı suların bir nebze olsun durulmasına yardımcı olurken Tottenham'ın Wembley'de kaybetme lanetinin de devam etmesine sebep oldu. Öteki taraftan Haziran ayından beri 100. golüne ulaşmayı bekleyen Harry Kane ise bu maçtan da eli boş döndü.

MAÇ ÖNÜ PLANI İYİ, PRATİK KÖTÜ

İki takımda yukarıdaki görsele benzer şekilde sahaya çıktı. Maç öncesi yapılan basın toplantısında Antonio Conte, takımın 3-5-2 şeklinde sahaya çıkacağı sinyalini vermişti. Maçın başında Conte'nin Kante-Luiz-Bakayoko üçlüsünü orta sahada kullanması 2. bölgedeki prese daha çok önem verdiğini kanıtlıyordu. Maç genelinde de 3. bölgede baskı yapmak yerine 2. bölgede baskı yapmayı ve burada kazandıkları topları dikine, hızlı şekilde kullanarak pozisyon üretmeyi amaçladılar. Lakin bu teori pratikte pek başarılı olamadı. Chelsea 2. bölgede fazlaca top kazandı ancak Willian ve Morata bunlardan neredeyse hiçbir şey üretemedi. Özellikle Morata maç boyu çok kötü bir futbol oynadığını söylersek abartıya kaçmayız herhalde.

Chelsea'nin maç boyunca top çalma denemeleri. Çoğunluğunun 2.bölgede olduğunu görüyoruz.

Tottenham ise her zamanki gibi pas oyununu oynamaya çalıştı. Pochettino artık klasikleşen sağ kenardan başlayan hücumlarının yanına Chelsea'nin orta saha ve savunma hattı arasında Alli-Kane'i topla buluşturup buradan pozisyon üretme çabasını da ekledi. Bu hücum planlarından pozisyon üretmeyi başaran Spurs, kale direklerini ve Courtois'i geçemedi. Conte ise rakibinin etkili kullandığı sağ kanat bölgesine önlem almak için Kante'yi sola yakın başlattı. Burada asıl amaç takımın hücum organizatörü Eriksen'i pasifize etmekti ancak pratikte çok başarılı oldukları söylenemez. Conte'nin bu plandan vazgeçip Kante'yi orta üçlünün en sağına yollaması 30 dakika sürdü. Frikikten gelen golün ardından ise Chelsea tamamen otobüsü çekmeye başladı. Kenar bekler Moses-Alonso iyice geriye yaslandı ve Maviler'in savunması tamamen 5li bir düzene geçti.

DEĞİŞİKLİKLER MAÇIN KADERİ OLDU

Değişiklere kadar yukarıdaki pozisyonu almaya başladı iki takım. Hem skoru ele alması, hem de eksiklerinin fazla olmasından dolayı Conte golden sonra topu tamamen Spurs hakimiyetine bıraktı. Kontra ataklarla farkı arttırmayı planladılar ancak hiçbir etkinlik oluşturamadılar. Tottenham ise pas oyununu oynamaya devam etti. Luiz-Bakayoko-Kante gibi savunma yönü güçlü bir ekibe karşı orta sahada da üstünlüğü sağladılar. 70. dakikaya kadar Chelsea'yi çözemeyen Pochettino hamlesini Dier'i kenara alarak yaptı. Bu dakikadan sonra orta sahadaki üstünlüğünü kaybetmeye başlayan Tottenham'ın golü ise Chelsea'nin baskıdan daha rahat çıktığı, yavan da olsa pozisyon ürettiği dakikalarda geldi. Orta sahadaki üstünlüğün kaybı aslında Pochettino adına maçın kaybına yol açtı.

İKİ TARAF DA SANCILI

Chelsea şampiyon olduğu sezonun ardından sancılı bir transfer dönemi geçiriyor. Costa'nın gönderilişi ve Conte'nin istediği isimlerin alınmamasının ardından yaşanan yangın, sezonun ilk maçında yaşanan Burnley yenilgisi ile iyice alevlense de bu galibiyet ile Maviler rahat bir nefes aldı. 

Tottenham ise sezona Walker ve muhtemelen Danny Rose kaybıyla başladı ancak ligin hala şampiyonluk adaylarından biri. Wembley kabusları ise sürüyor. Geçen sezon alınan mağlubiyetler, White Hart Line ile Wembley arasındaki saha ölçüm farklarına bağlanmıştı. Bu sezon Pochettino buna çözüm olması için antrenman sahalarını, Wembley ölçüleri ile aynı yaptırdı. Bu çözümün laneti bozmaya yardımcı olup olmayacağını sezonun ilerleyen maçlarında göreceğiz.