Dört Köşe | ''Yönetim Tudor'a güvenerek doğru yapıyor.''
FCN Blog'un kendine has konsepti olan Dört Köşe'de bu hafta Igor Tudor'u ve hakem hatalarını Fanatik gazetesinden Cenk Durna ile konuştuk. Keyifli okumalar..
10 hafta sonunda Galatasaray ilk yenilgisini aldı. Trabzonspor maçı sonrası Tudor'un büyük maçları kaldıramadığına dahil tartışmalar yaşandı. Sen Tudor konusunda ne düşünüyorsun?
Igor Tudor yaşına göre hayli fazla tecrübeye sahip bir teknik adam. Fakat Galatasaray ile birlikte ilk kez “Büyük Takım” tecrübesi yaşıyor. Önemli olan bu tecrübe ediş sırasında kendini geliştirebilmesi ve ya gelişime açık olması. Geçtiğimiz sezonun kısıtlı bölümünde ve bu sezon gözlemlediğim kadarıyla Tudor kendini geliştirmekte. Hata yapıyor olsa bile yaptığı hataları görüyor ve bunda ısrar etmiyor. Günün futbolunun gerekliliklerinin farkında. Takımını buna adapte etmek istiyor.
Büyük maçlar konusunda ise çoğunluğa katılmadığımı belirtmem gerek. Şampiyonluğun Anadolu’dan geçtiğine inanıyorum. Fatih Terim 1.döneminde 17 Ağustos 1996’dan 1 Mart 1998 tarihine kadar ligde hiçbir büyük maçı kazanamadı. Bu dönemde kendi evimizde Fenerbahçe’ye 4-0 kaybettiğimizi de eklemem gerek. Fakat bu 2 sezonda da şampiyon olduk. Son olarak teknik direktör sirkülasyonumuz son dönemde bu kadar fazla iken umut vaat eden bir hocaya güvenmeyi ve sabretmeyi hatalı bulmadığımı eklemem gerek. Yönetim Tudor’a güvenerek doğru yapıyor.
Geçen hafta Cüneyt Çakır, bu hafta Halis Özkahya büyük skandallara imza attı ve bu akıllara ''Puanları dengelemek için bir operasyon mu yapılıyor?'' sorularını getirdi. Sen bu konuda hakkında ne düşünüyorsun ve hakemlerin performanslarını nasıl buluyorsun?
Yaklaşık 9 sene Radyospor’da Süper Lig maçlarını canlı anlattım ve yorumladım. Türk hakemlerinin hiçbir zaman iyi niyetli olduğunu düşünmediğimi ısrarla vurguladım. Şu anda da aynı düşüncedeyim.
Son zamanlarda şöyle bir düşünce oluştu: “Büyük takım gerekirse hakemi de yenecek.” Böyle bir şey olmaz. Bir yanda aleni olarak rakipler kollanıp yarış içine sokulurken bir yanda senin önünü kesmeye çalışacaklar. Geçtiğimiz sezon Galatasaray’ın aleyhine verilen kararların ya da lehine verilmesi gerekirken atlanılan kararların haddi hesabı yok. Bu durum herhangi bir hakeme yaptırım olarak döndü mü? Cevap hayır.
Türk futbolunu yöneten tüm kurullar şaibelidir. Hakemlerin performansını da bunu göz önüne alarak yorumlamak gerekiyor. Yöneticisi şaibeli olan hakemin tarafsız olduğunu düşünmek ise polyannacılık olur.
Trabzonspor maçında sezonun en kötü futbolunu oynadık. Sen oynanan bu kötü futbolu neye bağlıyorsun?
Trabzonspor bu sezon Fenerbahçe, Başakşehir ve Beşiktaş ile deplasmanda berabere kalmış ve hatta bu takımları yenebilecek kadar iyi performans göstermiş bir takım. Buradan bakınca Trabzonspor’a hem de deplasmanda yenilmek büyük bir sorun değil gibi gözükebilir.
Öte yandan Trabzonspor teknik direktör değişimine gitmiş ve sezonun ilk bölümünde Galatasaray ile karşılaşmış olan Rıza Çalımbay’ı takımın başına getirmişti. Bunun da avantajını kullandılar.
Oynanan futbolu Galatasaray açısından değerlendirdiğimde bazı sorunlar olduğunu söylemem gerek. Zira sezon başında iyi işleyen ve kazanma alışkanlığı edinmiş takım ile son Trabzonspor maçındaki takım arasında ciddi farklar vardı. Savunmada Maicon – Serdar Aziz tandemi bozulmamalıydı. Sol bek için Linnes ilk alternatif olmalıydı. Bunun dışında dış sahada kendi evimizde olduğu kadar baskın oynamamız şart. Deplasmanlarda oynadığımız maçların tamamında belli bölümlerde baskıya muhatap olduk. Bu baskı karşısında çözüm üretmemiz gerekiyor. Üzerinde çok durulmasa da Trabzonspor maçında Belhanda’nın eksikliğinde hücumda yaratıcılık sorunu çektiğimizi de eklemem gerekiyor.
Galatasaray, Gençlerbirliği maçında Feghouli ve Ndiaye'den yoksun olacak. Sence bu iki ismin yerine kim oynamalı ve nasıl bir maç bekliyorsun?
Feghouli zaten takıma geç girmişti. Garry Rodrigues onun bölgesinde sezon başında iyi iş çıkarmıştı. Bu karşılaşma için maceraya girmeden Rodrigues ile başlamamız gerektiğini düşünüyorum.
Bana göre Ndiaye asıl büyük kayıp. Yerinde Selçuk İnan’ın forma giyeceğini düşünüyorum. Ancak Selçuk ile Ndiaye farklı tipte oyuncular. Bu maçta bundan ötürü Fernando’ya çok iş düşecektir.
Gençlerbirliği maçında iç sahada özlediğimiz Galatasaray’ı göreceğiz düşüncesindeyim. Taraftarın ne kadar önemli olduğu her futbolcu tarafından ısrarla vurgulanıyor. İç sahada taraftar desteği ile bileğimiz kolay kolay bükülmez. Gençlerbirliği’nin Beşiktaş’ı yenmesi illüzyondu. Başkent ekibi ligin en kısıtlı ve yetersiz 3 kadrosundan birine sahip. Ellerinden geldiğince direnip skoru koruma yoluna gideceklerdir. Fakat ilk golü bulmamız halinde rahat bir galibiyet alarak 3 puanı hanemize yazdırıp Gençlerbirliği’ni yolcu ederiz.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.