Dwight Hardy ve Oktay hoca ile birlikte yükselen formu..

Sezon başı kurulan kadroda en sevdiğim ve güvendiğim oyunculardan biri Dwight Hardy idi. Tamam seviyesi belli adam, yaşını da almış bu saatten sonra büyük bir gelişim göstermesi ya da atılım yapması beklenemez ama her zaman ne alacağını bildiğin, doğru koçun elinde değerli parçaya dönüşecek önemli bir skorerdi Hardy. 

Erman hoca dönemine baktığımızda tüm takımda olduğu gibi Hardy de belli sıkıntılar vardı, istikrarlı değildi bir kere. Sezon başında kullanamıyorduk bile onu, ona pozisyon hazırlamadan topu teslim edip "Biz seti oynayamadık hadi bizi kurtar baba" falan diyorduk çoğu zaman. Oyun konsantrasyonu ve arzusu düşüktü Hardy'nin de. Bu bağlamda takımdaki en güvenilir ellerden biri olmasına rağmen eleştiri de aldı. Ki çok normaldi bu durum. Ancak Oktay hocanın gelişi takımın tüm çehresini değiştirip farklı bir imaj çizmesini sağlarken, Hardy de bu değişimden payına düşeni aldı.

Peki nasıl mı oldu bu, en başında pozisyonu değişti Amerikalı skorerin. Oktay hocanın bol guardlı sisteminde çoğu zaman 3 numarada gördük onu. Tabi bu onun için zor bir durum. Çünkü fiziksel olarak uzun ya da kalın bir adam değil Hardy. Acaba Shipp'teki değişim onun için de olur mu diyebilmek zor mesela, aralarında ciddi fizik farkı var çünkü. Ama Hardy şu geçen kısa sürede iyi idare etti durumu orada. Rakipleri karşısında savunmada ezilmedi. Elinden geldiğince mücadele etti ve bence iyi savunma yapmayı da başardı. Gerek 3 numarada oynarken gerekse 2 numarada oynarken. Kariyerinin önceki kesimlerinde savunma arzusunun bu kadar yüksek olduğu sekans var mıdır pek sanmıyorum. Koç Oktay Mahmuti olunca savunmada sahaya direnç ve istek koymazsan, süre alman pek kolay değil tabi. Hardy de bu durumu çabuk kavradı.

Savunma ile başladım ama aslında bu yazıyı yazmaya karar vermemdeki sebep hücum istatistikleri Hardy'nin. Çok fazla istatiğe boğmak istemiyorum sizi ama bazı önemli veriler var bu değişimi anlatan. Mesela Erman hoca döneminde saha içinden maç başına 8.6 şut denemesi yapan Hardy, Oktay hoca ile bunu 11.25'e çekti ve bunu yaparken yüzdelerini de inanılmaz bir oranda arttırdı. En dramatik artış da iki sayılık isabet yüzdelerinde. Erman hoca döneminde %40 ile iki sayılık isabet bulan Amerikalı oyuncu, Oktay hoca ile bunu %59'a çekmiş durumda ki bu bir kısa için gayet gayet tatminkar bir yüzde. Tüm bunlara bağlı olarak da sayı ortalaması 10.6'dan 14.5'a çıktı. 

Hardy artık bu takımın bir numaralı skoreri olduğunu biliyor. Hem set hücumunda hem de clutch time'da. Erman hoca döneminde bu görev paylaşımı yoktu. Bir maçta 12-13 şut atıp ertesi üç maç sadece 4-5 top kullanabiliyordu Hardy. Mesela Erman hoca döneminde oynadığı 13 maçın 5'inde çift haneli sayı atabilmiş, Oktay hocayla ise 8 maçında tamamında çift hanelerde. Çok daha agresif bir görüntüsü var artık saha içinde. Potaya çok daha kendinden emin gidiyor. Maç başına kullandığı serbest atış sayıları da arttı, teması daha çok sağlıyor. 

Bir de şu durum var tabi. Erman hoca topu ona verip skorunu yaratmasını istiyordu. Tamam Hardy iyi bir skorer ama kendi skorunu yaratma konusunda silahları kısıtlı. Bir süre sonra rakip savunmalar onu çözebilir. Oktay hoca onu daha çok topsuz oyunda kullanıp seti başlatan ya da yöneten değil, seti bitiren adam yaptı. Bence en temel farklılıklardan birisi bu. Ayrıca sadece onun şut tehdidi için oynadığımız setler var mesela gerek orta mesafe gerekse üçlük için. İkili oyunda da ters tarafa yerleştiğinde top dönüyor mutlaka ona. Ona konfor alanı sağladı Oktay hoca, Hardy de bu ikramı geri çevirmedi şu 8 maçlık sekansta. 

Belki savunmadaki isteğiyle de bağlantılı bu durum, bazı oyuncularda böyle bir geri bildirim alabilirsiniz. Hücumda belirli şeyleri yapabilme özgürlüğünü alınca oyun içi farkındalığı ve arzusu yükselebilir. Ama şu bir gerçek ki, sebebi ya Oktay hocanın oyun anlayışı ya da hücumdaki rahatlaması olsun Hardy'nin savunmadaki arzusu ve isteği de net bir şekilde yükseldi. Bu sayede Play-Off potasına da girmişken Oktay hocanın en güvendiği ellerden biri olacağı kesin Dwight Hardy'nin kalan sürede.