Süper Lig: Asıl sorun nasıl kaybettiğin..
Büyük takımlar geriye düştükleri vakit daha önde oynamasını beklersiniz. 3.bölgede daha kalabalık olmaları, ceza sahası ve çevresine daha çok top atılması gerekir.. Lakin bunu yaparken de çoğumuz algı gereği savunmadan bir isim oyundan alırken hücumcu bir ismi oyunda görmeyi bekleriz. Yine kazanmaya daha çok ihtiyacı olan takımlar can havliyle ileri şişirmesi, doldur boşalt oynadıklarını görürüz. Galatasaray da dün benzer şeyleri yaptı ancak bunları son 5-10 dakika yerine son 30 dakika oynamaya çalışınca maçı kazanma ihtimalini tamamen şansa bıraktı ve sonunda da maçı kaybetti.
Maç öncesinde Gençlerbirliği'nin tam olarak nasıl oynayacağını anlayamamıştım.. Ümit Özat normalde sürekli oynayan beklerden, merkez orta sahası Scekic'den vazgeçerek başlamayı tercih etti. Takımını 3-4-3 ile sahaya sürdü. Kenar bekleri olarak Alper ve Zeki tercihleri şüphe uyandırıyordu. Zira bu ikili yalnız kalırsalar Galatasaray kenarlarının buraları işlemesi oldukça muhtemeldi. Gençlerbirliği'nin kenar forvetleri çok iyi yardıma geldi. Elvis Manu'nun savunma yardımı çok önemliydi çünkü Galatasaray'ın hücumlarının çoğunu sağ kenardan oluşturuyor. Ümit Özat hücumda ise Maicon'un zaaflarını ve yine buna bağlı olarak Galatasaray'ın high-line savunmasında oluşan zaafları işlemeyi amaçlayan daha çok direkt topları tercih eden bir oyun planı yapmıştı. Bu pasları atabilmesi için de merkeze Sessegnon'u koyarak oradan çıkan pas kalitesini arttırmayı amaçlamıştı.
Buna karşın Galatasaray ise yine aynı düzen ile sahaya çıktı. Galatasaray'da bu maç adına yeni bir şeyler görmek istersek sadece savunma arkasına atılan pasların çok daha fazla oluşundan bahsedebiliriz. Lakin burada şöyle bir sıkıntı oluştu.. Gençlerbirliği savunmada gömülü şekilde bekliyordu ve Gomis 3 tane stoperin kucağındaydı. 4-1-4-1'in kenarlarında olan Rodrigues ise topla buluştuğu noktalar çok alakasızdı bu sebeple de inanılmaz kötü bir oyun izlettirdi. Garry'nin oyun bilgisi çok iyi değil ve bundan dolayı topla kalabalığın arasında buluşmamalı. Evet, Garry çok kötü oynadı ancak takımın geri kalanı Garry'e çok kötü paslar attı. Feghouli'nin rolü itibariyle bir kenar forvetten ziyade kenardan oyun kuran bir isim gibi oynuyor. Ondan da çok fazla savunma arkasına koşu yapması beklemek yanlış olurdu. Galatasaray'ın savunma arkasına koşu atabilecek diğer bir isim ise Selçuk. Selçuk için önceki dönemlerinden kalma oyun kurucu rolü yapışmış durumda. Şu an Selçuk için iki yönlü bir orta saha görevi görüyor. Ceza sahasında Gomis'den fazla olduğu anlar oluyor. Galatasaray için gerçek anlamda oyun kurucusu ise Younes Belhanda. Belhanda, Fatih Terim'in bu düzene geçtiğinden beri gerçek anlamda oyun kurucusu. Topu dağıtan, hücumu şekillendiren isim.. Algının aksine ceza sahasına koşu yapması çok fazla da gerekmiyor. Bunu yapması gereken isim yanındaki isim Selçuk olmalı.
Galatasaray'ın ilk yarı boyunca sorunun ceza sahasına oyuncu sokmakta zorlandığından bahsettik ama sorun burada değildi. Sorun ceza sahasına organize şekilde top göndermekti. Galatasaray'ın zorlanmasını sağlayan sebep ise Ümit Özat'ın 3'lü savunma tercihi olabilir. Galatasaray sağ kenardan hücum organizasyonlarını oluştururken Mariano, Belhanda ve Feghouli kesinlikle bulunuyordu. Donk varken buraya Maicon ekstra şekilde ekleniyor ve Galatasaray hücumunu rahatlatıyordu. Dün ise Fernandolu Galatasaray'da ise bu 3'lüye eklenen bir isim görmedik ve hücumda sıkışıp kaldı.
İkinci yarıda ise Fatih Terim oyun içinde bir değişikliğe gitti. Feghouli sol kenara gelirken, Garry sağ kenara gitti. Feghouli'nin sol tarafa geçişi oyunun iki kenara da yayılmasını sağladı. 15 dakika boyunca Galatasaray'ın daha derli toplu olduğunu gördük ancak 15 dakikanın sonunda Fatih Terim kendi seviyesinden beklenmeyecek bir değişiklik tercih etti. Belhanda çıkarken Eren girdi. Galatasaray'ın kadrosunda hücumda top kullanabilecek 3 veya 4 oyuncusundan biri Belhanda. Oyundan alınması sahada top kullanacak isimler içerisinden bir kişi eksilmesi demekti. Ayrıca takıma da yerden oynamayı bırakın uzun topa dönün demekti. Fatih hoca muhtemelen topu ceza sahasına organize getirme sorununu çözdük şimdi de ceza sahasında +1 olalım diye düşündü ancak orta sahadan 1 eksilmek çok büyük bir hataydı. Hem de oyun kurucunu kenara alarak. Bunun yerine iki yönlü rolünü verdiği Selçuk yerine ceza sahası ve çevresinde her daim giren ayrıca orta sahaya da ekstra yardım getirebilen bir isim. Dün Tolga'nın tercih edilmesi gerekirken düşünmemesi bile hayal kırıklığına uğrattı. Ümit Özat bu hamleye hemen karşılık verdi. Orta sahadaki Galatasaray hakimiyetine son vermek adına Deniz Yılmaz yerine Scekic'i oyuna sürdü ve Galatasaray ikinci yarının başındaki ilk 15 dakikalık derli toplu oyununu tamamen kaybetti. Fatih Terim devrenin ortasında gerçekleştirdiği Selçuk-Donk hamlesiyle de iyice orta alanı kaybetti.
Galatasaray şampiyonluk yolunda ağır bir yara aldı. Lakin hepsinden önemlisi Fatih Terim'in oyuncu değişiklikleri çok kötü durumda.. Fatih Terim, Galatasaray'a imza attığı günden beri kaybedilen puanların çoğu Fatih Terim'in değişikliklerinde çok kötü tercihlerde bulunması. Milenyum öncesi savunmacı çıkarıp hücumcu oyuna sürmek günümüz futbolunda artık iş yapmak bir yana maçı da kaybettiriyor. Bunu 2 hatta 3 kez test eden Fatih hoca artık bu ısrarından vazgeçmesi gerek.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.