Elit Köşe | F4 Panoraması, Vakıfbank, Gözde ve Seda'nın Vedası

Galatasaray Voleybol Takımı, Avrupa'nın en büyük kupasında geçtiğimiz hafta sonu Final Four oynadı ve organizasyonu dördüncü olarak tamamladı. 5 sene evvel, organizasyonu düzenleme yetkisini alarak doğrudan F4'e katılan takımımız da o sene 4. olarak turnuvayı kapatmıştı. Tecrübesizlik olarak mı adletsek, yetersizlik mi, şanssızlık mı, yoksa kötü oyun mu? Belki de hepsinden biraz var. Gelin geçtiğimiz hafta sonunu, Galatasaray ana odaklı ve genel organizasyonu da kapsayacak şekilde ele alalım.

Takımımızın F4 kapısını nasıl araladığını, bizi nelerin beklediğini F4 öncesi yayınladığımız yazı dizisinde sizlere sunmuştuk. Tekrar tekrar üstünden geçmeye gerek yok. Şahsi olarak, benim bu turnuvada ilk defa gördüğüm şekilde yarı finalde Vakıfbank ile eşleşmek zorunda kalmamayı büyük bir şans olarak görüyordum. Çünkü her ne kadar bu kupada voleybol takımımız tecrübeli olmasa da takımımız camia olarak final seven bir takımdı, finale gelebildikten sonra; hele ki tek maçlık bir finalde rakip Vakıfbank da olsa şanslar %50-50 olacaktı.

Evet, kendimce Alba Blaj bize rakip olarak düştüğünde ellerimi ovuşturmaya başlamıştım bile. Takımı çok savundum, tecrübesizlikleri, takım dinamiklerini belirterek lig içindeki büyük maç kayıplarını gelen tüm eleştirilere karşı savundum fakat Alba Blaj karşısında sanırım sadece ben değil voleybolu takip eden kimse mağlubiyet beklemiyordu. Bu takım çok kritik bir noktada bu sezonun en önemli transferi Tatiana Koshaleva'yı kaybetti. Bu, bahane olarak sunmak için mükemmel bir sebep olsa da; bu takımın bu bahanelere sığınmayacağını yine bize bu takım öğretti.

Alba Blaj karşısında ilk sete iyi giren takımımız ikinci sette dağınık bir oyun ile bizleri karşı karşıya bıraktı. Rakibi tanıtan yazımda belirtmiştim, rakibin Ana Cleger silahı tam 27 sayı ile Galatasaray'ı adeta darma duman etti. Maç adına benim en çok beklediğim gelişme Hristina Ruseva'nın oynamasıydı ki 6 blok istatistiği benim için oldukça tatminkar. Maçı alamasak da bu şekilde bir hamle görmek sevindiriciydi.

Rakipten 4 adet daha fazla ace sayısı atmamıza rağmen, 6 tane daha fazla servis hatası yaparak oradan kazandığımız avantajı hiç ediyoruz. Hep seviyeden bahsedilir, işte bu seviyelerde gerçekten telafisi olmayan hatalar bunlar. Neslihan da gününde değildi, kötü servis karşılama ve kötü hücum istatistiği ister istemez takımımızın arkasında itici bir güç olamadı. En önemlisi, 1-1'den sonra takım halinde düştük. Sezon için ligde final, Avrupa'da F4 hedefi koyan şahsım için ligdeki hedefin tutmaması Vakıfbank ile eşleşiyor olmak ve hakemin art niyetli yönetimi ile bir nevi önemsiz kalsa da, F4 hedefinin tutması yetersiz kaldı çünkü F4'ten sonraki kademe olan final yolu oldukça açık gözüküyordu.

Olmadı, maç kaybedildikten sonra istatistikler ile konuşmak kolay. Hele ki bu şekilde uzaktan. Bu mağlubiyetin ardından takımın yaşadığı düşüş ile üçüncülük maçından da iyi bir şekilde ayrılamayacağımızı kestirmek çok kolay olmadı. Nitekim bazı oyuncularımız da bu seviyelerde biraz sırıttı desek abartmış olmayız. Diğer sezonlara nazaran bu sezon yüksek hedefler ile kurulan takımımızın final göremeyişi sırf bize değil, kendilerine de büyük demotivasyon oldu. Bu şekilde üçüncülüğü de bariz bir skorla kaybettik ve organizasyondan eli boş döndük.

Canları sağolsun, takımımızı seviyoruz. Milyonlar harcanıp emek olarak dahi karşılığını göremediğimiz ne takımlar var. Bu tarz bir sıkıntının yaşanmıyor olması bile önemli. Türk taraftarı olarak erken başarı beklemek adetimizdir fakat, bu tarz organizasyonlarda başarının bu kadar erken gelemeyeceğini her zaman belirtiyorum. Sezonluk ciddi yatırımlar olmadığı sürece bu kültürün oturmasını beklemek gerekir. Bakınız Galatasaray mütevazi kadrosu ile hep kovaladı, bir sezonluk ortalama üstü bütçeyi gördüğü zaman kendinden bekleneni kısmen verdi. Bu konuda hak yememek gerekir. Öyle ya da böyle bu sezon da elle tutulur bir başarı alamadan geride kaldı. Fakat özellikle İtalya'da alınan F4 kapısını aralayan galibiyeti izlemek bile bence başlı başına muazzamdı. Hele ki son sezonunda bize inanılmaz bir resital sunan Neslihan'ı. Bunun için takıma teşekkür borçluyum.


F4'ten elimiz boş dönsek de Türk temsilcimiz Vakıfbank üst üste iki, toplamda dördüncü defa kupayı müzesine götürerek imkansızı başarmaya devam ediyor. Türk takımları belli branşlarda çok ciddi yatırımlar ile sezona girebiliyor. Her zaman yatırım, başarıyı getirmiyor. Burada yiğidi öldürüp hakkını kesinlikle vermeliyiz. Vakıfbank Avrupa Arenası'nın en büyüğü, bunu göz ardı etmeden düşünmeliyiz. Lig maçlarında da Vakıf'a kaybettiğimizde aynı şeyi tekrarlıyorum. Karşımızda Türkiye'nin değil, Avrupa'nın hatta belki de Dünya'nın en büyüğü var. Bu maçları oynamak kolay değil. Bu vesile ile Vakıfbank'a da teşekkürlerimizi sunalım.


Elbette teşekkürler bitmiyor, bu sezon Türk Voleybolu adeta ciddi bir yaprak dökümü yaşıyor. Takım kaptanımız Neslihan Demir Güler, eski Milli oyuncumuz Seda Arslanyürek ve hem Vakıfbank kaptanı, hem de Türk Milli voleybol efsanesi Gözde Kırdar aktif voleybol yaşantılarını sonlandırıyor. Neslihan'a ayrıca bir yazıda değineceğiz fakat Seda benim genel olarak Fenerbahçe forması altında izlediğim, uzun boyu ve sert smaçları ile hatırlayacağım bir voleybolcu olacak. Takımımız altında verdiği mücadele için şahsım adına kendisine teşekkür ederiz.


Bir diğer teşekkür de Gözde Kırdar'a. Hatırlayanlar çıkacaktır, 3 sene önce kontratı biterken kendisine özellikle Twitter'dan Galatasaray için yoğun bir baskı yapılmıştı. Kendisi tebessüm ile karşılamıştı, dün gibi akıllarda. Fakat efsane voleybolcu, efsaneleştiği kulübünü bırakmayarak bizim için biraz buruk bir hikaye oluştursa da kulübüne gösterdiği vefadan dolayı renk farketmeksizin bütün voleybolseverlerin taktirini topladı. Kendisi gerek Milli Takım forması altında gerek Vakıfbank forması altında nice başarılar yakalayıp gururumuz oldu. Kendisine de bize güzel voleybolunu izlettiği için sonsuz teşekkürler.

Böylece voleybol sezonumuzu da kapatmış oluyoruz. Galatasaray sevgimiz hiçbir zaman başarı ile ölçülecek cinsten değil. Bu yüzden herkesin huzurunda emek vererek savaşan iki takımımıza da teşekkür ediyorum. Transferler çok yakında açıklanacak, dolayısıyla ara soğumadan kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yeni umutlar, yeni oyuncularla.


Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0