Kayboluş: Tolga Ciğerci

Sezon başında kadroda revizyona gidilirken gitse çoğumuzun 'niye gitti?' demeyeceğimiz isimlerden biriydi. Igor Tudor sezon başında hazırlık maçlarında ve Östersund maçlarında Tolga'ya ilk 11'de şans vermişti. Öncelikle biz bunun transferlerin tam olarak gelmemesine, hazır olmamasına bağladık ama Igor Tudor, Tolga'yı ilk 11 olarak düşündüğünü ligler başlayınca gördük. Galatasaray sezona fırtına gibi başlarken Tolga da fırtına gibiydi..

Tolga Ciğerci sezonun ilk yarısı boyunca takımın en golcü 2. futbolcusuydu. Bir önceki sezon kaleye isabetli şut çekmekte zorlanan, yeteneksizlik abidesi ilan edilen Tolga takımın en golcü 2. futbolcusu olmuştu. Başarısız sonuçların ardından Igor Tudor ile yollar ayrıldı ve yerine Fatih Terim geldi. Fatih Terim teknik direktörlük karakteri olarak oyuncuların en iyi özelliklerini ortaya çıkaran, beklenmedik isimlerden çok ilginç şekilde verim alabilen bir teknik direktör. Bunun en güzel örneğini de Ryan Donk'ta görüyoruz. Gitmesi için gün sayılan ve kadro dışı bırakılan Hollandalı oyuncunun içinden Pogba çıktı. Tolga'nın da kariyer sezonunu yaşadığı o günlerde bu birlikteliğin daha da başarılı olabileceğini düşünüyordu taraftarlar ama olmadı. Fatih Terim sonrası Tolga Ciğerci adım adım kayboldu ve şu günlerde artık kadroya dahi giremiyor. Peki bunu tetikleyen saha içi etkenler nelerdi gelin birlikte bakalım..

Igor Tudor oyun planı yüksek enerjili, dikine pasların çok olduğu bir oyun tercih ediyor. Bu sebeple de takımın kondisyonun, koşu mesafelerinin önemli olduğu bir oyun tarzı bu. Avrupa'da bu oyun tarzını benimseyen birine örnek verecek olacaksak Liverpool'u örnek gösterebiliriz. Jürgen Klopp da  kariyeri boyunca buna benzer bir oyun yapısı tercih etti. Tolga Ciğerci'nin futbolculuk karakterine bakacak olursak oyun bilgisi ve pozisyon sadakati düşük, tekniği kısıtlı, çok koşan, mücadele seviyesi yüksek, ceza sahası ve çevresine bolca koşu atan bir futbolcu. Tolga topla buluştuğu anda alakasız şekilde saçmasapan bir pas atıp dönüşünde attığı ceza sahası koşusundan sonra golünü atabilir. Igor Tudor sezon başında Tolga'nın bu özelliğini oyun karakterini çok iyi analiz etmiş bu sebeple Tolga'yı alıştığımızın aksine savunmanın önüne koymak yerine 4-3-3'ün kenar forveti olmasını istedi. Bunu yapınca belki bir kenardan hücum etmek zorlaştı ama Tolga'nın hem prese katkısı hem de ceza sahasına yaptığı koşular Tudor'un oyununda çok değerli oldu. Kaybettiği toplar ve bir kenarın hücum katkısını düşürmesi Tudor'un oyununda göz ardı edilebilirdi. Topla buluştuğu noktalar Galatasaray kalesinden uzak olunca rakibe geçiş oyunu verme şansını da düşürdü.

Bu kadar keskin bir düşüşü anlamak için ise Fatih Terim'in de oyun karakterine bakmak lazım. Fatih Terim ülkemizde yaptırdığı ön alan presiyle ünlüdür. Takımları presi yüksek seviyede yapar ama bu demek değil ki Fatih Terim set hücumuna önem vermeyen bir teknik direktör değil veyahut genel algının aksine savunmayı önemsemeyen bir teknik direktör de değil. Hatta bu sezon yaptırdığı savunma hücum organizasyonlarından daha önde.. Igor Tudor döneminde kenarda oynayan Tolga'yı, Fatih Terim kenarda kullanmak istemez çünkü Fatih Terim hücumda iki kenardan da katkı almak ister. Tolga'nın bir kenarın hücum katkısını düşürdüğü aşikar olunca Fatih Terim'in bu tercihi yapmasını beklemek yanlış olurdu. Fatih Hoca, Tolga'yı pek çok kez 4-2-3-1'in 2'lisinden biri olarak kullanmaya çalıştı ama Tolga'nın pozisyon sadakati oldukça düşük. 4-2-3-1 oynuyorsanız en büyük sorun merkezde eksik yakalanmak oluyor. Bu sebeple merkezdeki 2'linin yanındaki ismi tek bırakmaması gerekiyor. Tolga'nın gereksiz yere prese gitmesi Galatasaray savunmasını bolca sıkıntıya sokuyordu ayrıca kaleye yakın top alması ve buralarda yaptığı top kayıpları rakibe geçiş oyunu imkanı veriyordu. Fatih Terim'de yine Tolga'dan bu sebeple vazgeçmek zorunda kaldı. Fatih Terim kupadaki Konyaspor maçından sonra ise 4-3-3 dizmeye başladı takımı.. Merkezdeki 3'lüsü Donk-Selçuk-Belhanda oldu. Selçuk'u 4-5 sene önceki gibi bir oyun kurucu gibi kullanmadı. Selçuk artık bir iki yönlü orta sahaydı. Bu dönemde Gomis'in yanına orta sahadan gelecek koşuları atan isim hep Selçuk oldu. Bu dönemde Tolga'nın oynayacağı inancına sahiptim ama Galatasaray'ın topu savunmadan çıkaramama gibi bir sorunu vardı ve Selçuk hem oyun görüşü hem de tecrübesiyle faul alabiliyor, topu geç de olsa öne taşıyabiliyordu. Tolga'nın yapamayacağı işlerdi bunlar. Tolga'nın eriyişi ise günden güne devam etti ve Alanya deplasmanı öncesi yaşananlar sonrasında muhtemelen Fatih Terim'in ilk sildiği isim oldu. 

Hatırlayacaksınız, Fatih Terim maçtan sonra Tolga Ciğerci'den bahsederken sakatlık sorununa dem vurdu. Sağlık heyetinin onay vermesine rağmen ağrıları olduğu için antrenmana çıkmadığı, takımla çalışmadığını üzeri kapalı bir şekilde belirtmişti Fatih Hoca.. Ki böyle oyuncuları da hiç sevmez, hele hele takım içerisinde - rotasyonda en ufak bir katkıya dahi ihtiyacımız olduğu dönemde böyle bir davranışı da kabul edeceğini sanmıyorum. UEFA'dan gelecek FFP kararı doğrultusunda Tolga Ciğerci herhalde ilk aksiyon alınacak oyuncuların başında geliyordur.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0