STSL | İnan edin şampiyon olacağız!

Galatasaray şampiyonluk yarışında kalan 270 dakikasının ilk 90 dakikası için Akhisar çimlerine çıkarken Galatasaray adına Belhanda ve Mariano çok büyük bir eksiklikti. İkisinin de olmayışı, kadronun olabildiğince dar oluşu bu zor deplasman öncesi Fatih Terim adına elde 2 seçenek bırakmıştı. Belhanda yerine ya Feghouli'yi forvet arkasında görevlendirdiği 4-2-3-1 ya da Selçuk ile başladığı 3 ön liberolu 4-3-3.

Fatih Terim'in oyun karakteri, söylemleri bizi ilk şıkkı tercih edeceği hissine kapılmamızı sağlıyor. Lakin bu sezon hocanın kendi içinde bazı değişikliklere gittiğini artık 'ne olursa olsun ben hücum ederim' mantığından uzaklaştığını gösteren bir sezon oluyor. Sezonun ikinci yarısında Fatih Terim'in orta saha tercihleri genelde önce savunma diyen tercihlerdi. İlk kayıplarını yaşadığı Sivas deplasmanına Tolga-Donk ikilisi ile çıkmıştı. Başakşehir maçından itibaren ise Fernando-Donk ikilisine orta sahayı emanet ediyordu. Bu maçta ise Belhanda'nın yokluğunda iyiden iyiye 'önce yemeyelim nasıl olsa atarız' dercesine orta sahası Donk-Fernando-Selçuk olan 4-3-3 ile takımını sahaya sürdü. Galatasaray bu orta saha ile topa sahip olalım ve set hücumu edelim tarzında bir oyun benimsemesi doğru olmazdı zaten bu isimler de bu oyunu oynayamazdı. Fatih hocanın kafasındaki kontra-atak futboluydu lakin bunu da fizik olarak çok kötü olan Feghouli ve bu oyuna yatkın olmadığı için Premier Lig'de tutunamayan Gomis ile oynamak epey zor olacaktı. Takım hücumda Nagatomo, Linnes ve Rodrigues'in ayağına bakacağı aşikardı. Keza gollerde bu isimlerin katkılarıyla geldi.

İlk gol Galatasaray'ın artık klasikleşen sağ kenar organizasyonlarından geldi. Manchester City bu sezon takip edenler pek çok kez bu hücumu görmüştür. Kenarlara atılan ters top sonrası kenar oyuncusu bek ile 1v1 kalır ve yerden sert şekilde altı pasa doğru orta kesilir. Fatih Terim sonrası Galatasaray ilk goldeki hücumları sezon boyunca pek çok kez denedi aslında ancak Garry Rodrigues tam olarak bir kenar forvet olmadığı için çoğu zaman orada bulunmadı. Bu kez ise doğru yerdeydi. İkinci golde ise Garry Rodrigues yine sahnedeydi. Bu golde Garry Rodrigues'in bireysel performansı olarak yorumlayabiliriz ancak öncesinde Selçuk'un attığı pas daha kıymetliydi. Selçuk topla buluştuğu an orta sahanın tam ortasındaydı ve sağa dönük şekilde topu almıştı. Gomis, Garry Rodrigues'e oranla daha müsait pozisyondaydı. Çoğu futbolcunun tercihi Gomis olurdu muhtemelen ama Selçuk, çok daha müsait durumda olan ancak dripling yapmayı beceremeyen Gomis yerine açık alanda ligde durdurulması en zor isim olan Garry Rodrigues'i tercih etti. Bu Selçuk'un oyun görüşünün hala lig seviyesinde iş yaptığının kanıtı aslında.

Golden sonra ise Galatasaray maçın başında olduğu gibi topu rakibe bırakıp geride beklemeyi tercih etti. Lakin geride beklerken Galatasaray adına şöyle bir sorun vardı. Stoperleri yeteri kadar oyun bilgisine ve sertliğe sahip değildi. Bu sebeple Galatasaray topu rakibe bıraktı ama geriye pek de yaslanmadı. Takımı boyunu olabilidiğince daralttı. Burada da başka bir sorun doğacaktı. Orta saha ikilisi pres yapma konusunda pek de yeterli değildi. Akhisar bolca savunma arkasına top atabilirdi.Bu yüzden de Denayer-Serdar ikilisinin hızına, Muslera'nın yeniden kavuştuğu 2015 performansına güvenip ikinci şıkkı tercih etti, Fatih hoca.

İkinci yarıda Galatasaray 5-4-1'e yakın bir diziliş ile sahadaydı. Savunma arkasına atılan toplar buyuk sorundu ve skorun verdiği rahatlıkla atılan bu topları süpürmek adına Donk da stoper görevindeydi. İkinci yarının başında Linnes'in rakibini savunamayıp orta açtırması ve Serdar'ın yanlış pozisyon alışıyla Galatasaray kalesinde golü gördü.

Golün ardından Fatih hocanın Eren-Gomis değişikliği yapmasını bekledim. Çünkü Galatasaray savunmadan çıkmak adına sadece uzun topu deniyordu. Gomis, Fatih Hoca geldiğinden beri atılan uzun topları indirme ve takımı rahatlatmak adına iyi bir iş çıkarttı ama dün yokları oynadı. Kaçırdığı her golden sonra da düşüş gösterdi. Ayrıca Eren kontra-atak futboluna daha yatkın. Tudor, deplasmandaki Trabzonspor karşılaşmasında kötü oynayan Gomis oyundan almasını savunma arkasına kötü koşu yapmasına bağlamıştı. O gün bu değişikilk epeyce eleştirilmişti lakin Tudor haklıydı. Gomis ceza sahası ve çevresinde müthiş bir forvet ama takım bu bölgeden uzaklaşınca performansı düşüyor.

Fatih Hoca oyuna müdahalesi ise Yasin ve Sinan ile birlikte oldu. Galatasaray'ın orta sahaya değişiklik gerekliydi ama elde böyle bir oyuncu yoktu. Fatih Terim'de tercih ettiği kontra-atak oyununa uygun Sinan ve Yasin'i oyuna sürerken, mevcut fizik durumları ile bu oyunu kaldıramayacak Selçuk ve Feghouli'yi oyundan aldı. Orta sahada garry, Fernando'nun önünde yer aldı. Terim'in son hamlesi ise sakatlanan Serdar yerine Maicon'u oyuna sürmek oldu. Maicon sezon başından beri sağ stoper olarak gördük ama oyuna girdikten sonra sol stoperdi. Bunun sebebi savunma arkasına atılan toplarda Linnes aksıyordu ve Maicon'u buraya koymak sorun yaratabilirdi. Bu sebeple savunma yönü gerideki 4'lüde en iyi olan Nagatomo'nun yanına koydu.

Maçın sonlarına doğru Gomis'in penaltı ve pozisyonlar sonucu Galatasaray taraftarı tırnakları yemekten bitirmiş olsa da Galatasaray son 180 dakikaya da lider girmeyi başardı.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0