Brugge deplasmanı ve devam eden temel sorunlar..
Galatasaray büyük transfer döngüsünün olduğu sezonda kadro kalitesini geçen seneye oranla çok yukarıya çekti ancak kadro ne kadar kaliteli olursa olsun Galatasaray'ın geçen seneki sorunlarının sezonun 6.resmi maçında da hala devam ettiğini görmüş olduk. Galatasaray'ın ilk ciddi rakibiyle Belçika'da, Brugge deplasmanında karşılaştı ve kötü oyuna rağmen 1 puanı almasını bildi.
Galatasaray'ın bu sezon bu kadar kaliteli kadroya rağmen neden hala istenen seviyeye gelememesi hala büyük bir soru işareti. Fatih Terim imza attığı ilk gün herkes Fatih Terim'e çok uygun bir kadro olduğunu düşünüyordu ancak Fatih Terim eski oyun anlayışından çoktan vazgeçmişti. Bulunduğumuz sezonda ise değişen Fatih Terim'in oyun anlayışına Galatasaray şartları içerisinde uygun bir kadro kuruldu. Peki bu sezon yapılan onca transfer aslında bir kadro mühendisliği hatası olabilir mi? İlk 6 maçtaki oyun tercihleri ve bu tercihlere bağlı olarak oynanan oyuna bakarsak bu sorunun cevabı evet. Öncelikle şunu söylemekte yarar var. Fatih Terim oyun planında eski günlerine göre bir değişiklik yapmadı ancak bu oyun planını uygulamak için izlediği yöntemi değiştirmeyi amaçladı.
Club Brugge maçında Galatasaray'ın bariz sorunları daha çok gözler önüne serildi. İlk 6 maçta olduğu gibi Club Brugge ne zaman Galatasaray'a 3. bölgede baskı uygulayınca Galatasaray afalladı ve topu öne taşıyamadı. Galatasaray geçen sene ligin ikinci yarısında şampiyon olurken kilit isimler Luyindama ve Marcao olmuştu. Çünkü Galatasaray geçen sezonun ilk yarısında yine önde baskı yapınca afallıyor ve sorunlar yaşıyordu. Luyindama ve Marcao gelince ise Galatasaray baskı yediği zaman bu ikili packing-pas denilen baskı yapılan hattı delen pasları genelde isabetli şekilde atıyordu. Bu sezon ise Galatasaray stoperleri bu işleri yapmıyor ya da yapamıyor. Top kullanımları ilginç şekilde zayıfladı. Geçen sezon sık sık ters top atan Luyindama bu sezon diyagonal pası hiç yok veyahut Marcao'nun yerden attığı dikine paslar azaldı ve isabet oranı düştü. Geçen sezon %90 oranında isabetli pas kullanan Marcao bu sezon en zayıf halka olarak karşımıza çıktı. Bu ikili geçen sezon topun taşınmasında iyi bir rol oynamıştı ama bu sezon bu ikili sadece aldıkları topu ya beklere ya da orta sahalara veriyor. Bu da Galatasaray'ın oyunu kurarken takımın biraz daha geriden yerleşerek çıkmasına sebep oluyor. Galatasaray'da oyun Nzonzi ile başladığı için hücum oyuncuları Feghouli ve Babel gibi isimler bile Galatasaray'ın kendi yarı sahasında oyuna başlıyorlar. Galatasaray baskıdan kurtulup topu çıkardığında ise Galatasaray çok geride pozisyon aldığı için diğer yarı sahaya yerleşimi de epey süre alıyor çünkü Galatasaray'ın en büyük defosu dinamizmi. Oyun çok geriden başladığı için baskıdan kurtulsan bile diğer yarı sahaya geçmek için hızlı olup rakibi eksik ve hazırlıksız yakalayamıyorsun. Bu sebeple de çoğu zaman Galatasaray 3 kişiyle hücum etmek zorunda kalıyor. Falcao'nun yalnız kalmasının da sebebini buna bağlayabiliriz hatta. Luyindama ve Marcao geçen sezon top kullanmaktan hiç çekinmeyen oyunculardı ancak bu sezon bu özelliklerinden vazgeçmelerinin sebebini anlamak zor. Pas oyununda stoperler en önemli isimlerdi. Bu ikili pas oyununun sigortalarıydı ve Galatasaray'ın muhtemelen en güçlü hattı olarak gözümüze çarpıyordu bugün ise en zayıf halkalar.
Fatih Terim bir değişim geçiriyor ama bu değişim oyun planında değil oyun anlayışında yaşıyor. Galatasaray'ın hala oynamaya çalıştığı düzen kendisinin ifadesiyle 2-5-3. Galatasaray bu oyun planına uygun olarak hücumda bu şekilde yerleşiyor. Kanatları tamamen beklere bırakan bir düzeni var. İşte Galatasaray'ın kadro mühendisliğinin hataları ise tam olarak burada başlıyor. Galatasaray teknik heyeti sorunu hep merkezdeki isimlerde olduğunu düşündü belki bugün kalite yükseldiği için biz fark edemiyoruz ancak Fatih Terim'in oyun planında bekler Mariano ve Nagatomo olamaz. Fatih Terim kanatları beklere bıraktığı için Galatasaray'ın bekleri tempolu olmak zorunda. Sürekli gidip gelmeleri lazım. Bunu örneklemek gerekirse Fatih Terim'in hücum yerleşimi Liverpool'un son dönemdeki hücum yerleşimiyle aynı. 4-3-3 sisteminin kanat oyuncuları içeride pozisyon alıyor bekler onların açtığı boşluklara sarkmayı amaçlıyor. Fatih Terim'in de 20 senedir oyun planı aslında bu. Bu yüzden beklerin bu devasa koridorda sürekli git gel yapması lazım. Oyunu hızlandıran, oyuna tempo katan isimler bunlar olmalı ancak ne Mariano ne de Nagatomo bu işi yapacak isimler değil. Bir başka örnek vermek gerekirse Linnes, bu iki isimden de iyi bek değil ancak tam da Terim'in oyun planına uygun şekilde tempolu bir bek olduğu için bu dönemde Nagatomo ve Mariano'dan daha verimli bir bek oldu. Mariano, Galatasaray'da en verimli dönemini Tudor ile yaşadı çünkü Tudor'un oyun planında Mariano'nun en büyük defosu olan dinamizmine gerek yoktu. Önünde sürekli tempo yapacak olan Garry Rodrigues, hücumda kaldığı zamanda ise arkasını toplayabilecek enerji deposu Ndiaye görevlendirilmişti. Mariano çok iyi katkı verdiği dönemde git gel yapması gerekmiyordu hatta ortalama pozisyon haritalarında bir kanat oyuncusu gibi çıkıyordu. Tudor'un takımı tempo takımıydı. Mariano oyuna tempo getirmek zorunda değildi bu yüzden de hücumda çok iyiydi. Fatih Terim takımı ise bir pas takımı. Tempoyu artık Mariano'nun yapması gerekiyor. Yine bu ikilinin temposuzluğunun bir başka götürüsü ise Galatasaray'ın çoğu zaman baskıdan çıkıp diğer yarı sahaya çok az gitmesiyle sonuçlanıyor. Falcao'nun yalnızları oynaması ile sonuçlanıyor. Buradan tüm yükü oyunculara atıyormuş gibi gözüküyor lakin öyle değil bu takımın kadro mühendisliğinde hata yine Fatih Terim'in. Bugün orta sahaya ve hücum hattına bu kadar yatırım yapmak yerine beklere yatırım yapılsa belki de Brugge maçından 3 puanı rahatlıkla çıkarılabilecekti.
Galatasaray'ın kısa vadede beklerini değiştirmesi mümkün değil. Bir düzen değişikliğinde de sonuç çok farklı olmayabilir. Bu sebeple mevcut düzende kadro içinden bazı çözümler getirilmesi oldukça olası. Galatasaray'da öncelikle bu takıma hareket getirecek, dinamizm katacak isimleri ilk 11'de görmeye başlayabiliriz. Brugge maçında Galatasaray'ın en etkili olduğu dönem Emre Mor-Lemina değişikliği sonrası 5-10 dakikalık sekans. Emre değişikliği, Brugge karşısında oyuna hareket getirmesinin yanı sıra merkeze de Feghouli'nin kaymasına sebep oldu. Feghouli merkeze gelince ceza sahası ve çevresini daha fazla zorlayan bir adam daha oldu. Lemina, Seri, Nzonzi ve hatta Belhanda bu işi çok fazla yapan isimler değiller. Bu yüzden Feghouli'nin kanattaki düşük tempolu ve etkisiz oyunu da merkeze gelince bir nebze olsun düzeldi. İlerleyen dönemde Galatasaray'ın Emre Mor'u daha fazla kullanması oldukça muhtemel. Bir başka muhtemel hamle ise beklere daha kalitesiz ama daha çok tempo getirecek olan Şener ve Ömer Bayram'ın, Mariano ve Nagatomo yerine tercih edilmesi olabilir. Hali hazırda Ömer Bayram'ın orta saha performansı fena değil ancak sol bek için bu performansı kotarır mı orası muamma. Her şeye rağmen Fatih Terim bu ikiliyi tercih ederse hiç şaşırtıcı olmaz.
yazıya maç anlatımı okuyacağım diye girmemiştim
YanıtlaSil