Yenilmez Armada'nın ilk yarı panoraması: Beklentilerin üzerinde!

Ertuğrul Erdoğan yönetimindeki Galatasaray Doğa Sigorta ligde son 3 sezonun en iyi ilk yarı performansını sergiledi. Ligde oynadığı son 5 maçı kazanarak yoluna dolu dizgin devam eden Galatasaray Doğa Sigorta ilk yarıyı; 11 galibiyet, 4 mağlubiyet alarak 4. sırada tamamladı.

İÇ SAHA FAKTÖRÜ

Bu sezon iç saha maçlarında seyircinin takıma desteği oldukça fazla. Maçı izlemeye gelen seyirci sayısının artışı, taraftarın takıma olan güvenini açıkca gösteriyor. Koç Erdoğan da bu durumdan oldukça mutlu. İlk yarıda taraftarımızı arkamıza alarak evimizde ciddi rakiplere karşı çok önemli galibiyetler elde ettik. Bunların başında kuşkusuz Fenerbahçe Beko derbisi geliyor. Ev sahibi olduğumuz 8 lig maçının tamamını kazandık. Bu maçlarda toplam 696 sayı atarak bu alanda da en çok sayı atan takımlardan biri olmayı başardık. İkinci yarıda play offlara kadar bu önemli istatistiği korumak çok önemli. Ev sahibi avantajıyla play-offlara kalırsak yarı finale kadar gidebileceğimizi düşünüyorum.

DEPLASMAN KABUSU

Evimizde ligin en iyi takımlarından biriyken deplasmanda ise durum tam tersi. İlk yarıda deplasmanda oynadığımız 7 maçta sadece 3 galibiyet elde ettik ve bu alanda ligin 11 sırasında yer alıyoruz. Hücum yönünden de zorlu rakiplere karşı deplasman maçlarında ciddi anlamda skor sıkıntısı çekiyoruz. Kazandığımız 3 deplasman maçı ligin zayıf olarak nitelendirebileceğimiz takımlarına karşı. Deplasman galibiyetlerimiz; Meksa Yatırım Afyon Belediye (son top), Arel Üniversitesi Büyükçekmece ve SigortamNet İTÜ maçları (son top). Rahat olarak kazanabildiğimiz tek deplasman maçı, ekonomik sıkıntılar nedeniyle pek çok yıldız oyuncusunun düzenli olarak forma giymediği Arel Üniversitesi Büyükçekmece maçı. Mağlup olduğumuz 4 deplasman maçında ise henüz daha ikinci periyotta havlu attık.

GUARD SORUNU

Kanayan yaramız, en büyük derdimiz... Son iki sezondur bu sorun canımızı pek çok maçta yaktı. Kaptanı olmayan gemi misali okyanusa açılmadığımız sürece iyi kötü idare ediyoruz. Takımdaki guardların sınırlı yetenekleri çoğu maçta kilidi açmamızı ve takımın daha oturaklı oynamasını engelliyor. Hal böyle olunca da bireyselliğe dayanan oyun anlayışı aynı şekilde devam ediyor. Çoğu maçta geçen sene olduğu gibi Aaron Harrison'ın eline bakıyoruz. Güçlü takımlara karşı oynadığımız maçlarda (özellikle deplasman) eğer Harrison gününde değilse o maç adeta bir kabus oluyor. Hal böyle olunca savunmada da sertliğimiz fazla olmadığı için takım bir anda dağılıyor ve hatırlamak istemediğimiz skorlarla karşılaşıyoruz. İyi bir guard oyuncumuz olsa bu maç böyle olmazdı dediğimiz çok maç izledik, izlemeye devam ediyoruz...

Kulübün içinde bulunduğu maddi kriz nedeniyle bu sorunu şimdilik çözemeyeceğiz gibi duruyor. Lazeric Jones'un sakatlığı devam ediyor. Alex Perez transferi ise oyuncunun özel durumları nedeniyle şimdilik rafa kalktı. İlerleyen süreçte Lazeric Jones ile yolları ayırabilirsek düşük bir ihtimal ama belki guard transferi yapabiliriz.

BEKLENTİLERİN ÜSTÜNDE

Açıkcası benim beklentilerimden daha iyi bir ilk yarı geçirdik. Yeni gelen oyuncuların takıma adaptasyon süreci ve performansları merak konusuydu. Arapovic'in talihsiz sakatlığı, Ben Moore'un zamansız ayrılışı, Lazeric Jones'un sakatlığı (Gerçi sakat olmasa da hoca tercih etmiyordu. Tercih etmeyeceği bir oyuncuyu niye aldı orası da ayrı bir soru. Bütçe ona yetti diye bir bahane olamaz. Bizden daha kötü bütçelere sahip takımların guardları bile fark yaratıyor) ekonomik kriz ve yıllardır süren guard sorunu sezon öncesi takımdan beklentileri biraz düşürmüştü. Fakat tüm bu olumsuzluklara rağmen koç Erdoğan mevcut durumu göz önünde bulundurursak iyi bir takım kurdu. Oyuncular birbiriyle iyi anlaşıyor ve en önemlisi taraftarlar bu takımı izlemek için salona geliyor. Lazeric Jones transferi dışında takıma yeni katılan isimler hem hızlı adapte oldu hem de oldukça iyi performans gösterdi.

Şartlar ne olursa olsun hocamıza, takımımızdaki her oyuncuya güveniyor ve inanıyoruz. İkinci yarıda yer aldığı her kulvarda Başarılar Yenilmez Arma!