Ural Aküzüm: Mayıs yerine Temmuz'da şampiyon oluruz!
Son olarak Dursun Özbek yönetiminde yönetici olarak yer alan ve toplamda 8 yıl boyunca Galatasaray'da yöneticilik yapan Ural Aküzüm gündeme ilişkin olarak Habertürk'e açıklamalarda bulundu. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle spor ekonomisinin %40 civarında küçülmesinin söz konusu olan Aküzüm, liglerin oynanması halinde Galatasaray'ın şampiyonluğun en büyük favorisi olduğunu belirtti. Basketbol şubesi hakkında da görüşlerini dile getiren Aküzüm'ün açıklamalarının tamamı şu şekilde..
MAYIS YERİNE TEMMUZ'DA ŞAMPİYON OLURUZ
Türkiye bir spor ülkesi, dünya’da sporun ve futbolun en çok sevildiği ülkelerden biridir. Her pazartesi 10 milyon orta lise öğrencisi öğretmen masalarının kenarında ders başlamadan futbolu konuşur, golleri, o hafta sonunun maçlarını konuşur. Her pazartesi fabrikalarda işbaşı yapan emekçiler maçları, derbileri konuşur. Futbol ve spor sevgisi ölmez. Futbol bizim yaşama sebeplerimizden biri, biz ne spordan ne de futboldan vazgeçemeyiz, lig de mevcut görüntüsüyle tescil edilemez. Nitekim Kulüpler Birliği ve TFF gereğini yaptı.
Lig devam ederse ki edecek, Galatasaray şampiyonluğun en önemli adayı.. Galatasaray geleneği bozar, mayıs yerine temmuzda da şampiyon olur. Galatasaray, stres ve kriz yönetimini en iyi bilen takım. Ben kadro dizaynında Türk oyuncu faktörünü çok önemseyen biriyim. Galatasaray kadro omurgasında mücadeleci ve fiziği güçlü Türkler olduğunda hep başarılı oldu, Fatih Hoca bu sezon Adem Büyük, Ömer Bayram gibi oyunculardan ciddi verim aldı. Türk çocukları da gerekli katkıyı sağladılar ve sağlamaya da devam edeceklerdir. Bu sezon en büyük rakibimiz Trabzon, iyi bir ritim yakaladı, kadro ve sinerji fena değil. Fakat Galatasaray son 7-8 haftaya zirve potasında girerse affetmez. Play-off olursa turnuva deneyimiyle şansımız artar.
BASKETBOLUN KAPATILMASI DÜŞÜNÜLEMEZ
Abdurrahim Albayrak, 3 dönem beraber görev yaptığımız ve kulüp tarihine geçmiş yöneticimizdir. Ben basketbol şubesinden sorumluyken maçlara gelirdi. O da 'Kapatalım' dememiştir zaten. Basketbol, Türkiye’de en çok değer verilen ikinci spor. Türkiye’de basketbol Galatasaray ile başladı, kurucusu Galatasaraylılardır. Kulübümüz kurucusu, beden eğitim öğretmeni Ahmet Robenson ve Galatasaray Lisesi’ndeki öğrencileri, bu topraklardaki ilk basketbol maçını 1911’de düzenlemiştir. Galatasaray basketbolunun büyük bir geleneği var, Anadolu topraklarına basketbolu sevdiren 'Yenilmez Armada' bizim tarihimiz.. Galatasaray’ın basketbol kökenli en az iki bin kulüp üyesi, oturmuş bir geleneği, çoğu genç yaşlarda Türkiye’nin en büyük ve ateşli taraftar kitlesi var. Daha Avrupa şampiyonlukları kazanacağız. Galatasaray’da basketbol kapatılamaz, kapatılması teklif dahi edilemez.
SPONSORLUKLAR ÇOK DEĞERLİ
Kovid-19 elbette hukukta mücbir sebepleri getirecek ancak Galatasaraylı dostumuz Doğa Sigorta’nın sahibi Nihat Kırmızı sponsorluktan çekilmeyeceklerini de beyan etti. Nihat Bey ve tüm sponsorlarımız böylesi bir ekonomik konjonktürde altın değerindedir, kıymetini bilmeliyiz. Zaten rakiplerimizin çok altında bir bütçeyle ayakta durmaya çalışıyoruz. Şimdiki yönetim 2-3 milyon Dolar bütçelerle basketbolu ayakta tutuyorlar. Kadın basketbolda bizim dönemde altyapıya bakan genç koçumuz Efe Güven ve kaptan Işıl Alben liderliğinde güzel bir momentum var, keza Nevriye’nin bench’te yer alması eski yöneticisi olarak beni çok gururlandırıyor. Aslında erkek ve kadın basketbolunda Galatasaray, dünya aktörüdür. Euroleague başkanı Jordi Bartomeu bize “Galatasaray, Avrupa Basketbolunun en önemli rengidir, Abdi İpekçi de en önemli salonlarından biri..” demişti. Basketbol dijital hayata entegre Türk gençliğinin dünyaya açılan kapısıdır, şunu unutmayalım ki Türkiye iki üç sene önce Euroleague’de 4 takımla temsil ediliyordu; Galatasaray’da bu oyunun en önemli unsurlarındandır.
Adnan Polat döneminde Galatasaray’da erkek basketbol yaklaşık 5 Milyon Dolar bütçeleniyordu. Ünal Aysal bizi toplayarak "Zaten 5 Milyon Dolar veriyoruz, Euroleague’de başarılı olmak için ne kadar bütçe ile takım kurmamız gerekiyor?" dedi. O dönemde takip edenler bilir, baş antrenörlüğe Ergin Ataman hocamız getirildi, yepyeni bir takım kuruldu ve başarılarla dolu dönem başladı. Fenerbahçe Ülkerspor o dönem bizim bütçemizin 3.5 kat ve Anadolu Efes de 2.5 katı farkla mücadele ediyordu. Biz uzun yıllar sonra hem ligi domine ettik ve şampiyon olduk hem de Aysal ile Özbek dönemlerinde Türkiye’nin erkek ve kadın basketbolundaki ilk Avrupa şampiyonluklarını kazandık. Burada kilit soru şu olmalı; biraz daha bütçe ekleyerek Avrupa’da başarılar elde etmek mi yoksa ligde orta sıralarla yetinmek mi?
VOLEYBOL ŞUBESİNDEKİ ATILIMLAR ÇOK DEĞERLİ
Okan Böke sonradan açıklamasını düzeltti. Yabancı oyuncular Türk sporuna çağ atlattı, bakış açımızı, vizyonumuzu geliştirdi. Ekonomik gerçekler ayrı kavramsal çerçeve ayrı. Bugün Drogba, Hagi, Taffarel, Derwall olmasa birçok şeyden bahsedemezdik. Okan Böke, Galatasaray’ın eskisidir ve geçmişini çok iyi bilir. Voleybolda 10 yıldır Yalçın Orhon, Mehmet Cibara, Ali Yüce ve Okan Böke başarılı ve altyapıya dönük bir periyot çizdiler. Başkanlığını yaptığım dönemde Taçspor tesislerini voleybol üssü olarak kulübe ve Türk voleyboluna kazandırdık. Zaten Türk Voleybolu dediğimiz şey 1919’da Selim Sırrı Tarcan ve Galatasaraylıların öncülüğünde kurulmuştur. Galatasaray dünya voleybolundan büyük yıldızlarla ülkedeki yerleşik voleybol düzenine katkı sağladı. Dünyanın en iyi smaçörü Antonov sarı kırmızı forma giydi, şimdi oğlu da bizde oynuyor. Leobianco, İtalyan voleybolunun en önemli ismi bizde oynadı, Nadia Centoni, Agamez, Koshaleva bunlar bizi yukarı taşıdı. Payidar Demir, Erdoğan Teziç, Neslihan Demir, Baba Oral gibi büyük büyük yerli isimlerimiz vardı. Yabancı oyuncuyu rol model ve Türk gençlerini sportif olarak yukarı çekecek unsurlar olarak konumlandırmak gerekir. İyi yabancı vizyon getirir, faydalıdır.
SPOR EKONOMİSİ YÜZDE 40 DARALABİLİR
Hukuk fakültesinde derslerimizde mücbir sebep anlatır olduk. Bütün ticari faaliyetlerde olduğu gibi sponsorlar kulüplere ihtar gönderiyor, mücbir sebep var bu nedenle ödemelerimizi zamanında yapamayacağız diyor. İngiltere spor business işinin beşiğidir, orada yüzde 40 daralma öngörülüyor, finans sistemi tıkanma yaşıyor, yaşayacak. Seyirci olmayan, yayın olmayan yerde sponsor daha zor gelir, spor ekonomisinin küçülmeden devam etmesi mümkün değil. Daha çok dijital ve e-spor tarafına daha ciddi bakmak lazım. Yöneticiliğimiz döneminde Galatasaray E-Spor takımını kurmuştuk, burada büyük ekonomik fırsatlar var. Amerika'da SEC spor kulüplerinin sosyal medya varlıklarını da bilanço değerlemelerine alıyor. Ben Galatasatay'da bir dijital işlerden sorumlu başkan yardımcılığı olması gerektiğini düşünüyorum. Gözüken o ki sosyal mesafe kavramıyla tüm dünyada insanların bir araya gelerek eğlence veya spor organizasyonlarına katılmalarının uzunca bir süre sekteye uğrayacak.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.