Süper Lig tarihinin akışını değişen adamın vedası...
Öncelikli olarak takvim yapraklarını geri sarıp Selçuk İnan'ın Türk Futbolunun belki de en gözde orta saha oyuncusu olduğu döneme gitmek lazım, yani 2010-2011 sezonuna.. Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında geçen şampiyonluk yarışında Fenerbahçe şampiyonluğa ulaşırken Selçuk İnan, Trabzonspor'da gösterdiği performansla dikkat çekmişti. Sözleşmesinin bitecek olması sebebiyle de ligin iki devi Galatasaray ve Fenerbahçe peşine düşmüştü. Önce bir o dönemin Galatasaray'ına bakalım.. Galatasaray geçen 2 sezondan (2008-2009'da 5., 2009-10'da 3. olunmuştu) daha kötü bir yılı geride bırakarak 8. olurken şampiyonluk hasreti 3 yıla çıkmış ve Avrupa kupalarından da uzak kalınmıştı. Kaosun yaşandığı, yönetimin ibra edilmediği bir kulüp konumundaydı. Ünal Aysal'ın başkan olmasıyla, teknik direktörlüğe Fatih Terim'in gelmesiyle bu kaos son bulsa da ortada çok fazla bilinmezlik vardı. Her şeyden önce geçen sezonu 8. bitiren takımda büyük değişiklikler olması şarttı ve bu yapılanmanın olumlu mu, olumsuz mu sonuçlanacağı da bilinmez bir denklemdi. Ki burada Fatih Hoca'nın Galatasaray'daki son dönemi olan Özhan Canaydın dönemini düşündüğünüzde de "Ya hoca yine hata yaparsa" korkusu yaşamak da mümkündü.
Diğer tarafta Fenerbahçe'ye bakacak olursak bir önceki sezon şampiyonluğu son saniyede kaçıran, bu sezon ise şampiyon olmuş ve Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılım hakkı kazanan bir takım var. Kadrosu şampiyon takım ve büyük oranda korunacak, başkanı, hocası ve oyun tarzı belli. Selçuk'un yanında, önünde ve arkasında oynayacağı isimler de büyük oranda netti. Ve tabii ki de transfelerin olmazsa olmazı maddi boyutu da baktığımızda Fenerbahçe'nin Galatasaray'dan daha fazla bir meblağ teklif ettiği bilinen bir gerçek. Tüm bu şartlarda baktığınızda Selçuk'un Galatasaray'ı seçmesi çok zor gibi görünen bir durumdu. Birçok ismin bu şartlarda Fenerbahçe'yi tercih edeceği bir gerçek ama Selçuk hayali olan sarı-kırmızılı formayı giymek için daha az parayı tercih ederek, Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak takımın teklifinini redderek Galatasaray'a imza attı. Bu imzanın iki taraf için de en doğru tercih olduğunu 9 yıl sonunda gördük zaten. Türk Futbol Tarihinin akşını değiştiren bir imza olduğu apaçık bir gerçek olarak duruyor önümüzde.
Galatasaray için 2010'lu yıllar kupayla dolu unutulmaz geçtiyse bunun ilk nedeni elbette ki Fatih Terim'dir. 2010'lu yılların unutulmaz olmasını sağlayan ikinci noktaysa bence direkt Selçuk'un imzasıdır. Yani rezalet geçen bir sezon, yaşanan büyük güven kaybı varken önce Fatih Terim'in yuvaya dönüşüyle duyulan heyecan ve ardından o dönem en gözde Türk oyuncu olan Selçuk İnan'ı Fenerbahçe'nin elinden daha az parayla, Şampiyonlar Ligi kozu olmadan almak güvenleri artıracak bir hamleydi. Felipe Melo'nun gelişi Muslera gibi bir ismin alınması elbette çok kıymetliydi ve bu isimlerde akışı değiştirmiştir fakat yine de akışı değiştiren başlangıç Selçuk İnan'ın daha az paraya Galatasaray'ı tercih etmesidir.
Galatasaray'da çıktığı 331 maçta 123 gole direkt katkı yapmış, 5 Lig şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası, 5 Süper Kupa kazanmış bir adamın zaten saha içi performansını anlatmaya kelimeler yetmez. Sürekli tartışılan son döneminden konuşacak olursak da futbolu bıraksın, artık bitti dediğimiz dönemde dahi Selçuk, geçen sene şampiyonluk maçı olan Başakşehir karşılaşmasında oyuan girip maçı çeviren adamlardan biri oldu. 45 ila 60 arasında Galatasaray'ın fırtına gibi esmesinde payı azımsanmayacak boyutta olan, o maçta gayet verimli oynamış bir adamdı. Bunları yadsıyamayız. Zaten 11-12, 12-13, 14-15 şampiyonluklarında direkt başroldeki adamlardan biri olduğunu tartışmayız. Dolayısıyla Selçuk'un Galatasaray'da aldığı para da anasının ak sütü gibi helaldir, aldığı paranın karşılığını da misli misli vermiştir. Eyvallah kaptan.
Selçuk'un Galatasaray'da elbette hataları da oldu. Yani işte formayı çıkartması, sözleşmesinde indirim yapmaması en çok konuşulanlardır. Öncelikle indirim konusuna girecek olursak bir kere şunu söylemek lazım klasik tabirle Selçuk o zamlı kontratı zorla almadı. Galatasaray'da Ünal Aysal yönetimi rezalet bir kararla o dönem anlamsız bir şekilde bütün yerli futbolculara durduk yere zamlı kontrat verdi. Dolayısıyla burada kızılacak asıl nokta da Ünal Aysal'dır bence. Totale baktığınızda aldığı paranın karşılığını fazlasıyla vermiş bir isme de "neden indirim yapmadın" diyerek kızmayı kendi açımdan çok doğru bulmuyorum. Zira buna mecbur değildi ve o paranın karşılığını da dediğim gibi total de misli misli verdi. Forma çıkartma hadisesi elbette herkesi üzen ve olmaması gereken bir konuydu ancak bu kulübün geçmişte diğer efsaneleri de hata yapmıştı ve bundan sonra da hatalar olacaktır. Bunun da çok büyük bir hata olduğu kanısında değilim.
Kısacası iyisiyle kötüsüyle Selçuk İnan, Galatasaray'da geçirdiği 9 sezon sonunda 2010'lu yılları unutulmaz kılan, kupalarla geçmesini sağlayan bir isimdi.. Hep yüzümüzün gülmesini sağladığın, kupası geçen neredeyse tek bir yılın olmamasını sağladığın, bize hep kupayla poz verdiğin için eyvallah kaptan. Varsa hakkımız helal olsun, seni çok seviyorum. Keşke vedan alışık olduğun gibi kupa kaldırmakla olsaydı...
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.