M.Oğuz Röp. - III. Kısım

Katie'nin AB sorunu hakkında neler söyleyeceksiniz? Takımımız adına ciddi bir güç kaybı oldu kuşkusuz Euroleague'de..
Katie bize gelirken elinde Avrupa Vatandaşı Kimliği vardı. Buda pasaportu almadan önceki son adımdır. Bunun bir devlet olayı var, tabii ki Yunanistan'da yaşanan devlet değişikliğinden dolayı birazcık uzadı. Ocak ayında bu işin çözüleceği söylendi. FIBA Europe Başkanı da Yunan, Katie’nin eşide Yunan onlarla konuştuk ve Ocak ayında bu işin biteceği söylendi. Fakat sonrasında neler oldu, neler yaşandı tam olarak bilmiyorum. Görevdeki arkadaşlar takip etmişlerdir gelişmeleri ve en iyi onlardan bunun cevabını alabilirsiniz…

Yönetimin desteği nasıldı bayan basketbol şubesine..
Aslında bu Avrupa Kupası'ndan önce gelen bir destek vardı. Bizim o sene baktığınızda aldığımız mağlubiyetlere rağmen sayın Başkan ve Yönetim Kurulunun iştirak ettiği bir çok maç oldu. Hatta yönetim bütün kurullarıyla geldi. Disiplin kurulu, sicil kurulu başkanlarımız.. Bir çok kişi geçen sezon yönetim düzeyinde destek verdi bayan basketbola.. Bence Avrupa Kupası bu şekilde geldi diyebilirim, yönetim-basketçi-taraftar tezahüratını destekleyici bir olaydı bu kupanın gelişi. Bütün sponsorlara da teşekkür etmek lazım, biz çok ciddi destekler aldık. GSYİAD başta olmak üzere.. Herkes biliyor ki; başarı elinizi tıklatınca gelmiyor, bir zaman, bu bir süreç.. Nice takımlar şampiyonluk hedefiyle kuruluyor ama o sene istediğiniz başarıyı elde edemiyor. Zaman içinde yanlışları doğruları daha net görüyorsunuz ve ona göre adımlarınızı atıp hareket ediyorsunuz. Bence hiç bir emek karşılıksız kalmıyor. Hedeflerinize ulaşıyorsunuz.
2006 Aralık ayında başladım ben göreve, yarım sezonluk dönemde yabancı oyuncuları değiştirdik. O sene şampiyonluk gelmeyeceğini zaten bende biliyordum. Ama bir şeylerin sinyalini vermekti oradaki amaç, dikkatleri biraz çekmek, bu bütçeyle olmayacağını göstermek daha fazla yatırım gerektiğini hissettirmek.. Eğer biz bir başarıyı hedefliyorsak o dönem, bu kadroyla bu bütçeyle olmazdı. Burada bazı noktaları değiştirmemiz gerekiyordu ve bunun sinyali iyice alındı. Bir sonraki sezon Sophia, Vickie gibi transferlerin gerçekleşmesi gibi mesela.. Bu transferler ile başlayan ve arkasından gelen Avrupa Şampiyonluğuyla devam eden süreç, Galatasaray için müthiş adımlar. Yönetiminde bundan sonra bayan basketbola desteğini esirgemeyeceğini düşünüyorum. Hedefler daha büyük olmalı şimdi, Euroleague'de 1999 senesinde gerçekleştirilen başarıyı tekrardan egale edebilmek veya daha ileriye götürmek. Yenilmez Armada olmak için, kupalara ambargo koymak için bütün altyapı artık hazır diye düşünüyorum.

Peki Zafer Kalaycıoğlu'nun açıklamasından sonra size karşı ve şubeye karşı gelen tepkiler hakkında neler diyeceksiniz.
Dediğim gibi sezon başında yönetim kararıyla antrenörümüz belirlendi. Kendisi senelerdir başarıları, aldığı kupalar ve şampiyonlukları ortada bir antrenör. Bayan basketbolun emekçilerinden ve dolayısıyla neye ihtiyacı varsa ekip olarak gereğini yaptık. Tabii ki camianın ve taraftarın hepsinin aynı şekilde düşünmesi mümkün değil, 10 parmağınızın 10u bile bir değil. Sezon öncesinde konuşulan pankart açılması gibi bir durum da tribünde olmadı Allah'tan, taraftarlarımızla konuşarak bu sorunu çözdük. Buraya gelen herkes Galatasaray’ın başarısı için gelmiş demektir. Herhangi bir oyuncu için açılan pankart olsun, antrenör için açılan pankartta olsun, her kim için olursa olsun bu sahadaki performansı direkt etkiler. Ben taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum tepkilerini kendi içlerinde yaşadılar. Ellerinden gelen desteği gösterdiler ve bir savaş yaşadılar belki de kendi aralarında bu konuda.. Galatasaray taraftarına aksi şekilde davranmak zaten yakışmazdı.

Size gelen destek? Bugüne kadar hep size birşeyler söyledi, şimdi söz sizde buyrun :)
# Utanıyorum artık maçlara gelemiyorum :) :) Ben gerçekten bir oyuncuya, menajere bu kadar çok sevgi gösterilmiş midir başka bir örneği var mıdır, gerçekten bilmiyorum. Bu yüzden çok teşekkür ediyorum taraftarlarımıza. Bence gerçekten duygulandırıcı, o pankart açıldığında arkamda açıldığını bilmiyordum. Bir anda salonda kafalar geriye döndü, bir sessizlik oldu salonda.. “Sen bizsiz, biz sensiz yapamayız Mihriban Oğuz” pankartını gördüm ilk başta.. Bunlar çok özel anlar, çok mutluluk verici. Ben A'dan Z'ye, bugüne kadar bana destek olan herkese çok teşekkür ediyorum. Öyle sözler söyleniyor ki; gerçekten gözyaşlarımı tutamıyorum çok etkileniyorum ben bu konuşmalardan, bakınca mizaç olarak sert bir insanımdır. Sahada, antrenmanda görseniz beni; en azından sert olduğumu düşünüyordum ama öyle değilmişim demek ki =) =)
Ben bizim taraftarımızın en iyisine layık olduğunu düşünüyorum, oradaki insanların o maçlara nasıl geldiklerini biliyorum. Polisle, güvenlik elemanlarıyla bir sorun yaşadığı zaman taraftarın ne çektiğini biliyorum. Hem maddi, hem manevi çok uzun bir yol olduğunu biliyorum. Buraya geldiklerinde mutlulukla, galibiyetle ayrılmalarını istiyorum. Çoğu zaman polisle birbirine girdiğimiz oldu, bunları insan yürekten yaşadığı için yapıyor. Sizlerin o şarkıları, türküleri unutulmaz şeyler benim için o yüzden minnettarım.
Bu röportajı sizinle gerçekleştirdiğimiz için sizin blogunuzada; Fossacimbom Blog ekibine çok teşekkür ediyorum gerçekten. Sitenizi zevkle takip ediyorum, her şeyi okuyorum. Orada olmamak demek Galatasaray ile ilgili olan bütün bağları kopartmak değil elbette.. Yazan çizen herkesin fikrini söyleyen herkes bir emek veriyor gerçekten ve o yüzden hepinize teşekkür ediyorum.

Takıma geldiğiniz gün ile bugün arasında neler değişti?
Bir Galatasaraylı nasıl davranması gerekiyorsa bende öyle davrandım. Çünkü ben gerçekten iyi bir Galatasaray evladıyım. Sırtını kulübe dayayıp, maaş alıp oturmak değil bu. Bu amatör ruhla yapılan, profesyonel bir iş. Dolayısıyla çok yol aldık, ikiydik on olduk. Az zamanda gerçekten çok işler bitirdik. Hep en iyisini yapmaya çalıştık. Bundan sonrasının da Galatasaray'a yakışan bir şekilde devam etmesini dilerim.

Küme düşen takımı Avrupa Şampiyonu yaparak adeta efsane oldunuz :)
Milli takım menajerliği yapmak ile spor kulübünde menajer olmak çok farklı.. Birisinde para var, diğerinde yok. Bir tanesinde insanlar geleceklerini size bağlıyor. Bu ciddi bir savaş, transfer masasında konuştuğunuz her maddeyi gerçekleştirmek zorundasınız. O insanlar size güvenip hayatını ona göre planlıyor. Bu ekip işiyle oluyor, kulüp bana yetki veriyor, ben bu yetkiyi oyuncuyla paylaşıyorum. Bu bir döngü… Başarı geliyor, kulüp bu defa daha fazla destek veriyor. Her defasında üzerine daha fazla koymazsanız Avrupa Şampiyonluğuna kadar bu başarı gider miydi? 2009 Nisan ayında yaşadığımız olay ile göreve ilk geldiğim 2006 Aralık ayında yaşadığımız olay çok çok farklı.. O gün sahada belki de aynı tshirtleri bile olmayan oyuncular vardı ama onun sonrasında en iyi otellerde kalan, en iyi şekilde Galatasaray'ı temsil eden, şampiyonluk tshirtleri hazırlatan -ki biz her Türkiye Kupası'na özel tshirtlerle gittik ama giyemedik, nasip olmadı :)- ama en sonunda bugüne kadar bayan basketbolunda herhangi bir Türk takımına nasip olmayan Avrupa Şampiyonluğu tshirtini giymek nasip oldu. “İlkleri biz yaparız, tarihi biz yazarız” gerçekten çok yerinde bir slogan oldu :) [Tesadüf diyenler oldu ama? :D :D] Eee yanii onun öyle olmadığını herkes biliyor, ona diyecek birşey yok =) =) Kulübümüze bu kupayı getiren kadronun bir üyesi, o kupalı fotoğraf karesinde olmak benim için büyük bir onurdur. Efsane olan Galatasaray’dır Ben değil.

Taraftar olarak takımı nasıl görüyorsunuz? Şampiyonluk yolunda nasıl görüyorsunuz takımı..
Fenerbahçe senelerdir aynı oyuncularla oynuyor. Orada Türklerin oluşturduğu çok güçlü bir üçgen var (Meral, Birsel,Nevriye), onunla birlikte uzun zamandır bir arada oynayan yabancı oyuncuları var. Çekirdek kadroyu uzun vadede tutmak, zor bir iş aslında. Baktığınızda Işıl'ın takımda olmamasıyla birlikte guard konumunda sıkıntı yaşıyoruz. Tuğba ve Esra'ya pek fazla yüklenmemek lazım, onların pozisyonu değil çünkü orası. Taylor hamlesine karşı Tamika hamlesi bir şeyleri değiştirebilir diye düşünüyorum. Galatasaray’da bugüne kadar kurulan en büyük bütçeli takım bu takım. Caferağada’ki maç çok önemli açıkçası ve tabii 30 sayı yediğimiz Mersin'i de burada yenmek gerekiyor. Play-off için avantajlı bir duruma geçilecek sonuçlar umarım ki alınır.. Ligin şu andaki görünümüyle Galatasaray için play off yarı finali de zorlu olacak gibi. Takımda ki hem hücum hem müdafaa performanslarını çok bireysel görüyorum. Takım halinde yapılan organize bir silah halen yok. Bu konuyu şöyle daha iyi açıklayabilirim. Son iki sezondur takımın geriye düştüğü zamanlarda yaptığı tam sahadan baskılı bir müdafaası vardı. Takım bunun bir silah olduğunu ve amacını biliyordu ve o dakikalar boyunca akıllarında bu oluyordu. Skor eşitlenince de normal düzene geri dönülüyordu. Bu sezon takım olarak buna benzer bir düzen görünmüyor.. Dileğim tabii ki takımın bir şekilde şampiyon olması ancak bu kolay olmayacak.

İstifanız dışında ilk kez konuştunuz çok teşekkür ederiz.. Son olarak söylemek istedikleriniz?
Görev sürem boyunca Galatasaray camiasından çok büyük destek gördüm. Özellikle taraftarlarımız çağrı yaptığımız maçlara bizleri hiç kırmadan geldiler ama iki otobüs ama üç otobüs. Galatasaray bayan basketbolunda zoru başardı ve kendi bayan basketbol seyircisini yarattı. Hepimiz Galatasaray’ın başarısı için burada bir çaba harcıyoruz ilk başta blogunuza, sizlere ve bütün ekibe; Fossacimbom bloga, bütün taraftarlarımıza, tüm yönetime, başkanlarıma kısacası görev sürem boyunca bana destek veren bütün oyuncularıma, çalıştığım tüm antrenörlere ve bütün ekibime çok teşekkür ediyorum. Türkiye liginde sadece bayan basketbol değil, erkekler liginde bile görülmemiş çok kalabalık teknik ve idari kadro, bu kadro ve umuyorum ki uzun süreler muhafaza edilir ve Yenilmez Armada geri döner.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0