Galatasaray'ın Sistemi ve Uygun Forvet Tipi

Bildiğiniz gibi son zamanlarda beklentinin de giderek artmasıyla, gerek bloglarda gerek medyada çok çeşitli isimleri duymaya başladık. Burada isim duymaktan kastettiğim, taraftarların ve medyanın Galatasaray'a yakıştırdığı futbolcuları sayması (tabi medya taraftarın aksine Galatasaray'ın görüşmelerde olduğunu söylüyor). Ancak isimlere baktığımızda beklenen listelerinin birbirinden çok farklı karakteristiklerdeki futbolculardan oluştuğunu ve bazılarının uygunluklarıyla değil adlarıyla anılan oyuncular olduğunu görüyoruz. Ve işin ilginci aynı taraftar iki bambaşka karakteristikteki futbolcunun gelişini de destekleyebiliyor.

Aşağıda yazdığım yazım, işte bu kafa karışıklığını engellemek için. Fazla uzatmadan başlıyorum;

Her şeyi anlatan tek kelime; Sistem

Milan Baros ilk geldiği dönemlerde aslında futboldan bir nebzeye kadar anlayan insanlar tarafından eleştirilmişti. Ne yalan söyleyeyim, ben bile "acaba?"diyordum. Ancak o zaman bilinmeyen nokta, bu gelişin Galatasaray'ın yeni sistemine geçişinin aşamalarından biri olduğuydu. Kısaca ifade etmek gerekirse, Milan Baros kendi başına iyi bir forvet değil. Evet yanlış okumadınız. Milan Baros'u şu an Türkiye'de herhangi bir Anadolu kulübüne yollayın, bir sezonda silinir gider. İş yapamaz. Ne yazık ki Milan Baros zor maçlarda çıkıp kişisel yeteneğiyle maçı çevirecek, takımı sırtlayacak forvet de değil. Son vuruşları, adam geçmesi, yaratıcılığı hep vasat, kafa vuruşları ise vasatın da altında. Peki o halde neden bu adamın bu kadar eksikliğini hissediyoruz ve nasıl gol kralı oldu? İşte bu noktada sistem dediğimiz mükemmel zihniyet meydana giriyor.

Real Madrid... Bildiğimiz gibi her zaman bir yıldızlar karması şeklinde olmuştur. En son şampiyonlar ligini kazandığı yılı hatırlayan var mı? 2002! Evet tamı tamına 7 yıldır Avrupa' da çok fazla kayda değer bir başarısı yok.
Manchester United... Lafı fazla uzatmadan orta sahasındaki isimlere bakmanızı istiyorum. Owen Hargreaves, Darren Fletcher, Park-Ji Sung, Anderson, Michael Carrick, Nani, Zoran Tosic vs. vs. Tabi bir de artık ilk yarıda şişecek hale gelmiş Ryan Giggs, Paul Scholes. İsimleri tanımayanlar için şöyle söyleyeyim, aralarında hali hazırdaki değeri 15 milyon euro'yu geçen oyuncu yok. Kalelerinde ise hiç bir zaman efsane olamamış Van Der Sar. Tabi ki Manchester'ın Wayne Rooney ve Rio Ferdinand gibi isimleri de var ancak takımın iskeletini oluşturan ortasahası bu şekilde. Zaten defansın sağ tarafı da hala Galatasaray'a gelse Sabri'yi mumla aratıcak Garry Neville'a emanet.
Manchester United son iki senede iki kez şampiyonlar ligi finali oynadı...

Frank Rijkaard geçenlerde bir röportaj vermişti belki okumuşsunuzdur. Şöyle diyordu; "Oyuncuların bireysel performanslarına bel bağlamamamız gerekir, çünkü bu her maç değişebilir. Muhakkak takım oyununu oturtmalıyız ancak bu sayede bu değişen performansların maçı etkilemesini önleriz."
Sevgili teknik direktörümüzün de belirttiği üzere, Manchester United'ın son iki senede iki şampiyonlar ligi finali oynarken Real Madrid'in 7 senedir oynayamamasının sebebi işte budur. Sistem dediğimiz bu zihniyet, yani gerçek takım oyunu ve uyumu, başarının gerçek anahtarlarıdır. Milan Baros ise Elano, Kewell gibi sistemin anahtarlarından biridir. Evet belki çok kaliteli bir isim değildir ancak gerçek anlamda bütünün bir parçasıdır ve gidişi de takımı bu yüzden etkilemiştir. Yerine konulacak yedek ise basitçe kendisi gibi olmalıdır.

Peki nedir Baros'un bu özellikleri diye bakarsak, aslında gerçekten çok fazla bir şey değil. Hız, teknik ve bunların üzerine kurulan oyunu okuma, ara pasa kaçma, top kontrolü ve takım oyununa uyum. İşte Galatasaray'ın sistemine uyumlu forvet tipi. Geçen sene Baros'un attığı gollere bakarsanız çoğunun da yine bu formülle, yani ara paslarına kaçmayla gelen goller olduğunu görebilirsiniz. Geçen sene bu duruma en büyük katkıyı yapan Lincoln'ün yerini bu sene ondan daha da iyi pasörlük yapan Elano dolduruyor. Bu ikisinin uyumu gerçekten inanılmaz. Normalde de oldukça iyi arkadaşlar olduklarını söyleyen Elano ve Baros tam birbirinin istedikleri tarzda oyuncular. Oyunu mükemmel okuyup boşluklara ara pası atacak Elano ve yine oyunu mükemmel okuyup boşluklara kaçacak Baros. Ayrıca Baros bu şekilde gol atamasa bile bu yırtıcı özellikleriyle savunmayı sürekli rahatsız ederek konsantrasyonlarının bozulmasını sağlıyor ve arkasından gelen üçlüye pozisyonlar bırakılmasını sağlıyor.

Nonda bir striker (ST), her zaman da öyle oldu. Ancak iki senedir gördüğümüz gibi Galatasaray'ın, özellikle Elano geldikten sonraki ihtiyacı bir striker değil, bir forward center (FC). Evet oyun sonlarında, artık savunmada bir delik bulunacak dakikalar geçtikten sonra, oyun ileriye yıkılmak istendiğinde bir striker işimizi görebilir ancak Galatasaray'ın gerçek ihtiyacı FC'dır. Sonuç olarak Ruud Van Nistelrooy hayalleri oldukça güzel olmakla birlikte, ne kadar verim alınır, tartışılır. Ve inanıyorum ki gelecek oyuncu iyi de kötü de olsa sisteme uyumlu gelecektir.

(Buraya ufak bir not düşmek istiyorum. Ruud Van Nistelrooy çocukluğumdan beri en sevdiğim futbolcuların başında gelir ve Galatasaray'a gelmesi benim için hayal gibi bir şey. Ancak hali hazırda Galatasaray'ın forvet mevkisine en acil ihtiyaç duyulan anda "ya tutarsa" şeklinde transfer yapmasını doğru bulmuyorum. Bence bu bir risktir ve bu riski alacak pozisyonda değiliz. Zaten gerçekten tutsa bile, yani sakatlanmasa, Kewell gibi yeniden doğsa bile oynayacağı 1-2.5 seneden sonra bıraktığında, ona verilecek rekor ücretler ve tahmini 4 milyonluk bonservis bedelinin geri dönüşü mümkün olmayacaktır. Ancak tabi ki bu teknik heyetin artıları eksileri düşünerek karar vereceği bir şey. Sonuçta Elano-Kewell yerine Arda-Caner'i görürsek (topu hızlı kullanan değil ayağında tutan oyuncular) hücum anlayışı oldukça değişebilir.)

Bu arada Keita'yı iyi performans gösterdi diye hemen sezon sonunda 20'ye satalım gibi düşünen arkadaşlar da görüyoruz. Şunu da unutmamak lazım ki, her sene oyuncu, teknik direktör değiştiren takımların başarısı ancak lig şampiyonluğu olabilir. Büyük başarı isteyen takımların -ve doğal olarak taraftarlarının da- amacı oyuncu parlatıp satmak değil, aynı oyuncular ve sistemle 4-5 sene oynayarak gerçek uyumu ve başarıyı yakalamak olmalıdır.
Adı geçen forvetlerin de ufak bir değerlendirmesini yazımın ikinci kısmı olarak yapmayı planlıyorum. Bu arada Lucas Neill incelemesini geciktirdiğim için de kusura bakmayın, onu da en kısa süre içinde ekleyeceğim. Konu hakkındaki sorularınızı da yorumlar aracılığıyla sorabilirsiniz, elimden geldiği kadar cevaplayacağım.
-ace-

18 yorum:

  1. hocam 10000% benim düsüncem. vallah döktürmüssün süper. Alacagimiz bir Nistelroy,Crouch,Toni,Hakan Sükür tarzi forvetin bize katkisi kisitli olacagini cogu kisi unutuyor. Manu kiyaslamasida cok güzel bir tespit olmus. Sercan, hatta Halil Altintop tarzi oyuncularin bize katkisi Barosdan az olmayacigna emin olabiliriz bence. Ikiside teknik olarak Barosa benziyor ve bizim systemde en önemlisi olan hizlarida yerinde. Mustafa icin fazla birsey söyleyemiyecegim ciplak gözle izleyemedim daha ama eminim oda Sercan gibidir.

    Inanin RvN gelse bize sadece zararli olur. Belki Forma satislarindan ve Merchandising ile esitleriz fiyatini ama 433 systeminde ya en uctaki adaminda aciklar gibi kivrak olur yada aciklarin daha defansiv oynar ve ortadaki adam Ruud misali olur. Bu yüzden umuyorumki Servan ve Mustafayi alirizda Nonda gibi bir sorundan kurtuluruz. Bakarsaniz Özgürcanin neden bu takimda basarili olmadigini hazirlik maclarinda cok iyi görebilirsiniz cünkü tarzi cakili bir forvet stili systeme uymayan tipde.

    YanıtlaSil
  2. Galatasaray'ın alması gereken Forward bence Saha'dır.
    Hazır Everton'la ilişkiler iyiyken ve Everton'da mali krizde iken kapmak lazım Saha'yı..

    YanıtlaSil
  3. kesinlikle haklısın dostum ama Baroş un en büyük özelliği zaten oyunu okuması yakın çekimde izlenince attığı goller hep pozisyonunu iyi seçiyor elbette şöyle uzaktan vursun, çalım atıp gol atsın isterdik, böyle genc yeteneklerde var aslında ihtiyacımız var acilinden bir forvete..

    YanıtlaSil
  4. Ruud van Nistelrooy'un gelince sağ kalacağını pek düşünmüyorum açıkçası,hem istiyorum,hem istemiyorum. istememe sebeplerim,tatmin etmez,sakatlanır,verim alamayız.
    isteme sebebim ise "ya tutarsa?"
    bu da sadece risk.
    bu yüzden ağır adamlar değil de aynen yazıda belirtildiği gibi en yüksek örneklerinin rooney,benzema vs benzeri bir futbolcu alınmalıdır,haldun üstünel'e güveniyorum ama ne olacağı konusunda hiçbir fikrim de yok.
    roman pavlyuchenko aradığımız kan olabilir belki de.

    YanıtlaSil
  5. Crouch, Toni vs'yi bilmem ama RVN sistem mistem dinlemez 30 gol rahat atar bu ligde.

    RVN=GOL

    Bu kadar basit.

    HErhangi bir sistemde veya herhangi bir takımda Baros'tan veya Sercan'dan daha çok gol atar.

    Çok açık konuşuyorum Sercan kırk fırın ekmek yese daha herhangi bir sistemde RVN'un bu haline bile rakip olamaz.

    YanıtlaSil
  6. adamı boşuna liverpool'a almıyorlar, baros örneği bunun, bitiriciliği biraz daha iyi olsa zaten bizde olmazdı, ama atladığın bir konu var, biz 4-3-3 oynuyoruz diye sprinter forvetle oynamak zorunda değiliz, nistelrooy dediğin adam hali hazırda barça ile meşhur olan 4-3-3 dizilişinin benzerini, 2004 hollandası'nda oynuyordu zaten, yaş 33 olsa da kaplumbağadan yavaş olsa da nistelrooy her zaman nistelrooydur bunu unutmamak lazım, gelir gelmez, mesele o değil ama bizim oynadığımız sistemin temel amacı savunmayı 2. bölgeye çıkarıp oyunu 3. bölgeye yıkmak, nonda'nın bir ara oynadığı her maçta gol atmasının sebebi de oyunun rakip yarı sahaya yıkılması ve pozisyon bulduğunda gerekli bitiriciliği sağlayabilmesi, kaldı ki bizim dizilişimiz 4-3-3 fakat, misal barça dan çok farklı oynamaya çalıştığımız oyun,onların oynadığı dar 4-3-3, 3 tane forvet (ferguson kanatlardakine inside forward adını verdi c.ronaldo dan sonra) en önemli özellikleri ters ayaklı olmaları oyunu çizgiye değil içeriye kat ederek oynamaları ya da arkadan gelen xavi iniesta ile oyunu daraltarak hızlı top çevirip bir anda 5 forvet alves ve maxvell ile de iki kanat oyuncusu ile 7 kişilik bir hücum gücüne dönüşmeleri, bunu yapabilen başka takım yok, 2008 hollanda'sı hariç(fcb ve hollanda ikisinde de cruyff'un parmağı var) barça bu sene eto'o yu yolladı ibra'yı aldı, bitiricilik açısından çok farkları yok ,eto'o daha hızlı, ilerde daha çok basıyordu ibra'ya göre, daha hırslıydı ama niye ibra'yı tercih ettiler, daha iyi pas yaptığı daha iyi top tuttuğu daha teknik olduğu için, yani sistemde amacın ilerde top tutmaksa forvet oyuncunun sırtı dönük top alabilmesi aldığı topları iyi dağıtabilmesi en önemli özellik, barça nın buna ihtiyacı yoktu zira eto'o ile de muhteşem bir takımlardı, ama kusursuz olmak istediler, ve öyleler bugün gördük,
    şimdi bizim oynadığımız 4-3-3 e gelirsek, buna geniş 4-3-3 diyebiliriz oyunu çizgilere yayarak oynamaya çalışıyoruz bizim ileri üçlümüzün sağı ve solu bildiğimiz kanat oyuncuları,kewell da keita da klasik kanat oyuncusu gibi oynuyor, sabri keita ile sağdan geldikten sonra kesilen ortada kewell forveti ikilemek için arka direğe hareketleniyor, bu şekilde çok gol bulduk ilk haftalarda, keita ise maça çizgide başlayıp çizgide bitiriyor, şimdi baros, eto'o ya gerçekten benziyor stil olarak onun 1 gömlek altı, fakat zaten defansın göbeği ve önünde oynayan ikili top yapma konusunda sınırlı oldukları için 3. bölgeye güç bela atılan top baros'un ayağında top tutamaması yüzünden oyun rakip sahaya yıkılamıyor dolayısı ile kewell keita arda ya da elano nun etkinliği düşüyor, bunun örneğini bi kaç maçta gördük bu sene örneğin ankaraspor ankaragücü eskişehir ve kasımpaşa maçları benim aklıma gelenler, 2 sinde puan kaybettik 2 sinin de 70-80(baros çıkıncaya kadar) dakikalarına kadar inanılmaz zorlandık, çünkü oyun yıkılmadı rakip sahaya, ha bu demek değil ki baros kötü bizim sistemimize uymuyor, hiç alakası yok, savunmanın arkasına baros kadar iyi sarkabilen savunmaları yıpratabilen oyuncu avrupada bile sayılı bizim de inanılmaz ihtiyacımız olan bir adam, ama bazen baros'un zıttı top tutabilen ve bitirici bir forvete ihtiyaç duyuyoruz, baros'u çok iyi savunan bir savunma 70. dakikada baros un yerine giren sercan'ı niye savunamasın mesela? ne farkları var? kısaca forvet alıyorsak baros ilelebet olmayacak değil ki, özellikle yabancı alınacaksa baros'a benzer özellikte forvet alınacağını hiç zannetmiyorum ben, bize lazım olan o değil çünkü, elimizde baros var, lazım olan nistelrooy ya da türevleri, topu ceza sahasında 5 kere buluşturabilirsen en az birini gol yapabilen bir adam, bizim ihtiyacımız yok mu?

    YanıtlaSil
  7. bence bize gignac lazim.toulousdan fransiz gignac. ne dersiniz???

    YanıtlaSil
  8. Öncelikle biz 4-3-3 değil 4-2-3-1 oynuyoruz. Temelde aynı sistemin varyasyonu olmasına rağmen şöyle bir farkı var; 4-3-3'ün ön 3 oyuncusunun hepsi forvet gibi davranabilirken bizim 4-2-3-1'imizde sağ ve soldaki adamlar açık kanat olarak oynuyorlar. Forvetin arkasındaki isim de hızlı pas yaparak gerek kanatlara oyunu bir anda yıkan gerekse öndeki 1'i pozisyona sokan adam rolünü oynuyor. Dolayısıyla bu sistemde öndeki adamın sprinter forvet olması hem sistemle ama sistemden daha çok arkasındaki adamlarla alakalı. Yani aslında bakarsak biraz daha kontra'ya uygun bir sistem. Ve zaten Keita, Elano, Baros üçü de has kontra oyuncusu. Dolayısıyla bu şekilde bulduğumuz gollerin çoğu topu rakip sahaya yıktığımız anlarda değil, bir anda geri döndüğümüzde, veya bir an savunmadaki bir oyuncu dikkatsizlik ettiğinde işe yarıyor. Özellikle Avrupa maçlarında bu sistemle takır takır atıyoruz, Panathinaikos maç özetlerine bakanlar görebilirler.

    Şimdi bu sistem Türkiye'ye geldiğimizde işe yaramayabiliyor. Büyük takımları rahat çözebilirken (Beşiktaş maçında falan attığımız goller yine bu şekilde) iyi kapanan Anadolu takımlarında problem yaşayabiliyoruz. Bunun da sebebi dediğiniz gibi öne tam yıkamamak oyunu. Ancak oyunu öne yıkmak için -hali hazırda da Nonda varken- ortasahayı güçlendirmek yerine forvet almak gereksiz, bilmem anlatabildim mi? Belki Nistelrooy süper ligde bir ihtimal tutabilir ama ya Athletico maçları?

    Sizce ileride oynamak isteyen ve savunması çok yavaş kalan, ileri çıkınca geriye dönemeyen Athletico karşısında hangi sistem işe yarar? Oyunu ileri yıkmaya çalışmak mı, yoksa savunmanın arkasına veya kanatlara atılan hızlı paslar mı? İşte bu yüzden Baros'un yedeğine ihtiyacımız var, sadece bu maç için değil tüm Avrupa maçları için. Seneye şampiyonlar liginde oynarsak, yine Baros'un bir yedeğine ihtiyacımız vardır. Dediğim gibi şimdilik zaten Nonda varken Nonda tipi forvete gerek olduğunu zannetmiyorum. Ancak sezon sonunda giderse de yerine almamız gereken oyuncu yine onun gibi değil de bence topu rakip sahaya yıkabilecek ön liberodur. Öyle bir isim geldiği zaman Baros da ileride sırıtmaz, her zaman rakip defansı meşgul eder.

    YanıtlaSil
  9. @Adsız 02:44

    Transferlerde romantik düşünmeyelim. Nistelrooy'un şu an değeri 3.5 milyon euroysa bunun bir sebebi var.

    YanıtlaSil
  10. Bence ace cok guzel bir analiz yapmis. kesinlikle Nonda varken yine onun tarzinda bir adam almak, bu RVN dahi olsa, derde deva olmaz zira dedigi gibi en buyuk mesele topu vakit kaybetmeden rakip sahaya isabetli bir sekilde aktarabilecek oyuncu eksikligimiz. yani kisacasi elimizde malum takimin malum bes numarasi benzeri bir adam olsa (Hatirlayin Rijkaard'in ilk sezonu Davids transferi sonrasi Barca'yi) Avrupa kupasinda bile, Baros'un yoklugunda bile, Nonda ile bile sanslarimiz esitlenirdi ama yok (Linderoth!) ve boyle oyunculari hele devre arasinda transfer edebilmek cok ama zok zor..:(

    YanıtlaSil
  11. 250.000.000 $ civarında borcundan söz edilen bir kulübün 33 yaşında bir futbolcuyu sırf adı var diye transfer etmesi büyük yanlıştır...

    Galatasaray'ın transfer stratejisi, Porto kulübü gibi 3'e alıp 5'e satmak olmalıdır...

    Taraftar da "yıldız futbolcu isteriz" saplantısından kurtulmalıdır...

    YanıtlaSil
  12. nistelrooy`a karsiyim. barosun gelmesi 2 ay sürer diyelim. yabanci forvet gelirse 1.5 yilligina kontrati olacak. nistelrooy cok fazla para ister yasli ve sakat mi saglam`mi belli degil. sadece atletico maci icin okadar para verilmez! kewell süper lige hatta uefa kupasinda yeter bence. alinirsa genc birisi alinir yatirim amacli. nistelrooy gibi futbolcular gelirse uefa kupasini alacagiz gibi birsey de yok. hatta baros ile bile öyle bir ihtimal yok.

    bence yönetimizin düsüncesi öyle iki aylik sadece su an lazim olan herhangi bir forvet alma cabasinda degil genc ve sonrada yararli olabilecek birisi. düsünceleri seneye sampiyonlar liginde oynamak yani lig daha agir basiyor. kendi fikrim.

    YanıtlaSil
  13. RVN iyi hos da diyelim gercekten geldi ve gollerni cakmaya basladi,peki baros tekrar düselince ne olacak? rvn heralde barosun arkasinda yedek bekliyecek bir oyuncu degildir.ozaman ya baros yedek kalacak yada barosu kewellin yerine oynatacak,bana pek mantikli gelmiyor bu is.

    gelecek oyuncu baros kadar iyi ama yedek kalinca da sorun cikardacak kadar kariyerli bir futbolcu olmiyacak.

    YanıtlaSil
  14. Tum yorumlar bir oyuncuya yonlendiriyor bizi arkadaslar, Sercan Yildirim..

    YanıtlaSil
  15. Nonda'ya suikast düzenleyeceğim az kaldı,kanser ediyor adam,Linderoth ve Nonda gitsin ille birisi mi gitmek zorunda yani,iki sağlam adam alınır ya da yabancı forvet (adam gibi genç ve ilerisi için de verim alabileceğimiz bir isim,scoutgs'nin yazdığı shikabala gibi olabilir mesela.)+ 2-3 türk alınır bahsi geçenlerden,her neyse biz burada ne konuşsak boş adamlar ne yapacağını bilir,beklemek düşüyor bize. :)

    YanıtlaSil
  16. Elano Lincoln'den daha iyimi pasör ? yuh diyorum buna. Lincoln gibi pas atan kaç kişi geldiki bu takıma hemen Elano daha iyi pasör oldu ??? Tamam Elano iyi pasör ama Lincoln'le kıyaslanması komik biras kusuruma bakmayın.

    YanıtlaSil
  17. Lincoln'ün no-look ve kısa pasları daha iyi olabilir ancak Elano'nun havadan uzun pasları hem daha iyi hem de yüksek pozisyon bilgisi içeriyor. Yani bahsettiğim geriden tek pasla oyun kurmak. Elano bunu Lincoln'den daha iyi yapıyor.

    O yüzden takım için şu an daha iyi bir pasör.

    YanıtlaSil
  18. Elano'nun göze batan en büyük özelgi bu aslinda. Milli takimda banko oynamasida bu. Onun kalitesinde adama uzun pas atan oyuncumuz cok az. Arda ve Elano uzun bir pas atarsa emin olunki sahibine teslim. O acidan Lincolnu kiyaslamak yanlis olur. Ayrica Lincolnu daha göklere cikaran zihniyete oynadigi son maclari hatirlatmak isterim. Fenerbahce maci ASYde iyi bakin sabote eti o maci serefsiz. Bilerek kötü paslari var iyi dikkat edin....

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0