FIBA 2010 | Yarı Finaller Öncesi Panorama
Ülkemizde düzenlenen şampiyona öncesi THY tarafından yapılan slogan epeyce dile geliyor. Turnuvanın ev sahibi ünvanıyla sahaya çıkan takımımız oynadığı 7 maçın tamamını kazanarak final-four yolunu tuttu. 2010 Dünya Şampiyonası'nda oynadığımız maçların yorumlarını ve analizleri her maç sonrası ve öncesi blogumuzda yer alırken, final foura giden bu yolda bir panorama yapmak gerekir diye düşündük. Sırasıyla Fildişi, Rusya, Yunanistan, Porto Riko, Çin, Fransa ve Slovenya'yı mağlup eden ekibimiz kelimenin tam anlamıyla uçuyor ! Sinan'ıyla, Ersan'ıyla, Hidayet'iyle, iki Ömer'iyle, Oğuz'uyla, Semih'iyle, Ender'i, Kerem'i ve Ay-Yıldızlı formasıyla Türkler turnuvaya damgasını vuruyor. Artık tüm dünya bizi konuşuyor, çünkü Türkler önüne geleni deviriyor. Türkler uçmaya, uçurmaya ve şova devam ediyor. Gelin hep birlikte 12 Dev Adam'ın final four yolunun panoramasına bir göz atalım. Türkler buraya kadar nasıl uçmuş, hep birlikte görelim...
28 AĞUSTOS 2010
TÜRKİYE 86 – 47 FİLDİŞİ SAHİLİ
Maçın önemi
Fildişi deyince akıllara hala Abdulkader Keita’nın Kaka’yı oyun dışına göndertmesinin geldiği bir futbol ortamından; ülkemizde bir Dünya Basketbol Şampiyonası’nın düzenlendiğinin farkındalığına geçmek için, ilk maç çok önemliydi. Türkiye'nin 12 Dev Adam’ını destekleme vakti gelmişti yeniden.
Maçın fotoğrafı
O an, o topa ulaşmanın önemi, ve Fildişili oyuncunun bu yöndeki çabası fotoğrafçının objektifine çok net yansımış. 15 numaranın duruşundaki estetik de ayrıca dikkat çekici.
Maçın adamı
Fildişili Lamizana. Yeteneklerini fazlasıyla gösterdi ve takımın adamı oldu. “O iyiydi ama çevresi kötüydü” durumundan muzdarip.
29 AĞUSTOS 2010
TÜRKİYE 65 - 56 RUSYA
Maçın önemi
Grubun güçsüz ekiplerinden birine karşı rahat kazandıktan sonra, Rusya gibi daha güçlü bir ekibe karşı kendimizi kanıtlamak ve küçümsenemeyeceğimizi göstermek, gerekliydi. Skordaki simetriyi yakalayabilmekse, öyle her maça nasip olmaz.
Maçın fotoğrafı
-Bırakmam seni Andrey
-Bitti diyorum, düş yakamdan Sinan!
Maçın adamı
Savunma. Fatih Terim’den öğrendiğimiz “En iyi defans ofanstır.” basketbolda biraz ters işliyor olsa gerek ki, turnuva boyunca pek çok defa da duyduğumuz gibi “milli takımımız, hücumdaki gücünü defanstan alıyor”. İlk kanıtlarını da bu maçta gördük. Ve tüm savunanlar çok başarılıydı.
31 AĞUSTOS 2010
TÜRKİYE 76-65 YUNANİSTAN
Maçın önemi
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın bize iki ülke arasındaki ebedi dostluk, ezeli rekabeti hatırlatmasının ertesi günü Ankara’da denize dökülen döküleneydi. Eurobasket 2009 çeyrek finalinin rövanşı, grup liderliği için büyük bir avantajla birlikte geldi.
Maçın fotoğrafı
Hiçbir zafer göğüs göğüse mücadele etmeden kazanılmaz.
Maçın adamı
Ersan İlyasova. Muhteşem oynadığı maçta, takım arkadaşlarının da takdirini kazandı. Maç sonrası röpörtajlarda onun varlığının milli takımımız için ne kadar büyük bir şans olduğu, haklı bir şekilde konuşuldu. Onun burnunu kırıp, suratını maskeler altına gizletenler, görüşeceğiz…
1 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 79 – 77 PORTO RİKO
Maçın önemi
Liderliği sağlama almak gerekiyordu tabi. Yenilgisizlik de güzel şey, bunun bozulması hoş olmazdı. Rahat galibiyetler arasında, geriden gelip, zorla, az farkla kazandığımız ve kötü oynadığımız ilk –ve hayırlısıysa tek- maç olarak akıllarda kalacak turnuvaya dönüp bakıldığında.
Maçın fotoğrafı
Türkler böyle estetik uçar işte...
Maçın adamı
Hidayet Türkoğlu. Geriden gelişte önemli payı vardı. Tecrübesini konuşturmayı başardı.
2 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 87 – 40 ÇİN
Maçın önemi
Antrenman yapmak, yedeklerin durumuna bakmak, onları turnuvaya ısındırmak, Ankara seyircisiyle vedalaşıp İstanbul için yola çıkmak.
Maçın fotoğrafı
Basketbolda savunma yer yer gerçekten çok sertleşiyor, adamları yerlerde süründürtüyor..
Maçın adamı
Sinan Güler. Takıma kattığı enerji, “elektriği göremiyorsun ama var olduğunu biliyorsun” diyerek soyut kavramını açıklamaya çalışan ilkokul hocalarının dillerine düşecek cinstendi. Ayrıca bu kadar formalite bir maçta, sayı farkı iyiden iyiye açılmışken bile her faulde ve smaçta çıkardığı tepkilerle şaşırtan isimsiz komşuma da bir plaket hediye ederdim mümkün olaydı.
5 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 95 - 77 FRANSA
Maçın Önemi
Eurobasket’te yenildiğimiz 4 takımdan biriydi Fransa. Ve tabi ki de yine rövanşı almak gerekiyordu. Hem Amerika’dan kaçmak için hesaplar yapan ve bize düşen rakibimizi, asıl kaçınılması gereken takım olduğumuza ikna etmeliydik. Yoksa ucunda çeyrek final varmış da ne olmuş?
Gruptan çıktıktan sonra, her maç ölüm-kalım mücadelesi, her maçın ödülü de bir öncekinden büyük. Bu maçınki de ilk 8’di.
Maçın fotoğrafı
A Milli Futbol Takımımız turkuaz eşofmanlarını geçirmiş, bir dizi asker gibi sporcu arkadaşlarına destek veriyor, arada Garanti’nin “rakip serbest vuruş kullanırken dikkati dağıtan balon”larıyla birbirlerini dövüyorlardı, şakacı şeyler.
Maçın adamı
Hidayet Türkoğlu. NBA’deki uzun yıllar süren başarılı kariyerinin bir tesadüf olmadığını Hedo bu maçta sayılarıyla, asistleriyle ve takımı yönetmesiyle tekrar gösterdi. Biz de arkamıza yaslanıp keyifle seyrettik.
8 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 95- 68 SLOVENYA
Maçın önemi
Eurobasket 2009’da bizi yenme gafletinde bulunmuş o 4 takımın sonuncusu, sağlam adımlarla, dostuna düşmanına ve hatta bize de korku salarak çeyrek finale kadar geldi. Kendimizi ispatlamamız için yine önemli bir fırsattı. Çok hafife almışız, bizim 12 devi. Kapasitemizi gerçek anlamda görebildiğimiz, sonunda ilk 4e girmeye hak kazandığımız tek kelimeyle ‘fark’lı bir mücadele edememe durumuydu izlediğimiz.
Maçın fotoğrafı
İnanan Türk, şoke olmuş umutsuz Sloven…
Maçın adamı
Bogdan Tanjevic. Uzun yıllardır üzerinde çalıştığı takımı “takım” yapabildiği ve bunu tutkusu* olarak gördüğü için.
7'de 7. 8. yolda. Hidayet'in de dediği gibi "Manyak mısınız, nasıl sakin olalım?
Maçın fotoğrafı
O an, o topa ulaşmanın önemi, ve Fildişili oyuncunun bu yöndeki çabası fotoğrafçının objektifine çok net yansımış. 15 numaranın duruşundaki estetik de ayrıca dikkat çekici.
Maçın adamı
Fildişili Lamizana. Yeteneklerini fazlasıyla gösterdi ve takımın adamı oldu. “O iyiydi ama çevresi kötüydü” durumundan muzdarip.
29 AĞUSTOS 2010
TÜRKİYE 65 - 56 RUSYA
Maçın önemi
Grubun güçsüz ekiplerinden birine karşı rahat kazandıktan sonra, Rusya gibi daha güçlü bir ekibe karşı kendimizi kanıtlamak ve küçümsenemeyeceğimizi göstermek, gerekliydi. Skordaki simetriyi yakalayabilmekse, öyle her maça nasip olmaz.
Maçın fotoğrafı
-Bırakmam seni Andrey
-Bitti diyorum, düş yakamdan Sinan!
Maçın adamı
Savunma. Fatih Terim’den öğrendiğimiz “En iyi defans ofanstır.” basketbolda biraz ters işliyor olsa gerek ki, turnuva boyunca pek çok defa da duyduğumuz gibi “milli takımımız, hücumdaki gücünü defanstan alıyor”. İlk kanıtlarını da bu maçta gördük. Ve tüm savunanlar çok başarılıydı.
31 AĞUSTOS 2010
TÜRKİYE 76-65 YUNANİSTAN
Maçın önemi
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın bize iki ülke arasındaki ebedi dostluk, ezeli rekabeti hatırlatmasının ertesi günü Ankara’da denize dökülen döküleneydi. Eurobasket 2009 çeyrek finalinin rövanşı, grup liderliği için büyük bir avantajla birlikte geldi.
Maçın fotoğrafı
Hiçbir zafer göğüs göğüse mücadele etmeden kazanılmaz.
Maçın adamı
Ersan İlyasova. Muhteşem oynadığı maçta, takım arkadaşlarının da takdirini kazandı. Maç sonrası röpörtajlarda onun varlığının milli takımımız için ne kadar büyük bir şans olduğu, haklı bir şekilde konuşuldu. Onun burnunu kırıp, suratını maskeler altına gizletenler, görüşeceğiz…
1 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 79 – 77 PORTO RİKO
Maçın önemi
Liderliği sağlama almak gerekiyordu tabi. Yenilgisizlik de güzel şey, bunun bozulması hoş olmazdı. Rahat galibiyetler arasında, geriden gelip, zorla, az farkla kazandığımız ve kötü oynadığımız ilk –ve hayırlısıysa tek- maç olarak akıllarda kalacak turnuvaya dönüp bakıldığında.
Maçın fotoğrafı
Türkler böyle estetik uçar işte...
Maçın adamı
Hidayet Türkoğlu. Geriden gelişte önemli payı vardı. Tecrübesini konuşturmayı başardı.
2 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 87 – 40 ÇİN
Maçın önemi
Antrenman yapmak, yedeklerin durumuna bakmak, onları turnuvaya ısındırmak, Ankara seyircisiyle vedalaşıp İstanbul için yola çıkmak.
Maçın fotoğrafı
Basketbolda savunma yer yer gerçekten çok sertleşiyor, adamları yerlerde süründürtüyor..
Maçın adamı
Sinan Güler. Takıma kattığı enerji, “elektriği göremiyorsun ama var olduğunu biliyorsun” diyerek soyut kavramını açıklamaya çalışan ilkokul hocalarının dillerine düşecek cinstendi. Ayrıca bu kadar formalite bir maçta, sayı farkı iyiden iyiye açılmışken bile her faulde ve smaçta çıkardığı tepkilerle şaşırtan isimsiz komşuma da bir plaket hediye ederdim mümkün olaydı.
5 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 95 - 77 FRANSA
Maçın Önemi
Eurobasket’te yenildiğimiz 4 takımdan biriydi Fransa. Ve tabi ki de yine rövanşı almak gerekiyordu. Hem Amerika’dan kaçmak için hesaplar yapan ve bize düşen rakibimizi, asıl kaçınılması gereken takım olduğumuza ikna etmeliydik. Yoksa ucunda çeyrek final varmış da ne olmuş?
Gruptan çıktıktan sonra, her maç ölüm-kalım mücadelesi, her maçın ödülü de bir öncekinden büyük. Bu maçınki de ilk 8’di.
Maçın fotoğrafı
A Milli Futbol Takımımız turkuaz eşofmanlarını geçirmiş, bir dizi asker gibi sporcu arkadaşlarına destek veriyor, arada Garanti’nin “rakip serbest vuruş kullanırken dikkati dağıtan balon”larıyla birbirlerini dövüyorlardı, şakacı şeyler.
Maçın adamı
Hidayet Türkoğlu. NBA’deki uzun yıllar süren başarılı kariyerinin bir tesadüf olmadığını Hedo bu maçta sayılarıyla, asistleriyle ve takımı yönetmesiyle tekrar gösterdi. Biz de arkamıza yaslanıp keyifle seyrettik.
8 EYLÜL 2010
TÜRKİYE 95- 68 SLOVENYA
Maçın önemi
Eurobasket 2009’da bizi yenme gafletinde bulunmuş o 4 takımın sonuncusu, sağlam adımlarla, dostuna düşmanına ve hatta bize de korku salarak çeyrek finale kadar geldi. Kendimizi ispatlamamız için yine önemli bir fırsattı. Çok hafife almışız, bizim 12 devi. Kapasitemizi gerçek anlamda görebildiğimiz, sonunda ilk 4e girmeye hak kazandığımız tek kelimeyle ‘fark’lı bir mücadele edememe durumuydu izlediğimiz.
Maçın fotoğrafı
İnanan Türk, şoke olmuş umutsuz Sloven…
Maçın adamı
Bogdan Tanjevic. Uzun yıllardır üzerinde çalıştığı takımı “takım” yapabildiği ve bunu tutkusu* olarak gördüğü için.
7'de 7. 8. yolda. Hidayet'in de dediği gibi "Manyak mısınız, nasıl sakin olalım?
Yazı güzel, teşekkür ediyorum kendi adıma da Final Four yok ortada yarı final var.
YanıtlaSilVoleybol Şampiyonlar Ligi'nde Euroleague'de veya NCAA'de sezon boyu oynanan turnuvanın 4 takım o şehirde buluşup yarı final maçları finali ve üçüncülük maçı bir şehirde iki günde olursa o zaman statü olarak ona final four deniyor. fiba "final four" kullanmıyor.
Final four'un kelime anlamını zaten biliyoruz. Normalde FIBA tarafından yapılan uygulamanın ardı final 16 oluyor. Yarı final, final ve üçüncülük maçının klasmanıda final 4 oluyor. Yani şu anda turnuvanın final 4'üne girmiş durumdayız, dolaylı olarak :)
YanıtlaSilKelime seçimi olarakta final four diye belirttik, keza şampiyona hakkında toplamda 3 yazımız olacak. Bu yüzden final four öncesi, turnuvaya genel bakış ve final foru olarak üç farklı konseptte panorama olacak :)
Uyarı adına teşekkürler fakat kasıtlı olarak böyle bir seçim yaptığımızı belirtelim. Yinede sizin için YARI FİNALLER ÖNCESİ PANORAMA diyelim :)