Kanatta 30 dakikalık alternatif; Aydın Yılmaz.
Hepimiz bu genç oyuncunun adını ilk olarak 2006 yılında duyduk. Soğuk ve sulu karlı bir Konya deplasmanında bir nevi şampiyonluğu getiren golü atmıştı Aydın. Konyaspor karşısında oyuna ikinci yarının ortalarında dahil olan ve mücadelenin bitiş düdüğünden sadece 30 saniye önce nefis bir vuruşla ağları havalandıran 16, 17 yaşlarında ki çocuk o günden itibaren Galatasaray taraftarının gözdesi olmayı başarmıştı. Aydın attığı golden sonra kaderini de değiştirdi. Böylesine genç yaşta Şampiyonlar Ligi tecrübesi de yaşamıştı Aydın. Genç oyuncu artık Türk futbolunun gelecek vaadeden ortasaha oyuncuları arasında görünüyor ve Galatasaray taraftarının büyük beklentilere girmesine neden oluyordu. Aydın'a yüklenen beklentilerden genç oyuncu pek fazla kaldıramayınca, bir kaç sezonluk doğan sıkıntılar başlıyordu.
Aydın oyun yapısı olarak patlayıcı gücü olan, süratli, teknik, hızlı ve çevik bir oyuncu. Top kontrolü, dribling, oyun bilgisi, kaleye dikine gidebilme gibi özelliklerinin yanında birde adam eksiltebilme özelliği bulunuyor. Böylesine önemli özellikleri bulunan bir oyuncunun 2-3 sezondur kendinden söz ettirememesinin tek nedeni yaşadığı sakatlıklar diyebiliriz. Fakat sadece sakatlıklar değil, Aydın'da kendisine pek iyi bakan bir oyuncu değildi, ta ki bu yıla kadar.. Fizik olarak oldukça zayıf, kuvvetsiz bir Aydın izliyorduk geçen yıllara nazaran. En iyi oyununu kuşkusuz uzun süre sakatlık yaşadığı İBB'de oynadı ki, forma giyebildiği 6-7 maçta her ne kadar kısıtlı sürelerde de olsa takımı adına fark yaratan isimlerden birisi olmayı başarmıştı. 2008 sezonunun başında Manisa'ya kiralanmış fakat uzun süreli sakatlıktan sonra kendisini toparlayamadı. 2008'in devre arasında İBB'ye kiralandı. Yine bir sakatlık geçirdi ve pek toparlanamadı. Kendisini topladığında lig bitiyordu neredeyse, fakat son 4 hafta düzenli olarak 90 dakika olmak üzere öncesinde de oynadığı 3 maçta İBB adına olumlu işler yapıyordu genç oyuncu.
İBB'de kiralık olarak geçirdiği yarım dönemin ardından 2008-2009 sezonu başında tekrardan Galatasaray'a döndü. Alman Michael Skibbe'nin genç oyuncuları kullanma ve onlardan yararlanma adına gerçekleştirmiş olduğu bir takım hamlelerin ardından sezon içerisinde oldukça sık gördük kendisini. Genel itibariyle oyuna sonradan dahil olan genç oyuncu 2009 yılının Mayıs ayına geldiğimizde Galatasaray'da 21 maçta forma giymeyi başarmıştı. 21 maçta 813 dakika forma giyme şansı bulan genç oyuncu maç başına 38 dakika gibi bir ortalama tutturmuştu ki; Aydın'ın gelişimi adına bu dakikaların ciddi anlamda önemli olduğunu belirtmekte fayda var.
Geçtiğimiz sezonun başlarında müthiş bir patlama yaptı genç oyuncu.. Frank Rijkaard'ın gelişiyle birlikte kendisine çeki düzen veren, biraz daha iyi bakan ve kafasını futbola veren Aydın oynanılan öneleme maçlarında kalitesinden, tekniğinden, oyunundan bir takım kesitler sunarak taraftarı mest etti. Hadi bakalım bu sefer olur inşallah, temennileriyle başlayan bir sezonun ardından yine istenilen düzeye gelemedi. Güçsüz olmasının yanı sıra birde sakatlık sonrası dönüşlerde de sıkıntı yaşamasının ardından Ocak ayında satın alma opsiyonuyla birlikte Eskişehirspor'a kiralandı. Geçtiğimiz sezon ilk devresini geçirdiği Galatasaray'da hemen hemen hepsi sonradan oyuna dahil olmak üzere ligde 11 maçta forma giydi. Türkiye Kupası'nda 2 maçta forma giyerken, Avrupa Kupaları'nda ise 7 maçta forma giydi. Galatasaray'da Ocak ayına kadar geçirdiği süre boyunca Aydın toplamda 20 maçta forma giymeyi başardı.
Eskişehirspor takımında sadece 9 maçta forma giyebilen genç oyuncunun sezon sonunda satın alma opsiyonu da kullanılmayınca, Aydın 2010 yılının Haziran ayında tekrardan Galatasaray'a döndü. Sezon başında sakatlık geçiren Aydın'dan bu sene beklenti yok gibiydi, hatta kadroda gönderilecekler listesinde adı en başta yazılıydı. Sakatlık sonrasında fizik, güç ve kondüsyon antremanlarıyla bambaşka bir Aydın çıktı karşımıza.. Genel itibariyle her ne kadar kaliteli ve yetenekli bir oyuncu olsa da en büyük sıkıntısı fiziksel yetersizliğiydi Aydın'ın ve kendisine pek iyi bakmamasıydı.
Haziran ayında evlenen genç oyuncu artık olgunlaşmış ve kendisini biraz daha futbola adamaya başlamıştı. Kafasını daha çok futbola veren, takımda rotasyon olarak kullanılma amacıyla her antremanda daha da istekli olan Aydın, fizik olarak güçlenmesinin ardından kanatta rotasyon oyuncusu olarak kullanılmaya başlandı.
Sakatlığını tamamen atlatan, fizik olarak güçlenen Aydın özellikle maçın son 30 dakikasında oyuna girmesiyle birlikte kanat varyasyonlarında takımımız adına inanılmaz bir dinanizm, hareketlilik getiriyor. Keza genç oyuncunun en büyük özelliği topla driblinginin çok iyi olması, topa hakim olması ve topsuz alanda olduğu gibi topla birlikte de süratli olması.. Pino, Kewell, Arda, Serdar Özkan gibi dörtlü rotasyonda yabancı kontenjanı nedeniyle mücadelenin son 20-30 dakikasında sıkça görev alacak gibi görünüyor. Keza futbola aç, başarı isteyen ve gerçekten futbol oynamak isteyen bir Aydın var bu yıl. Elbette kendisi için çok büyük beklentilere girmeye gerek yok fakat hakkını teslim etmek gerekiyor. Aydın süratli, hızlı ve çabuk bir oyuncu olduğu kadar savunmaya yardıma gelen bir oyuncu aynı zamanda.. Özellikle rakibin yorgun beklerini son yarım saatlik dilim içerisinde inanılmaz yıpratabilen, patlayıcı gücü olan ve süratlendiğinde pek kolay durdurulamayan bir isim. Bu sezon onu Kewell-Aydın, Pino-Arda rotasyonunda çok sık göreceğiz gibi görünüyor. En büyük temennimiz genç oyuncunun artık eski günleri geride bırakması ve altyapıda ki gibi parmak ısırtan bir Aydın olması.
Kişisel olarak pek fazla bir beklentim yok işin doğrusu ama bu sene başaracak gibi görünüyor. Çünkü takıma hangi hoca gelirse gelsin Aydın'ın farkında ve ondan birşeyler bekliyor. Gerets, Skibbe, Bülent Korkmaz ve Rijkaard. Hepsi formayı teslim ediyor Aydın'a ama 10 dakila ama 90 dakika.. Kalitesi, kumaşı belli fakat yeter ki kendisini versin ve biraz daha fiziki olarak güçlensin. Haydi Aslanım, bu sefer olacak inşallah..
Aydın oyun yapısı olarak patlayıcı gücü olan, süratli, teknik, hızlı ve çevik bir oyuncu. Top kontrolü, dribling, oyun bilgisi, kaleye dikine gidebilme gibi özelliklerinin yanında birde adam eksiltebilme özelliği bulunuyor. Böylesine önemli özellikleri bulunan bir oyuncunun 2-3 sezondur kendinden söz ettirememesinin tek nedeni yaşadığı sakatlıklar diyebiliriz. Fakat sadece sakatlıklar değil, Aydın'da kendisine pek iyi bakan bir oyuncu değildi, ta ki bu yıla kadar.. Fizik olarak oldukça zayıf, kuvvetsiz bir Aydın izliyorduk geçen yıllara nazaran. En iyi oyununu kuşkusuz uzun süre sakatlık yaşadığı İBB'de oynadı ki, forma giyebildiği 6-7 maçta her ne kadar kısıtlı sürelerde de olsa takımı adına fark yaratan isimlerden birisi olmayı başarmıştı. 2008 sezonunun başında Manisa'ya kiralanmış fakat uzun süreli sakatlıktan sonra kendisini toparlayamadı. 2008'in devre arasında İBB'ye kiralandı. Yine bir sakatlık geçirdi ve pek toparlanamadı. Kendisini topladığında lig bitiyordu neredeyse, fakat son 4 hafta düzenli olarak 90 dakika olmak üzere öncesinde de oynadığı 3 maçta İBB adına olumlu işler yapıyordu genç oyuncu.
İBB'de kiralık olarak geçirdiği yarım dönemin ardından 2008-2009 sezonu başında tekrardan Galatasaray'a döndü. Alman Michael Skibbe'nin genç oyuncuları kullanma ve onlardan yararlanma adına gerçekleştirmiş olduğu bir takım hamlelerin ardından sezon içerisinde oldukça sık gördük kendisini. Genel itibariyle oyuna sonradan dahil olan genç oyuncu 2009 yılının Mayıs ayına geldiğimizde Galatasaray'da 21 maçta forma giymeyi başarmıştı. 21 maçta 813 dakika forma giyme şansı bulan genç oyuncu maç başına 38 dakika gibi bir ortalama tutturmuştu ki; Aydın'ın gelişimi adına bu dakikaların ciddi anlamda önemli olduğunu belirtmekte fayda var.
Geçtiğimiz sezonun başlarında müthiş bir patlama yaptı genç oyuncu.. Frank Rijkaard'ın gelişiyle birlikte kendisine çeki düzen veren, biraz daha iyi bakan ve kafasını futbola veren Aydın oynanılan öneleme maçlarında kalitesinden, tekniğinden, oyunundan bir takım kesitler sunarak taraftarı mest etti. Hadi bakalım bu sefer olur inşallah, temennileriyle başlayan bir sezonun ardından yine istenilen düzeye gelemedi. Güçsüz olmasının yanı sıra birde sakatlık sonrası dönüşlerde de sıkıntı yaşamasının ardından Ocak ayında satın alma opsiyonuyla birlikte Eskişehirspor'a kiralandı. Geçtiğimiz sezon ilk devresini geçirdiği Galatasaray'da hemen hemen hepsi sonradan oyuna dahil olmak üzere ligde 11 maçta forma giydi. Türkiye Kupası'nda 2 maçta forma giyerken, Avrupa Kupaları'nda ise 7 maçta forma giydi. Galatasaray'da Ocak ayına kadar geçirdiği süre boyunca Aydın toplamda 20 maçta forma giymeyi başardı.
Eskişehirspor takımında sadece 9 maçta forma giyebilen genç oyuncunun sezon sonunda satın alma opsiyonu da kullanılmayınca, Aydın 2010 yılının Haziran ayında tekrardan Galatasaray'a döndü. Sezon başında sakatlık geçiren Aydın'dan bu sene beklenti yok gibiydi, hatta kadroda gönderilecekler listesinde adı en başta yazılıydı. Sakatlık sonrasında fizik, güç ve kondüsyon antremanlarıyla bambaşka bir Aydın çıktı karşımıza.. Genel itibariyle her ne kadar kaliteli ve yetenekli bir oyuncu olsa da en büyük sıkıntısı fiziksel yetersizliğiydi Aydın'ın ve kendisine pek iyi bakmamasıydı.
Haziran ayında evlenen genç oyuncu artık olgunlaşmış ve kendisini biraz daha futbola adamaya başlamıştı. Kafasını daha çok futbola veren, takımda rotasyon olarak kullanılma amacıyla her antremanda daha da istekli olan Aydın, fizik olarak güçlenmesinin ardından kanatta rotasyon oyuncusu olarak kullanılmaya başlandı.
Sakatlığını tamamen atlatan, fizik olarak güçlenen Aydın özellikle maçın son 30 dakikasında oyuna girmesiyle birlikte kanat varyasyonlarında takımımız adına inanılmaz bir dinanizm, hareketlilik getiriyor. Keza genç oyuncunun en büyük özelliği topla driblinginin çok iyi olması, topa hakim olması ve topsuz alanda olduğu gibi topla birlikte de süratli olması.. Pino, Kewell, Arda, Serdar Özkan gibi dörtlü rotasyonda yabancı kontenjanı nedeniyle mücadelenin son 20-30 dakikasında sıkça görev alacak gibi görünüyor. Keza futbola aç, başarı isteyen ve gerçekten futbol oynamak isteyen bir Aydın var bu yıl. Elbette kendisi için çok büyük beklentilere girmeye gerek yok fakat hakkını teslim etmek gerekiyor. Aydın süratli, hızlı ve çabuk bir oyuncu olduğu kadar savunmaya yardıma gelen bir oyuncu aynı zamanda.. Özellikle rakibin yorgun beklerini son yarım saatlik dilim içerisinde inanılmaz yıpratabilen, patlayıcı gücü olan ve süratlendiğinde pek kolay durdurulamayan bir isim. Bu sezon onu Kewell-Aydın, Pino-Arda rotasyonunda çok sık göreceğiz gibi görünüyor. En büyük temennimiz genç oyuncunun artık eski günleri geride bırakması ve altyapıda ki gibi parmak ısırtan bir Aydın olması.
Kişisel olarak pek fazla bir beklentim yok işin doğrusu ama bu sene başaracak gibi görünüyor. Çünkü takıma hangi hoca gelirse gelsin Aydın'ın farkında ve ondan birşeyler bekliyor. Gerets, Skibbe, Bülent Korkmaz ve Rijkaard. Hepsi formayı teslim ediyor Aydın'a ama 10 dakila ama 90 dakika.. Kalitesi, kumaşı belli fakat yeter ki kendisini versin ve biraz daha fiziki olarak güçlensin. Haydi Aslanım, bu sefer olacak inşallah..
Koskoca Galatasaray alt yapısı bu kadar mı yetersiz 5 yıldır olması beklenen aydını bekleyeck kadar,,
YanıtlaSilsemih kaya murat akça cem sultan serdar eylik emre çolak cafercan aksu .. son yıllarda alt yapıdan çıkan beklentimin yüksek olduğu oyuncularımız ..
YanıtlaSilne yazıkki kimisi kadromuzda bile değil artık kimisi alt yapıda kimisi kiralık ..
aydın yılmaz yıllardır çok şey beklediğim bi oyuncumuzdur inşallah bu sene olucak .. inşallah ! geçen sene eskişehirspora kiralandığındada çok üzülmüştüm beklentimin çok ama ÇOK yüksek olduğu bi oyuncu umarım beni haksız çıkarmaz .. (cm2010 dada pes 2010 dada kadromun değişilmezlerindendi =))
Arda gelene kadar Pino veya Kewell'ın yerine 11 başlaması gerek.Bu şekilde Cana'ya kadroda yer açılır.Arda gelince zaten bu sorunlar kalmıcak ve Cana'yı 11'de düzenli olarak görebiliriz.
YanıtlaSilBence bu sezon da rotasyonda kullanılan bir oyuncu olarak takımda kalır ve gelecek sezon sakatlık vs. yaşamadan takımla birlikte çalışırsa Türkiye'deki önemli kanat oyuncularından biri olabilir. Milli takımda da en yetersiz nokta kanatlar. Uğur Boral'ı, Colin Kazım'ı görmeyiz artık.
YanıtlaSilAydın'ın başarılı olmasını belki kendisinden daha fazla isteyenlerden biriyim.Onda Galatasaray'a yakışan bir duruş var,ben öyle hissediyorum.Her oyuna girdiğinde içim kıpır kıpır oluyor.Var bu oyuncuda bişiler,inşallah kendini gösterip çok iyi bir oyuncu olur.Yeteneğine çok ihtiyacımız olan bir oyuncu..!
YanıtlaSilaydın cok şanslı bir oyuncu o kadar genç yaşta galatasaray gibi bir kulüpte forma giyme şansı buldu ki aradan gecen 4-5 sezonluk bir dönem var ama hala genç, hala ondan patlama bekleniyor iyi topçu olmasa zaten bu yasta burda olamazdı pino kadar hızlı kanat oyuncusundan beklenen tüm yeteneklere sahip en önemli özelliği akıllı sadece güven problemi yaşıyor kendine güvenmesi için takımdaki herkesin yardımcı olması lazım aydına fiziği top oynamaya cok yatkın bu yıl daha da güçlü görünüyor inş. kendisini kanıtlar arda gibi olmasını bekliyorum aydından olacak bu yıl...
YanıtlaSil