ST Süper Lig Panorama - Hafta 9

Bu hafta derbi haftasıydı. Galatasaray’ın kötü gitmesinin ardından hocası gitmiş, derbiye üç gün kala “Fenerbahçe Galatasaray maçının hazırlıklarını tam gaz sürdürüyor” haberleri “Hagi gelecek diyorlar”ın altında kendine yer buluyordu. 6-0’ın tekrarlanacağı havası hakimdi, daha da tarihi bir fark bekleyenler vardı, Hollanda’da PSV Eindhoven’ın Feyenoord’u 10-0 yenmesi birilerinin iştahını iyice kabartıyordu. Bahis siteleri Galatasaray galibiyetine 1’e 4,5 veriyordu ama…

BERABERLİK KUTLANIR MI?
Galatasaray kazandı, diye devam etmek isterdim. Ne yazık ki berabere kaldık. Ne mutlu ki berabere kalabildik haftanın maçında, Kadıköy fobisini yenebilmek için önemli bir aşama olarak görebiliriz. Adımızın olduğu her yerde umut olduğunu hatırlayabiliriz. Futbolumuza yeni hocayla gelen yeni şevk bizi mutlu edebilir. Kadıköy’de yine yenilseydik, arkadaş ortamlarında olabilecek sorunlardan kurtulmuş olduğumuz için sevinebiliriz. Gerçekten kazanabilir ve üstün olduğumuz için gurur duyabiliriz. Belki birkaç şey daha. Ama “bizimle berabere kalmayı kutladılar.” dedirtmemek lazım.

YENİ HOCA HAGİ
İstikrar arıyorsanız, yönetimin galeyana gelmiş taraftarı sakinleştirme yönteminde bulabilirsiniz. Skibbe’den sonra gelen Bülent Korkmaz, Rijkaard’dan sonra gelen Hagi.. Çok sevdiğimiz için itiraz edemeyeceklerimiz. Ben de itiraz edemiyorum, Neeskens-Rijkaard’ı kenarda görmek kadar heyecanlı Tugay-Hagi ikilisini görmek. Beraberliğimizin uzun olmasını dileyerek, bu geri dönüşü onurlandırmak için kendisini haftanın teknik adamı seçiyorum.

6-16
Ankaragücü – Bursaspor maçı bol gollüydü. 6. Dakikada “Ankara”gücü’nün, 16. Dakikada “Bursa”spor’un attığı karşılıklı gollerle başlayıp 5-1 biten karşılaşma, bu tesadüfle uzun süre hatırlanacak gibi. İlk yarısı 1-5 gibi farklı biten karşılaşmanın ikinci yarısında gol olmaması da haftanın farklı ayrıntılarından birisi oldu. Mücadelenin skoru ilk yarıda tayin edilmiş ve na-mağlup lider Bursaspor ilk yarıda deplasmanda rakip filelere tam 5 gol göndermeyi başarmıştı.

Maçın yanı sıra birde Ankaragücü takımının iç karışıklıkları gündeme düştü. Orası kendi bilecekleri iş ama insan kuşkulanmıyorda değil hani..

AHTAPOT PAUL
Haftanın kötü haberi… Dünya Kupası’nın Shakira’nın baldırları, İspanya’nın pasları ve Almanya’nın gençleri dışındaki, hatta bunların önündeki yıldızı, maçların sonuçlarını oynanmadan bilmemizin nedeni Kahin Ahtapot Paul, her canlının bir gün başına gelecek mutlak sonla karşılaştı: öldü. Bizim beraberliği tahmin edemediği için kahrından ölmüş olabilir, bilmiyoruz tabi asıl nedenini. Ama gözü arkada kalmasın, o türünün sonsuza dek kalplerde yaşayacak tek örneği.

BİR BABA SABRİ
Hey Allah… Oraya nasıl çıktın sen şimdi? Maç sonrası yorumlarda bu pozisyonun ikili mücadele olduğu söylendi ve buna yönelik açıklamalar getirildi. Farklı bir dalda, branşta değişik bir ikili mücadele olacağı kesin. Kadıköy'de yüreğiyle oynayan isimlerden birisiydi Sabri. Savunmada da kendisinden kat ve kat güçlü oyunculara karşı kafa tutmayı bildi. En azından resimde gördüğümüz üzere, kafa tutmaya çalışmış. Dia'nın omzuna ayağını koyup yaklaşık 2-3 metre bu şekilde gitmesi görülmesi gereken karelerden birisiydi.Bunu becerebildiği için, haftanın adamı.

Fotoğraf ortada, yoruma fazla gerek yok. Hem haftanın adamı, hemde haftanın fotoğrafı. Mücadele ruhu dedikleri bu olsa gerek. Maç sonunda taraftarıyla üçlüsüyle de haftanın adamı oldu.

TANRIM BANA ÜÇ TANE…
“Üç de yetmez yedi tane ver ver ver ver” diye fark şarkıları söylemişler miydi hafta boyunca, pek bir fikrim yok, ama maç sırasında Fenerliler oldukça muhtaçtı dualara. Bu konuda da haftanın yorumu denilebilecek türden yorum mevcuttu sayfalarımızda. "Maç öncesi 6 işareti yapan eller, devre arasında yenilmesek diye dua ettiler." yorumu bu karenin, bu haftanın ve maçın en güzel yorumu denilebilir. İlk devredeki müthiş oyunumuz sonrasında Fenerbahçeli taraftarlar ancak dua edebildiler. Zaten onları ancak o kurtarabilirdi, kurtardı da.

LUCAS EDWARD
Neill’ın dik ve karizmatik duruşu, kramponlarının turuncusu, Niang’ın bakışı ve kramponlarının pembesi. Bunu haftanın fotoğrafı yapan özellikler. Sanırım sakatlamış Lucas Fenerbahçe’nin ‘bol gol’cüsünü. Geçen seneki Milan Baros sakatlığını düşününce, ilahi adalet diyesim var, ama tabi ki sağlığına kavuşmasını diliyoruz. Sahalara biraz daha az golcü olarak dönerse mutlu oluruz tabi.

Bir savaşçı gibi, bir general gibi. Savunmada kimseye geçit vermedi, savunmayı tek başına yönetti. Takım arkadaşlarını uyardı, rakiplerine kafa tuttu. Kadıköy deplasmanında ön plana çıkan isimlerden birisi oldu. Sertliği ile hem oyunu, hemde rakibi soğuttu.


Not: Bölümü hazırlayan arkadaşımızın işlerinin yoğunluğu nedeniyle yazının belli eklemeleri blog editörleri tarafından yapılmıştır. Bu haftalık böyle olsun, haftaya yine eski tadında olacak.

1 yorum:

  1. Kabul etmek gerekir ki Niang müthiş bir adam, hatta Nonda'nın gençliğindeki hızlı versiyonu gibi. Ancak Neill gibi çok sert oynayarak durdurabilirdik onu, ki buna rağmen kendine çok müsait bir pozisyon yaratmayı başardı. Neill de Lugano'nun GS versiyonu olma yolunda ilerliyor. Ama onun gibi transfer dönemlerinde tripten tribe koşacağını sanmıyorum.

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0