Galatasaray CC 73-61 Banvit | Finale Son Adım!

Yarı final serisinin 3. maçında Abdi İpekçi'de Banvit'i ağırlayan Galatasaray CC, maçın başında eline geçirdiği üstünlüğü son dakikaya kadar koruyarak seride 2-1 öne geçti ve final kapısını araladı. Rakibi karşısında üstün bir oyun ortaya koyan Galatasaray Café Crown'da hiç kuşkusuz maçın yıldızı Preston Shumpert oldu. Tecrübeli oyuncu maç sonunda istatistik kağıdına 22 sayı - 8 ribaund yazdırmayı başarırken, ilk çeyrekte şut kaçırmayan Jerry Johnson ise 16 sayı - 5 ribaund - 3 asist ile galibiyette büyük rol oynadı. Serinin dördüncü maçı Çarşamba günü saat 20:00'de Abdi İpekçi Arena'da oynanacak.

-Öncelikle büyük Galatasaray taraftarından bahsederek başlayalım yazıya. Gerçekten dün salonda müthiş bir taraftar vardı. Benim için daha önce de tartışılmazdı ancak bu maçla birlikte sanırım herkes Galatasaray taraftarının ülkenin en iyi salon taraftarı olduğunu görmüştür. Salonun doluluğu bir yana maça etki eden, basketbolu iyi bilen bir taraftar profili vardı dün o salonda. 2. periyottaki kavga dışında kusursuz bir taraftar izledik diyebiliriz. Bu arada dayağı yiyen taraftarın Fenerbahçeli olduğu söyleniyor, tam olarak doğruluğunu bilmemekle birlikte bir dip not olarak dursun. Ayrıca maçın başında Ünal Aysal ve "Adnan Polat'a" yapılan tezahuratlar beni en az ikilinin beraber maça gelmesi kadar memnun etti. Ünal Aysal önderliğinde camia tekrar bir araya geliyor, bu teknik taktik konular dışında çok önemli bir detay.

-Maça dönelim hemen. Galatasaray maça "onlara karşı koyamayacakları bir savunma yapacağız" mentalitesiyle başladı. Göksenin'in Barış'a yaptığı baskıyla başlayan savunma dalga dalga artarak Banvit hücumunu boğdu ve daha ilk periyotta fark çift hanelere çıktı. Ancak burada şanssız bir durum yaşandı ve Ermal iki basit faulle kenara geldi. Hakem konuşmak benim işim değil ancak ben ikisinin de faul olduğunu düşünmüyorum. Golubovic'in dirsekleri zaten sürekli olarak uzunlarımızın omzunun üstündeydi ancak hakemler bir türlü o hücum faulleri fark edemedi. Ermal'in erken iki faul alıp devre sonuna kadar kenarda oturması ribaundlarda canımızı çok yaktı. Müthiş savunma yaptığımız sekanslarda alamadığımız ribaundlar Banvit'in sadece bire birlerle hücum ettiği devrede bir anda kendini tekrar maçın bulmasına neden oldu.

-3. periyot açıkçası Galatasaray için oldukça kötü geçti. Bu dönemde taraftar ve Shumpert'ın katkıları sayesinde oyunda kaldık ama artık finale yürüdüğümüz bu yolda bu tür kısır geçecek dakikalar olası final serisinde canımızı çok daha fazla yakacaktır. Fark 2'ye kadar düşse de bir şekilde skorda önde kalmayı başardık.

-Alan savunmasına karşı zaman zaman yine zorlandık. Orhun Ene de bizim ilk maçta yaptığımız gibi yüksek bir alan savunması denedi. Sahada Ermal yerine Andric olduğu için, onun da sık sık perdelemeler için dışarı çıktığında, takım olarak hiç içeriden sayı üretemedik ve Banvit savunmasının ekmeğine yağ sürdük. Bu sekansta Shumpert'ın alan savunmasının ortasına girip yarattığı pozisyonlar ve ürettiği sayılar olmasaydı çok daha kısır bir dönem geçirebilirdik. Alan savunmasına karşı Tutku ve Shumpert kadar önemli bir Ermal, onun faul problemi ve benchte geçirdiği dakikalardan sonra ritmini tutturamaması ve o sahada olmadığı için içeriye inmeyen toplar ilerleyen maçlarda başımızı daha çok ağrıtabilir.

-Jerry Johnson... Fazla söze gerek var mı bilmiyorum. İlk çeyrekte şut kaçırmadan çift hanelere ulaşan ve 3 ribaund, 3 asist ekleyen Johnson üçüncü çeyrekte felaket bir oyun ortaya koydu. Ardı ardına yaptığı top kayıpları, fast break'te Barış'tan yediği blok... Bir oyuncunun yaklaşık yarım saat içinde gece ile gündüz farkında performanslar göstermesi gerçekten çok ilginç. Aslında sahada Evren olduğunda topun kontrolü Evren'e verilip, Johnson daha çok bitirici bir rolde oynarsa eminim ki daha faydalı olacaktır. Evren eski Evren olmasa bile takımın organizasyonunu yapabilecek, bu role alışık bir isim. Jerry Johnson da ilk yarıda olduğu gibi daha çok bitirici rolünde olur.

-Göksenin'in performansı için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. İlk periyotta Barış'ı inanılmaz yıprattı. 10 dakika süre aldığı bir maçta oyuna bu kadar etki etmesi kendisi adına oldukça olumlu. Ayrıca burada sezon içerisinde fazla şans vermediği genç oyuncusuna güvenerek onu sahaya süren Oktay hocayı da kutlamak gerekiyor. Göksenin de ilk yarıdaki Fenerbahçe maçından sonra bir diğer çok önemli maçta hocasının kendisine olan güvenini boşa çıkarmayarak alkışların en büyüğünü hak ediyor. Biraz daha ayaklarını hızlandırdığı takdirde müthiş bir savunmacı potansiyeli var.

-Bu arada maçta sakatlanan Radoslav Rancik'in sezonu kapattığı konuşuluyor. Geçen seneki performansının çok altında da olsa rotasyon için önemli bir parçaydı. Umarım en azından final serisinde oynama şansı bulur.

-Bu arada "Büyük Galatasaray Taraftarına Çağrı" başlığına yorum bırakan Evren nickli okuyucumuz bana bir e-mail bırakırsa memnun olurum, yazılara yorum bırakamıyorum ben nedense. Eğer bana bir e-mail bırakırsa kendisine neler olup, neler bittiğini anlatabilirim. Ondan da dinlerim tabii ki.

-Son maç için, final için Çarşamba günü tekrar Abdi İpekçi'de olacağız. 21 sene sonra finalin kapısındayız ve o kapıdan içeri girmek için önümüzde sadece 40 dakika var! Bu arada bilet almayı düşünüp "salondan alırım" diyen Galatasaray taraftarına biletlerin bitmek üzere olduğunu ve salondan bilet bulamama şanslarının olduğunu söyliyeyim. Çarşamba günü finali müjdeleyen bir yazıyla beraber olmak üzere, sağlıcakla.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0