İnleyen Nağmeler Vol. 3

İnleyen nağmeler bu sezon 3. kez inledi Abdi İpekçi'de. Sezonun ilk 2 maçını kazandığımız Beşiktaş karşısında playoff ilk maçını da kazandık ve seriyi 2-0'a getirerek, büyük oranda yarı finali garantiledik. Serinin üçüncü maçı Pazar günü Akatlar Cola Turk Arena'da oynanacak. Gerek görülürse dördüncü maç haftaiçi yine Akatlar'da olacak. Preston Shumpert'ın 27 sayı ile yıldızlaşarak galibiyetinde büyük rol oynadığı karşılaşmayı madde madde değerlendirelim:

-Beşiktaş normal sezondaki maçlardan ders almışcasına pota altına gömülerek başladı oyuna. Hatırlayacaksınız normal sezonda oynanan 2 maçta Ermal müthiş iki performans göstermiş ve maçı kazandıran isimlerden biri olmuştu. Beşiktaş'ta buna önlem alarak başladı maça. Nispeten başarılı olduklarını da söylemek mümkün ancak onlar içeri gömülünce biz de cezayı dışarıdan kesmesini bildik. İlk yarının sonunda istatistik kağıdında yazan 8/11 üçlük yüzdesinin direkt olarak Beşiktaş'ın savunma tercihleriyle alakası var.

-İkinci periyodun ortalarına doğru yine kontağı kapadığımız bir döneme denk geldik. Ancak burada iki tecrübeli oyuncumuz Haluk Yıldırım ve Tutku Açık devreye girdi ve arkadaşlarına boş şut imkanları yaratarak farkın Beşiktaş adına açılmasına izin vermediler. Tutku'nun bu sezon oynadığı basketbolu görünce de insan ister istemez Türk Telekom gibi sistemsiz bir organizasyonda geçen yıllarına üzülüyor.

-Yine ikinci periyodun belirli dönemlerinde Beşiktaş'ın hızlı hücumlarına izin verdik ve o dönemde çok rahat sayı buldular. Seri başlamadan önce de söyledim eğer Beşiktaş ile oynuyorsanız mutlaka oyunu yarı sahada oynamalısınız. Oyunu yarı sahada oynamak için de top kayıplarını minimize etmek, topu mümkün olduğunca pota altına indirmek gerekir. Biz bu süreçte bunu yapamadığımız için skorda geri düştük. Şimdi mutlaka "E Galatasaray'da hızlı tempoda oynuyor zaman zaman" diyenler olacaktır, doğrudur da ancak bir fark var. Galatasaray yarı sahada tempolu bir basketbol oynuyor. Hücum durağan değil ve özellikle Tutku'nun sahada olduğu dakikalarda spacing de harika yapılıyor. Beşiktaş ise fast breakleri kovalayan ve boş şut imkanı bulduğu anda şut süresi neyi gösterirse göstersin atmaktan çekinmeyen bir hücum sistemine sahip. İki takımın hücumlarını birbirinden ayıran temel etkenlerden biri bu.

-Üçüncü periyotta gereksiz faullerle çok çabuk faul hakkımızı doldurduk. Bu da savunma sertliğimizi sürdürmemizi engelledi ve Beşiktaş bu dönemde sık sık faul çizgisine giderek farkı çift hanelerin kapısına kadar getirdi. Savunmada oyundan düştüğümüz dönemler hücumda da ritm kaybediyoruz. Dönem dönem normal sezonda da görmüştük bu tip durumları. Neyse ki üçüncü periyodun sonunda Tutku'nun üçlüğü ile başlayan 5-0'lık seri nefes aldırdı ve son periyod öncesi farkı da makul bir seviyeye çekti.
-Jerry Johnson çok ilginç adam vesselam, son çeyrek ve uzatma periyodunda maçın 3 kere el değiştirmesini sağladı. Maç berabereyken attığı üçlük yanlış bir tercihdi ancak girdiği için bu tercihi sorgulamamak gerekiyor. Kemp inanılmaz üçlüğü ile (o neydi be arkadaş!) tekrar beraberliği yakaladıktan sonra şut saatini felaket kötü kullanarak attığı 2. üçlük (girmedi) bu seviyede yapılmaması gereken bir tercihti. Beşiktaş savunma ribaundunu alabilse maçın son şutunu atabilecek süreye sahiplerdi ve karşı sahaya geçip basketi atsalar Johnson'ın saçma tercihi yüzünden maçı kaybedecektik. Maç Kemp'in inanılmaz çabası sayesinde uzadı bir şekilde ancak Johnson maçın kaderiyle oynamaya devam etti. Yine uzatmalarda skor berabereyken kaçırdığı boş turnike yapılmaması gereken bir hatayken maçın sonlarında yaptığı 2 asist takdir edilesiydi. Demek istediğim şudur ki, maçın başa baş gittiği ve dönüşü olmayan dakikalara girildiğinde top Jerry Johnson'ın değil de mutlaka Tutku'nun elinde olmalı. Jerry Johnson iki ucu kesin bıçak misali, maçı alabilir de verebilir de. Tutku ise her zaman olmasa da büyük oranda doğru tercihleri yapan bir isim. Umarım bundan sonra maçın önemli dakikalarında direksiyonda Tutku'yu görebiliriz.

-Beşiktaş'ı tebrik etmek istiyorum, müthiş bir efor gösterdiler Kemp önderliğinde. Kemp gerçekten inanılmaz oynadı, saygı duyarak izledim. Ancak Ergin Ataman'ın maç sonunda yaptığı "Cevher iyi oynasaydı alırdık" manasına gelen açıklamaları Beşiktaş'ın gösterdiği efora yakışmadı. Bir maçta bütün takım olarak iyi oynayamazsınız. Beşiktaş'ta dün Kemp çok iyi, Serkan, Ogilvy ve Chatman da iyi oynadı. Cevher kötü oynadı kabul ancak 4 ilk beş oyuncunun iyi oynadığı bir maçtan sonra "Cevher oynasaydı alırdık" diye açıklama yapmayı Ergin Ataman tecrübesinde bir koça yakıştıramadım.

-Tempo olarak harika bir maç izlediğimizi söyleyebilirim. Skorun yüksek olması maçı izlemeyen okurlarımızı yanıltmasın savunma dirençlerinin de çok yüksek olduğu bir maç izledik ancak Beşiktaş'ın yorgunlukların etkisiyle uzatmalarda nefesi yetmedi ve kazanmasını bildik. Yarın seriyi bitirmek için Akatlar'da olacağız, bakalım Beşiktaş'ı bu sezon 4. kez yenip yarı finaldeki rakibimizi beklemeye başlayabilecek miyiz. Maçtan sonra tekrar beraber olacağız, sağlıcakla.

1 yorum:

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0