Süpürge !

Pazar günü Akatlar'da oynanan maçta Beşiktaş'ı bu sefer kendi evinde mağlup ederek seriyi 3-0'a getirdik ve ezeli rakibimizi süpürerek yarı finale çıktık. Herşeyden önce yazıya ufak bir eleştiri ile başlayayım; bu seriye 1-0 başlama olayı gördüğüm en saçma uygulamalardan biri. Zaten 5 maç üzerinden oynanan seri bir de 1-0 başlayınca ikinci maçı da aldıktan sonra karşı takımın hiç bir şansı kalmıyor. Umarım bir an önce değişir bu kural.

-Öncelikle yine iki takımın savunma sistemlerini değinerek başlayalım. Galatasaray CC maça Kemp üzerinde daha fazla yoğunlaşarak başladı maça. Belli ki ilk maçta bu konuda canı yanan Oktay Mahmudi özel olarak uyarmıştı oyuncularını. İlk maçta Kemp savunması zaman zaman "e abi buradan atamaz artık" moduna girmiş ve zaman zaman şutu riske edilmişti. Daha doğrusu içeriye drive ettirmemek savunmanın ilk önceliğiydi. Bu maçta ise tamamen şut attırmamaya yönelik savunduk Kemp'i. Bir iki kez savunmacısını geçti ancak uzunlarımız da doğru zamanda yardımı getirdi bu durumlarda. Bu savunma stratejisinin rahatlıkla başarılı olduğunu söyleyebilirim. Hatta Kemp zaman zaman hücumun ritmini bozacak kadar topu elinde tuttu ve Beşiktaş bu dönemlerde hücumda akıcılığını kaybetti.

-İkinci çeyrekte Beşiktaş'ın yaptığı alan savunmasına karşı zorlandık. Hücumdaki tıkanıklığın sebebi ise Beşiktaş'ın Tutku savunmasındaki tercihinden kaynaklandı. Beşiktaş alan savunmasında Tutku'yu şutunu riske ederek savundu. İlk maçta aldıkları gibi bu da bir riskti, ancak Tutku'nun ikili oyundan sonra ortaya girmesindense şutunu riske etmek daha kabul edilebilir bir riskti. Zira Tutku boş şutları sokamadı ve Beşiktaş'ın savunma stratejisi işe yaramış oldu ve bu savunma bize kısır ve zor skor ürettiğimiz bir dönem olarak geri döndü.

-Sertaç'ın oyunda olduğu dakikalarda biz de bir alan savunması denedik ancak Beşiktaş'ın aksine çok başarısız olduk. Sertaç gelecek vaadeden bir uzun olabilir ancak şu an için özellikle savunma bilgisi olarak çok sırıtıyor. Tecrübesizliğinden olsa gerek alan savunması sırasında rakip uzun Chatman'a screen'e giderken Sertaç da rakibini takip ediyor ve neredeyse üçlük çizgisine kadar çıkıyor. Alan savunmasında görevi ortayı kapatmak olan bir uzunun asla yapmaması gereken bir hata.

-İkinci periyottaki skor kısırlığını da Beşiktaş'a karşı daha önceki 4 maçta olduğu gibi yine topu içeri indirerek aştık. Alan savunmasının başlarında başta Tutku önderliğinde "dur bi de ben üçlük atayım" mentalitesinde hücum eden takım, bir süre sonra topu içeriye indirmeye başladı. Bu dönemde ya uzunlar top kullandı ya da içeriye giren top tekrar dışarı dönerek boş şut imkanı bulundu. İç-dış dengesini sağladığımız anda alan savunmasının bir manası kalmadı zaten Beşiktaş adına.

-Joshua Shipp'in oyunu sevindirici. Galatasaray'a gelmeden önce ligin önemli skorerlerinden biri olan Shipp bu sene daha çok tamamlayıcı bir rolde oynuyordu. Ancak Shipp önemli bir skorer ve takımın skor yükünü çekebilecek isimlerden. Özellikle açık alanda son derece etkili olabilecek bir isim. Umarım hücumda sorumluluk almaya devam eder, ondan gelecek her sayı çok önemli.

-Rancik için fazla bir şey diyemiyorum, umarım tez zamanda toparlanır! Şu haliyle takımda gelecek sene kalması zor gözüküyor. Rotasyona İlkan'ın da gireceğini düşünürsek.

-Akatlar gibi önemli bir deplasmanda, maçın kritik anlarında çok doğru bir basketbol oynadık. Normal sezonda deplasman karnesi pek parlak olmayan bir takım için önemli bir eşik bu. Önümüzde daha zor deplasmanlar ve daha çetin mücadeleler var. İyi bir başlangıç oldu, umarım ilerideki turlarda da bu sakinliğimizi korur ve hücumda doğru tercihleri yapmaya devam ederiz.

-Beşiktaş Cola Turka'yı tebrik ediyorum. Ergin Ataman önderliğinde seneye daha iyi bir takım olacaklardır şüphesiz ancak bu maç onlar adına sezonun son maçıydı. Biz bir süper, bir vasat maçtan sonra Beşiktaş'ı süpürdük ve yarı finaldeki rakibimizi bekliyoruz. Gözler Olin Edirne Banvit serisinde olacak! Yarı finallerdeki rakibimiz belli olduğunda görüşmek üzere. Sağlıcakla...