Elinin Hamuruyla.. | STSL 10. Hafta

Milli takımımızın Hırvatistan ile oynayacağı maç öncesi moral depolayalım, takımımızın galibiyetiyle bayramımız buruk geçmesin dedik, olmadı olamadı. 10. hafta maçımızı arefe günü evimizde Mersin İdman Yurdu'na karşı oynadık. Oynamasaydık da olurdu, boşuna yorulduk; 0-0 sonuçla biten bir maçta ne kadar iyi/kötü oynadığının pek de bir önemi yoktur çünkü. Blogtaki maç analizinin başlığı "Arefeyi Görüp,Bayram Edememek" idi, daha iyi bir tanımı olamazdı bana göre bu maçın, hevesimiz kursağımızda kaldı, bize bir kere daha "Bayram gelmiş neyime?" dedirtti adeta Galatasarayımız.

RUHUMUZ YETER DİYEMEDİK!
Taraftarımız arefeymiş, maç İstanbul'daymış, fena trafik varmış demeden doldurdu Arena'yı, süper destek verdi takıma bir an bile yılmadan, ah keşke takım da, hocamız da aynı şekilde cevap verseydi kendilerini izlemeye gelen coşkulu kalabalığa. Büyük takım olmanın avantajlarından biri taraftar desteğini hep arkanda hissetmektir elbette; ama o taraftarın da takımdan büyük beklentileri olduğu da hiçbir zaman unutulmamalıdır. Bazı maçlar vardır taraftarın endişelenmeden, arkasına yaslanarak rahatça izlemek istediği, sonucunda takımının galip geleceğinden emin olduğu, formamız, armamız yeter dediğimiz maçlar, işte böyle maçlarda büyük takım olduğun ortaya çıkar, böyle maçları kolayca geçerek kendine olan güvenini tazeler, gittikçe güçlenirsin farkında bile olmadan. Henüz göremedik böyle maçları, tez zamanda gelmeli o maçlar artık.

EN SON KURTARILAN PENALTI'DAN BU YANA
Maçın dönüm noktası tabir edilen zamanlar vardır. Bu maç içinde o zamanlardan biriydi 45. dakika. Ceza sahası içine giren Moritz'i düşürerek bir penaltıya sebebiyet verdi kalecimiz. Neyse ki Moritz'in sert vuruşunu direk dibinden çelerek gole engel oldu ve hatasını telafi etti Muslera. Takımımızda en son kurtarışı penaltı taa 2005-06 sezonunun  28. haftasında oynadığımız Eskişehirspor maçındaykenmiş, efsane kalecilerimizden Mondragon'du o zamanlar kalemizi koruyan ve tesadüf bu ya o maçta da hakem Fırat Aydınus'muş. Her ne kadar kendi yaptırdığı penaltıyı kendisi kurtararak olayı telafi etmiş de olsa, yıllar yıllar sonra kalemizde penaltı kurtarabilecek bir kalecimizin olduğunu biliyoruz artık, bu bütün Galatasaraylı taraftarların uzun zamandır hasret kaldığı bir durumdu. Şimdilik zor da olsa kendimizi bununla avutabiliriz.

MAÇIN "ADAM"I HAKEM DE OLABİLİRMİŞ!
Maçın adamı bu sefer bir futbolcu değil de maçımızı yöneten hakem Fırat Aydınus seçilerek bir ilk yaşandı ligde. Çok iyi bir maç yönetti hakem, hataları var mıydı sorusunun cevabı bireysel olarak farklı görüşlere dayanır; ancak hatası varsa bile kasti olarak yapılan bir hata olmadığını düşünenler çoğunlukta. Objektif olarak maçı yönetti Aydınus ve kesinlikle olması gereken de buydu elbette. Madem ligimizi üst düzey liglerden biri olarak görüyoruz ve/veya dünyanın sayılı liglerinden biri olmasını istiyoruz bunun için her maçı böyle objektif, gördüğünü çalan, gaza gelmeyen, ortamı germeyen, otoritenin beş karış suratla gezmek olmadığını aksine sahada gülümseyerek dolaşıp aynı zamanda da sahanın hakimi olabilineceğini gösteren hakemler olmalıdır her maçta, sadece birkaçı değil bütün hakemler elite hakem statüsünde olmalıdır ligimizin de elite bir lig olabilmesi için.


BAŞLADIĞI YERDE BİTEN SERİ GALİBİYETLER
Fenerbahçe de uzun zaman sonra ilk yenilgisini aldı ve galibiyet seri başladığı yerde bitti. 11 ay önce yenilmezlik serisine Sivas'ta Sivasspor karşısında başlamıştı Fenerbahçe ve 10. haftada aldığı 2-0 lık yenilgiyle bu seri başladığı yerde son buldu. Fenerbahçe'nin kadrosunda bir hafta önceki Karabükspor maçına göre Alex hariç bir değişiklik yoktu. Alex yerine Sezer oynadı Sivasspor karşısında; ancak kaptan kadroda olmamasına rağmen takımını yalnız bırakmayarak locadan da olsa desteğini esirgemedi. Rakip takım oyuncularından da olsa karakteriyle, liderliğiyle, takıma olan bağlılığıyla farklı bir oyuncudur Alex benim gözümde, belki de başka takımlarda oynadığı için kıskandığım yegane oyunculardandır. Maç sonu yaptığı açıklamada "Ben oynasaydım da sonuç değişmezdi" diyerek kalitesini bir cümleyle de olsa yine gösterdi bize rakip kaptan.

BURAK YILMADI TRABZON KAZANDI, BEŞİKTAŞ YILDI GENÇLERBİRLİĞİ KAZANDI
Trabzon evinde ağırladığı Kayserispor'u yine Burak'ın attığı gollerle 2-0 yendi. Trabzon'un bu sezon 10 haftada attığı gol sayısı 16 ve bu 16 golün 13'ünde Burak Yılmaz'ın imzası var, şimdiden gol krallığının en büyük adayı da kendisi zaten. Haftayı galibiyetle kapatan bir diğer takım ise Gençlerbirliği oldu. Beşiktaş karşısında önce 2-0 geriye düştü Gençlerbirliği ancak bu sonuca boyun eğmeyi redderek maçı 4-2 lik bir skorla kazandı. Bu arada Beşiktaş'ın 2. golünü de uzun yıllar boyu formasını giydiği eski takımına karşı ilk maçına çıkan Mustafa Pektemek attı.

YENİ HOCA, ESKİ KAPTAN
Kardemik Karabükspor üst üste alınan yenilgilerin ardından bir de Eskişehirspor karşısında yenilince teknik direktör Yücel İldiz istifasını verdi. Artık Karabükspor'un yeni teknik direktörü yaşayan efsanelerimizden biri olan, kısa süreliğine de olsa takımımızı da çalıştırmış olan, eski kaptanımız Bülent Korkmaz oldu, 2.5 yıllık anlaşma imzalandır taraflar arasında. Her ne kadar "köprü geçerken at değiştirilmez" lafının doğruluğuna inansam da, isterim ki Bülent Korkmaz ve Karabük uyum içinde sezonu tamamlarlar ve sözleşme tamamlanmadan yollarını ayırmak zorunda kalmazlar. İlk maçına 19 Kasım'da Ankaragücü karşısında çıkacak Bülent Korkmaz'lı Karabükspor, şimdiden başarılar kaptan.

TFF'DEN YİNE BİR YENİLİK
Haftanın yeniliklerinden biri de Türkiye Kupası'nda yapılan statü değişiklikleri oldu. Bundan böyle Türkiye Kupası 57 takım arasında oynanacak. Oynanacak ilk 4 tur ardından final aşamalarına geçilecek. Çeyrek finaller ve yarı finaller tarafsız sahalarda ve tek maç üzerinden oynanacak. Grup maçları yerine eleme sisteminin daha heyecanlı ve çekişmeli olacağı aşikar; ancak final maçlarının tarafsız sahalarda oynanması için alınan karar ne kadar tutarlı? Sürekli bir değişiklik, kimsenin beğenmediği, herkese mantıksız gelen; ama her nasılsa bir şekilde onaylanıp kabul edilen kararlardan biri daha. Bunu da tutmazsak seneye tekrar değiştiririz canım n'olcak? Deneye yanıla buluruz artık doğru kuralları!


Milli maç haftasından dolayı 11.hafta maçımız 20 Kasım'da oynanacak. Sezonun ikinci, takımımızın ilk derbisi olacak Beşiktaş karşısında İnönü'de oynayacağımız maç. Ancak daha öncesinde bir hazırlık maçımız olacak Portekiz temsilcilerinden Benfica ile. 12 Kasım Cumartesi günü oynanacak maç İsviçre'nin Cenevre kentinde, Stade de Geneve'de Tsi ile 21.30'da. Milli Takımlardaki oyuncularımızdan eksik olarak çıkacağız Benfica karşısına, hazırlık maçı da olsa galibiyetle ayrılırız umarım İsviçre'den. 11.hafta sonrasında görüşmek üzere...

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0