Güney Kıbrıs'ta rezillik..
Dün akşam CEV Kupası'nda oynanan 2.tur rövanş karşılaşmalarında Galatasaray kadın voleybol takımı, deplasmanda karşılaştığı Apollon Limassol'u 0-3'lük net bir skorla mağlup ederek adını bir üst tura yazdırdı. İstanbul'da oynanan karşılaşmada rakibi karşısında aynı skorla galip gelen kadın voleybol takımımız ağır favori olarak çıktığı maçta sahada ortaya koyduğu mücadelenin yanı sıra tribünlerle de mücadele etti. ELAM grubu üyelerinin oluşturduğu faşist, ırkçı ve Türk düşmanı Apollon taraftarları karşılaşmaya bir voleybol maçından ziyade siyasi bir hesaplaşma olarak bakınca istenmeyen olaylar yaşandı. Galatasaray kadın voleybol takımına fiziki saldırıda bulunmak isteyen ev sahibi taraftarları sahaya aralarında klozet kapağı, çöp kovası, musluk olmak üzere yabancı madde yağdırdı. Maç sonunda sahaya inmek isteyen Türk düşmanı Apollon taraftarlarına polis biber gazı ve copla müdahale ederek engel olabildi.
Aslında bu tarz olaylara pek yabancı değiliz. 2008/09 basketbol sezonunu Eurocup women şampiyonu olarak tamamlayan Galatasaray kadın basketbol takımı 29 Ocak 2009 tarihinde deplasmanda Imperial AEL Limassol ile oynadığı karşılaşmada bu tarz rezilliklerle karşılaşmıştı. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde oynanılan karşılaşmayı 63-61 kaybeden kadın basketbol takımımız maç boyunca yabancı maddelere, küfürlere, saldırılara maruz kalmıştı. Limassol'da o gün neler olmadı ki.. Galatasaray kadın basketbol takımının yer aldığı benchin arkasında bulunan camlar mı tekmelenmedi, yoksa o camlara tırmanıp oyunculara tükürülüp küfürler mi edilmedi. Yoksa ısınırken sahaya sprey kutusu mu atılmadı, havalı korna kutuları oyunculara doğru mu fırlatılmadı. Maç boyunca yabancı madde yağmurunun yanı sıra edilen küfürler, maç sonrasında soyunma odası koridorunda takıma saldırıda bulunulmak istemesi gibi bir çok rezillik (tıpkı dün gibi) yaşandı. Özel güvenlik görevlileri ve Rum polisler tarafından korunan takımımız ufak tefek yaralanmalar dışında ciddi bir problem yaşanmaması en sevindirici gelişmeydi. Alınan mağlubiyetin ardından İstanbul'da oynanan ve takımımızın 74-68 kazanarak adını bir üst tura yazdırdığı karşılaşmada bu olayların binde biri bile olmadığını belirtmekte fayda var.
2008/9 sezonunda Eurocup'ta yaşanan bu rezilliklere benzerlerini geçen sezon yine Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde bir başka Türk takımı yaşadı. Geçen sezon Eurochallenge'da mücadele eden Pınar Karşıyaka erkek basketbol takımı Nicosia Spor Salonu'nda oynanılan APOEL deplasmanında da benzer olayları yaşadı. Karşılaşmadan 82-80'lik skorla mağlup ayrılan Pınar Karşıyaka takımı yaşananlar sonrasında tüm Avrupa basketbolunun gündeminde oldu. Maç boyunca edilen küfürler, camların tekmelenmesi, yabancı maddelerin atılmasının yanı sıra maç sonrasında sahaya inen Apoel taraftarları oyuncularımıza fiziki saldırıda bulunmuştu. Soyunma odasında bir süre mahsur kalan Pınar Karşıyaka takımına taş, gaz bombaları ve sopalar ile saldırıda bulunulmuştu. Kafilede bazı kişilerde yer alan ufak-tefek yaralanmaların dışında ciddi bir problem olmaması sevindirici gelişmelerden birisi olmuştu. Yaşanan bu rezillikler doğrultusunda Pınar Karşıyaka takımı özel korumalar ve güvenlik görevlileri ile kalacağı otele geçmiş, özel uçak ve özel korumalar ile İzmir'e gelmişti. Apoel taraftarları tarafından yapılan bu teröre FIBA tarafından sadece 3 maç ceza gelmişti.
Dün akşamda tıpkı tarihte yaşanan bu rezilliklere benzer olaylar yaşadık. Apollon Limassol karşısında eze eze sahadan galip ayrılan kadın voleybol takımımız bir çok tacize maruz kaldı. Maç boyu edilen küfürlerin yanı sıra sahaya klozet kabağı, musluk başı, çöp kovası gibi maddelerinde bulunduğu yabancı maddeler atan Limassol taraftarları maç sonunda takımımıza fiziki saldırıda bulunmak istemiş fakat güvenlik görevlileri araya girerek durumun daha fazla büyümesine engel olmuştu. Rum polisleri ve özel güvenlik görevlilerinin yardımı ile salondan çıkabilen kadın voleybol takımımızı otelde de özel güvenlik görevlileri ve polisler korudu. Son 3 yılda 3 farklı organizasyonda Türk takımlarına karşı bu şekilde faşist, ırkçı ve saldırgan bir tutum sergileyen Güney Kıbrıs taraftarlarına herhangi ciddi bir yaptırım gelmezken bu tür durumları yapan tarafın bizler olabileceğini hayal edersek herhalde takımlarımız liglerden ihraç edilir ve tüm Avrupa'ya tıpkı her zaman olduğu gibi "Barbar" olarak lanse edilirdik. Verilecek saha kapatmalar, para cezaları ve turnuvadan ihraç gibi ağır yaptırımları belirtmeye gerek var mı?
Unutulmasın ki Galatasaray kadın voleybol takımı sahipsiz değildir. Galatasaray taraftarı her zaman, her şartta ve heryerde takımına sahip çıkmasını bilir, bilecektir, bilmelidir. Galatasaray sadece bir futbol kulübü değil, SPOR kulübüdür.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.