Binlerce dansöz var..

Türk futbolunu sarsan şike soruşturması sonrasında her geçen gün yeni bir dansözlük metodu ortaya koyan Mehmet Ali Aydınlar ve başkanvekilleri yolun sonuna geldiğini anlayınca gün itibariyle istifa etti. Daha dün akşam saatlerinde resmi site aracılığıyla "bize güven tazeleyin diyenler, kendi güvenlerini tazelesinler" gibi meydan okuyucu bir tavır sergiledikten sonra bugün bu kararı almaları, sezon başından beri gördüğümüz dansözlüğün son örneği ve son noktası oldu. Fenerbahçe Spor Kulübü'nde yıllarca görev yapmış, maddi olarak sponsor olmuş ve yöneticilik yapmış, Fenerbahçe başkan adayı ve Futbol Federasyonu başkanı Mehmet Ali Aydınlar kaçacağı yer kalmayınca istifa etmeyi uygun görmüş.

Önce soruşturma ile ilgili delil yok dediler, yargı organları tüm delilleri kendileriyle paylaştı. Bu delillerin incelenmesi sonrasında hazırlanan raporda "Şike ve teşvik girişimleri saptanmıştır" ibaresi yer almasına rağmen biz soruşturmanın tamamlanmasını ve iddianamenin mahkeme tarafından kabulünü bekleyeceğiz dedi. Özel yetkili savcı tarafından bizzat hazırlanan binlerce sayfalık iddianame ve deliller mahkeme tarafından kabul görüldü, bu sefer paşazade yıllarca süreceğini bildiği yargıyı bekleme kararı aldı. Türk futbolunun kendi kurallarını, talimatlarını, disiplin maddelerini değiştirmek gibi deli saçması bir işe kalkışan ama kelimenin tam anlamıyla ağzının payını alan Mehmet Ali Aydınlar kurtuluşun olmadığı, vermek zorunda olduğu "küme düşme" kararı nedeniyle istifa etmeyi uygun gördü. Türk futbolunu yönetmesi gerektiği dönemlerde ne kadar küçük ve aşağılık hesaplar içinde olduğunu da böylece kanıtlamış oldu.

Yaklaşık 6-7 aydır sadece oyalayan, karar verme mekanizması olmayan, hak-hukuk ve adalet gibi konulara son derece uzakta, birilerinin adamı olan ve o kişileri kurtarma peşinde olan bir insanın böyle bir karar alması zaten beklenemezdi. UEFA tarafından yapılan baskı, kulüplere teklif edilen saçma sapan rüşvetler, her basın toplantısında ayrı bir kıvırma... Mehmet Ali Aydınlar yönetiminde birde futbolun ortasına sırf yayıncı kuruluş ve sponsorları kurtarmak amacıyla yapılan, ne idüğü belirsiz "play-off" sistemi. Birileri tarafından Türk futboluna ve uluslararası prestije zarar verilmek istense bile yapılamayacak şeyleri hayata geçirdi, paşazade. Türk futbolunu kendisi bizzat içine soktuğu durumdan çıkartamayacak kadar korkak, onursuz birisi olarak; iddianamede sayfalarca ana-avrat küfürlerin yer aldığı başkanvekiliyle birlikte istifa ediyor.  Şu süreçte kendisinden onurlu ve gururlu bir şekilde dik durmasını bekliyorduk, ama onuda yapamadı. Şimdi gönül rahatlığıyla "Fenerbahçe'yi ben küme düşürmedim." diyecektir.

27 Şubat'ta federasyon tarafından seçim gerçekleştirilecek. Muhtemelen Haluk Ulusoy başkanlık koltuğuna oturacaktır, keza geçtiğimiz günlerde röportajında buna dair mesajlar vermiş ve tam anlamıyla "Ben buradayım." demişti. Şu dönemde kimse başkan olmasın da, mevcut ortamda UEFA kessin cezaları. Görelim ondan sonra gerek yayıncı kuruluş yalakalarını, gerekse büyük takımların yalakaları küçük takımları ve gerekse "UEFA'ya birlikte savaşalım, Avrupa'ya gitmeyiz bizde!" diye absürt bir cümle kuranları.

Sevgili Mehmet Ali Aydınlar ve ekibi.. Türk futbolunun içine ettiniz. Teşekkür ederiz. (!)