Yorucu bir sezonun ardından takım değiştirmiş olmam ve yapmış olduğumuz transferler mental olarak yoğun bir yaz geçirmemizi sağladı. Artık kadromuz tam gibi, herkes merak ediyor. Oldukça iyi bir kadro kurduk, bende artık tatildeki son bir hafta, on günlük periyodu dinlenmeye ayırdım.
Hakikatten inanılmaz bir sezon geçti. Bir sporcu için, kulüp için, antrenör için bundan daha iyi bir sezon olamaz. Oynadığınız her kupayı kazanıyorsunuz, çok büyük bir mutluluk yaşadı Beşiktaş camiası. Bende bu çalıştığım dönem içerisinde herkesten destek aldım. Başkanlarımızdan ve yönetim ekibinden, bütün sezon boyunca Erdoğan Demirören ve Şeref Yalçın bizimle birlikte oldu. Takım kenetlendi, camia kenetlendi ve sonunda inanılmaz bir başarı geldi. Bende antrenör olarak bu grubun liderliğini yapma şansına sahip oldum, güzellikleri unutmak mümkün değil. Benim sezon sonunda Beşiktaş’tan ayrılmam, ayrılmamdan daha çok Galatasaray’a geçmem bir takım kırgınlıklar yaratmış olabilir. Ama bu geçen sezon kazanılan başarıları, takımın birlikteliğini gölgeleyemez. Beşiktaş’a üç kupa kazandırdık ve basketbol sevgisini yeniden alevlendirdik. Sezon sonunda beklentiler karşılanmadı, beklentilerimiz uyuşmadı. Benim beklentim bu takımın korunmasıydı, güçlü bir sponsor desteğiyle birlikte kadronun korunması ve istikrarın sağlanması gerekir diyordum. Beşiktaş kulübünün genel platformda yaşamış olduğu bazı olumsuzluklar, maddi sıkıntılar burada tarihinin en büyük başarısını yakalayan ve zirveye gelen Beşiktaş basketbol takımını etkiledi. Futbol takımı zaten kötü bir sezon geçirmişti, dağınık bir durumdaydı ama basketbol takımı rüya gibi bir sezon geçirmişti. Sponsorun gitmesiyle birlikte, yeni bir sponsorun gelmemesiyle birlikte takım dağıldı, herkes bir yerlere gitti. Bende çok gurur duyduğum, Türkiye’nin en büyük camiası olan Galatasaray ile anlaştım. Bundan sonrası için önümüze bakacağız.
Kısa dönem bir takım kırgınlıklar olacaktır, bunu ben sporun ve rekabetin doğasına bağlıyorum. Ama uzun dönemde orada kazandırılan üç kupa ve takımın başında Ergin Ataman isminin olduğu Beşiktaş tarihinde her zaman yer alacaktır. Ümit ediyorum ki, her ne kadar bizim ezeli rakibimiz olmalarına rağmen Beşiktaş en kısa zamanda sorunlarını halleder. Çok iyi bir antrenörle anlaştılar, iyi bir yönetim kadrosu var. Yeniden taraftarlarının özlem duyduğu güzel günleri yaşar, Avrupa’da ve Türkiye’de.
OYUNCU TRANSFERLERİ..
Şimdi bir kere, Beşiktaş takımının tüm oyuncuları geçen yıl elde edilen başarıdan sonra çok büyük bir prim yaptılar. Avrupa piyasasında en kıymetli oyuncu durumuna geldiler. Durum böyle olunca Beşiktaş kulübünün zorunluluktan dolayı küçülme politikasına başlamasıyla birlikte bu oyuncuları tutması çok zor bir hale geldi. İlk başta Zoran Erceg büyük bir transfer yaparak CSKA Moskova’ya gitti. Pops-Mensah Bonsu’nun da önemli bir transfer yaptığını söyleyelim Maccabi ile anlaştı. Carlos Arroyo ile temas kurduk ama çok astronomik rakamlar beklentisi vardı, o yüzden biz bu transferlere girmedik/giremedik. Galatasaray Medical Park’ın çok ciddi bir bütçesi var, Avrupa’da ve Türkiye’de ama bazı dengeler var. Bunları aşmak istemediğimiz için bu oyuncuların hepsine giremedik. Beşiktaş takımında ayrıca bu oyuncuların bonservisleri olduğu için, sadece David Hawkins ile görüştük ve ileri noktalara gittik. Fenerbahçe’nin de ilgilendiği bir oyuncuydu, böyle olunca oyuncunun fiyatı da yükseldi. Fakat sonunda Hawkins benimle beraber oynamak istediğini belirtti, prensip anlaşmalar yapıldı. Beşiktaş ile bonservis konusu görüşülüyor, çözüldüğü zaman Hawkins imzayı atacak. Benim tahminim %99 olarak Hawkins’in yeni sezonda Galatasaray forması giyeceği. Ersin Dağlı’ya gelince, Türk statüsünde olduğu için geçen yıl benim sistemimde çok büyük katkı verdi. Takımda aynı statüde oynayan Preston Shumpert’tan vazgeçip, tercihimizi Ersin Dağlı’dan yana kullandık. İki oyuncu benim tanıdığım, bildiğim oyuncular. Her antrenör zaten kendi oyuncularıyla çalışmaları tercih ederler. Bunu hem Fenerbahçe’de, hem Beşiktaş’ta görebilirsiniz. Geçen yıl takımımda oynayan iki oyuncuyu Galatasaray’a aldım.
Zoran Erceg için bir talebimiz oldu, Beşiktaş’ta kalmayacağı belli olduktan sonra bende görüştüm. Kulüp olarak bir takım görüşmelerimiz oldu ama karşımıza rakip olacak CSKA Moskova çıkınca yapacak bir şey kalmıyor. CSKA Moskova dediğiniz takım Euroleague şampiyonluğunun en önemli adaylarından birisi, orada rekabete giremedik. Erceg tranasfer piyasasının başında anlaştı, bugünlerde olsa belki rekabete girebilirdik ama Erceg yerine ondan daha iyi bir oyuncu olduğunu düşündüğüm Milan Macvan ile sözleşme imzaladık.
Geçen yıl Galatasaray’ın başarısında Jamon Gordon’un çok büyük katkısı vardı. Biz sezon başında Gordon’u takımda tutmak istedik ama Anadolu Efes (orada da Oktay var, kendi oyuncusunu istiyor.) çok büyük bir teklif yaptı. Bunun üzerine Gordon sadece maddiyat değil, özellikle Euroleague’de oynamak istediğini belirttiği için bizim onu tutma şansımız kalmadı. Geçen yıl Gordon’un kontratına 150bin dolar karşılığında serbest kalır maddesi konulmuş, Anadolu Efes o parayı yatırdı ve Gordon oraya gitti. Galatasaray’ın geçen yıl kadrosunda Jaka Lakovic gibi çok önemli bir oyuncu vardı. Geçen yıl sistem içerisinde çok ciddi katkı vermediğini düşünüyorum ben, o rolü bir türlü oturtamadı. Ben antrenör olduğum zaman geçen yıl teknik kadroda olan arkadaşlarla konuştum. Lakovic’in yeni kadroda, benim sistemimde de verimli olmayacağını düşündüm ve onun yerine Henry Domercant’ı kadroya katmak istedik. Lakovic’ten de çıkmak üzereyiz, gerçi bir yıl daha kontratı var. Menajeriyle görüşmeler yapılıyor, Avrupa’dan çeşitli teklifler var kendisine ve bir noktada anlaşacağımızı düşünüyorum.
Shipp geçen yıl Galatasaray’da oynayan bir oyuncuydu, oldukça iyi oynayan bir oyuncuydu. Sezonun bitimine bir buçuk ay kala çok ciddi bir sakatlık geçirdi, ayak bileği kırıldı. Bunun vermiş olduğu endişelerden, benim geçen yıl Hawkins’ten sadecec oyuncu-teknik olarak değil takımın yapısına katkı olarak aldığım verimden dolayı ve Hawkins’in winner özelliğinden dolayı benim tercihim Hawkins oldu. Bu yabancı oyuncu konumunda.
Dört numara pozisyonuna geldiğimiz zamanda, sezon başında çok konuşuldu. Bazı alternatiflerimiz vardı; Kostas Kaimakoglou, Nik-Caner Medley gibi. Milan Macvan’ın sezon başında fiyatı çok yüksekti, o dönemde Kaimkaoglou ile anlaştık ama Unics Kazan çok ciddi, yüksek bir teklif yaptı. Biz o teklife çıkmadık, yüksek bir teklifti. Fiyatı çok yükseldiği için biz orada geri adım attık. Biz o sabırla beklediğimiz dönemde Macvan’ın fiyatı beklediğimiz noktalara geldi. Maccabi’den ayrılmak istiyordu, hem kulübüyle hem oyuncuyla anlaştık.
Galatasaray yönetimine özellikle teşekkür ediyorum. Çünkü istediğim her oyuncuyu alma şansına sahip oldum. Bu hem bana olan güvenlerini gösterdikleri bir durum, hem sezon başında bir bütçe belirledik. Avrupa basketbol ekonomisinde genel anlamda bir düşüş var ama Türk basketbolunda ekonomik anlamda ciddi bir patlama, güç var. Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker gibi ciddi bütçeler var. Banvit daha mütevazi bir bütçeyle yarışıyor, Beşiktaş’ın da mutlaka iyi bir bütçesi olacaktır. Galatasaray Medical Park olarak ciddi bir bütçemiz olduğunu düşünüyorum, bu konuda yönetim kadrosuna teşekkür ediyorum.
YERLİ JENERASYON İÇİN MAHMUTİ'YE TEŞEKKÜR..
Daha önce hep yabancıları konuştuk ama başarıyı getiren en önemli unsurlar arasında Türk oyuncular çok önemli. Galatasaray Medical Park’ta gerçekten çok kaliteli, genç bir jenerasyon var. Burada ben, benden önce görev yapan Oktay Mahmuti’yi ve yönetici arkadaşları kutluyorum. Doğru transferler yapılmış. Furkan geçen yıl kadroya dahil edildi, altyapıdan Göksenin kadroya dahil edildi. Ender transfer edilmiş, henüz genç bir oyuncu sayılır çok tecrübeli ama daha 30’lu yaşlara gelmemiş bir oyuncu. Geçen yıl kiralık olarak Karşıyaka’da oynayan İlkan, iyi bir dönem geçirerek kendisini geliştirdi ve şuanda A milli takımda oynuyor. Bizde onu kadroda tutmak istedik. Bu oyuncuların yanına iki sezondur ciddi sakatlıklar geçiren ama sezonu çok iyi tamamlayan genç bir oyuncu Engin Atsür’ü dahil ettik. Türk milli takımının önümüzdeki yıllarda en önemli oyuncularından olacağına inanıyorum. Yine genç bir oyuncu Cenk Akyol, zaman zaman Anadolu Efes’te çok parlayan, zaman zaman bazı sorunlar nedeniyle geride kalan bir oyuncuydu. Baktığınızda hepsi genç ve milli oyuncular. Kadromuzda birde Sertaç var, iyi bir fiziğe sahip ve zaman zaman ondan da faydalanacağız. Önümüzdeki 5-6 yıl milli takımın çekirdeğini oluşturacak bir yerli kadrosu var Galatasaray’da ve bu benim için avantaj.
ŞAMPİYONLUK İÇİN BURADAYIZ..
Öncelikle şunu söyleyebilirim, biz bu kadromuzla Euroleague’de oynasak şampiyonluk kovalardık. Ama geçtiğimiz sezon Galatasaray yarı finalde elendiği için, Türkiye’den sadece üç takıma Euroleague’e katılma hakkı verildi. Galatasaray takımı bu nedenle bu sezon Euroleague’de oynayamayacak. Galatasaray’ın ben kısa bir süre içerisinde (birkaç yıl) Euroleague’in daimi kulüplerinden birisi olacağını düşünüyorum. Gerek bu vizyonuyla, gerekse büyük takım yapısıyla burada kalıcı olacağını düşünüyorum. Bu sezon bir şanssızlık oldu, eğer yine Euroleague’de olsaydı önümüzdeki sezon A lisansını mutlaka alırdı. Galatasaray basketbol takımı bu vizyonuyla, kurmuş olduğu kadroyla katılacağı her kupada şampiyonluk hedefleyecektir. Hem lig, hem kupa, hem Eurocup. Eurocup’ta bu sezon ciddi rakipler var, bizimde iyi bir kadromuz var. Eurocup elbette Euroleague ayarında olmasa bile çok ciddi takımların yer aldığı Avrupa Kupası olacak. Türkiye Ligi’nde de çok ciddi rakipler var. 3 kupada başarılı olmak için mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz. Sonuçta bunun için buradayız, şampiyon olmak için buradayız. Bir önceki sezon 3 kupa kazanan bir antrenör olarak, bu sezon 3 kupa kazanmak benim hedefim olacak.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.