Hazırlık Maçı | Gereksiz sertlik..
Yeni sezon öncesi hazırlıklarını sürdüren Galatasarayımız bugüne kadar oynadığı en ciddi hazırlık maçında dün sahaya çıktı. Sloven ekibi Olimpija Ljubjlana ile deplasmanda karşılaşan takımımız sezonu yaklaşık bir ay evvel açan rakibi karşısında fizik olarak hazır bir görüntü çizerken, yeni transferlerin takıma tam olarak adapte olamadığı görüldü. Geçtiğimiz aydan itibaren sekiz resmi maç oynayan Sloven rakibi karşısında ilk yarıyı golsüz eşitlikle tamamlanırken, ikinci yarının hemen başında Valencic'in golüyle geriye düşmesine karşın mücadelenin 65.dakikasında Emre Çolak ile eşitliği sağladı ve maçtan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı.
Karşılaşmaya ideal kadrosuna yakın isimlerle çıkan takımımız Muslera, Eboue, Semih, Ujfalusi, Hakan, Hamit, Selçuk, Yekta, Culio, Necati ve Burak ilkonbiri ve 4-4-2 formasyonu ile başladı. Rakibi karşısında ilk on dakikalık bölümde oldukça baskılı ve önde pres ile başlayan takımımız oyunun kontrolünü ele aldıktan sonra rakip kalede bir çok atak bulmasına karşın bunlardan yararlanamadı. "Sakatlığı var, ameliyat olması gerek" denilen Hakan'ın ilk yarı boyunca sık sık çizgiye bindirmeler yapması, pozisyon ve kademe hatası yapmaması onun sağlık durumu açısından önemliydi, başarılı bir 45 dakika çıkarttı tecrübeli oyuncu. Onun sağlık durumunun önemi ve ilerleyen günlerdeki gelişmeler takımın tüm formasyonunu değiştirebilir, bu nedenle dikkatle takip ediyoruz kendisini. Yekta'nın uzun bir aradan sonra süre bulması, oyunu yönlendirmeye çalışması ve hücumda zaman zaman öne çıkması güzel bir gelişme olarak görülebilir, fakat açık olarak gördük ki Melo'nun alternatifi olamayacak. Selçuk'un yanında ortasahada görev yapan Yekta'nın geçen sene çok uzun süren bir sakatlıktan çıktığını, bu sene yavaş yavaş forma girdiğini de belirtmek gerekiyor, bir anda herşeyin mükemmel olmasını beklemek doğru değil. Selçuk dün biraz daha defansif bir görev üstlenmişti, geriye gelip top alıyor ve ileriye taşıyordu. Haliyle hücumdaki verimliliği düşmüş durumdaydı, bu durumda Melo'nun veya onun gibi bir oyuncunun takviye edilmesi gerektiği bir kez daha karşımıza çıktı. Hamit maç eksiği olmasına rağmen pozisyonlara giriyor, sorumluluk alıyor ve maçın içinde kalırken, antreman eksiği olan Burak'ın mücadelesi takdire şayan. Savunmadaki beşli (Muslera dahil) birbirini artık ezbere tanırken, önde oynayan altı oyuncunun birbiriyle ilk kez oynaması bu tür maçları aslında pek fazla ciddiye almamak gerektiğinin açık kanıtı. Doğru bir kıstas olmayacaktır çünkü bu maçları ciddiye alarak, skoru tartışarak. İlk yarıda girdiğimiz çok net 3 gol pozisyonu vardı, bunlardan yararlanamadık.
Mücadelenin ikinci yarısına Ufuk, Eboue, Semih, Dany, Riera, Hamit, Selçuk, Engin, Emre, Burak ve Umut onbiri ile çıkan takımımız tıpkı ilk yarıda olduğu gibi 4-4-2 dizilişi ile sahaya yayıldı. Haftalardır antremanda sol bek pozisyonunda Riera'yı deneyen teknik direktörümüz Fatih Terim ilk kez ciddi bir hazırlık maçında İspanyol oyuncuya savunmanın solunda görev verdi. Riera orta alanda savunma yönü olan bir oyuncuydu, bunu kullanarak kendisini sol bekte denemek ayrıca tecrübeli oyuncunun zaman zaman hücuma katkısından yararlanmak anlamına gelecek. Hakan'ın sağlık durumuna göre sol bek bölgesine bir takviyeden bahsedilirken, İmparator kendi imkanlarımız dahilinde o bölgeye bir alternatif arıyor. Bu konuda da kısmen başarılı olduğunu düşünebiliriz, Riera-Emre sol kanatta birlikte oynadığı dönemde (en azından bu maç için) oldukça başarılı bir performans ortaya koydular. İkinci yarının hemen başında savunmanın arkasına atılan ara pasına Valencic hareketlendi, topla birlikte ceza sahasına girdi. Ufuk'u bu konuda eleştirmek gerekiyor, çünkü genç kalecinin çıkıp-çıkmama konusundaki kararsızlığı golle sonuçlandı. Bareska'nın ara pasında Dany-Semih ikilisinin pozisyonda bu kadar açık vermesinde Valencic'in çok rahat bir şekilde ceza sahasına girmesi de, savunma adına negatif bir durumdu, bunuda notlarımız arasına alalım. İkinci yarının başında kalesinde golü gören takımımız bu golden sonra oyunun kontrolünü ele alırken, 62.dakikada Sabri'nin sağ kanattan bindirmesi sonrasında açtığı ortada Sercan topun üzerinden atlarken, ceza sahası çizgisinin hemen üzerinden Emre Çolak sert vurdu ve top ağlarla buluştu. Bu golde elbette vuruşu, doğru yerde olması ve fileleri havalandırması ile Emre'yi tebrik etmek gerekiyor ama asıl tebrik hazırlık döneminin en başından beri çok iyi çalışan, formda bir görüntü çizen ve topsuz oyunda da sık sık arkadaşlarını pozisyona sokan Sercan'a. Geçen sene transfer edildikten sonra beklentiler büyüktü ama Sercan o beklenilen katkının çok uzağında kaldı, yarısını bile veremedi. Bu sene çok iyi çalışıyor, gerek antremanlarda olsun gerekse hazırlık maçlarında oyuna girdikten sonra olumlu katkıları ciddi anlamda oluyor, gözle görmemek için maçı izlememek gerekir. Doğru yolda Sercan, muhtemelen geçen sene yaşanılan şike skandalında adı olduğu için mental olarak sıkıntı çekiyordu, bu sene hem mental hemde fizik olarak hazır durumda görünüyor. Rotasyon adına önemli katkılar sağlayabilir, çünkü 3 kulvarda gideceğimiz bu sezonda her oyuncumuza ihtiyacımız olacak. Emre'nin oyuna girdikten sonra oyunu hareketlendirdiği bir gerçek, Culio'dan daha etkiliydi. Her maç üzerine koymaya devam ediyor, böyle devam ettiği takdirde takıma katkısı her zaman olacaktır.
Ljubjlana karşılaşması için aslında söylenecek pek fazla birşey yok, bu bir hazırlık maçı ve 20 oyuncunun süre aldığı bir karşılaşma. Biz fizik-güç antremanları yaparken rakibimiz UEFA Avrupa Ligi'nde öneleme maçları oynuyordu, bu nedenle onlar bizden daha hazır durumdalar. Slovenya Ligi'nde üç hafta geride kaldı, Slovenya Süper Kupası'nda boy gösterdiler. Toplamda sekiz resmi karşılaşma oynayan Sloven ekibi karşısında takım oldukça diri ve formda göründü, tabii bu maçlar öncesinde Scott Piri'nin oyuncuların pestilini çıkarttığını söylemekte fayda var. Hazırlık maçlarını pek fazla kıstas almaya gerek yok, takıma takviyeler devam edecek. Süper Kupa maçı öncesinde olabildiğince takım birbirine uyum sağlamaya çalışacak, bu süreç içerisinde önümüzde iki maç daha var. Maça dair iki not dikkat çekiyor. Öncelikle duran toplarda oldukça çeşitli bir takım olduk, geçen sene tüm frikikleri Selçuk kullanıyordu. Bu onun adına hem avantaj, hem dezavantaj çünkü rakip kaleciler yavaş yavaş öğreniyorlardı, çözüyorlardı. Şimdi alternatif olarak Burak var, Hamit var, zorda kalırsak Culio bile var. Bu güzel bir ayrıntı takım adına, duran toplarda çeşitlilik iyidir. İkinci bir nokta, Sloven ekibinin gereksiz sert olmasıydı. Maçın ilk dakikasından itibaren kasti fauller, tekmeler, dirsekler havada uçuştu. Bir hazırlık maçı için gereğinden fazla sert bir oyun ortaya koydular, bu doğrultuda maçın sonlarına doğru genç oyuncumuz Semih sakatlanarak oyuna devam edemedi.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.