FCN Blog ekibinden Schalke 04 yorumları..

Dün gerçekleştirilen kura çekimi sonrasında Şampiyonlar Ligi'nde ikinci turdaki rakibimiz belli oldu. Almanya temsilcisi Schalke 04 ile eşleşen takımımızın diğer rakiplerine nazaran dişine göre bir kura çektiğini söylemek mümkün olurken, hemen hemen hepimiz Schalke 04 hakkında düşüncelerimizi dile getirdik. Basında "kolay lokma" olarak görülen Bundesliga ekibi hakkında FCN Blog ekibi editörlerinin düşüncelerini aldık. Blog ekibinin ortak düşüncesi, Schalke tam bizlik bir takım ama hafife almamak lazım. Şampiyonlar Ligi'nde son 8 takım arasına kalmak için safdışı bırakmamız gereken Alman ekibi hakkında editörlerimizin düşünceleri şu şekilde..

Fatma Merve Fettahoğlu (Elinin Hamuru’yla..)
Schalke 04'ü elemek tabi ki kolay olmayacak, ama kuradan başka bir rakip çıksaydı umudumuz korkumuza yenilebilirdi 180 dakika daha başlamadan. Biraz direniş ve konsantrasyonla özlediğimiz çeyrek finale de çıkabiliriz. Almanya'ya yapılan yavru vatan muamelesi, "taraftarımız bol orada işimiz daha rahat" anlayışı 2011 Eurovision'unda da, milli takım bazındaki organizasyonlarda da pek sonuç vermedi, ama hala mantıklı. "Neden olmasın"lar kafamda, maçları dört gözle bekliyorum.

Yasin Çakmak (Sisteme Dair, Analiz)
Ofans bölgesi kuvvetli, defans bölgesi zayıf bir rakip. Bu bakımdan bize çok benziyorlar. İki takımın oyun stillerinde değişiklil olmazsa bol gollü iki maç seyredebiliriz. Bugünkü form durumlarına bakıldığında avantajlı olan bizmişiz gibi gözükse de 2 ay sonra ne olacağını kimse tahmin edemez. Transfer döneminin sonunda iki takımın durumunu bir kere daha karşılaştırmak gerekir. Fakat kağıt üzerinde çekebileceğimiz en rahat kurayı çekmişiz gibi gözüküyor. Umarım bu gerçek oyuncularımız üzerinde gereksiz bir rahatlamaya sebep olmaz. Ne olursa olsun, sürekli dolu tribünlerle oynayan bir Alman takımı her zaman için ciddi bir rakiptir ve küçümsenmemelidir.

Yasin Tuğcu (Basketbol)
Schalke tabi ki Barcelona, Bayern Münih gibi takımlara tercih edilecek bir kuraydı. Şu an en çok isteyeceğimiz rakip onlardı, öyle oldu. Tabi sevindiğimiz kadar abartmamak lazım. Zira son 1 aya kadar baya iyi durumdaydılar. Dortmund ve Arsenal gibi iki tane güçlü, kendi evinde çok önemli sonuçlar alan takımları deplasmanda yenmeyi başardılar. Zaten Alman takımlarının son yıllardaki başarısı da ortada, gerek milli takım bazında ve gerekse kulüpler bazında. Huntelaar, Farfan, Afellay gibi önemli hücumcuları da olacak. Bu yüzden işimiz öyle denildiği gibi çok kolay falan değil. Ama şu an iyi durumda değiller. 2 aya toparlarlar mı bilmiyorum ama şimdilik en iyi kurayı çektiğimizi söyleyebiliriz. Bir de bizim şu ankinden daha iyi duruma gelmemiz lazım orası kesin. Sadece transfer hamleleriyle değil, takım içi hamlelerle de.

İsmail Bekar (Not Defteri, Futbol)
Sanırım çoğu kişi kura sonucundan mutlu oldu. Değişik sebeplerden ötürü PSG, Milan hatta Barcelona'yı isteyenler vardı ama güç dengeleri açısından Schalke 04 herkesin ortak isteğiydi. Şans yanımızda oldu ve istediğimiz kurayı çektik. İstediğimiz kurayı çektik ama unutmamak lazım Avrupa'nın en iyi 16 takımından biriyle oynuyoruz ve yine unutmamak lazım aynı şekilde biz de Avrupa'nın en iyi 16 takımından biriyiz. Buna göre mücadele etmeli ve buna göre düşünmeliyiz. Yani karşımızdakinin gücünü asla hafife almamalı bunun yanında kendi gücümüze de inanmalıyız. Devre arasında eksik bölgelere yapılacak takviyeler çok önemli, hem gerçekten eksik bölgelere takviye olmalı hem de çabuk uyum sağlamalılar. Turu geçme konusunda söyleyeceğim şey Schalke 04'ün grup aşamasında kendi evinde oynadığı karşılaşmalarda pek iyi bir performans çizmemiş olması. Bu önemli bir nokta. Çünkü bunu değerlendirmeye çalışıp bir de orada güzel bir taraftar desteğini arkamıza alırsak deplasman maçı bize turu getirecek maç olabilir. Umarım futbol şansı bizim yanımızda olur ve her şey güzel gider.

Begüm Tokuyucu (Voleybol)
5 Aralık 2012, saat 23:45. Braga'yı, deplasmanda 2-1 yendiğimiz an Manchester United - Cluj maçının sonucuna bakmadan Galatasaray ilk 16'ya adını yazdırmıştı. Avrupa'nın en iyi 16 takımından biriydik an itibari ile. Şampiyonlar Ligi maceramızda yeni bir sayfa açıyorduk. En önemlisi bu sayfada bizle beraber olacak takımdı. Şampiyonlar Ligi statüsüne göre aynı ülkeden iki takım birbirleri ile eşleşemiyordu. Alman, İngiliz ve İspanyol takımların sayıca fazlalığı sebebi ile Galatasaray'ın eşleşme olasılığı fazla olan takımlar, Borussia Dortmund, Schalke 04, Malaga ve Barcelona idi. Tabii ki gönüllerden Malaga ve Schalke 04 geçiyordu, nitekim öyle oldu. 20 Aralık'ta çekilen kurada ilk çekilen isim Galatasaray oldu. İkinci çekilecek takımı heyecanla bekledik, Barcelona veya Dortmund da gelebilirdi ama gelen rakip Schalke 04 oldu. Tabii ki Schalke 04 gelmesi bizim için sevindirici. Ama unutmamız gereken şey, geriye kalan 14 takımdan kim gelirse gelsin hiçbir maç kolay olmayacaktı. Sahada oynanmadan hiçbir maç kağıt üstünde kazanılmıyor. O yüzden Schalke'nin çıkması, turu geçtiğimiz anlamına gelmiyor. İkinci torbadan girdiğimiz için ilk maçımızı 20 Şubat'ta Türk Telekom Arena'da oynayacağız. Taraftarımızın desteği ile ilk maçımızdan alacağımız galibiyet, turun kapısını aralar. Şimdilik şansımızı %50 olarak görüyorum. Zira Bundesliga, devre arasına girdi Spor Toto Süper Lig ise bu hafta oynanacak maç ile devre arasına girecek. Devre arasında yapılacak transferler, takımların ikinci yarının başındaki performanslarının ardından yorum yapmak daha sağlıklı olur. Ne kadar iyi transfer yapılırsa yapılsın oynanmadan, inanmadan maç kazanılmıyor. Ama Schalke 04'ün gelmesi oyuncularımızı da hırslandırmıştır diye umut ediyorum. Şu sıralar formsuz olsa da adı gibi "klas" olan Klass Jan Huntelaar ve Barcelona'dan kiralık olan Afellay dışında Alman takımında korkacağımız tek şey "alman disiplini". Onların bizden korkması gerken şey ise "inanmışlık" ve "imparator".

Hikmet Cilli (Nostalji, Efsanelere Saygı)
PSG, Borussia Dortmund, Bayern Munih, Juventus, Barcelona ve Malaga gibi muhtemel rakipler arasından kağıt üzerinde en dişimize göre olan iki takımdan birini çekti Galatasaray’ımız. Ancak kazın ayağı öyle mi bir bakmak lazım. Malumunuz bu arena bu sene de gördüğümüz üzere bireysel beceri, iyi kadro gibi olguların yanında tecrübenin de çok etkili olduğu bir arena. Nitekim bu sezon ilk iki hatta ilk üç maçımızda bunu iliklerimize kadar yaşadık. Bate Borisov gibi bir takım bile üst üste katıldığı bu turnuvada sonunda nasıl oynaması gerektiğini, nasıl maç kazanıldığını öğrendi. Biz de Fatih Terim’in tecrübesi ve üstün takımcılık becerisi sayesinde bu handikapı üç maçta aşmış gibi görünüyoruz. Ancak bundan sonrası artık gittikçe zorlaşıyor. Rakibimiz diğer muhtemel rakiplerle kıyaslandığında kolay gibi görünüyor; ama unutulmamalıdır ki daha iki sezon önce yarı final oynadı. Üstelik o sene de sezon ortasında hoca değiştirmişlerdi. Ligde 6 maçtır kazanamıyor olabilirler, ligde işler istedikleri gibi gitmiyor olabilir; ancak Şampiyonlar Ligi’nde hele de eleme müsabakalarında nasıl oynaması gerektiğini bilen oyunculardan kurulu bir takımları var. Şu andaki ideal ilk 11’lerinin 6-7 oyuncusu o dönemden kalma. Üstelik o sezon 20 yaş ve altındaydı çoğu, şimdi daha da tecrübeliler, yaşlı değiller. Bizde ise bu tecrübeyi yaşamış bir tek Hamit Altıntop, Eboue ve Riera var. Yani öyle çok da kolay bir kura çekmedik aslında. Tecrübe baz alındığında kesinlikle bizden üstünler. Ama iyi taraflara da değinelim; bireysel yetenekleri kıyaslarsak bu farkı kapattığımızı söyleyebiliriz. Takım olma becerisinde ise Fatih Terim ve ekibi sayesinde açık ara öndeyiz. Sonuç olarak hem bizim hem de karşı tarafın belirttiği gibi ikimizde dişimize göre bir kura çektik. Beni korkutan tek şey rakibin tecrübesi. Onun dışında sahadaki oyun olarak zaman zaman iki takımın da birbirimne üstünlük kuracağını, fırsatları iyi değerlendiren takımın turu geçeceğini düşünüyorum. Turun favorisi bence yok

Aslıhan Engin (Futbol, İstatistik)
Taraftarımızın, yönetimimizin ve teknik kadromuzun ortak dileğiydi Schalke ve efsane McManaman da bizi hayal kırıklığına uğratmadı çektiği kurayla. Oynanacak iki maçın da başabaş geçeceğini düşünüyorum; çünkü her ne kadar kolay gibi gözükse de Schalke'nin hafife alınacak bir rakip olmadığı görüşündeyim. Tıpkı bizim gibi mazisinde bir UEFA Kupası bulunduran Schalke'nin belki de en korkulacak özelliği meşhur "Alman Disiplini." Schalke'nin en dikkat çeken özelliği deplasmanda puan kaybı yaşasa da evinde oynadığı maçlarda galip gelerek istediğini alan taraf olması. Elbette Almanya'da oynanacak 2. maç bizim için çok da deplasman sayılmayacaktır taraftar desteği sayesinde; ama Arena'daki maçtan farklı bir atmosferi olacaktır ve ilk maçta işimizi zora sokmadan gidilmesi halinde bu sefer istediğini alan tarafın Galatasaray olacağından şüphem yok; çünkü Schalke çok kısa bir süre önce ligde ve kupada aldığı olumsuz sonuçlar sonrasında UEFA Kupası'nı kazandıran, daha önce de 2 kez takımı çalıştıran "mucize Alman" olarak adlandırılan teknik direktör Huub Stevens ile yolların ayrıldı. Bunun yanı sıra devre arasında takımdan ayrılması beklenen takımın en dikkat çeken oyuncusu Klaas-Jan Huntelaar'ın da takımda kalacağı açıklandı. Bütün bu faktörler göz önüne alınınca maçların dengede geçeceğini; ancak Galatasaray'ın Avrupa hedefini sürdürmek adına farklı oynadığı maçları dikkate alınca da ibrenin bize dönebileceğini, iyi bir oyunla birlikte yüreğini ortaya koyan taraf olduktan sonra çeyrek finale kalmamamız için bir sebep olmadığını düşünüyorum. Umarım biz değil de, Schalke 04 çeyrek finale çıkan yolda bir engel olarak geri kalır, ilk kez eşleştiğimiz Almanya temsilcisini maziye baktığımızda gülerek yad edebiliriz. İzlemekten zevk alacağımız, Galatasarayımıza yakışan maçlar olmasını diliyorum. Takımımıza hayırlı olsun.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0