ST Süper Lig Panorama - 23. Hafta

Merhabalar baylar bayanlar.. Geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinin ve performanslarının Oscar’la taçlandırıldığı haftasonunda, Dünya’nın öbür ucunda zenginler şıklık yarıştırdı, Dünya’nın bu ucunda başka zenginler top koşturdu... Yorulan yine züğürdün çenesi oldu!  İtiraf etmeliyiz ki, eğlence sektörünün en eğlenceli yanı, bazen çok eğlenceli olması. Bu hafta öyleydi. Süper Lig süper anlar yaşattı, özellikle biz Galatasaraylılara. Pek çok enteresanlığın sığdığı o 90 dakika, Galatasaray-Orduspor, yıllar boyu hatırlanacak gibi.  Seyircisiz Avrupa maçında da tribün kaynaklı ceza alan Fenerbahçe de, Şubat’ın son günlerinin dumur etme bereketine katkıda bulunuyor.


 ARGO
“Türkçe bilmeyeydim de, o sözleri anlamayaydım” diyor Şota Arveladze. 
“Türkçe bildiğini bilmeyeydim de, oyuncularını onu bunu şunu yaparken uyarmadığı için bir mazereti olduğunu düşüneydim” diyor Fenerbahçeli bir yönetici. 
“Benim küfrettiğimi hiç gördünüz mü? Hem küfretmiş olaydım, açık yüreklilikle bunu itiraf ederdim, bilirsiniz beni.” diyor haftanın argosunun baş kahramanı Emre B.
Bizim yedek kulübesinde de az ağız dalaşı yaşanmamış olacak ki, iki teknik Adanalımız da kendilerini coşkulu Albayrak’ın yanında, tribünde buluveriyorlar.


LES MISERABLES

Sahaya yansıyaydı şike, böyle bir şey olurdu herhalde. Artık Sturm Graz - Galatasaray maçının son dakikaları dışında bir malzeme daha var tam mahkemelik: “Kaleciyi satın almış olsaydık, böyle bir asist yapardı. E yapmadığına göre, biz kaleciyi satın almadık hakim bey..”  Ah Muslera, ah Fernando, hem maçın sonunda gülen taraftık, hem de sen de çok haftanın sefili oldun diye fazla dertlenmiyorum, hatta izleyip izleyip eğleniyorum.. Ama sen yine de "takımdaşını duvar olarak kullanıp, rakip farkında bile değilken onların hanesine gol yazdırmaca"dan uzak dur. Tamam mı canım?


UMUT IŞIĞIM

Aslında bu hafta geridönüşler haftasıydı. Bizden önce Fenerbahçe Kasımpaşa’ya karşı son anlarda maçı çevirerek dikkat çekmişti. Kaldı ki Liverpool’un Milan’a karşı Şampiyonlar Ligi Finali’nde geri dönüşüne şahit olmuş İstanbul’da, imkansız zaten yoktur. Ama birinin çıkıp, rüzgarın yönünü değiştirmesi gerekir bazen. Wesley Sneijder, attığı o enfes golle, fırtınayı başlatan adam, haftanın umut ışığı oldu. Seviyoruz!!!


ZİNCİRSİZ

İki maçta yedek kulübesinde bekledikten sonra adam; kırdı zincirlerini geldi, gole kandık yeminle. Akhisar’dır, Schalke’dir derken durduramıyoruz, Burak Yılmaz Orduspor ağlarını da iki kez havalandırarak, taraftarları da uçurmayı başarıyor. Saygı! Fırsatçılığına, kafa vuruşuna kurban, haftanın golcüsü




AMOUR

Haftanın bir başka güzel golü de, Selçuk İnan’dan geldi. Sadece serbest vuruşlarda değil de, maç akarken de çok etkili şutlar çıkarabildiğini gösterdi. İlk yarıda da, ikinci yarıda da aynı taraftaki kaleyi hedefleyen, adeta "muhalefet şartsa, onu da biz yaparız" diyen, skorbord’da hesabı hem açan hem kapatan kaptan, sansasyonel transferlere rağmen takımın en tehlikeli isimlerinden biri olduğunu hatırlattı. Adının bulunduğu yerde umut olduğu için, Galatasaray’la bu kadar özdeşleştiriyoruz sanırım Selçuk’u.  Yaniiii, Umut Bulut’un da adının olduğu her yerde umut var, Sabri’nin adının olduğu yerde de sabır mevcut da....  Yanlış bağladım ama olayı, Sneijder’di haftanın umut ışığı... Selçuk daha çok takım aşkının sembolü.  Evet, o kadar abartılası, haftanın abartılasısı



CESUR

Bir ikili mücadele sırasında Didier Drogba’yla çarpışan David Barral’ın yaralanması ve hastaneye kaldırılması, Didier’in de kısa bir süre yerde kaldıktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp, ambulansa bakakalması haftanın bir başka konuşulan konusuydu. Futbol bazen çok kolay geliyor, ama tekmeye ve bazen de Drogba gibi farklı hammadelilere kafa uzatacak cesaret gerektiriyor. Geçmiş olsun Cesur Barral. 



FERDİ’NİN YAŞAMI

Son olarak, eğlence sektörünün zenginlerinden bahsederek sadece çenesini yormayan, kesesini de doldurabilen bir ex-züğürtün hayatından bahsetmeli. Sanırım tercih edilen bir risk alma yöntemiymiş iddaa’da: Güçlü takımın ilk yarı yenik, ikinci yarı galip olacağını iddaa edersen, baya yüksek bir oranla, olabilecek bir duaya amin demiş oluyormuşsun. Yine de aynı hafta hem Real Madrid’in, hem Barcelona’nın, hem Fenerbahçe’nin, hem de Galatasaray’ın geri dönüşlere imza atması o kadar az olasıymış ki, iddaa neredeyse oynayan abimize “hadi lan oradan” diyecekmiş.  Ferdi Sılay, haftanın köşeyi döneni, 2’ye 468.512 veren kupondan, bir değil iki tane oynuyor ve toplam 937.020TL’lik kâra geçiyor, Muslera’nın sefilleri oynamasının altında yatan bit yeniği olma ihtimalini sorgulatıyor. Hala Ferdi abimizin ısrarcı duaları dışında bir açıklama bulamıyorum ben o gole. 

Şair burada demek istedi ki: Operasyon Argo, Les Miserables, Umut Işığım, Zincirsiz, Amour, Cesur ve Pi'nin Yaşamı hep Oscar aldı, izleyiniz. 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0