Herkesin adaleti şaşar ama..

Spor Toto Süper Lig'de şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerleyen Galatasarayımıza, hafta sonu yaşanan olaylar nedeniyle adeta ceza yağdırdı. Kendilerini futbolun adalet ve disiplin organı olarak tanımlayan fakat kuralları sadece Galatasaray camiasına uygulamakta olan bir takım kimseleer Mersin İdmanyurdu maçında yaşanan olayların ardından egolarını tatmin etmeye devam etti ve kulübümüzü ceza yağmuruna tuttu. Karşılaşmada hakemcilik oynayan şahıs tarafından tribüne gönderilen teknik direktörümüz Fatih Terim'e toplamda 9 maç ceza veren, sözde disiplin kurulu karşılaşmada tribüne gönderilen yardımcı antrenörümüz Hasan Şaş'a 2 maç, neden atıldığını hakemin dahi bilmediği yardımcı antrenörümüz Ümit Davala'ya 1 maç ve takım kaptanımız Sabri Sarıoğlu'na da basın toplantısında söylediği sözler nedeniyle 1 maç men cezası verdi. Mersin karşılaşmasında sahaya giren iki taraftar nedeniyle kulübümüz ayrıca 25bin lira para cezasına çarptırıldı.


Bu cezalar kapsamında söyleyecek çok sözümüz var. Galatasaray'ı durdurmak isteyenler bunu yeşil zeminde yapamayınca, saha dışı oyunların olacağını biliyorduk. Basın tarafından sürekli olarak eleştirilen, alaşağı edilmeye çalışılan bir camia.. Her hafta hakkında olumsuz, şok!, spekülasyon yaratacak haberler. Kazansanız da, kaybetseniz de her hafta birileri bir şeyler karalıyor. Nasıl olsa cezası yok bu işlerin, o yüzden hemen hemen hepsi "at yalanı, öpeyim alnından inananı" misali takılıyorlar. Birisi çıkar, daha ilgili kişilerin ifadesi bile alınmadan yargıçlık taslar, cezayı keser. Bu tür haberlerin nasıl, neden ve kimler tarafından çıkartıldığını gayet iyi biliyoruz. Suyun öte tarafındaki mavi gözlü yöneticinin geçtiğimiz günlerde basın mensupları ile bir araya gelmesi ve satılmış kalemlere özel haber yaptırmasının yanı sıra, kamuoyu yaratmak için bu satılık kalemlerin ne tür haberler yaptığına gözlerimizle defalarca şahit olduk, sizler de hatırlarsınız. Ismarlama haberler, karalama ve itibarsızlaştırma çalışmaları, kamuoyu yaratma çabaları ve sürekli olarak nedendir bilinmez her hafta Galatasaray hakkında "şok!!" haberler gözümüze çarpıyor. 

Kendisini futbolun disiplin ve yargı organı olarak tanımlayan ama verdiği kararların disiplin rezaleti olduğu Kanadalı spor yazarları tarafından bile betimlenen PFDK ve Tahkim Kurulu hakkında ise söyleyecek çok fazla bir şey yok. Bu ülkede hakem tarafından tribüne atılmak ile şike yapmak veya ırkçılık yapmak ile hemen hemen aynı suç niteliğinde sayılıyor. Yargı kararınca şike yaptıkları açık ve alenen kabul edilen kişilerin hala futbol kulüplerinde yöneticilik yapması, ilgili kulübün utanmadan "ahlak, şerek ve onur" gibi son derece önemli manevi değerleri kullanması tanımlanamayacak bir yargı olgusu olsa gerek.

Sahaya çıktığında oynanılan oyunu yönetmek yerine, masa başı oyunlarda kendilerine verilen emirleri yerine getiren ve hakemcilik oynayan zavallı kimseler, futbolun kural kitapçığında yazanları harfiyen sadece ve sadece Galatasaray'ın ev sahibi olduğu maçlarda uyguluyor. Devre arası yapılan bilgilendirme toplantısında, tamamen eğitim amacıyla (yersen!) gösterilen pozisyonlarda Galatasaraylı futbolcuların yer alması, tesadüf olmasa gerek. Sahada görev yapan ve hakem demeye utandığımız kişiler tarafından sürekli olarak tehditkar tavırlarla rahatsız edilen, provakasyon içeren cümlelerle tahrik edilen teknik heyetimiz nedendir bilinmez sürekli olarak ceza almakta ve şampiyonluk haftalarına girdiğimiz bu dönemde takımdan uzak tutulmaya çalışılmakta. Bu yaşananların, kendisini futbolun disiplin ve yargı organı zannedenlerin, masa başında oyunlar oynayanların ve kalemini bir arabaya, bir eve satan gazeteci bozuntularına verilecek cevabımız elbette saha içerisinde olacaktır.

Geçtiğimiz sezon yaşanılan şike olaylarından sonra oturdukları organlarından ürettikleri "play-off" saçmalığına rağmen Kadıköy'de kaldırılan şampiyonluk kupası, bu sefer daha yüksek sesle ve daha büyük acı veren bir şekilde, yine aynı yerde kalkacak. Geçen sene ürettiğiniz play-off saçmalığı nasıl durduramadıysa, bu sene de dur-du-ra-ma-ya-cak-sı-nız!

Son bir söz taraftara.. Yaşanılanlar malum, yapılmaya çalışılanlar da malum. Ortada büyük bir provakasyon, büyük bir meydan savaşı var ve karşı taraf top-yekün saldıracak. Şampiyonluk yolunda, böylesine oyunlar oynandığı dönemde futbolcusundan teknik direktörüne, malzemecisinden başkanına herkese ama herkese sahip çıkın. Doğru veya yanlış demeden, hatalı bile olsalar hepsinin arkasında dimdik durun! Çünkü bugünden sonra Galatasaray'ın size, hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Artık sesimizi daha gür çıkartma zamanı.. Daha yüksek sesle, daha gür bir sesle, dimdik durarak takımın arkasında, yanında olma vakti. 

Herkesin adaleti şaşar ama Allah'ın adaleti asla!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0