Aurelien Chedjou resmen Galatasaray'da..
Spor Toto Süper Lig'de son iki sezonun şampiyonu Galatasaray, bu sezon yıllar sonra katıldığı Şampiyonlar Ligi'nde de çeyrek final oynayarak prestijini yükseltmeyi başarmıştı. Yeni sezon öncesinde çıtayı daha yukarıya koyan ve bu doğrultuda transfer çalışmalarını gerçekleştiren Şampiyon Galatasaray, son beş sezondur Fransız temsilcisi Lille forması giyen Kamerunlu stoper Aurelien Chedjou'yu renklerine bağladı. 28 yaşındaki stoper için Fransız ekibine 6.3 milyon euro bonservis bedeli ödeyecek olan Galatasaray, oyuncuya da yıllık 2.2 milyon euro ödeyecek.
Tam ismi Aurelien Bayard Chedjou Fongang olan yeni transferimiz 20 Haziran 1985 tarihinde Kamerun'un ekonomik anlamda en güçlü şehri olan Douala kentinde dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren futbolcu olmak isteyen ve bu alanda kariyer yapma hedefi koyan genç Chedjou, 1998 yılında ülkenin en iyi spor akademilerinden Kadji Spor Akademisi'ne katıldı. Dünya futboluna Stephane M'Bia ve Nicolas N'koulou gibi üst düzey isimleri de kazandırmış olan bu ortamda 4 yıl boyunca eğitim alan yeni oyuncumuz buradaki hırslı yapısıyla ve başarılı futboluyla dikkat çekti. Sarı denizaltılar olarak bilinen Villarreal'in scoutları tarafından farkedilirken sonrasında kariyeri için ilk büyük adımı attı ve İspanya'nın yolunu tuttu. 2002-03 sezonunu Villarreal'in B takımında geçirirken burada istediği şansları pek de bulamadı ve beklentilerin altında kaldı. İlk yurtdışı -özellikle Avrupa- macerası pek iyi olmayınca ise pek çok Afrika kökenli oyuncu gibi Fransa'ya yöneldi ve o zamanlar 3. Ligde mücadele etmekte olan FC Pau'yla anlaştı. Daha önce Julien Escude, Pierre Gignac, Tino Costa gibi pek çok önemli ismin de yolunun düştüğü bu kulüpte sadece 1 yıl geçiren 18 yaşındaki Chedjou, 11 maça çıktığı sezonun ardından ülkenin önemli kulüplerinden Auxerre kulübüne transfer oldu ve kariyerine burada devam etti.
Genç yaşında olmasından ve henüz A takım için hazır görülmemesinden dolayı AJ Auxerre'in 4. ligde mücadele eden B takımında kendine şans bulabilen oyuncumuz 2004-05 sezonunda çıktığı 27 maçta 3 gol atma başarısı gösterdi ve 4. ligde olsa da burada iyi bir başlangıç yaptı. Sonraki sezonda da aynı seviyede yol alırken bu sefer 16 maçta forma şansı bulabildi ve 4 gol atarak golcü bir savunma oyuncusu olacağının sinyallerini verdi. Ancak hala üst seviye için yeterli görülmeyen ve bir süre daha da görülmeyecek olan Chedjou, 2006-07 sezonunda ise yine 4. ligde mücadele eden FC Rouen'e geçiş yaptı. Burada yarım sezonda 10 maça çıkan Kamerunlu oyuncu 4 gol kaydederken performansı o zamanlar Lille'in teknik direktörlüğünü yapmakta Claude Puel tarafından sürpriz bir şekilde beğenilir ve trend olarak yükselişte olan Lille kulübüne gider. Ancak burada da A takım ve 1. lig seviyesine çıkma macerası çok kolay olmadı. Geri kalan yarım sezonda yine B takımında oynarken 10 maçta 1 gol attı ve sezonu 20 maç - 3 gollük performansla bitirdi. 2007-08 sezonuna da B takımda girmesine rağmen burada performansını arttırmaya başlayan ve yavaş yavaş yükselişe geçen Chedjou en sonunda A takımına yükseldi. 22 yaşına geldiğinde bu şansı bulurken 1 Aralık 2007'de Marseille karşısında ilk kez Lille formasını giymiş oldu. Ancak sezon boyunca toplam sadece 2 maça çıkabildi.
22 yaşına geldiğinde ilk kez A takım seviyesinde kendini test etme fırsatı bulan Kamerunlu oyuncu için bir sonraki sezon olan 2008-09 sezonu onun adına üst seviye futbolda kendini yavaş yavaş göstermeye başladığı dönem oldu. 2008 yılında Pekin'de düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nda yer alan Kamerun Olimpik Milli Takımını 4 maçta temsil ederken devamındaki sezonda Lille'de de forma şansı arttı. Takımdaki sakatlıkların da etkisiyle 26'sı ligde olmak üzere toplam 28 resmi maça çıkarken Avrupa futboluna da ismini ufaktan yazdırma fırsatı buldu. Bu arada sezon içinde tarihler 12 Mart 2009'u gösterdiğinde Kamerun A Milli Takım formasıyla da tanışan Chedjou, böylece uluslararası arenaya da adımını atmış oldu. 2009-10 sezonu istikrarını koruduğu ve takımdaki yerini sağlamlaştırdığı bir dönem olurken takımıyla birlikte Fransa Ligi'ni 4. bitirdiler. Bir sonraki sezon ise Chedjou ve Lille adına altın sezon oldu desek yeridir. 2010-11 sezonunda şu an Valencia forması terletmekte olan Adil Rami'yle çok iyi bir ikili olan Chedjou performansını iyice arttırdı. 21 Ekim 2010 tarihinde takımının Levski Sofia'yı 1-0 yendiği maçta tek golü atarak katkı sağlarken sezonun geri kalanında da çizgisini korudu ve takımıyla birlikte Fransa Ligi & Fransa Kupası'nı kazanarak duble yaptılar. Böylece ismini iyice duyururken geç sayılabilecek yaşta başlayan A takım kariyeri çok kısa sürede iyi bir noktaya geldi. Sonraki sezon Rami'nin Valencia'ya transferi sonrası takımın en önemli stoperi haline gelirken çıktığı 27 lig maçında 5 gol kaydetti. Ayrıca takımıyla birlikte Trabzonspor'un da bulunduğu grupta Şampiyonlar Ligi mücadelesi verirken sonuncu olup elenmekten ise kurtulamadılar. O sezonda ufak tefek bazı sakatlıkları yaşamış olsa da takımıyla toplam 36 resmi maça çıktı. Bu sezon ise bu sakatlıklar onu daha az etkilerken 33'ü ligde olmak üzere toplam 45 resmi maç oynadı ve gösterdiği olumlu performans sayesinde de Fransa'nın en elit spor gazetesi L'Equipe tarafından yılın savunmacısı seçildi.
TANK GİBİ SAVUNMACI: CHEDJOU
Fransa Ligi'nin en önde gelen savunmacılarından biri olan Chedjou'nun kariyerini böyle anlatabiliriz. Biraz geç başlamış olsa da çabuk yükseldiği bu kariyerde kendini kolay kabul ettirdiğini gördük. Peki nasıl tarzda bir savunmacı olduğuna geçersek herhalde en ön plana çıkan yönlerinin fiziksel özellikleri olduğunu söyleyebiliriz. Hem kuvvetli hem de çevik-atletik bir tarzı olan Chedjou'nun bu anlamda komple bir oyuncu olduğunu ve bunun onu savunmada geçilmez bir oyuncu olarak adeta bir tanka çevirdiğini söylemek de mümkün. Öte taraftan çok ön plana çıkan özellikleri olarak aşırı derecede hırslı ve agresif olmasını ekleyebiliriz. Karakter ve fiziksel özelliklerinden yola çıkarak Felipe Melo'nun stoper hali benzetmesi yapmak çok yanlış olmaz herhalde. Şu anki stoperlerimizle kıyasladığımızda ise onlardan daha iyi olduğunu söyleyebileceğimiz 2 temel yönü var. Semih-Dany ikilisinin en zayıf olduğu yönlerden biri hava toplarıydı. Bu açıdan bakıldığında Chedjou belki 1.84'lük boyuyla çok büyük fark yaratıyormuş gibi gözükmeyebilir ama daha iyi sıçrayabilmesi ve çok iyi zamanlamasıyla birlikte burada ön plana çıkıyor. Bu hem savunmada bizi rahatlatan bir nokta olabilir hem de duran toplarda atacağı gollerle katkı vermesini sağlayabilir. Şu anki ikilimizden daha iyi olduğu bir diğer nokta ise top kullanma becerileri. Topa oldukça hakim olan Chedjou'nun bu becerilerinden güven alarak bazen riskli hareketler yapma eğiliminde olduğunu söylemek de mümkün ama bunları törpülediği zaman arkadan top çıkarma konusundaki yetenekleri bizim oyunumuza farklı bir boyut veya tad katacaktır. Bu 2 nokta haricinde temel stoper özellikleri haricinde Semih&Dany'den çok fazla üstün olduğu söylenemez belki ama bu bahsettiğimiz 2 nokta da takımı yukarılara çıkaracak noktalardan . Transfer edilecek stoperden en çok beklenen özelliklerden biri olarak ''liderlik'' vasfını ise özellikle son birkaç sezonda göstermeye başladı. Yaşı itibariyle kariyerinin olgunlaştığı yıllarına girmesi ve topu arkadan daha fazla yönlendirecek adam olmasıyla da birlikte bizde de sorumluluk alan bir role bürünecektir. Bu sezon Fransa Ligi'nin ikinci yarısında pek çok sefer Lille'in kaptanlık pazubandını taktığını da belirtelim.
Toparlarsak, önümüzdeki ay 28 yaşına girecek ve bir stoper için en olgun döneminde olacak olan Chedjou'nun isabetli bir transfer olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Takıma katacağı ekstra noktalardan da bahsettik. Onun agresif ve fiziksel anlamda üstün yapısı Fatih Terim'in baskılı futbol anlayışına da uyacaktır. Savunmanın lideri olmasını da bekleyebiliriz. Tabi geçen sezon Ujfalusi-Semih ikilisinde olduğu gibi belirgin bir liderlik olmayabilir bu. Zaten Semih'in de yavaş yavaş tecrübe kazanmasıyla birlikte buna eskisi kadar ihtiyacı kalmadığını görüyoruz. Melo benzetmesinden yola çıkarsak ise taraftarın kısa sürede onu seveceğini tahmin etmek de güç değil. Maliyet anlamında makul miktarlar ödediğimiz bu ismin kariyer çizgisi olarak çok ideal bir noktada olması da bir başka artı nokta. Daha önce ya zirve yapıp biraz düşmüş ya da Anadolu takımlarında kendini göstermiş yabancılara yönelen takımımız Muslera'dan sonra ilk kez kariyerinde sıçrama yapmak üzere olan bir ismi kadroya katıyor, ki şu dönemde Muslera'nın geldiği nokta ortada.. Tüm bunları toplarsak ve bu transferin zamanlamasına bakarsak yönetimimizin de pozitif bir iş yapmış olduğunu söyleyebiliriz. Hayırlı olsun.
Aurelien Chedjou'ya hoşgeldin diyor ve sarı-kırmızı forma altında üstün başarılara imza atmasını diliyoruz.
Hiç yorum yok
Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.