ST Süper Lig Panorama - 32. Hafta

Merhaba şampiyonlar! Ve iki senedir bu ünvanı gururla taşıyanlar. Biraz sıkıcı oldu değil mi? Hani kaç haftadır lideriz... Önce lider olmama ihtimalini unuttuk sonra da bu liderlik lanetinin kaçınılmaz sonu geldi: Kupa! İki hafta da erkenden ki, şımarmaya bol vaktimiz olsun. Özellikle bir şeyleri doğru şekilde yapınca sonuçlarının alınacağını gösterdikleri için, yönetim, futbolcu, taraftar... Hepsine sonsuz teşekkürler. 

BAŞSAĞLIĞI
"Üç büyüklerden başkasını şampiyon yapmazlar, Trabzonspor birkaç kez başardı ama o devir de değişti." denilen sezonlardan birinde herkesi şaşırtıp mutlu sona ulaşan takımın baş sorumlularından, 2-2 efsanesinin gülen yüzlerinden İbrahim Yazıcı; 2013 uğursuzluğunun kurbanı oldu pek çok değerli insan gibi ve aramızdan ayrıldı. Yazıcı'nın Bursaspor'u sadece beklenmedik başarılara imza atmakla kalmadı, altyapıdan da iyi oyuncular çıkarmayı becerdi. Özleneceği kesin, ruhu şad olsun. 

FENER AĞLAMA!
Şu kadarlık da fanatiklik yapamayacaksak, rakibe nazire katmayacaksak işin içine, ne kadar sıkıcı olurdu düşünsenize! Zaten iki hafta kala 13 puana çıkarmışız farkı, onları "bir sezonda Avrupa'da en fazla sayıda maç oynamış Türk kulübü" rekorları tanımlamaya zorlamışız. Biz Sivasspor'u 4-2 yenerken, şampiyonluğumuzu perçinleyen bir başka sonuç da Atatürk Olimpiyat Stadı'nda alındı. Ligde kalma aşkıyla savaşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fenerbahçe'yi yendi. Tabi benim bakmayı tercih ettiğim açıdan, belki de Fenerbahçe şampiyonluğu Kadıköy'de garantilemememizi garantilemek için yenildi. Doğru olma ihtimali hiç mi yok?


ÇUKUR
Kim, neyi, nerede, ne zaman, ne kadar kutlayabilir? İzin veren kim, alan kim? Ne kadar özgürüz?  Sorguladık durduk bu hafta. Geçen sene şampiyonluğumuzun ardından Beşiktaş Çarşı'dan araba geçirmiyorlardı polisler, ne Taksim'e çıkabilmek mümkündü, ne sahilden usul usul Florya'ya doğru hareketlenmek. Bu sene hazımsızlık iki katına çıktığından herhalde, kara kartalların nöbet yeri genişlemiş. Semtin neredeyse her yerinde, sarıyla kırmızının yan yana gelmesi birilerince yasaklanmış. Hatta başka takımlar da bunu örnek almış. En tuhafı bence, Ankaragüçlüler'in küme düşmelerini bahane gösterip "cenaze evinde kutlama olmaz" diyerek coşkumuzu göstermemizi istememesi.  Cehennemdeki Türklerle ilgili bir fıkra vardır, koskoca bir çukura düştüklerinde, kim çıkmaya yakınsa aşağıdan birileri paçasından çekermiş.. Her şeye rağmen, kutlaya kutlaya çıkacağız bu çukurdan.

İNAN'Ç
Selçuk'u ne kadar övsem az kalıyormuş gibi geliyor. Hem sevimli, hem efendi, hem frikik uzmanı, hem görev adamı, hem çok tatlı seviniyor, hem o formayı benden çok seviyormuşcasına çalışıp didiniyor, hem de Aidan Turner'a benziyor... Selçuk'un Sivas'a attığı ikinci ve muhteşem o gol uzun süre akıllardan çıkmayacak gibi. O anı ölümsüzleştirecek videonun en eğlenceli yanı da, top ağlara gider gitmez reklam tabelalarının da "İnanıyoruz"a dönüşmesi. Biz iki senedir İnan'ıyoruz ve kazanıyoruz. Evet, teşekkürler Selçuk!


İKİ EFSANE, TEK BEDEN
Haftanın fotoğrafı Metin Oktay'ın anısına saygı gösteren Didier Drogba'yı barındırıyor. Dünya'nın en iyi golcülerinden biri, Galatasaray'ın o kadar sembolleşebilmiş tek isminin efsanevi pozuna gönderme yapmış. Bize de bunu görmek, bakıp da duygulanmak nasip olmuş. Ne denilebilir ki? Ne yapalım yani, sevmeyelim de taşa mı dönelim? Söz konusu Drogba olunca 'tribünlere oynuyor' kalıbına inanmak zor. O nedenle susuyor, ve sözü bu iki üstün karaktere, krala bırakıyorum. 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0