Sultanların Sezon Karnesi..

Sezonu sadece Türkiye Kupası'yla kapatan ancak sahaya koyduğu karakterle tüm taraftarların sempatisini yeniden kazanan Galatasaray kadın basketbol takımının Ekim ayından Mayıs'a kadarki sürecini dün aktarmıştık. (Okumayanlar buradan bakabilir.) Bugün ise geride kalan sezonda antrenör, oyuncu ve yönetim performanslarını değerlendirip kimlerin bu sezon başarılı olduğunu kimlerin ise hayal kırıklığı yarattığını kendi pencerimizden aktarmaya çalışacağım. İlk olarak koçtan başlayalım:

EKREM MEMNUN: Ekrem Hoca bu sezon takımın başına geçtiğinde önceki sezonlara oranla takımın kadrosu biraz daha zayıflamıştı. Ancak bu kadroya oynattığı basketbol, takımın sahaya koyduğu karakter gibi etkenler onu başarılı kıldı. Sezon içinde kendi kontrolü dışında gelişen pek çok olaydan ötürü eli zayıflamış olsa da o elinden geleni yaptı. Özellikle umutların pek yüksek olmadığı ligdeki final serisine takımı çok iyi hazırlamıştı. Ve eğer 2. maç hakemler tarafından resmen çalınmasaydı muhtemelen özlenen şampiyonluğu da buraya getirecekti. Ekrem Hoca doğru şartlar sağlandığında bu takımı başarıya götürebileceğini bu sezon ispatladı, bu yüzden ondan başarı bekleniyorsa, sezon ortasında en önemli oyuncusu kaybetmemeli mesela. En basit ve net örnek bu. Toparlarsak kendisine ''Pekiyi'' vermemiz çok mantıklı olmaz zira alınan sonuçlar bunu doğrulamaz, ama elindeki imkanlara göre yaptığı işleri düşünürsek ''İyi'' diyebiliriz koçun sezon notuna.

OYUNCULARIMIZ:

Lindsey Harding: Whalen'ın yerine gelmiş olması belki beklentileri yükseltmişti ancak o daha farklı tarzda bir oyuncuydu. Ve o da kendi tarzınca iyi bir katkı verdi aslında. Yetenekleri beğenilmemiş olabilir, ama karakterinden ve sorumluluk alma özelliğinden kimse şikayet edemez. Özellikle final serisinde Işıl adeta yokları oynarken o elinden geldiğince sorumluluk aldı ve iyi performanslar gösterdi. Tabi önümüzdeki sezon için kalıp kalmayacağını şimdilik bilemiyoruz. Bu ihtimal pek yüksek gözükmüyor şu an ama Harding çok doğru bir yapılanmada iyi bir katkı verebilir. Beklentileri doğru ayarlamak lazım sadece.


Işıl Alben: Işıl'ın sezonunu Whalen'den önce ve sonra diye ayırmak lazım. Sezonun ilk bölümünde Whalen'la oynarken 2. guard olarak oldukça verimliydi. Ama daha sonra Harding'le birlikte doğru bir ikili olamadılar. Daha fazla sorumluluk alıp topa yön vermesi gerektiği zaman başarısız oldu. Özellikle final serisinde ondan gelmeyen katkı sahaiçinde en önemli eksiğimizdi. Ancak kaptanı hemen silmemek lazım. Artık bu takım içinde ana rolde olamayacağını anlıyoruz ama daha doğru yabancı oyuncularla birlikte yardımcı rollerde katkı verebilir. Zira onun yerine koyacak başka yerli oyuncu da yok. 


Yasemen Saylar: Yasemen sezon başında daha fazla şans bulan ve kenardan gelerek sınırlı dakikalarla da olsa sahada kalan bir isimdi. Özellikle savunma katkısıyla ondan verim almayı düşünüyorduk. Ancak ilerleyen zamanla birlikte daha az şans bulmaya başladı ve bench'ten pek çıkamaz oldu. Vasat bir sezon geçirdiğini söylemek mümkün ama Ayşe Cora, Özge Yavaş gibi genç kısalar olgunlaşana dek takımda kalması mantıklı gözüküyor. 


Şaziye İvegin: Şaziye'nin sezon başında, sakatlık dönüşüne denk gelen dönemde pek katkı veremediğini gördük. Daha sonra yavaş yavaş ısınırken form tutması sezonun sonlarını buldu. Bu anlamda o da sezon sonuyla birlikte ancak vasat diyebilieceğimiz bir yıl geride bıraktı. Yine de dış şut tehdidi ve o seviyede başka bir yerli bulma ihtimalimiz olmaması nedeniyle kadromuzun değerli bir parçası. İlk 5'te oynayayıp oynayamayacağı tartışılır ama ana rotasyonun içinde mutlaka yer almalı.


Alba Torrens: Taraftarın en sevdiği isimlerden biri Alba geçen sezonki sakatlığının ardından bu sezonun neredeyse yarısını kaçırdı. Döndükten sonra ise maalesef bildiğimiz ve özlediğimiz Alba katkısını veremedi. En azından düzenli olarak  veremedi. Tabi böylesine ağır bir sakatlığın dönüşünde form tutmak kolay değil, bu sezon için anlaşılabilir bir durum ama önümüzdeki sezona dair ne olacağını da kestirmek güç. Hele hele bütçe kesintisi lafları ortada dolaşırken...



Şebnem Kimyacıoğlu: 3-4 sene önce basketbolu bırakıp akademik hayata yoğunlaşmasına rağmen bu sezon bizle birlikte sahalara dönen Şebnem beklentilerimiz ölçüsünde fena bir sezon geçirmedi. Özellikle sezonu başında Şaziye&Alba ikilisinin yokluğunda dış şutlarıyla takım için önemli bir parçaydı. Sonrasında rolü küçülmüş olsa da sezon sonu final serisinde yine sorumluluk alıp zaman zaman etkili oldu. Açıkçası savunmasıyla da yararlı olan Şebo'nun takımda kalması rotasyonu genişletebilmek adına değerli olacaktır.

Bahar Çağlar: Bahar yerli oyunculardan bırakın ekstra katkı almayı ortalama katkı almanın bile zorlaştığı bu oyuncu piyasasında oldukça değerli bir isim. Sezonun ilk bölümlerini de aslında iyi geçirmişti fakat ilerleyen zamanla birlikte performansı biraz düştü. Ve yarı final serisinin son maçında aldığı 4 maçlık ceza ve elini cama yumruk atarak sakatlaması final serisinin tamamını kaçırmasına sebep oldu. Ki bu da onun adına oldukça önemli bir eksiydi, ancak yine de takımın ana rotasyonu için değerli bir parça. Mental olarak biraz daha toparlanması lazım.

Sancho Lyttle: Sezonun bizim adımıza en başarılı 2 oyuncusundan biri olduğunu söyleyebiliriz. Formsuz olduğu bir dönem pek hatırlamıyorum. Sürekli önemli katkı verdi, ama özellikle bu katkılar işlerin kızıştığı sezon sonunda daha da arttı. Savunmada müthiş bir enerjiyle oynayan Sancho, atletizmi ve agresifliğiyle rakip uzunları bıktırdı. Hatta bazen yediğimiz fast-breaklerde bile rakip guardlarla aynı hızda koşup potayı savunması dikkat çekmiştir. Hücumda özellikle orta mesafe şutlarıyla etkili olan ve kritik anlarda hep öne çıkıp sorumluluk alan Sancho'nun takımda kalmayı hakeden isimlerin başında geldiğini söylemek abartı olmaz.

Nevriye Yılmaz: Nevriye sezonun bizim adımıza bireysel olarak en büyük hayal kırıklığı olabilir. Yerli oyuncu katkısının ne kadar sınırlı olduğu belli. Bu durumda Nevriye sezon başı planlarında en fazla katkı almayı düşündüğümüz isimdi. Ancak sezonun neredeyse tamamı boyunca geçmeyen sakatlığı sahalara dönmesine sürekli engel oldu. Ondan bir türlü istediğimizi alamadık. Gerçi final serisinde bir sürpriz yapıp oynamış, hatta 4. maçta efsanevi bir katkı vermiş olsa da bu sezon, onun adına ekside geçti. Ama sağlığını geri kazanmış ve toparlanmış bir Nevriye bizim için oldukça önemli bir isim olacak önümüzdeki sezon için. Bu sezon istediğimizi alamamış olsak da...

Ann Wauters: Tecrübeli uzun Ann Wauters, Sancho'yla birlikte bu sezonu bizim adımıza en iyi geçiren 2 isimden bir diğeri. Özellikle sezon başı ve sezon sonunda formu zirvelerde dolaştı. Sezonun orta bölümlerinde Fowles'ı da devreye sokmaya çalıştığımız zamanlarda biraz arka planda kalsa da genel anlamda hücumdaki bitiriciliği bizim için büyük bir silah oldu. Pota yakınlarında sırtı dönük oynayarak, orta mesafesiyle hatta yüzü dönük şekilde topu yere vurduktan sonra bile sayıya ulaşarak oldukça etkiliydi. Bizim için önemli bir isim ve Ekrem Memnun'un düzeninde kritik bir role sahip olsa da sezon içinde yaşanan ödeme problemlerinden dolayı hoşnut olmadığını biliyoruz. Elimizde tutabilsek önemli bir iş yapmış olurduk ancak bu ihtimal çok da yüksek gözükmüyor. Durumu ilerleyen günlerde belli olacak.

Sylvia Fowles: Bu sezonun başlangıcına kadar kadın basketbolunun dünyada en dominant bir-iki uzunundan olan Big Syl, bizim adımıza sezonun hayal kırıklıklarından. Sezonun hemen başında yaşadığı sakatlık ve 1 ay takımdan uzak kalması, sonrasında ise babasının vefatından ötürü ülkesine gidip geri gelmesiyle birlikte sezonun giriş bölümünü geçirebileceği en kötü şekilde geçirdi. Sonrasında da bildiğimiz Fowles olamadı bir türlü. Ödeme problemlerinin canını en çok sıktığı oyunculardan biri olurken sezonu da istenilen seviyede geçiremedi. Tabi sağlığını kazanmış ve kafa olarak toparlamış bir Fowles çok değerlidir ama şu dakikadan sonra bu ne kadar mümkün o da tartışmalı maalesef...

Bu isimler haricinde takımımızda az da olsa süre alan Ayşe Cora, Özge Yavaş, Gülşah Gümüşay gibi oyuncular da vardı. Ancak bu oyuncularımızın açıkçası performans değerlendirmesi yapacak kadar şans bulduklarını ya da ortaya birşey koyup koyamadıklarını söylemek kolay değil. Burada söylenebilecek şey özellikle Ayşe ve Özge gibi iki genç ismin gelişimlerini olabildiğince çabuk tamamlayıp, rotasyona ciddi anlamda dahil olmalarını beklememiz. Onlara yaptığımız bu yatırımın karşılığında onların da bireysel olarak buna olumlu reaksiyon vermeleri lazım. Belki daha düzenli oynayabilecekleri bir takıma kiralanmaları da burada gelişimlerini hızlandırma yolunda bir çözüm olabilir. Oyuncu değerlendirmelerimiz bu şekilde oldu. Bazı isimler hayal kırıklığı yaratırken bazılarından ise oldukça iyi verim aldık sezon içinde. Bazıları ise vasatı aşamadı. Tüm bu isimlerin önümüzdeki sezona dair akibetleri yakın zamanda belli olacaktır. Biz gelelim, son olarak işin yönetim kanadına:

Galatasaray kadın basketbolunda bu yıl sponsor desteğinin çekilmesiyle birlikte şartlar zorlaştı. Bunun devamında zaten kurulan kadro geçen seneki çok daha iddialı ve görkemli olan kadroya oranla daha mütevaziydi. Yine de Ekrem Memnun'un bu kadroyla başarıya ulaşabileceğini görmüş olsak da şube yöneticileri bu kadroyu bile bir arada tutmayı başaramadılar. Linsay Whalen'ı kaybettiğimiz gün neredeyse sezonu bitirmiştik aslında, çünkü takım o günden sonra sadece taktik-teknik olarak değil, mental olarak da  gerilemeye gitti. Başka oyuncuların da bu süreçte ödemelerin zamanında yapılmamasından ötürü rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Bu dönem yönetilemedi. Buna rağmen takım toparlanıp final serisinde şampiyonluğu kazanacak oyunu ve karakteri ortaya koysa da bu sefer her zaman Galatasaray aleyhinde kararlar alan ve yolumuza taş koymaktan geri durmayan federasyon engeli önümüze çıktı. Ancak bazı saygıdeğer şube yöneticilerimiz o günlerde federasyon binasında, o kurumun yöneticileriyle pasta kesip fotoğraf çektiriyordu medenilik ve pozitiflik adına(!). Devamında sahaiçi şartların da devreye girmesiyle çok beklenti içinde olmadığımız ama bir dönemliğine umutlandığımız şampiyonluk da kaçtı zaten.

Ve şimdi, sezonun bitip yeni sezon için hamlelerin yapılması gerekirken hiçbir ses soluk yok. En büyük rakibimiz Fenerbahçe yeni transferlerini ve sözleşmesini uzattığı isimleri açıklarken bizim takımımızda henüz ne olacağı belli değil gibi. Kimi dedikodular küçülmeye gideceğimizi söylerken kimileri ise sponsor arayışında olduğumuzu belirtmekte... Ancak ne olursa olsun şimdiden geç bile kaldık yeni sezon için. Artık umudumuz, ve yıllardır birşeyleri umuyoruz sürekli, şu dakikadan sonra bu sürecin olabilecek en hızlı şekilde işlemesi ve önümüzdeki sezon kadrosunun Ekrem Hoca'nın istediği gibi kurulması... Artık doğru düzgün ve sorumlu bir yöneticilik anlayışını görmeyi, bu takımı yıllardır yaşadığı her türlü hayal kırıklığına rağmen takip eden biz taraftarlar hakediyor. Hatta bu konuda daha çok alacaklı gibiyiz. Ödeyin şu borcunuzu artık!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0