Nihayet, ilk düdük!


18 Mayıs’ta şampiyon tamamlanan ligin ardından 3 ay geçti. Organizasyonundan hazırlık maçı seçimlerine kadar çok profesyonelce hazırlanmış kamp programları ve sakin geçen transfer sezonunun ardından 3 ay sonra lige dönüyoruz. Daha lig başlamadan alınan 2 kupa tüm Galatasaraylılar’ın ellerini ovuşturmasına ve çok başarılı bir sezon yaşanacağı umutlarının iyiden iyiye artmasına sebep oldu. Dördüncü yıldız için 21.45’te macera başlıyor.

Sezon başında alınan Süper Kupa, kötü başlayan ancak çeyrek finale kadar giden Şampiyonlar Ligi ve on puan farkla kazanılan şampiyonlukla birlikte Galatasaray için harika bir sezonu geride bıraktık mayıs ayında. Sezon içerisinde özellikle ligin ilk yarısı boyunca zaman zaman yaşanan formsuzluk, takımın Şampiyonlar Ligi dönüşlerinde yaşadığı adaptasyon sorunu ve yorgunluk, Melo’nun bir türlü form tutmaması neticesinde orta sahanın bir türlü önceki sezonun performansına gelemeyişi, her maçta anlamsız goller yeme sendromu, ligin ilk yarısında Galatasraylıları biraz yordu. İlk üç maçta alınan 1 puan da Şampiyonar Ligi’nde yeni bir hayal kırıklığı sezonunun endişesini yaşattı. Ancak takım zamanla ritmini buldu, taşlar yerine oturdu, ilk devre sonunda en yakın rakiplerine 3 ve 4 puan fark atan takım Ş.L’de de gruptan çıkmıştı. 

Devre arasında ise taraftarı ayağa kaldıran meşhur transferler gerçekleşti. O günlerde Sneijder ve Drogba’nın isimlerini ve futbolculuklarını çok iyi bildiğimizden futbol olarak katkıları konusunda çok sevinmiştik. Ancak şunu da anladık ki, bazı transferler geldikleri takımın havasını, atmosferini çok iyi etkileyebileceği gibi dünyadaki popülerliğini de ciddi manada artırabiliyorlar. Dolayısıyla her yönüyle çok doğru hamlelerdi. Heyecanımız arttı, başarı çıtamız yükseldi. Nitekim henüz bu iki yıldızın da kondisyon eksikleri olmasına rağmen oynadıkları ilk maçlardan itibaren etkilerini gösterdiler. Drogba’nın formayı sırtına geçirir geçirmez attığı muhteşem gol, Sneijder’in Ordu maçında kilidi açtığı gol, sadece puan getiren goller olmaktan çok öteye gittiler, takımın ve taraftarın bu yıldızlarla kaynaşması çok çabuk oldu. Neticede yarı finalin kapısından dönen, Real Madrid’e belki de ilk maçta yapılan fahiş hakem hatalarıyla elenen, şampiyonluğu ise çok rahat kazanan Galatasaray yeni sezona bu moralle ve özgüvenle hazırlandı. 

Kamp yerlerinin ve programlarının başarısı, hazırlık maçı yapmak için seçilen takımların Ş.L düzeyinde olması, aynı zamanda Galatasaray’ın popülerliğini artıran, yıldızlarının da katkısıyla çok sayıda Avrupalı taraftar tarafından izlenmesini sağlayan maçlar, turnuvalar yaz döneminin de dolu dolu geçmesini sağladı. Drogba, Sneijder ve Melo’nun form tutmaları takımın da başarısına direk yansıdı. Önce Emirates Cup’ın kazanılması ardından rahat bir oyunla kazanılan Süper Kupa, sezon başlamadan özgüvenin yükselmesi adına çok faydalı oldu. Taraftar sezona daha da ısındı, başarılı bir sezon beklentisi arttı, heyecan yükseldi. Şimdi önemli olan bu beklentiyi strese dönüştürmeden, özgüveni sahaya yansıtarak ancak disiplinden kopmayarak geçen özellikle ikinci yarı oynanan başarılı futbolu devam ettirmek. Eboue ve Hakan Balta'nın formlarını yükseltmesi önemli, Melo'nun risksiz oynaması elzem, Burak Yılmaz'ın kaprisleri bitmeli. Bu 'ufak' sorunlar çözüldükçe daha da iyiye gidecek oynanan futbol..

Bu gece başlayacak yeni sezonun tüm bu beklentileri karşılayacağına inanıyoruz. Yeter ki tüm uygulamalarıyla Galatasaray’ın her an karşısında olmaya devam eden yönetici kurumlar ve sakatlık gibi şanssızlıklar fazla uğramasın. 

Hepimize hayırlı olsun...

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0