BBL | Bir İpekçi klasiği; Beşiktaş galibiyeti..

Farklı kazandığı Anadolu Efes maçıyla Beko Basketbol Ligi'ni açan Galatasaray Liv Hospital 2. haftada ise evinde ağırladığı Beşiktaş'ı 87-82 mağlup etti. Maç boyu iki taraf adına da inişli-çıkışlı görüntüler ortaya çıkarken galibiyet mücadelesi son saniyelere kadar taşındı ancak burada yaptığımız hatalara rağmen kazanmayı başardık ve Abdi İpekçi'de üst üste 24. lig galibiyetimizi aldık. Arroyo'nun hastalığından ötürü oynamadığı bu maçta Jamont Gordon ve Erceg attıkları 19'ar sayıyla en skorer isimlerimiz olmayı başardılar.

Maça Beşiktaş biraz daha iyi girse de ilk birkaç dakikadan sonra toparlayan takımımız özellikle Erceg'in sayılarıyla etkili oldu ve öne geçti. Savunmanın ilk dakikalara oranla toparladığı bu bölümde Beşiktaş'ı iyi durdurduk ve ilk çeyreği 21-15 önde geçtik. İkinci periyodun ilk 5-6 dakikası da yine istediğimiz gibi geçti. Özellikle savunmadaki direncimiz artarken bunun devamında gelen fast-break sayıları da farkı 14'e kadar çıkarmamıza yardımcı oldu. Ancak devrenin son dakikalarında hücumda yapmaya başladığımız çok basit top kayıpları potamıza kolay sayı olarak döndü. Beşiktaş ilk 15 dakikada 24 sayı üretebilirken devrenin kalan son 5 dakikasında ise 17 sayı üretmeyi başardı ve farkı eriterek devre arası öncesi skoru 44-41'e getirdi. Üçüncü çeyreğe Beşiktaş bir üçlükle girip skoru  44-44 yaparken sonraki süreçte art arda attığımız 3'lükler bizi 50-44 öne geçirdi. Devamında Jamont'un boşken kaçırdığı bir başka üçlük farkı açma şansımızı engellerken o dakikadan sonra Beşiktaş tekrar bizi yakaladı hatta öne de geçti. Farkı 4'e kadar çıkarmalarına karşılık çeyrek sonunda çabuk bir reaksiyon verirken son 10 dakika öncesi 63-61'lük üstünlüğü ele almayı bildik. Son periyot dengeli başlarken skor bir süre daha kafa kafaya gitti. Ne zaman bir hamle yapacak gibi olsak Beşiktaş kritik anlarda önemli isabetler bulmayı başardı. Yine de son 3 dakikaya girerken Ahmet Kandemir'in aldığı teknik faulle de birlikte bir avantaj yakalayan takımımız 79-70'le farkı 9'a kadar çıkardı. Buna rağmen Beşiktaş bizim hatalarımızdan ve kaçırdığımız faul atışlarından faydalanarak yine geri dönmeyi başardı. Son 6 saniye kala skor 85-82 iken bir hücum yapma şansları ellerine geçti ancak bu sefer onlar hata yapıp topu kaybedince, rakibinden topu çalan Jamont smacı vurdu ve maça noktayı koydu: 87-82...

Geldiği günden bu yana ilk kez Arroyo'dan faydalanamadığımız bir maçı geride bıraktık. Onun olmadığı bir günde 87 sayı atmış olmak bizim hücumda ne kadar potansiyelli bir takım olduğumuzun göstergesi olarak görülebilir. Çok doğru hücum etmesek de rakibin gücüne ağır basan potansiyelimizi yeteri kadar ortaya koyabildik. Ancak Beşiktaş'ın geri dönüş dakikalarında bizim yaptığımız top kayıpları, kenardan 5 saniye içinde topu oyuna sokamama, maçtaki son 4 serbest atışımızın 3'ünün kaçması gibi anlarda Arroyo'nun hücumdaki liderliğini de aramadık desek yalan olur. Bu konuda mutlaka bir çözüm üretmemiz gerekecek ileriye yönelik. Arroyo'ya hücumdaki akışkanlık açısından bu kadar bağımlı olmak tüm sezon boyunca çok sağlıklı değil. Alternatifleri bulmamız lazım... Öte taraftan maçta savunmamızın yükseldiği sekanslar ve devamında gelen fast break sayıları da belirleyici noktalardandı. Ancak bu savunma sekanslarını daha uzun sürelere yaymamız lazım. Beşiktaş gibi sınırlı bir takımdan 82 sayı yemek bu anlamda iyiye işaret değil. Burada hem hücumda yaptığımız basit top kayıplarının dönüşünde yenen kolay sayılar, hem de Perkins-Lofton-Muratcan üçlüsünün attığı ekstra basketler etki etmiştir ama bizim de savunma problemlerimiz var. Özellikle ikili oyun savunmasında genellikle uzunlarımızdan kaynaklanan problemler her maç daha fazla göze batıyor. Ataman geçen seneye göre farklı birşeyler deniyor aslında ama şu ana kadar pek sonuç vermedi bunlar. Biraz daha zaman gerekebilir bu konuda... İstatistiksel olarak ise bu maçta en belirleyici nokta serbest atış çizgisine çok daha fazla gitmemiz oldu diyebiliriz herhalde. Beşiktaş 2 ve 3 sayılık atışlarda hem miktar hem yüzde olarak bizim önümüzde olmasına rağmen faul atışlarında bizim 31/42'yle ekstra bir üretim sağlamamız onların ise 8/12'de kalması da ciddi bir fark yarattı.

Bireysel performanslara da biraz değinirsek son maçlarda hep ön plana çıkan Jamont&Erceg ikilisi bu maçta da iyiydiler. Erceg sayılarının çoğunu ilk çeyrekte üretse de oyunun devamında da katkı verdi. Ancak onun gibi düzgün bilekli bir oyuncunun serbest atışları 6/10 atması olumsuzluktu, özellikle sonda üst üste kaçırdığı 2 atış bizi zor duruma soktu ama genel anlamda son 3 maçtır yakaladığı form grafiği çok iyi, hakkını verelim. Jamont Gordon da hazırlık döneminden beri süregelen müthiş formunu sürdürüyor. Hem savunmada, hem hücumda ortaya büyük bir enerji koyan Amerikalı yıldız oyuncu bu maçı 19 sayı - 2 ribaund - 2 asist - 3 top çalma - 2 blokla tamamladı. Bu isimler haricinde çok fazla göze batan bir isim olmadı, genellikle ortalama performanslar gördük. Ender Arslan 10'u serbest atış çizgisinden olmak üzere toplam 12 sayı - 4 ribaund - 6 asistle mücadele etti, ama açıkçası sahaya yansıyan oyunu bu kadar olumlu gözükmedi. Rakibin faul haklarının erken dolmasının da ekmeğini yediği bu maçta 6 tane asisti istatistiksel olarak hanesine yazmış olmasına rağmen oyuna doğru anlarda gerektiği gibi hükmedemedi. Tabi bu konuda bu maçta tek isim olması ve ikinci bir oyun kurucumuz olmaması da onun şanssızlığıydı ama bu onun hala beklenen form seviyesinden aşağıda olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Öte taraftan Jawai de hala toparlanamadı. Açıkçası o fizik olarak hazır olmadan takımdaki genel eksiklilklerle ilgili konuşmak da kolay olmuyor, zira birçoğu onun iyi oyununa bağlı olarak düzelebilir. 

Beşiktaş maçını bu şekilde analiz etmek mümkün. Açıkçası üzerine konuşulacak çok şey geride bıraktı bu karşılaşma ama dönüp resmin büyüğüne baktığımızda hala var olan sahaiçi eksiklerimize ve bu maçlık Arroyo'nun yokluğuna rağmen kazaya uğramadan yola devam etmemiz önemliydi. Kritik Euroleague maçlarının arasında kalite olarak sınırlı kalsa da direnci yüksek takımlara karşı oynamak çok kolay değildir, ama biz yine de bir şekilde galibiyeti almayı başardık. Abdi İpekçi'de bu sezon ilk kez ev sahibi olarak oynarken maç öğlen 1'de başlamasına rağmen 7 bin civarında bir topluluk da salondaydı ve iyi de bir destek verdiler. Şimdi ise bu desteğin daha fazlasına ve bu maçtaki oyunun daha iyisine ihtiyaç duyacağımız bir Olympiacos karşılaşması var önümüzde.. Eğer o atmosferde bir galibiyet daha alırsak sezona çok iyi bir başlangıç yapıp tüm rakiplerimize de bir sağlam mesaj vermiş olacağız.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.
google.com, pub-1379219663774483, DIRECT, f08c47fec0942fa0